Çıkış Tarihi     : 06 Aralık 2009 Pazar, Yapım Yılı : 2009
Türü                : Macera,Drama,Fantazi,Bilim Kurgu
Ülke                : İngiltere,Kanada
Yapımcı          :  Reunion Pictures , Alice Productions , Studio Eight Productions
Yönetmen       : Nick Willing (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Nick Willing (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Caterina Scorsone (IMDB), Andrew Lee Potts (IMDB)(ekşi), Matt Frewer (IMDB), Kathy Bates (IMDB)(ekşi), Philip Winchester (IMDB)(ekşi), Colm Meaney (IMDB)(ekşi), Tim Curry (IMDB)(ekşi), Harry Dean Stanton (IMDB)(ekşi), Timothy Webber (IMDB), Zak Santiago (IMDB), Charlotte Sullivan (IMDB), Alan Gray (IMDB), Eugene Lipinski (IMDB), Nancy Robertson (IMDB), Tom Heaton (IMDB), Eileen Barrett (IMDB), Alex Diakun (IMDB), Dave 'Squatch' Ward (IMDB), Alessandro Juliani (IMDB), Teryl Rothery (IMDB), Geoff Redknap (IMDB), Brock Johnson (IMDB), Janette Bundic (IMDB), Jocelyne Loewen (IMDB), Fred Henderson (IMDB), Nicholas Carella (IMDB), Bethany Brown (IMDB), Reese Alexander (IMDB), Tony Alcantar (IMDB), Carrie Fleming (IMDB), Kayla Deorksen (IMDB), Carmelina Cupo (IMDB), Lindsay Moore (IMDB), Daniela Dib (IMDB), Cara Hrdlitschka (IMDB), Jovanna Huguet (IMDB), Diana Bang (IMDB), Jeremy Raymond (IMDB), Shaw Madson (IMDB), Aaron Grain (IMDB) >>devamı>>

Alice (~ Alice au pays des merveilles) ' Dizisinin Konusu :
Mario ve Luisa'nın küçük kızları Alice bir gün kaybolur fakat aradan 193 gün geçmesine rağmen Mário (Nono Lopes), Alice'in kaybolduğu gün ne yaptıysa hergün aynı şeyleri yapıyor: Aynı saatte kalkıyor, aynı adımları atıyor, aynı trene binip, aynı dilenciye para veriyor. Hatta o gün temizlikçiye verdiği bir damatlığı, hergün aynı temizlikçiye tekrar götürüyor. Bu rutin sayesinde Alice'i bulabileceği ümidi o kadar güçlü ki, bu rutine ek olarak hergün sokağa karışıp kayıp ilanı dağıtıyor, onları mağaza camlarına yapıştırıyor. Ama en ilginç olanı ise, yaklaşık 600 bin nüfuslu Lizbon'un en işlek caddelerini tepeden gören çeşitli dairelere tam 11 el kamerası yerleştirmesi, onların tüm gün kaydettiği görüntülerin yer aldığı kasetleri toplayıp akşam izlemesi ve dikkatini çeken görüntülerin çıktısını alıp duvarına yapıştırması.. Bunları yaparken son derece sistematik ve dakik bir yöntem izleyen Mário, kayıp kızını aramak diye bir meslek edinmiş dersek doğru olur. Asıl mesleğinin aktörlük olduğunu anladığımız Mário ’nun oyunundan izlediğimiz kısa pasajlarda büründüğü diri ve neşeli kimlik ile acısını saklamayı da başarıyor. Ama Alice ’siz hayata geri döndüğünde tekrar soğukkanlı, içinde fırtınalar kopan ama rutinine sadık Mário haline geliyor. Bunun yanında depresyona giren karısı Luisa'yı da teselli etmeye çalışarak, bu hüzünlü olduğu kadar gizemli öykünün baş köşesine oturuyor.





Facebook Yorumları
  • comment image

    fena halde patlayacağını düşündüğüm müzikalimsi şeydir... neden mi?

    piyasada bol bol "ünlü"yle şişirilmiş oyun görüyoruz zaten, bu da onun 200tl'lik versiyonu.

    bir kere ne broadway ne de west-end tarihinde "alice müzikali"ne dair bir şov yapılmadı. siz hangi hamurla insanlara 250tl bilet kesiyorsunuz hacı :d yani izleyeceğiniz şey muhtemelen hayatında ilk defa müzikal yazmaya çalışmış birinin danslı ve müzikli bir piyesi olacak.

    müzikalin beste ve metin anlamında sığlığı yetmezmiş gibi bir de kadrodakilerin birkaçı dışındakiler ömründe doğru düzgün tiyatro oyununda oynamamış insanlar (üzgünüm serenaycım)

    bunun üstüne aktör ve aktrislerimiz birer müzikal oyuncusu. (yersen) muhtemelen halk eğitim merkezinde şan, vibrato, solfej, entonasyon, dans ve bacak açma gibi bilimum hızlandırılmış kurslar aldılar ve hepsi inanılmaz kalifiye!

    lütfen insanları "müzikal tiyatrodan" soğutmayın artık, (bkz: sidikli kasabası müzikali) gibi harbi işler istiyoruz.


    (0ziko - 14 Ocak 2019 01:42)

  • comment image

    şimdiye dek bir kez dahi oynanmamış olmasına rağmen mayıs biletleri de satışa çıkan müzikal. bunu çok tuhaf karşıladım zira oyuncular hep genç kuşaktan oluşuyor yani 'aman göreyim bana yeter' denecek biri yok gibi geliyor bana. mesela dasdas'ta şener şen'in oyunu olan zengin mutfağı var şu sıralar. onun biletleri de çok çabuk tükeniyor ve bunu anlıyorum sonuçta şener şen'den bahsediyoruz. hatta ilk fırsatta ben de gitmek istiyorum. aynı şekilde müjdat gezen'in şarkılar seni söyler oyununda cüneyt arkın konuk oyuncu olarak rol alıyor. bu iki oyundan birini seyretsem ve hiç beğenmesem bile- ki şarkılar seni söyler'e gittim ve oyunu pek beğenmedim- üzülmem zira şener şen'i veya cüneyt arkın'ı görmüş olmak yeter de artar. ancak bu müzikale gidersem ve beğenmezsem kahrolurum.* hem çok pahalı hem de bence oyunculara olan ilgi popülarite kaynaklı bir görme arzusundan oluşuyor. gerçi şükrü özyıldız'ı çok beğendiğim için görmeyi hayli isterdim ama kimsenin seyretmediği dolayısıyla hiç yorum yapılmamış bir oyuna o kadar para veremem. bakın şükrü deyince aklıma zerrin tekindorla oynadıkları kim korkar hain kurttan'a gitmemiş olduğum geldi ve yine çok üzüldüm. bir ara tekindor'un asaletiyle ilgili bir entry yazmak lazım.*

    hatta yukarıda yazdıklarım haluk bilginer'in penceresi ve ayşen gruda'nın entrika kuntrikası için de geçerli. o oyunları da hiç sevmemiştim ama oyuncular yetmişti bana. ahahah birden aklıma haldun dormen'in kibarlık budalası oyunu geldi onu da hiç sevmemiş ama haldun dormen ve göksel kortay var diye umursamamıştım.
    arkadaşlar ben biraz salağım galiba. siz istediğiniz oyuna gidin ya.*

    edit: bu entryi yazdıktan sonra ayşen gruda'nın öldüğünü okudum sözlükten. çok üzüldüm ve yukarıda yazmış olduğum şeyin çok doğru olduğunu da anlamış oldum. ölümü çok üzücü ama kendisini görmemiş olsaydım çok daha fazla üzülür ve o kadar oyuna gidip de kendisinin oyununa gitmediğim için suçlardım kendimi. gerçekten çok üzüldüm.


    (velininoglu - 23 Ocak 2019 15:14)

  • comment image

    muzikalden yeni cikmis biri olarak sicagi sicagina aktariyorum. ama yorum yazmadan once size ilk tavsiyem mutlaka bu muzikale sevdiginizi goturun, eger mal mal instagrami acip story atiyorsa orada birakip cikin cunku ya gormemisin onde gideni ya da anlama kapasitesi sinirli biridir.

    enis arikan gayet esprili bir sekilde telefonlarinizla ne cekiyorsaniz simdi cekin diye cok tatli bir dille uyardi ama arkadaslar para biriktirip geldikleri icin canli yayina geceninden telefonu kaldirip storylerini eksik etmeyen barzo kizlarla dolusmus bir guruh orada hazir bekliyor.

    gelecek gosterilerde bu tipleri gorurseniz cekinmeden uyarin lutfen.

    buyrun yorumlarim:

    londrada veya newyorkta muzikal izleyenler icin kiyaslama yapacaksaniz yapmayin, cunku bu gece turkiye capinda iyi niyetli ve uzerinde cok emek harcanmis bir is izledik.

    sahne teknolojisini yonetenler ve dekoru kurgulayanlar bence gizli basroldu. bir ara monument valley mi oynuyoruz lan dedim? muzikalin sonuna dogru giden akislarin bazi yerleri oldukca iyi kurgulanmis.
    ilk gosteri olmasina ragmen seyirciye yansiyan cok cok ufak 1-2 aksaklik oldu, onlar da asla buyuk seyler degildi. buradan yoneten ekibi kutluyorum onumuzdeki gosterilerde cok daha iyi olacaklardir.

    tam bir gorsel ve isitsel bir show demek isterdim ama ozellikle ezgi ve enis vokal kocla mi calisir napar ne eder bilmem cunku bu yoklukta serenayin soyledigi sarkilar bile yarabbi sukur etkisi yaratiyor.

    ortada ciddi bir emek oldugu icin takildigim seyleri yazmayacagim cunku turkiye standartlari uzerinde oldukca guzel kotarilmis ve cogu kisinin keyif alacagi bir gosteri.


    (belgian waffle - 8 Şubat 2019 00:06)

  • comment image

    herhangi bir “official trailer” gelmeyecekse izlemeyi düşünmediğim müzikaldir.

    dünyada nerdeyse bütün müzikallerin fragmanları vardır. prodüksiyonu görürsün ve şöyle dersin “ha evet, bu paraya değermiş.” konser dinlemeye niye bir takım tv ünlülerini izlemeye gideyim ? o yüzden prodüksiyonu görmek için inatla bir fragman bekleyeceğim.


    (cordulegaster annulatus - 10 Şubat 2019 00:48)

  • comment image

    2019 yılında sahnelenmeye başlamış müzikal. bilet fiyatlarının yüksekliği ve bir anda gösteri sayılarının artması sebebiyle yüksek bir beklenti ile gösteriye gittim. görsel efektler, serenay sarıkaya*, enis arıkan*, şükrü özyıldız* dışında olan her şey ortalama bir gösteride olması gereken şeylerle aynıydı. görsel efektler; şimdiye kadar izlediğim sahne şovları arasında herhalde ilk 5e girecek şekilde başarılıydı. serenay ve enis müzikal yapmak için yaratılmışlar desem yalan olmaz, fakat geri kalan oyuncular için aynı şeyleri söylemem mümkün değil. oyun değerlendirmesi yapacak olursam; oyun bir kere çok oldu bittiye getirilmişti, görsel efektler kozu çok kuvvetli olduğu için ortalama olan her şey bununla giderilmeye çalışılmış. diyaloglar, danslar ve oyun akışı seyirci ortalamasına bakarsak seviyenin çok altındaydı keşke zaman olsa da tekrar düzenlenebilse. kıssadan hisse; alice müzikalinin ne yazık ki bu kadar yüksek bilet fiyatlarına değecek bir gösteri olmadığını düşünüyorum. popüler olan her şeyi içinde barındırıp, bunu da oyuncular kanalı ile halka duyurma çabası başarılı gibi görünse de aslında gösterinin referansı izleyen seyircilerden ziyade bu oyuncuların sahip olduğu popülerliği takip edenler tarafından sağlanıyor diye düşünmekteyim.

    alice müzikali:

    görsel efektler: 10/10
    şarkılar: 4/10
    oyun akışı: 4/10
    danslar: 4/10

    serenay sarıkaya : alice müzikalinde alice karakterini canlandırmaktadır.

    şarkı söyleme: 7/10
    dans kabiliyeti: 7/10
    enerji: 8/10
    oyunculuk: 7/10

    enis arıkan: alice müzikalinde tavşan ve tırtıl karakterlerini canlandırmaktadır. çok doğru bir tercih olmasına karşın şarkı söyleme konusunda kesinlikle bir vokal koçundan destek alması gerekmektedir.

    şarkı söyleme: 4/10
    dans kabiliyeti: 6/10
    enerji: 10/10
    oyunculuk: 8/10

    ezgi mola: alice müzikalinde kraliçe karakterini canlandırmaktadır. ezgi mola'nın popülerlik dışında hangi özelliğine bakılarak bu gösteride yer aldığına anlam veremedim.

    şarkı söyleme: 2/10
    dans kabiliyeti: 3/10
    enerji: 3/10
    oyunculuk: 3/10

    şükrü özyıldız: alice müzikalinde şapkacı karakterini canlandırmaktadır. düşük bir performans beklentim vardı fakat beni çok şaşırttı, gayet yerinde bir tercih.

    şarkı söyleme: 7/10
    dans kabiliyeti: 8/10
    enerji: 8/10
    oyunculuk: 8/10

    merve dizdar: alice müzikalinde kedi karakterini canlandırmaktadır.

    şarkı söyleme: 5/10
    dans kabiliyeti: 6/10
    enerji: 8/10
    oyunculuk: 6/10

    ibrahim selim: alice müzikalinde kral karakterini canlandırmaktadır.

    şarkı söyleme: 3/10
    dans kabiliyeti: 3/10
    enerji: 5/10
    oyunculuk: 5/10

    dansçılar ve figürasyon

    şarkı söyleme: 8/10
    dans kabiliyeti: 8/10
    enerji: 10/10
    oyunculuk: 8/10


    (zapid - 18 Şubat 2019 14:20)

  • comment image

    sorun şu ki, müzikal henüz bizim ülkede ele alınmamış bir alan. böyle tanınan insanların (instagram kezban ve kekoları) biz müzikal yapıyoruz ayağına duyurmaları, müzikal yaptıklarını sanmaları ülkenin sanat tarihine yapılmış bir saldırıdır.

    müzikal öyle bir alan ki, çektiğiniz boktan, 20 iq'lulara hitap eden dizilere benzemez.

    wicked, lion king, les miserables yapımcıları türkiyeye gelse, bu oyuncu kadrosuyla lise yıl sonu müsameresinden daha ileri bir müzikal hazırlayamazlar. ha tabi türkiyede her türlü kendilerini izlettirirler.


    (muhammed kohen - 24 Şubat 2019 15:34)

  • comment image

    dün akşam izlediğim müzikaldir. bence bilet bulabilen, imkanı/vakti vs olan gidip izlesin. muazzam bir görsel şölendi.
    diyaloglar 6/10
    prodüksiyon 10/10
    enis arıkan ise 10000/10’dur.
    serenay sarıkaya da çok iyiydi fakat alice’i al medcezir’e koy mira diye sırıtmazdı. ya da fi’ye koy duru diye, yine sırıtmazdı.
    şükrü özyıldız’ın sahnesi çok azdı. neden öyle yapmışlar anlamadım. yani evet ciddi olarak günümüze uyarlamışlar ama asıl hikayede şapkacı belki de en önemli karakter olabilir. müzikalde ise arada görünen yan rol gibiydi.

    genel itibariyle fazlasıyla memnun kaldım. önümüzdeki sezon oynamaya devam ederlerse, enis arıkan için bir kez daha gidebilirim. kendisi bu dünyaya adeta bir tavşan olmak için gelmiş gibi.


    (ruhumziyagil1 - 1 Mart 2019 00:14)

  • comment image

    2 ay öncesinden aldığım bilet bugüneydi. merak içerisinde çok da fazla bir beklentim olmadan gittim fakat şahane bir müzikal ile karşılaştım. performanslara puan verecek olursam;
    müzikalin kendisi 9/10
    serenay sarıkaya 9,5/10
    enis arıkan 9/10
    ezgi mola 8,5/10
    şükrü özyıldız 7/10
    imkanı olan varsa izlesin, pişman olmazsınız.

    --- spoiler ---

    minik alice 9/10
    ---
    spoiler ---


    (bobe kryant - 12 Mart 2019 01:36)

  • comment image

    bugün 15:00 seansını h sırasında aldığım bilet ile izledim. (bu sıranın zorlu'daki ideal izleme noktalarından biri olduğunu söylemeliyim; ancak biletix gibi bir tekel elinde olan bilet satışı bence gelmeyi düşünen pek çok sanat severi geri püskürtüyor. benim h'den bilet almam tamamen şans. )

    daha önce broadwayde müzikal izlemiş biri olarak beklentim (bunu belirtmemin nedeni ukalalık değil, beklentimin ne olduğunu ortaya koymak) teknik açıdan yetersiz ama artistik açıdan yeterli bir müzikal izlemekti. ancak teknik anlamda başarılı olsa da artistik anlamda vasat bir müzikal olduğunu düşünüyorum. müzik, ses, ışık kullanımları, dekor ve kostüm oldukça iyiydi. genelde şarkıları beğendim (ama şapkacı ve alice'in dans ettiği şarkının bir cover olması müzikal kurallarına aykırı ve zaten uygun da degil, o nedenle o şarkıyı hiç dikkate almamayı tercih ederim).
    alice harikalar diyarında'dan uyarlanan müzikal metni çok başarılı değil, hikaye çok kopuk, dramaturg çalışmasının yeterli olduğu söylenemez ve oyuncuların sadece "popüler" kimlikleri ile giden bir oyun havası var.
    serenay sarıkaya'nın kondisyonu bence hem dans eden hem şarkı söyleyen bir oyuncu için iyiydi. ancak tiyatro sahnesi bence hata kaldırmıyor ve devamlılık anlamında sorun var. şarkıların hemen hepsinde el kol hareketleri aynı. bir dinleti olsa tamam, ama bir müzikal bunu kaldırmaz.
    kraliçe, şapkacı, kedi... hikayenin çok önemli karakterleri bu müzikalde harcanmış. ezgi mola için yazılmış bir kraliçe var ama şapkacı ve kedi olmasa hikaye cok şey kaybeder ama bu müzikal bir şey kaybetmez.
    enis arıkan'lı tavşan ise açık ara müzikalin en izlenesi karakteri. zaten bunun için hiç bir şarkı değil ama tavşan'ın "geç kaldım" şarkısı akılda kalan tek şarkı oluyor.
    tüm dans ekibi ise, seyirciyi selamlarken hala daha el tutuşsalar mı yoksa tutuşmasalar mı karar veremiyor. bir de kimse müzikali müzikal yapan orkestrayı alkışlatmıyor, o zaman daha da söylenecek bir şey kalmıyor.

    yukarıda broadwayde müzikal izledim demiştim. bu müzikal o anlamda beni tatmin etmedi ancak herşeye rağmen bana umut verdi. sanırım bu serdar biliş'in ilk müzikal denemesi ki son olacağını hiç sanmıyorum.

    sonsözü salona girerken eline "çekim yapmak yasaktır" yazısı verilen, enis arikan tarafından oyun başında telefon kapatmaya davet edilen, ama buna rağmen hala densizlikle telefonunu açıp cekim yapınca salon güvenliği tarafindan lazer tutularak uyarılan ve yine çekmeye devam eden seyirciye ayırdım: sizin gibi gerizekalı entel geçinen çomar ruhlular yüzünden "dayak cennetten çıkma" diye düşünüyorum. her koltukta oturanın ismi belli, bunlar bir daha zorlu'ya girememeli.


    (iklim - 24 Mart 2019 17:45)

  • comment image

    ciddi emek verildiği belli olan müzikal, oyunun başından son anına kadar bunu hissedebiliyorsunuz, produksiyon oldukça başarılı, teknoloji ve sahne gayet iyi kullanılmış, enes arıkan çok eğlenceli, bulunduğu her sahnede bizi kahkahaya boğdu.

    oyunun kendisi için ise benzer şeyleri söylemek mümkün değil, sahneler ve diyaloglar çok kopuk, ortada hikaye değil de farklı bölümlerden oluşan skeçler var gibi hissettik, serenay sarıkaya ve de özellikle ezgi mola'nın oyunculukları çok zorlama geldi, ayrıca hikayeye büyük derinlik katan tavşan/kedi/şapkacı gibi karakterlerin geri planda kalması orjinal hikayeye bir nevi hakaret olmuş.

    müzikal iyi mi; iyi, daha iyisi yapılabilir miydi; kesinlikle, yine de kendisinden sonra geleceklere yol açması açısından oldukça iyi bir örnek çıkmış diyebiliriz.


    (balevso - 25 Mart 2019 07:57)

Yorum Kaynak Link : alice müzikali