Çıkış Tarihi     : 01 Kasım 2019 Cuma, Yapım Yılı : 2019
Türü                : Drama,Bilim Kurgu
Taglar             : Kadın kahramanı,çiçek,bitki,Bilim insanı,Laboratuar
Ülke                : Avusturya,İngiltere,Almanya
Yapımcı          :  Coop99 Filmproduktion , The Bureau , Essential Filmproduktion GmbH
Yönetmen       : Jessica Hausner (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Géraldine Bajard (IMDB),Jessica Hausner (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Ben Whishaw (IMDB), Lindsay Duncan (IMDB)(ekşi), Emily Beecham (IMDB)(ekşi), Kerry Fox (IMDB)(ekşi), Leanne Best (IMDB)(ekşi), David Wilmot (IMDB), Sebastian Hülk (IMDB), Kit Connor (IMDB), Goran Kostic (IMDB), Phénix Brossard (IMDB), Yana Yanezic (IMDB), Andrew Rajan (IMDB), Jessie Mae Alonzo (IMDB), Jason Cloud (IMDB), Andreas Ortner (IMDB)

Little Joe (~ Little Joe - Glück ist ein Geschäft) ' Filminin Konusu :
Küçük Joe, genetiği değiştirilmiş bir bitki üreten genç bir kadının hikayesini konu ediyor. Bekar bir anne olan Alice, yeni türler geliştirmekle uğraşan bir şirkette çalışan kıdemli bir bitki yetiştiricisidir. Genç kadın, uzun zamandır bir bitki üzerinde çalışmaktadır. Alice’in ürettiği kırmızı bitki, sadece güzelliği ile değil aynı zamanda tedavi edici değeri ile de dikkat çekmektedir. Bitki, ideal sıcaklıkta tutulur, düzgün beslenir ve onunla düzenli olarak konuşulursa sahibini mutlu etmektedir. Alice, her ne kadar şirket politikasına uymasa da, bitkiyi oğlu Joe'ya ev hediyesi olarak almaya karar verir. Bitkiye "Little Joe" adını veren anne oğul, bitkilerin büyüdükçe verdikleri isim kadar zararsız olmadığına dair şüphe duymaya başlar. Bitkileri gözlem altında tutan Alice, bitkilerin tohumları saçıldıkça, insanlar üzerinde farklı etkiler yarattığını düşünür. Yaşananların gerçek mi yoksa birer hayal ürünü mü olduğunu ayırt edemeyen Alice, kendisini tuhaf bir oyunun içerisinde bulur.

Ödüller      :

Cannes Film Festivali:


  • "filmekimi kapsamında izlediğim film, konusu itibariyle bayağı ilgimi çekmişti. fakat pek aradığımı bulamadım. özellikle sahnelerle uyumsuz olan müzikler, film boyunca kulağımı tırmaladı."




Facebook Yorumları
  • comment image

    abd'nin uzaya ilk insanı çıkarmak için başlattığı mercury projesi bünyesinde geliştirilen bir tür taşıyıcı roket. atlas ve redstone füzelerinden bayağı kısa olmasına rağmen daha geniş ebatlara sahiptir. fırlatma maliyetini düşürmek amacıyla üretilen bir rokettir. astronot kapsülünü test etme amacıyla alt yörünge uçuşlarında kullanıldığı gibi, uzaya epey maymun taşımışlığı da vardır..


    (bormaz - 13 Ocak 2006 00:41)

  • comment image

    küçük joe ismiyle film ekiminde gösterilen ingiliz alman avusturya ortak yapımı film.

    film hem sanat filmi durağanlığında değil hem de konusu itibariyle sade ve anlaşılır ama bir o kadar da etkili.

    genetiği üzerinde çalışılarak üretilen bir çiçeğin kendi biyolojisini savunmak ve yok olmamak için yaydığı polenin çevredeki canlılar üzerindeki etkisi anlatılmış.

    filmin ses efekti ve japon ritmleri çok başarılı.

    mekanlar ve filmdeki renk kullanımı da bir o kadar iyi.

    bilim kurgu gibi gelse de filmin gerçekçiliği son derece ağır basıyor. biyolojik olarak duygu durumunun manipüle ediliyor olması hem tarihsel hem güncel bir mevzu olabilir.

    filmin düşündürdüklerinin özünde "bilim, kazandırdığı ticari getiri ölçüsünde değerlidir." anlayışı da hakim olmuyor değil.

    --- spoiler ---

    1-çiçeğin insanlar üzerindeki etkisini 'şiddet' ortak paydasında görüyoruz (köpeğin tepkisi, joe'nun tepkisi ve chris'in tepkisi). biraz uyuşturucu gibi ama etkisi kalıcı.
    2-filmin sonu, izlerken tahmin edilebiliyor. fakat filmde bella'nın gece seraya kitlenmesi, pencereden kaçıp polenin etkisinden kendini kurtarması, polenden etkilenmiş gibi taklit yapması, en sonunda da polenden etkilenenlerin onu öldürmesi sahneleri, seyirci için iyi kırılmalar oluşturuyor.
    3-filmin başında alice’nin pisikoloğuyla konuşurken tahtaya vurması da ilginç bir detay olmuş (şeytan kulağına kurşun)
    ---
    spoiler ---


    (aksafrika - 7 Ekim 2019 00:19)

  • comment image

    filmekimi kapsamında izlediğim film, konusu itibariyle bayağı ilgimi çekmişti. fakat pek aradığımı bulamadım. özellikle sahnelerle uyumsuz olan müzikler, film boyunca kulağımı tırmaladı.


    (kaygideryasi - 11 Ekim 2019 14:48)

  • comment image

    filmekimi kapsamında izlenmiş, jessica hausner'ın yazıp yönettiği çok tatlı açık yeşil önlüklerle çok tatsız bir şekilde "insanları mutlu eden çiçekler"in nasıl da insanı paranoylardan paranoyalara sevk ettiğini gösterir bilimkurgu.

    film hakikat ile komplo arasında kurduğu ikircikli bilinemezilikle germeyi amaçlasa da kimi 'kritik' sahnelerin neredeyse hepsine yerleştirilmiş tribal afrika ile zen bahçesi uzak doğu arasında sanat musikisinde makam değiştirir gibi salınan, kulak tırmalamanın ötesinde insanı katliama sevk edebilecek feci müzikleriyle - ne yazık ki - daha çok geriyor.

    beyaz laboratuvarlar, açık yeşil önlükler, kırmızı çiçekler ile kurulan renk skalası da güzel bir his verirken, film bu "müzikal" gerilimin ötesinde, "bekâr annelik"* müessesesinin getirdiği birtakım sorunlara - özgün denemeyecekse de - çok da fena olmayan katmanlı bir hikâyeyle yaklaşıyor. ve fakat güzel kurgulanmış bir 'bilim' ortamında, genetiği baştan sona değiştirilen hain "little joe"ların, asıl "joe" ile olan meseleye meze edilmesiyle hafiften bir hayal kırıklığı veren yapım.

    şerh-i müzik kulağı: her ahvâl ve şerâ'it altında, 'çınlama' sesinin bir 'film müziği' olarak kullanılması suretiyle bir yapımın nasıl bir faciaya dönüeşebileceğinin numunesi olan film.


    (muvazzaf sergerde - 18 Ekim 2019 15:15)

  • comment image

    biyoloji ve felsefe sorgulamaları ile büyük bir film; mutluluğun sorgusuz idealize edilişi üzerine güçlü bir eleştiri.

    doğal olmayan bir şey ürettiğimizde bunun anlamı, üzerimizdeki etkisi nedir? film, bu soru zemininde temel bir tanımdan hareket eder: doğal olan, türünün devamını sağlamak olanağına sahip olandır. peki insan, mutluluk yaratmak uğruna, doğal olmayan, ama yine de yaşayan bir şey yaratırsa bunun sonucu ne olur? jessica hausner'ın yanıtı açık, insan onun varlığının bir aracı hâline gelir, çünkü onu o yaratmıştır, yaratıcılığı yarattığının var kalmasına muhtaçtır.

    ustanın dediği gibi, bir yerde herkes aynı şeyi düşünüyorsa orada hiçkimse yok demektir. herkesin ittifakla aynı şeyi düşündüğü şey, kategorik olarak yanlıştır. çünkü orada bir kişi olmanın olanağı yoktur. kalabalık yalnızlığımızda kendimizdeki yanlışlığı göremeyiz, çünkü göz ancak kendi dışındakini görebilir, öyleyse göremediğimiz artık gözümüze dahildir.

    hayatınızdaki little joe'yu gördünüz mü? mutluluğu onun aracılığıyla bulduğunuz her şey, herkesin hemfikir olduğu her şey kişiliğinizin doğal potansiyelini, kendini aşma olanağını durduran bir çiçektir.


    (origamikus - 5 Aralık 2019 23:50)

  • comment image

    fabrikasyon-seri aynılaşmayı, tektip düzende başkalığı, ve genelleşmiş pervasızlığı güzel anlatıyor. özelinde bella çiğ ama özgün bir karakter. filmdeki psikoloji sahneleri resmen metrajı 105 dk.ya oturtmak için yan yana eklenmiş gibi. keza kişilerarası ilişkiler de salgılanım öncesinde dahi örüntüsüz. konu ise sci-fi olmaktan ziyade mistik, ama sci-fi dilinde ve sinematografisinde kurgulanmış. netice itibarıyla tam bir 2019 hipster filmi ortaya çıkmış.


    (sandinist - 21 Aralık 2019 04:01)

  • comment image

    21.yüzyıl insanın doğaya acımasızca müdahale ederek doğanın dengesini nasıl bozduğunu, açgözlülüğümüzün nelere mal olabileceğini anlatmasının yanında bilim insanlarının kapitalist sistemin köleleri haline gelerek etik değerlerini nasıl yitirdiğine ve aile ilişkilerinin nasıl bir çürümeye doğru evrildiğine dair göndermelerde de bulunuyor.

    --- spoiler ---

    doğaya adeta bir tanrı gibi müdahale etmeye çalışmanın ağır bir bedeli olduğunu filmde görüyoruz. yani üreme özelliği elinden alınan küçük joe, içgüdüsel olarak bir şekilde üreme ve çoğalma yollarını sonunda bulur ama bu çoğalma öyle masumane bir yayılma değildir ve insanlar üzerinde ciddi yan etkileri olan bir tehlikenin de hızla yayılmasının habercisidir.

    ---
    spoiler ---

    küçük joe açgözlülük ve mutluluk fetişizmi yüzünden insanlığın karanlık bir distopyaya doğru gidişini kısmen iyi anlatıyor. müthiş renk paleti ve sanat tasarımıyla öne çıkıyor. küçük joe, frankenstein’dan esinlenerek genetik mühendislik ve şüpheyle karşılanan bilimsel gelişmeleri sorguluyor.


    (pismetalci - 24 Aralık 2019 12:41)

  • comment image

    bu film örnek ders olarak okutulacak bir film. sebebi şöyle :

    harika bir konu ( bakın konusu mükemmel ötesi. bayıldım ya. çiçekler canlıdırdan tutun, türlerin üremek için evrimine ve tüm türlerin nihai amacının türün korunması olduğuna kadar, mutluluk dediğin şeyin tek gaye olmasının mantıklılığından tutun, tek bir duygunun esiri olmanın eleştirelliğine kadar geniş bir yelpazesi var. nereden tutarsan tut harika konular bunlar ve hepsini tek potada eritebilmiş, harika bir potansiyeli var little joe’nın. )

    kötü kurgu (olayı hemen çözüp biz mal izleyicilere anlatan bir karakter koyma fikrini hiç sevmem. bilal’e anlatır gibi açıklayacaksanız bile en başta yapmayın bari )

    iğrenç ötesi sesler ( gerilim oluşturalım diye alakasız iğrenç ötesi sesler var. köpek ağlaması gibi sesler duyuyorum noluyor diyorum film efekt sesiymiş. ben böyle rahatsız edici bir ses duymadım. resmen müzik bdsm’si, ırzına geçtiler film müziklerinin affedersiniz )

    sıkıcı ingiliz diyalogları ( buna ben gıcık oluyorum. şahsi bir şey. ama bir ingiliz diyalogu kadar apatik, duygusuz bir şey yok. aile dramı yaşanıyor bunlar böyle sizli bizli sakince konuşuyor. yok bana göre değil. biz ortadoğu çocuğuyuz sonuçta en azından sesinizi yükseltin be )

    sonuç: mükemmel konu, ortalama altı film.
    izlenebilir.


    (suicidal ronin - 30 Aralık 2019 00:30)

  • comment image

    2019 senesinin sonunda gösterime girmiş bir jessica hausner filmi. başrollerinde emily beecham ve ben whishaw oynuyor. ben whishaw'u "kanka sen perfume the story of a murderer filminde oynamıştın ya heh işte onun biraz değişiği" diyerek ikna etmişler.

    bence çok güzel film olmuş. hikaye ve tema muazzam.
    müzikler kör göze parmak olsa da iyi.
    yine kör göze parmak seyircinin her çözümlemesini sesli sesli söyleyen bir karakter olmasa ilerleyişi de daha bir güzel olacakmış.

    --- spoiler ---
    özgür irade, hayatta kalmak için içgüdüsel davranışlar, insanın doğadaki yeri zart zurt bu konular tamam. fakat şahsen benim aldığım mesaj daha çok şu oldu: kendini "kendisinden yüce bir amaca" bağlayan herkes mutlu oluyor. çünkü yazan ve çeken arkadaşlar da filmi orada bitirmişler. bitkin mutluluğu, refağı en önemli şey ise, bitkinin yabana(babanın yanına) da yayılması kadının kendisine vakit ayırmasına fırsat tanıyor bir yerde.
    (bkz: varoluşçu psikoloji)
    ---
    spoiler ---


    (hayirlisibe - 30 Aralık 2019 10:52)

  • comment image

    aldous huxley'in "cesur yeni dünya" adlı şaheserinin ufak bir kısmı alınıp film yapmaya çalışılmış. çalışılmış diyorum çünkü olmamış. bir kere fikir orjinal değil. yani aslında ortada kötü işlenen bir konu olması önemli değil çünkü zaten 1930'larda romanı yazılarak çok güzel işlenmiş bu konu. "soma" adlı "mutluluk" haplarını yutan insanlar ile çiçeğin polenlerini soluyup mutlu olan insanlar arasında pek bir fark yok. aynı şey.

    --- spoiler ---

    emily beecham, ben whishaw ve küçük kız "selma" adlı karakteri canlandıran jessie mae alonzo çok güzel oynamış. kullanılan pastel renkler de güzeldi fakat başka güzel bir şey söyleyemeyeceğim film hakkında. bir kere çekimler beni çok bunalttı. daha film başlarken kameranın laboratuarda sürekli dönmesi dakikalarca oradan belliydi zaten yönetmenin buna çalışacağı. sürekli içeride geçmesi de insanı acayip bunaltıyor. bunun dışında müzikler... tanrım o nasıl berbat bir müzik. yani müziklerine bir bakın ciddi söylüyorum ajdar'ın yaptığı müzikler daha az rahatsız eder sizi. yani kör göze parmak bir şekilde "rahatsız olmanız gerekiyor, rahatsız olmanız gerekiyor!" diye bağıran ve her adımını ona göre atan bir film. fakat seyirci de aptal değil ve rahatsız oluyor. yanlış anlaşılmasın rahatsız olunan konu ise filmin rahatsız etmesi değil, yönetmenin rahatsız olmalısınız çabası.

    filmin bir alt metni yok bence. varsa da o kadar net bir şekilde veriyor ki bunu alt metin diyemeyiz buna. yukarıda bazı arkadaşlar kapitalizm eleştrisi filan yazmış da yani artık çok bariz bilinen şeyler bunlar. sokağa çıkıp etrafı, insanları çekseniz bile zaten ortaya kapitalizm eleştirisi yapan bir şeyler çıkacak. sürekli daraltan iç mekan çekimleri sonrasında arada sırada doğadan bir kaç sahne göstererek insanı rahatlatması burada bir eleştiri var işte. işkolik bir anne ve ondan ayrılıp doğaya yerleşen bir baba. çocuk annesine filmin daha başında "anne o bizden çok farklı nasıl onunla birlikte oldun?" gibi bir şeyler geveliyor. anne kapitalizmi, baba ise doğayı temsil ediyor. anne insanları yapay yolla mutlu edecek şeylerin arayışı içinde fakat baba zaten onu doğal yolla veren "doğanın" içinde yaşıyor. o yüzden çiçek muhabbetinde hiç geçmiyor bile adam. konudan tamamen bağımsız. çünkü böyle yapay bir mutluluğa ihtiyacı yok. hatta çocuk babanın yanına yerleşirken bile çiçeği yanında getirmiyor. düşünün çiçek için her şeyi yapacağını söyleyen, hayatını ona adayan çocuk babasının yanına yani doğaya yerleşince çiçek filan umrunda olmuyor. yani aslında kurtuluş "özümüze" dönmekte... tabii burada özümüzün ne olduğu, "insan doğasının" sürekli değişen ve zaten kelime anlamıyla değişmek zorunda olan bir yapıda olduğunu unutmamak gerek. hangi öz? belki saatlerce çalışmak zorunda olmadığımız zamanlar olabilir.

    bir diğer eleştiri de sanki antidepresan kullanımına yapılmış gibi. çiçek poleni insanı mutlu eden bir yapıda aynı antidepresan hapları gibi. bu hapları yutanlar asla eskisi gibi olmuyor filan... bu eleştiri de çok yersiz olmuş. bu haplar insan beyninin kimyasını düzenleyen, koca bir tıp alanının ürünü. eleştirilecek yanları tabii ki var ve olmalı da daha da gelişmesi için. fakat tümden bunu reddetmeye ve kötü bir şey gibi göstermeye çalışmak insanların sorunlarından çok uzak olmayı gerektiriyor bence. bu kadar bencil olmamak gerekiyor. yani şunu bu şekilde reddetmek benim gözümde depresyona giren birine; "sahilde gez, kitap oku, spor yap" filan demekle eşdeğer ve sığ. zaten insanlar bu basit şeyleri yapamadığı için depresyonda. bu hapları kullanan insanlar gayet de iyileşip eski günlerine çok rahat dönüyorlar. boş eleştirinin lüzumu yok.

    ---
    spoiler ---

    özetle olmamış bir film. izleyecek olanlar çok bir beklentiye girmemeli. hatta hiç girmemeli. şimdi kafamdan şu deneysel müzik faciasını atmak için saatlerce chopin dinlemem gerek.


    (iste buralar hep uzay - 2 Ocak 2020 11:51)

Yorum Kaynak Link : little joe