Sudden Manhattan (~ Subitamente Manhattan) ' Filminin Konusu : Sudden Manhattan is a movie starring Adrienne Shelly, Tim Guinee, and Roger Rees. Donna witnesses identical murders on the same street on different days. Is this a supernatural conspiracy or is she merely cracking up?
The Unbelievable Truth(1990)(7,4-4240)
Trust(1991)(7,4-8295)
Waitress(2007)(7,0-41320)
Flirt(1995)(6,3-1774)
The Girl from Monday(2005)(5,3-930)
Grind(1997)(5,3-365)
buyuk bir deniz kabugunu kulagina kapamis olanlar bilir, denizin sesini calar durmadan derler onun icin. max richter de olumun dinginligini sunar belki bilmeden, belki inadina.
(helldoradotcom - 3 Ocak 2008 08:41)
kendisini sevenlerin mutlaka bakması gereken diğer iki isim sylvain chauveau ve peter broderick‘tir. ayrıca 24 postcards in full colour adını verdiği yeni albümüyle 25 ağustos'ta ruhumuzun en derinlerine nüfuz edecektir.
(ikon the verbal hologram - 11 Temmuz 2008 22:35)
göklerden müzik dersi almış adam: written on the sky.
(aletheia - 14 Ocak 2010 19:34)
bazen ihtiyacınız olan tek şey bu adamın müziği. sanki onu dinlerken müziğini görebiliyorsunuz. telkinler veriyor, yatıştırmaya çalışıyor... elinizde sıcak bir içecek belki bir kadeh şarap, karşısına geçmişsiniz...ihtiyacınız olan tek şey bu adamın* büyülü masalı...max richter - the tartu piano
(biskuwi - 29 Ocak 2010 22:29)
inanılmaz bir vivaldi yorumuyla dönmüştür. hele l'estate üçüncü bölümü dinledikten sonra huzur içinde ölebilir insan.http://www.deutschegrammophon.com/…oduct_nr=4765041http://www.guardian.co.uk/…ter-vivaldi-four-seasonshttp://ofmistandmelting.wordpress.com/…2/12/27/5-2/deutsche grammophon'un "recomposed" serisi böylece akıl almaz bir seviyeye taşınmış oldu. bu işin sonu nereye varacak kestiremiyorum artık; zira bu son albümle müziği yeniden tanımlama noktasına gelindi. albüm çıkmadan önce vivaldi ile "recomposed" konseptini kafalarında örtüştüremeyen herkes susmuş durumda. beyler bayanlar, 2012 yılının en iyi albümüyle karşı karşıyayız. onlarca sene daha üzerine konuşabiliriz hatta.
(deliogul - 27 Aralık 2012 00:21)
bir kaç haftadır aklımı ve mp3 playerımı meşgul eden, 1966 doğumlu alman besteci. edinburgh university, royal academy of music'te piyano eğitimi aldıktan sonra bir dönem avrupayı dolaşıp, ardından piano circus çatısı altında brian eno, julia wolfe, steve reich ve philip glass gibi isimlerle çalışmıştır. 90'ların ikinci yarısında the future sound of london'ın dead cities ve the isness albümlerine de emek verdikten sonra nihayet 2001 senesinde fat cat records etiketiyle ilk albümü memoryhouse'u yayınlayan; kendisiyle tanışmama vesile olan 2004 tarihli the blue notebooks albümüyle de müzik otoritelerinden hak ettiği övgüleri alarak, son zamanlarda "günışığının doğası"nda huzurlu uykular uyumamı sağlayan kişi...
(arsonist - 26 Mayıs 2004 00:06)
fazlalıklar çağının süratine direnengillerden. taşkın dünyaya hediye ettiği son ninnisi "sleep"i "daha dingin bir yaşayış için manifesto" olarak tanımlıyor. ne de iyi yapıyor. bu hayat temposundan, bu hız aşkından, bu yaşamda hiçbir şeyden geri kalmama korkusundan, bu eksikleri kapatma koşusundan, bu kendini ispat yarışından, bu sivrilme telaşından, bu ad bırakma hevesinden, bu anlar ve anılar biriktirme oyunundan kendini kurtarabilip eskilerin tabiriyle fariğü'l-bal ve asude-hal olanlar, yani iç huzuruna bu alemde huzuru zaten hiç bulamayacağını ve alemin kozmik karmaşasını hiç çözemeyeceğini bilerek ulaşanlar, etrafın coşku ve coşkunluğundan kaçanlar, sükuneti ve yavaşlığı erdem bilenler, yani max richter'ler, nuri bilge'ler, sizler, onlar, bizler. çok yaşasınlar
(alexis zorba - 11 Eylül 2015 22:15)
modern zaman bach'ı. yann tiersen nasıl insanı masalsı bi dünyaya götürürse bu adam da o kadar dehlizlere sokup fırtınalarda çatısız bırakır.
(venusteki limon agaci - 24 Haziran 2016 11:11)
(bkz: arrival) filminin başlangıcında ve sonunda çalan parçasıyla beni benden almıştır. zaman zaman dinliyorum kendisini. yukarıda da bahsedildiği gibi hayatınıza fon müziği oluyor bazen. çalan parçalarda durup olanı biteni gözlemlediğim çok zaman oldu. genelde gözlerim doluyor böyle olduğunda. dün arrival filminden sonra da eve dönerken tekrara aldım parçayı *filmi izlemeyenler için spoiler niteliğinde olmasını istemiyorum. o yüzden 'her şeyi biliyor olsaydım hayatımdaki o şeyi değiştirmek ister miyim?' diye düşündüm desem sanıyorum az çok neden bahsettiğim anlaşılacaktır. dinledikçe, parça yükselip alçaldıkça gözümde farklı farklı anlar canlandı. tüm kötü şeylere rağmen değiştirmek istemediğime karar verdim ve bu beni düşünce olarak mahvetti. beni üzen şeyleri görebiliyorum, beni neyin ne kadar üzdüğünün farkındayım. yine de pişman olamıyorum olandan bitenden. yaşanan güzel şeyler o kadar güzel ki kötüler buna değerdi, hâlâ da değer. sonsuz ve karşılıksız bir teslimiyet, kabullenme benimkisi galiba. bunu fark etmek ve kabullenmek de seviye atlamak gibiydi. bir film, bir parça, bir yolculuk bana hayatı sorgulattı.bir film, bir parça, bir yolculuk bana seni ne kadar çok sevdiğimi gösterdi.
(cheersdarlin - 1 Aralık 2016 17:23)
songs from before albumuyle 2 yillik bekleyisin ardindan beni benden alan, bittiginde ise nerede oldugumu sasirmama sebep olan besteci. mutlaka dinlenmesi gereken bir album. yapacagi yeni albumler icin de heyecanli bir bekleyisi de baslatiyor bu albumle.
(yoda - 18 Ağustos 2006 19:51)
Yorum Kaynak Link : max richter