Film Noir / 25
  • "keyifli hızlı dönemin hollywood kalıplarını ortaya seren bir kara film.ilginç bir adam bu (bkz: samuel fuller)....(bkz: shock corridor) (1963) izleyip öyle konuşmak gerekir hakkında...."




Facebook Yorumları
  • comment image

    hinoğlu hin bir filmdir kendisi. şöyle ki; orijinal eserdeki casuslukla ilgili tüm diyaloglar uyuşturucu kaçakçılığına yontulur, film fransa'da "le port de la drogue" (the drugs port) adıyla gösterime girer. soğuk savaşla da, anti-komünizmle de alakası kalmaz. e samuel fuller de faşisttir falan ama iyi yönetmendir allah için. fransız yeni dalgacıları fuller'in rejisine bayılır. gerçek yıllar sonra ortaya çıkar. godard fuller'in götünde el bombası patlatır, yine de hıncını alamaz.


    (neen - 13 Şubat 2007 23:51)

  • comment image

    böyle paranoyak bir anti komunizm ile film noir elementlerinin bir araya geldiği ufak, kirli, sert bi mücevher diyelim bu film için. richard widmark bir yan kesicidir. ama sinemada kopil, kavruk olarak gösterilen yan kesicilere karşılık widmark sanki pentagon'a girip devlet sırrı çalabilen profesyonel hırsız gibi havalı ve serttir. birgün içinde devlet sırlarının bulunduğu bir mikroçipi çalar metroda bir kadından eskaza, olaylar gelişir.

    widmark'ın ahlaki kaygıları yoktur, vatanseverlik filan umrunda değildir, mikroçipi komunizlere satmakta bir sakınca görmemektedir. kadınlardan nefret etmekte, onlara güvenmemektedir. kadınların aşkını da, vatanseverliği de güvenilmez ve adamı arkadan bıçaklayacak duygular olarak görmektedir, duygularla işi yoktur.

    sonra işte bi kadın gelir, widmark kadının kendisinin iyiliğini istediğine bir türlü inanamaz, kadın ise widmark'ın hem kendisi hem de vatanı için iyi olanı yapmasını istemektedir. widmark'ın vatan sevgisinden uzak egoizmini bir kadının saf ve temiz aşkı yumuşatabilecek midir?

    holivudda sıklıkla görülen cinsten, ideolojik, politik sorunların daha basite, kişisele, bir aşk hikayesine paralel ilerlediği, iki paralel hikayedeki seçimlerin (kadını sevsem mi? vatanımı sevsem mi?) birbirine bağlandığı cinsten bir hikaye söz konusu. yeterli soyutlama seviyesine ulaştığımızda filmi ilkel bir antikomunizm hikayesinden ziyade dünyaya ve insanlara güvenmekten korkan ve bu yüzden egoizmi seçmiş bir adamın yumuşama hikayesi olarak okuyabilir, kazı çevirebiliriz. aslında kazı çevirmek her zaman mümkün.

    güzel çekilmiş, iyi oynanmış, ufak, kirli, sert bir film olduğunu söylemek yeterli aslında.


    (caponsever - 8 Ekim 2007 20:49)

  • comment image

    casusluk ve soğuk savaş temalı alt türe ait filmler arasından sıyrılıp, film-noir kalıpları da uygulanarak, bir başyapıt ortaya çıkarılmış. samuel fuller iyi yönetmen gerçekten; filmi de müthiş stilize çekmiş. yakın plan çekimler sadece stili yaratmıyor, aynı zamanda içeriği de destekliyor.


    (xcays - 11 Mayıs 2012 05:19)

  • comment image

    komünizm düşmanı amerikalı yönetmen samuel fuller yazıp yönettiği film.soğuk savaşın en azgın zamanlarında çekilmiştir,yıllar sonra fransız yeni dalga akımı yönetmenlerince yere göğe konulmaması oldukça ilginçtir.


    (arif - 25 Aralık 2005 23:36)

Yorum Kaynak Link : pickup on south street