Süre                : 2 Saat
Çıkış Tarihi     : 18 Kasım 2011 Cuma, Yapım Yılı : 2011
Türü                : Drama,Romantik
Ülke                : Kanada,Fransa
Yapımcı          :  Item 7 , Monkey Pack Films , Backup Media
Yönetmen       : Jean-Marc Vallée (IMDB)
Senarist          : Jean-Marc Vallée (IMDB)
Oyuncular      : Vanessa Paradis (IMDB)(ekşi), Kevin Parent (IMDB)(ekşi), Hélene Florent (IMDB), Evelyne Brochu (IMDB)(ekşi), Marin Gerrier (IMDB), Alice Dubois (IMDB), Evelyne de la Cheneliere (IMDB), Michel Dumont (IMDB), Linda Smith (IMDB), Joanny Corbeil-Picher (IMDB), Rosalie Fortier (IMDB), Michel Laperrière (IMDB), Caroline Bal (IMDB), Nicolas Marié (IMDB), Pascal Elso (IMDB), Jérôme Kircher (IMDB), Claire Vernet (IMDB), Manon Balthazard (IMDB), Émile Vallée (IMDB), Chanel Fontaine (IMDB), Emmanuelle Beaugrand-Champagne (IMDB), Misstress Barbara (IMDB), Luc Raymond (IMDB), Yves Perreault (IMDB), Jean-Marc Vallée (IMDB), Antoine Duchesneau (IMDB), Axel Racette (IMDB), Caroline Gilbert (IMDB), Lucas Bonin (IMDB), Juliette G. Even (IMDB), Jonathan De Pinho (IMDB), Jean-Pierre Hilaréguy (IMDB), Annick Desmarais (IMDB), Catherine Laferrière-Faubert (IMDB), Yves Fortin (IMDB), Franck Mercadal (IMDB), Baptiste Delas (IMDB), Dominique Foure (IMDB), Fabienne Mésenge (IMDB), Jean-Yves Roan (IMDB) >>devamı>>

Café de Flore (~ Ruh Esim) ' Filminin Konusu :
C.R.A.Z.Y. ile dünya çapında müthiş ilgi toplayan yönetmen Jean-Marc Vallée, Eylül ayında Venedik Film Festivali'nde prömiyeri yapılan son filmiyle izleyici karşısına çıkıyor. Bir adamla bir kadın arasındaki aşkı, bir anneyle oğlu arasındaki sevgiyi anlatan Ruh Eşim, sevgiye dair fantastik bir macera, aşk hakkında mistik ve doğaüstü bir yolculuk. Film, biri 1960'ta, diğeri günümüzde geçen ama birbirine paralel ilerleyen iki farklı olay örgüsünü izliyor. Birinde 1960'ların Paris'inde bekâr bir anne olan Jacqueline, Down Sendromlu oğlu için her şeyi feda etmeyi göze alırken diğer öyküde Montreal'de eşinden tatsız bir şekilde boşanan ünlü bir DJ konu alınıyor.


  • "ruh eşi diye bir şey yoktur, iyi sevişen kadın vardır."
  • "filmde bir çok yerde gördüğümüz yıldız jean-marc vallée'nin imzasıdır. c.r.a.z.y.'de christian'ın dövmesiydi."
  • "müzikleri olsun, konusu olsun kaçırılmaması gereken olağanüstü bir film"
  • "üzerine bir şey yazabilmek için önce kafamı toparlamalıyım, dediğim 2011 yapımı film. şu an soundtrack'ı ile sevişmekteyim, o derece. sebeplenmek isteyenlere; buyursun"




Facebook Yorumları
  • comment image

    soundtrack albümünü bir an önce edinmem gereken, insanda sihire ve mistisizme inanma dürtüsünü itekleyen, güzel film. iki paralel hikaye var. ben konuyu hiç okumadan gittiğim için, ulan nasıl bağlayacak nasıl bağlayacak diye baya bi debelendim. şık bagladı.

    --- spoiler ---

    birbirlerini ergenken tanıyıp aşık olmuş, sonrasında evlenmiş, 2 tane şahane kız evlat sahibi olmuş 40larına yakın bir çift.antoine ve carol. hep birbirlerinin olacaklarına, ruh eşi olduklarına inanmışlar. montreal'de geçiyor. ilginç bir şekilde, müzikle bağlanmışlar birbirlerine, adam da zaten ünlü bir dj.

    ikinci hikaye, 40ların paris'inde down sendromlu laurent ile annesi jacqueline'in arasındaki ilişki. büyük bir sevgi, saplantısız, annelerin çocuklarını sevdiğinden farksız. yalnız, laurent jacqueline'in hayatındaki tek şey, kimselerle paylaşamayacağı bebeği, gözünden sakındığı biriciği filan.

    iki hikayeninde bir sarışın kadını var araya giren. carol yıllarca sevdiği, kendisinden başka kimseyi öpmediği, tanımadığı tek erkeği antoine'ı sarışın, dünya güzeli, muhteşem meme ve kalçalara sahip, seksi ve kendisinden baya genç rose'a kaptırınca, hayatına alternatif anlamlar arama yoluna gidiyor. zira, en yakın arkadaşına söylediği gibi başka türlü başa çıkacak gibi değil. medyumlar, rüyalar vs derken;

    nihayetinde, görüyoruz ki, carol aslında antoine ile ilişkisi sandığı gibi bir ruh eşliliği üzerine değil, bambaşka bir yerden kurgulamış. geçmiş hayatlarında, onlar aslında, jacqueline ve laurent.

    bu iki hikaye, işte bi sürü ayrıntı ile filan bağlanmış birbirine; rose ile antoine'ın ateşli tutkulu sevişme sahnelerine tanık olurken, antoine ile carol daha farklı; carol antoine'a kahve filan getiriyor mesela o çalışırken. antoine'ın dövmesi, laurent yatağa bağlı tavana bakarken, tavanda gördüğü desen ile aynı. jacqueline, laurent'ı yataktan çözerken, carol da antoine'a gidip affet beni diyor, bırakıyor, gitsin. falan filan ve tabiki cafe de flore.

    antoine aslında rose ile twin flame, gerçi bu tartışılır; carol ile ise soul mate. ilgili okuma buradan; http://www.soulevolution.org/…flames/twinflames.htm

    edit: link

    ---
    spoiler ---

    materyalist yorum; insanlar hayatta kaybettiklerinde, herhangi bir kayıp olabilir bu, sihre inanmak istiyorlar, ancak böyle üstesinden gelebilirdi carol, o koca yıkımın. aynı insanların, ölümle, ölümlülükle veya ne biliyim adaletsizlikle başa çıkması için dini ve tanrıyı icat etmesi gibi.


    (shea body butter - 8 Ekim 2011 22:06)

  • comment image

    23. ankara film festivali kapsamında izlediğim pek şahane film. c.r.a.z.y ile karşılaştırmak istemiyorum ama diyebilirim ki en az onun kadar akılda kalan bir film olmuş.. yalnız biraz kasmak gerekiyor.. özellikle ikinci yarının ikinci yarısında hem ben hem arkadaşlarım ve bence izleyen çoğu seyirci dağıldı.. allak bullak olduk evet.. ama film dediğin böyle olmalı; düşündürmeli, bazı açık kapılar bırakmalı, sen de içeriye girmeye çalışmalısın..
    film bittikten sonra oturduk bir masanın etrafına 1 saate yakın kritiğini yaptık; üçümüz de farklı şeyler algılamışız meğer..
    bu kısım cidden komikti. zaten film bittiğinde de ee ne oldu, nasıl yani sesleri yükseliyordu herkesden..

    --- spoiler ---
    film iki paralel hikayeden oluşuyor.. ilk yarı sonunda neredeyse emindik bu iki hikayenin bir şekilde birleşeceğinden.. ama nasıl?
    bir tarafta terkedilmiş çaresiz bir anne down sendromlu çocuğu ile tek başına hayat mücadelesi verirken diğer yanda ünlü bir dj'in mutlu görünen ailesini izliyoruz. yakışıklı bir adam, güzel bir eş ve iki çocuk.. yönetmen bize sevginin formlarını gösteriyor bol bol.. bir kadının çocuğuna olan sevgisi, ya da bir adamın uğruna karısını terk ettiği ve tutkuyla bağlandığı ikinci karısına olan sevgisi, aynı zamanda ilk karısına olan sevgisi..
    bu arada adamın ilk karısını da perişan bir şekilde görüyoruz. sürekli geçmişi hatırlıyor.. lise yıllarında tanışmışlar eski kocasıyla ve halen unutamıyor.. unutmak için yollar deniyor; rüyalarını yorumlamaya çalışmak gibi.. rüyasında paralel hikayedeki down sendromlu çocuğu görüyor ... sonra bir medyuma gidiyor.. işte işler burada karışmaya başlıyor... reenkarnasyon konusuna giriyoruz.. meğer kadının eski kocası geçmişte onun çocuğuymuş.. o yüzden kadına olan bağımlılığı bir anne-oğul ilişkisi düzeyinde de değerlendirilebilir.. burda belki freud'a da bir gönderme vardır..
    adama geldiğimizde ikinci karısına bir tutkuyla bağlı ama psikoloğa gidip eski karısını unutamadığını söylüyor... çünkü diyor biz liseden beri beraberdik.. aynı şarkılarla büyüdük.. burada alışkanlığa da bir gönderme olabilir.. ama aynı zamanda önceki yaşamlarında ana-oğul olduklarından aralarında öyle de bir sevgi yansıması var geçmişteki yaşamlarından kaynaklanan..
    diğer hikayeye geçtiğimizde, down sendromlu çocuk yuvada bir kıza aşık oluyor ama ayırıyorlar.. ve adamın aşık olup evlendiği 2. karısı da o kızın ta kendisi.. yani ruh eşleri..
    aslında çıkarılacak daha çok sonuç mevcut ama bir kere daha izlemek şart..

    ---
    spoiler ---


    (omonia - 21 Mart 2012 15:09)

  • comment image

    cok begendim,
    cok da etkilendim.

    klasik bir film degil ve fakat bagımsız filmler gibi sıkıcı da degil. kurgusu cok guzel ama. ben ne bicim anlatıyorum yarabbim, bastan alalım;

    --- spoiler ---

    iki ayrı oyku izliyoruz, down sendromlu bir annenin ogluna olan askı ile; bosanmıs bir kadının eski kocasına duydugu ask birbirine paralize bir sekilde ilerliyor. bir oykuden diger oykuye gecis kelimenin tam anlamı ile hakikaten 'sahane' oluyor. keza uzerine bir de super muzikleri ekliyoruz gercekten muhtesem bir sey cıkıyor ortaya. goruntuler de oyle; mis, mis gibi mis.

    ---
    spoiler ---

    ask sakat bir sey. yani bence sakat bir sey. boyle insanı yerin dibine vurur, bitirir, koreltir. allahım ask ne fena bir sey. ask ile yogurlmak da oyle. kısaca soyle bitirelim; izleyelim, guzelleselim.


    (kabak tatlisi - 24 Nisan 2012 15:31)

  • comment image

    --- spoiler ---
    kadınlar ve erkeklerin ruh eşi kavramının ne kadar farklı olduğunu ortaya koyan film. kadınlar için ruh eşi hayatını adayabileceği, onu anlayabilecek, ömür boyu güvenebileceği tek adam; erkekler için ruh eşiyse en iyi sevişebileceği kadın.
    ---
    spoiler ---


    (henalama - 14 Haziran 2012 11:34)

  • comment image

    --- spoiler ---

    antoine godin: do you believe in soulmates? i do. i like the concept that there is somebody who is supposed to be with you forever.
    if it's a soulmate, it's not supposed to end, right? it doesn't happen twice in a lifetime.

    ---
    spoiler ---

    --- spoiler ---

    ruh eşi*ni bilirdim, bu filmle ikiz alev*i öğrendim. çocuğu gibi büyüttüğü sevgisini, beraber büyüdüğü sevgilisini kendi elleriyle bir başkasına yollayan kadının dramını gördüm.
    ilişkiler durur ya hani bir noktada. karşındaki ileri-geri gitmeye/seni çekiştirmeye çalışsa bile sen durursun ya bazen.. dışarıdan bakınca o duran ve hareket eden insanlara, durum başkaymış meğer.
    kahrolmak kelimesinin ete kemiğe büründüğünü gördüm carol'un her halinde. böyle sevilir mi? sevilirmiş meğer. rose'a elleriyle antoine'ı teslim edecek kadar, onun kendi yanında değil, rose ile mutlu olduğunu görüp vazgeçecek kadar-onu sevmekten değil, kendisine dönmesini beklemekten vazgeçecek kadar. bir kadının hayatının aşkını ve ruh eşini içi paramparça olarak bırakması ne demek, bu filmde gördüm.
    her aşk bitermiş bir gün, bildim. sevgi bitmiyor. ecelsiz biten her şey gibi kanatıyor, yiten duygu.

    svefn-g-englar* eşliğinde bir rüyaydı bu film.* görmekten ölesiye korktuğum bir rüya.

    ---
    spoiler ---


    (anhydra - 19 Haziran 2012 15:36)

  • comment image

    yönetmenin ilk kez bir filmini izledim. yönetim açısından başarılı. sırıtmıyor. yapmak istediklerini ve kullandığı ögeler filme anlam katıyor.

    --- spoiler ---
    başlangıçtaki antoine'nun parmağından düşen yaş harikaydı. bu tip klasikten uzak farklılıklar sinemaya renk katıyor.
    karakterleri tanıtma ve birbirleri arasındaki geçişler bir romanı okur gibi. sert geçişler yerine bağlantılarla tanışıyoruz her birisiyle.
    müzik kullanımına da ayrıca değinmek gerekir ki son derece başarılı ve sahnelerde yardımcı oyuncu gibi kullanılıyor.
    ruh eşliği muhabbetine fazla girmicem. çünkü sadece carole bunu destekler davranışlar sergiliyor. bu da insanların kendi verdiği kararlara bir temele oturtma ihtiyacından kaynaklanabilir. birisi sana neden yaptın derse, kendimizi koruma içgüdümüzden gelen hisle şundan şundan dolayı diyebilmek için gibi. ayrıca insan bir kere inandırmışsa kendini ne yapsanız da kendisi aydınlanmadıktan sonra onu o düşünceden döndürmenin imkansızlığını da çok güzel görebiliyoruz. burda carole karakteriyle hélène florent'i kutlamak gerekir. çok iyi bir performans sergiliyor.
    film bana kalırsa aldığınız kararların etkileri ve belli sonuçları vardır üzerine kurulu. ilk karısından ayrıldığında antoine-ailesi arasındaki bozuşma, carole'un ruh sağlığının yerinde olmaması gibi.
    ''gökyüzüne''
    aralarda kullanılan ve sonda bir kez daha gördüğümüz uçağın dümdüz yolunda devam etmesi ve belki buna güneşi de dahil edebiliriz; yol ve varılacak hedef gibi. siz ne yaparsanız yapın kişi bildiği yolda devam edecektir.
    ---
    spoiler ---
    bu filmi izlerken aklıma gelen şarkı;
    http://www.youtube.com/watch?v=ksimv9pt4x8
    and again powered by omonia


    (ramagic - 7 Ağustos 2012 15:04)

  • comment image

    --- kısmi spoiler; zira niyetim o değil mesele başka ---

    iskoçya'da bir hintli bana dedi ki, "ruhlarinizin bir birliği var demek ki". anlamadım. "kızdığın biri var" demişti el falıma başlarken.

    bahsederken bahsederken dedi bunu: "ruhlarınızın bir birliği var". anlamadım. "yani" dedi "demek ki önceki hayatınızda birbirinizin annesi, çocuğu, kardeşi, eşi, babası bir şeyiymişsiniz mutlak" dedi. aslında daha da anlamadım. yani tam oturmadı kafamda. "o yüzden bunlar olmaya devam edecek" dedi.

    bunu bir yerlere koymaya çalıştım olmadı. sonra biraz anlar gibi oldum. sonra da bıraktım zaten.

    sonra canım yol arkadaşım bana "bu filmi izle" dedi. izledim.

    ben o hintli arkadaşımın demek istediğini, filmdeki kadının pişmanlığıyla, gece yarısı koşarak adamla genç kadının evine gidip "beni affet" diyerek boynuna sarılması ve sonra hepsi birden sarılmasıyla ve adamın da bir ömürdür kabahat kendisinde olmasına rağmen beklediği o "affet" gelince ağlayışında anladım.

    demek böyle oluyor dedim. ruhun birliği bilmediğin ama istesen tutacağın bağı yakalatıyor da o bağla ne yapacağını bilmiyorsun. bağlasan mı, boğsan mı, çözsen mi, sıksan mı, gevşetsen mi bilmiyorsun.

    --- kısmi spoiler; zira niyetim o değil mesele başka ---

    velhasıl ruh eşi değil filmin meselesi, bir ruh birliği meselesi. bildiğini bilmediğin, bildiremediğin duygular meselesi işte.

    anlamıyorum galiba demeyin bir de izlerken aslında anlıyorsunuz da işte bildiremiyorsunuz, bildiğinizi bilmiyorsunuz. aynı şey işte.


    (aksi melek - 9 Ağustos 2012 22:21)

  • comment image

    çok engel aşmam gerekti izlemek için bu filmi, önce bunu bir köşeye kaydetmeliyim.
    çok güzel bir film. müzikleri çekici, mekanlar çekici, oyuncular çekici, yönetmen çekici...

    fakat;

    conceptual spoiler

    ben aşk acısını alt etmenin bir yorumu olarak gördüm bu twin flame açıklamasını. aslında google'ı biraz daha karıştırıp işin içine girince
    mantıklı noktalar oluşmaya da başlıyor. ama o kadar saçma sitelerde, saçma sapan hikayeler var ki kavramsal olarak biraz kurgu havası yarattı bende. belki bir bilirkişi ile oturup birkaç saat üzerine konuşsam farklı aydınlanmalar da yaşayabilirim.

    sonuç olarak hepimiz bu acıdan** kurtulmak için kendimize dair başka bir öyküyle devam etmiyor muyuz hayatımıza?
    carole'unki biraz daha mistik iken bir başkası bambaşka biriyle unutabiliyor mesela.

    filmde jacqueline - laurent ikilisinin carole ile spiritüel olarak bir bağ kurması da pek mantıklı gelmedi bana aslında, çünkü carole sürekli high zaten ve birçok da kimyasal tüketiyor.
    bence rastlantısal görüntülerin kesişmesiydi daha çok. bu noktada da en sevdiğim yönetmenlerden biri olan vallée'nin aşmış kurgusu
    kendini gösteriyor.

    ve bir de sen 20 senedir tükenmek bilmeyen, parklarda bahçelerde je l'aime, je l'aime diye bağırdığın ve aşık olduğun adamı hayatından çıkarmadan nasıl tutabileceksin? daha da acısı nasıl tutunabileceksin?

    hélene florent'i de ayrıca ayakta alkışlamak istiyorum. o oyunculuk, bir kadının terk edilişinden sonra girdiği tüm üzüntülü ruh halini birebir ifade ediyor. yatağın içinde dönüp durması, uyuyamaması, histeri krizleri, gözyaşları... benim 2012 oscar'ım kendisine.

    basitlik yapıyorum bir de, carole kesinlikle rose'dan çok daha güzel bir kadındı. rose'da biraz gençlik vardı o kadar. huh.

    ayrıca, şimdi bu soulmate/ruheşi olayı hakkında da biraz konuşacak olursam; yine google'daki pek çok makale bu kavram dahilinde bireyin hayatında olan soulmate kisveli insanların onu geliştirdiği, ilerlettiği, biçimlendirdiği üzerine. aslında antoine'da carole üzerinde bir bakıma dinlediği müziklerle aynı etkiyi yarattı belki de. ve belki en sevdiğimiz dostlarımız bizim ruh eşimiz... acaba?

    bilemiyorum.

    2012 içerisinde izlediğim en iyi film buydu, rahatlıkla herkese tavsiye ederim.

    ha bir de; - maman café?

    bir de just like heaven.


    (phoebe buffay - 11 Ağustos 2012 17:09)

  • comment image

    müziklere adanmış filmleri sevmeyi öğrettiler bana. kimler mi öğretti? işte, yine bunun gibi müziklere adanmış filmler.

    seneler önce bestelenen bir şarkıyı, tam da şu an olduğu gibi, dinleyebiliyorsam eğer, ve seneler sonra da bir başkası dinleyebilecekse eğer, gözlerimiz kapalı ezbere söyleyeceksek sözlerini bir ağızdan, bambaşka alemlere dalacaksak her defasında; aynı şarkıda dansedebileceksek, aynı şarkıda ağlayabileceksek, aynı şarkıda aşık olduğumuzu hissedeceksek, aynı şarkıda öpüşeceksek, aynı şarkıda sevişeceksek, aynı şarkıda ayrılacaksak... aynı şarkılarda buluşmaya nasıl devam edeceksek, farklı farklı şehirlerin farklı farklı çatıları altında ve farklı farklı yıllarda, işte o zaman gerçekten, “hepimiz birbirimize bağlıyız” demektir.

    bu filme de gönülden bağlanınız; doctor rockit adına, pink floyd adına, sigur ros adına, the cure adına, nine inch nails adına, dinah washington adına, creedence clearwater adına, anneler ve oğulları adına, babalar ve kızları adına, aşık adamlar ve aşık kadınlar adına, ruhlar ve eşler adına...


    (dolls - 4 Eylül 2012 03:39)

  • comment image

    filmden sonra ööyyt bu ne be dememek elde değil. fazla derin bir film... ne kafalar yaşamış bu yazar helal olsun dedirtiyor. film, reenkarnasyonun varlığından söz eder gibi dursa da yazarın ince ince yaptığı göndermeler ile tüm olup bitenin carole'nin hayal gücü ve duygularını bir hikayeye dayandırma olduğu anlaşılıyor (bu tezi destekleyen somut örnek ise cafe de flore parçası. öyleki, parça 2008 yapımı. yani 1969 yılında laurent'in bu parçayı dinlemesi imkansız. filmde çalarken bu parçanın altında herhangi bir tarih de belirtilmediği için bunu gerçek yapım tarihi ile alınca ortaya carole'nin dayandırmaları çıkıyor). uzun lafın kısası, karmakarışık gözüken bu olaylar aslında güzel bir aşkın hikayesi (tabi bu aşk sadece carole'nın aşkı).


    (libertarian chick - 12 Ekim 2012 20:42)

  • comment image

    ızledigimde direk david lynch filmleri geldi aklima, bilemiyorum ama tarz olarak benziyor gibi geldi. muhtemelen kafa karistirdigi icin olmali. ızlenmesi gereken, insani gittikce icine ceken bi film olmus.


    (rio grande - 28 Ekim 2012 00:33)

  • comment image

    müzikleri için dahi izlenecek bir film.

    --- spoiler ---

    çoğu ilişkide, çoğu kadının bir anne gibi konumlanması ile birlikte düşününce, aldatılmak gibi bir travmanın ardından bu filmin kurgulandığı yer, senaristin bakışı harika.
    ---
    spoiler ---


    (thefragile - 22 Aralık 2012 02:22)

  • comment image

    sonuna kadar pür dikkat izletebilen bir film. anneliğe, içgüdülere, aşka, kadınlığa, merhamete dair onlarca şey bulunabilir. müzikleri oldukça iyidir. ayrıntılara dikkat çekildikçe daha da içine dalarsınız filmin. çokça gülümsetir çokça şaşırtır. zaman kaybı değildir.
    edit:imla


    (muzedebirgece - 11 Mart 2013 14:20)

  • comment image

    bu cuma gecesi ruh eşi kavramı üzerine düşünürken, aklıma gelen filmdir. zira kendisi koruma içgüdüsü ile beraber ruh eşi kavramı üzerine bir dolu laf eder.fransız filmlerini sevmeyenler ne düşünür bilmem ama benim gibi sinemayıepeybiseverlere iyi gider.


    (insan ol azicik insan - 22 Mart 2013 20:37)

  • comment image

    üzerine bir şey yazabilmek için önce kafamı toparlamalıyım, dediğim 2011 yapımı film.

    şu an soundtrack'ı ile sevişmekteyim, o derece.

    sebeplenmek isteyenlere; buyursun


    (michonne - 22 Haziran 2013 03:18)

  • comment image

    filmde duyacağınız mükemmel parçaların listesi ise:

    1- café de flore (électro) : doctor rockit
    2- café de flore (big band) : matthew herbert
    3- speak to me : pink floyd
    4- breathe : pink floyd
    5- time : pink floyd
    6- a meaningful moment through a meaning(less) process : stars of the lid
    7- walk on the water : creedence clearwater revival
    8- svefn-g-englar : sigur ros
    9- fljotavik : sigur ros
    10- all alright : sigur ros
    11- andvari : sigur ros
    12- faith : the cure
    13- pictures of you : the cure
    14- just like heaven : the cure (chantée a cappella par hélène florent et kevin parent)
    15- navvaatara : elisapie ısaac
    16- big freeze : pawa up first
    17- corona radiata : nin
    18- so in love : dinah washington
    19- comme un soleil : michel fuguain
    20- le vent nous portera : sophie hunger
    21- god’s tilt : luc raymond (composed for the film)


    (minotauros - 22 Ağustos 2013 09:36)

Yorum Kaynak Link : cafe de flore