Two for Joy ' Filminin Konusu : Two for Joy is a movie starring Samantha Morton, Billie Piper, and Bella Ramsey. A troubled family's problems come to a head during a stay in a seaside town.
Halimin put(2012)(8,2-1734)
Metastaze(2009)(7,8-3354)
The Ruling Class(1972)(7,5-5305)
Ta divna Splitska noc(2009)(7,4-1290)
Niciji sin(2009)(7,4-786)
The Golden Voyage of Sinbad(1974)(6,8-7351)
Old Boys(2019)(6,5-229)
Steel Country(2019)(6,1-1728)
Piercing(2019)(5,9-1236)
Humor Me(2018)(5,9-535)
Possum(2018)(5,7-1154)
tahmini 14 yaşımdan itibaren dream onla başlayan, dunyanın en ıyı muzigini aerosmith yapar şeklindeki sarsılmaz inancımda ufak bir kırılma yapan gruptur kargaları sayanlar.yanlış anlaşılmasın. dunyanın merkezinde kendimi baz aldıgımda dunyanın en iyi muzigi de teorik olarak kendımı en ıyı hıssettıren muzık oluverıyor ıster ıstemez. yoksa, gelmış gecmıs butun muzık otorıtelerıyle zerre bagdasmayan kişisel zevkim pearl jame, pink floyda, metallicaya ne biliim doorsa falan denk geldiginde kısa surelı bır saygı durusuna gecıp, yola devam edıyor. endişelenmeyin.egıtılmesı ımkansız vahşi kulagım, 2004 (ya da 2005 emin degilim. almanak tutmuyorum.) oscar ödülleri töreninde accidentally in love esliginde counting crowsla tanıstıgında (muzikal anlamda yani. yoksa oturmus evimde izliyodum rahat rahat. ne gıtcem losencılıs a) gecenin bir koru kendi kendime dansedip eglendıgımı, uzun yıllar sonra dogdugu kasabaya donmuş ve genkızlıgındakı gıbı yatak tepelerinde dansedip ''come on come jump a little higher'' mırıltıları eşlıgınde kendını yataga atan karizmatik vogue editoru gibi hissettigimi dun gibi hatırlıyorum.(tepki vermeyın. acıklayamam. bana da sacma gelıyor su an evet.) neticede bu eglencenın kacınılmaz sureci kapsamında ''hmm steven tyler bi muddet daha beklıyebilir'' diyerek kendimi adam duritz'in aglak muzıgıne teslim edişim pek uzun surmedi. o gun bugundur keyfim yerinde. bulaşmayın. kalbinizi kırarım.-eee nasıl gidiyor iş??and it doesn't get much worse than thisin beds in little roomsin buildings in the middle of these liveswhich are completely meaninglesshelp me stay awake...i'm fallin... *- eee zeynepcim bu sene biter artık okul dimi??tell yourself we'll reada note that saysi'm sorry everyone i'm tired of feeling nothing goodbyewash your face dry your eyes cause you've been waiting a long time you've been waiting a long long time *-sende iyice evkuşu oldun ha. gelsene işte içer, sıçar, egleniriz.we spend all day getting soberjust hiding from daylight watching tvwe just look a lot better in the blue lightwell, you know i gotta get outbut i'm stuck so tightweighed by the chains that keep me... *- ahh canımmm. yeni duydum. ayrılmışsınız yaaa. nasıl? iyisin ama şimdi dimi. iyisin iyisin. iyi gorunuyosun.don't it always seem to gothat you don't know what you got 'til it's gone *- venedik falan bişler diyodun sen bi ara, n'ooldu o??all my innocence is wasted on the dead and dreamingevery night these silhouettes appear above my headlittle angels of the silences that climb into my bed and whisperevery time i fall asleep, every time i dream'did you come? would you lie? why'd you leave us 'till we're only good for...waiting for you' *- sana da bişey soylemeye gelmıyor. hiçbişeyi begenmıyosun. herseyi eleştiriyosun. bu gidişle yanlız kalıcaksın. soyliim bak.pass me a bottle, mr. jonesbelieve in mehelp me believe in anything causei want to be someone who believes....we all want to be big big big big stars, but we've got second thoughts about thatbelieve in me because i don't believe in anythingand i don't want to be someone to believeyou should not believe in me * *- ee nasıl gidiyor hayat?thought i might get a rocket ridewhen i was a childbut it was a liethat i told myself when i needed something goodat 17 had a better dreamnow i'm 33 and it isn't mebut i'd think of something better if i couldall my friends and loverswill leave me behindand i'm still looking for a girlone way or anotheri'm just hoping to find a waya way to put my feet out in the world *bi gun evrenler birbirine girse, bi uzaylı gelse, benden counting crows u tanımlamamı istese, kelimesi kelimesine bunları anlatırdım.böyle bi grup işte bu adamlar.
(poisonblue - 11 Ağustos 2007 22:51)
güzide bir müzik grubu. hoş erkek vokal. goodnight elisabeth,catapult, mr. jones hoşlaştığım şarkılarıdır..yalnız şöyle de bir geyik olabilir yani: kargaları saymak mı yoksa sayan kargalar mı?
(diomede - 28 Nisan 2000 22:10)
şimdiye kadar çıkardıkları 4 albümünde (bkz: august and everything after)(bkz: recovering the satellites)(bkz: this desert life)(bkz: hard candy)bıkmadan günlerce dinlenebilcek güzellikte olduğu grup. türk radyolarında a long december dışında şarkılarını duymanın pek mümkün olmaması çok üzücü. zira bir süre bomba şarkılara sahiptir bu grupround here, mr jones, perfect blue buildings, raining in baltimore, catapult, goodnight elisabeth, a long december,hanginaround, mrs potters lullaby, high life, colorblind ilk akla gelenler
(murdock - 19 Aralık 2002 14:33)
counting crows siginaktir benim icin. hissedilen seyler huzun boyutunu astiginda, utanc, hayal kirikliklari, basarisizliklar hepsi ust uste bindiyse adam duritz'in sesinin yakinlarda bi yerlerde olmasi hayatidir. artik "keske hayat boyle olmasaydi, keske ben boyle olmasaydim, bu sefer, en azindan bu sefer her sey biraz daha farkli olsaydi da nefesim kesilecek kadar dibe vurmasaydim" demenize gerek yoktur, sizin yerinize zaten countin crows soylemistir. " a long december", "goodnight elizabeth"," perfect blue building"," round here", "have you seen me lately","raining in baltimore" orada bi yerlerdir. ne kadar dinlerseniz dinleyin eskitemezsiniz onlari. en acil,en zorda kaldiginiz anda pansuman yapar iyilesemeyen yaralara.
(erasmo - 31 Aralık 2010 18:10)
underwater sunshine isimli 6. stüdyo albümleri nisan 2012'de piyasaya çıkmıştır.
(number 1 zero - 6 Haziran 2012 15:59)
two weeks notice filminin soundtrackindeki big yellow taxi'yi vanessa carlton adlı çıtırla birlikte seslendirmişlerdir ki bu hatunun şarkıya duuu bab bab'lardan başka bir katkısı yoktur
(none - 3 Haziran 2003 20:51)
popüleriteye değil kaliteli müziğe önem veren grup. yıllardır sıkılmadan dinlerim kendilerini.
(kendihalindebiradam - 15 Ekim 2012 21:47)
kutsal müzik kaynağı last.fm'de dave matthews band'e benzeyen bir şeyler bulayım diyerek yaptığım arama sonucunda önerilenlerde görüp dinlemeye başladığım grup. güzel, rahat parçaları var. arkada ince ince çalıp kafayı boşaltan, bir o kadar da tekdüze ve monoton olmayan, elemanların kişisel yeteneklerini yardıra yardıra ön plana çıkarmaya kasmadığı müzik dinlemek istediğinizde iyi gidiyor.
(dannycarey - 15 Ocak 2013 23:19)
colorblind şarkısı cruel intentions filminin soundtrack'ine güzel bir sahneyle dahil olmuştur.
(the dark slate blue - 12 Mayıs 2013 14:13)
genelde mr jones adli şarkı ile yabancı müzik çalan radyoların dinleyicisinin kulak aşinası olduğu bir gruptur counting crows. barlarda publarda hiç beklenmeyen bir anda mr. jones'un o gitar introsu ve adam duritz'in shalalalala diye bağırması aniden insanların boyunlarının sağa sola hareket etmesine, dudakların ise mr. jones and me diye başlayan nakaratta açılıp kapanmasına neden olur. ama counting crows mr. jones'dan çok daha fazladır. 1993 yılında çıkardıkları ilk albümleri august and everything after, grubu aniden müzik dünyasının tepesine oturtmuştur. gerçektende bu albüm lezzetinden yenmeyen bir eser olmuştur. grunge'in mainstream olduğu ve insanların artık kurt cobain ya da eddie vedder sesli klon gruplardan kustuğu dönemin alternatif müzik piyasasına ilaç gibi gelmiştir bu ağlak grup ve albüm. her sıkı alternatif müzik takipçisinin o dönemde arşivine severek eklediği bir albüm olmuştur kısaca august and everything after. işte o bizim mr. jones şarkisi da bu albümde yer almaktadır, ama albümdeki diğer müthiş şarkıların (round here, perfect blue building, raining in baltimore gibi...) yanında oldukça vasat kalmaktadır kanımca. august and everything after'da counting crows hem müzik hem de şarkı sözü bakımından son derece başarılı bir performans sunmasına karşın, müzik dünyasında pek yaygın olan bir engele takılmıştır. (bkz: debut albümün başarısını yakalayamamak). evet, ne yazık ki counting crows ilk albümde yakaladığı o müthiş başarıyı tekrarlamakta oldukça zorlanmıştır. ama burada eleştiriye bir çeki düzen vermemiz gerekmektedir. counting crows'un ikinci ve daha sonraki albümleri august and everything after'dan çok mu kötüdür? yoksa ilk albümdeki başarının ardından doğru limana hangi gemiyle gidileceğinin bilinmemesi mi counting crows'u affallatmıştır? ilk albümü takiben counting crows 1996 senesinde oldukça farklı bir ikinci albüm olan recovering the satellitesı çıkarmıştır. farklılık counting crows'un country-rock köklerinden biraz uzaklaşıp daha sanatsal, tabiri caiz ise daha avant-garde bir boyuta geçme çabasından kaynaklanmıştır. ancak bunda hiç de başarılı olamadığı üzülerek görülmüştür. bu albümde avant-garde olmak ile ağlaklık arasındaki sınır ortadan ne yazık ki kalkmıştır. yine de bu ikinci albümde daylight fading, goodnight elizabeth ve meşhur a long december gibi başarılı parçalar yer almıştır.recovering the satellites'tan sonra 1998 senesinde across a wire: live in new york adı altında ilk iki albümün şarkılarından oluşan canlı kayıt bir albüm yayınlamıştır counting crows. bu albüm 1999 senesinde çıkacak olan this desert life adlı albümün öncüsü olmuştur. this dessert life counting crows için bir dönüm noktası olmuştur kanımca. müzik olarak ilk ve ikinci albümlerin bir birleşimine ulaşmayı amaçlamış olan bu albümde counting crows tam olarak koştuğu yönün adını bilmese de gidilen yönde günesin doğmakta olduğunu görmüştür. this dessert life’ın ardından üç yıl sessiz kalan counting crows 2002 yılında hard candy ile müthiş bir dönüş yapmıştır. counting crows, august and everthing after'ın başarısından sonra varlığını hangi yönde devam ettirebileceğini deneme yanılma yöntemiyle de olsa bulduğunu bu yaratıcı müzikal ve şiirsel unsurlar taşıyan kaliteli albümle göstermiştir. hard candy her ne kadar albüm olarak august and everything after ile aynı tadı vermese de onun yanında raftaki yerini gururla almıştır. uzun lafın kısası, counting crows enteresan bir gruptur... hem insani kendine bağlar, satır satır yazı yazdırtır, hem de bu bağlılıktan şikayet ettirebilir. hem nefistir hem de kötü. hem yaratıcıdır hem de sıradan. belki de bu ikilemlerin nedeni o müthiş ilk albümün, çıktığı o hareketli dönemin anılarıyla karışması nedeniyle objektif bir değerlendirme yapmayı engellemesidir. neden her ne olursa olsun, içten içe insan sever counting crows'u. ama bazen bunu kendi kendine itiraf etmekten bile çekinir. çünkü hakikaten çok da yavan olabilmektedir ayni zamanda.
(kumkuat - 5 Nisan 2004 13:28)
Yorum Kaynak Link : counting crows