bay hiçkimse, karısı ve 3 cocuguyla yaşayan sıradan bi aile reisidir. bir gun bi uyanır. yıl 2092'dir. bay hiçkimse (aka nemo nobody) 120 yaşındadır. ve ölümlü insanoglunun tek temsilcisidir. bay hiçkimse'nin kafası karışır. olaylar gelişir.
var böyle bir film. yapım aşamasında. inanılır gibi diil. biliyorum. ama fransızlar yapıyor. jaco van dormaelde yönetiyor. hayat devam ediyor.

(bkz: nothing is real everything is possible)

(poisonblue - 4 Kasım 2007 23:12)

biraz dağınık bir film. daha derli toplu ve net bir önermesi olsaymış kült olabilirliği varmış.

(tosantosun - 14 Nisan 2010 00:49)

kurgusuyla, anlatımıyla, görselliğiyle, oyunculuklarıyla izlendikten sonra akılda kalan, çokça muhabbete meze olabilecek malzemeyi de bünyesinde barındıran film. günümüzün popüler fizik kavramlarını - sicim teorisi, paralel evrenler, alternatif zaman boyutu gibi - hem biraz didaktik, hem de hikayenin içine yedirerek anlatışı takdire şayan. pornografik olmakla suçlanan, 15 yaşındaki nemo ile anna'nın arasında geçenler ise bence gördüğüm en etkileyici aşk sahnelerindendi. yeni bir kült olma yolunda gibi...
sinema çıkışında bu güne kadar yapmış olduğunuz en basit bir seçimin bile hayatınızın o andan sonraki kısmını nasıl geri dönüşsüz bir şekilde değiştirmiş olabileceğini düşünmek biraz insanın başını döndürebiliyor yalnız...

(buenaventura - 14 Nisan 2010 14:48)

darren aronofsky, tom tykwer, kieslowski, michel gondry sanki tek beyin olmuslar ve filmi ortaya çıkarmışlar. gözümü kırpmadan izlediğim muhteşem film. nerdeymiş bu adam yıllardır neden film yapmamış..
--- spoiler ---
paralel hayat, paralel evren, bilim kurgu, ucusan bisikletler, ask, olum, tersine donus, alternatif yasamlar, hayat tekrarları, seçimler, sicim teorisi, alternatif zaman boyutu, hayat teorileri, kurgu, gecmis gelecek, hayal, gercek, tesaduf, dogru, yanlıs... tum bunların yanına filme inanılmaz uymus tanıdık melodiler, oyuncluk, aslında kargaşa olması şart olan hikayede nasıl olmadıgını anlayamadıgım duzen, anlatım dogrulugu... bir filmin içinde belki 100 film... sadece bir film diye nitelendiremeyeceğim olaganüstü şey..
--- spoiler ---

(preisner - 16 Nisan 2010 10:01)

--- spoiler ---

"each of these lives is the right one.every path is the right path.everything could've been anything else.and it would have just as much meaning."

diye özetlemiş filmi mr. nobody.

--- spoiler ---

(tubic - 12 Haziran 2010 22:28)

konu itibariyle çok orijinal bir film.

--- spoiler ---

nemo elindeki bozuk parayla pasta satılan masaya yanaşır ve iki pastadan hangisi alsam diye düşünmeye başlar. filmin en can alıcı sahnelerinden biridir bu sahne arkadaş. meraklı gözlerle bu velet acaba hangisini seçecek diye beklerken birden yıkıcı cevap gelir. hiçbiri! ne gamsız veletmişsin arkadaş. tamam tercih yapmadığın sürece kaybetmezsin ya da her tercihin kendi adına bir kazançtır falan iyi güzel de o küçücük aklınla nasıl böyle izleyeni zamanın ötesine gönderiyorsun. mükemmel.

--- spoiler ---

(oldboy - 4 Temmuz 2010 23:06)

enteresan ve bir o kadar da güzel film. soundtrack list'i de şöyle:

1. buddy holly – everyday
2. erik satie – je te veux
3. erik satie – lent et grave
4. eurythmics – sweet dreams
5. gob – mister sandman
6. wallace collection – daydream
7. nena – 99 red baloons
8. erik satie – gnossienne no. 3
9. gabriel faure – pavane op. 50
10. hans zimmer – god yu tekkem laef blong mi
11. the chordettes – mister sandman
12. the pixies – where is my mind
13. otis redding – for your precious love
14. pierre van dormael – mr nobody
15. pierre van dormael – undercover
16. nena – 99 luftballons (bonus track)

(miserym - 12 Temmuz 2010 23:18)

biraz quantum fiziği, biraz string theory, biraz kaos teorisi(butterfly effect) ve biraz da metafizik ile ortaya izlenesi, bir sonraki adımı merakla beklenen bir bilimkurgu filmi ortaya çıkarmış. kök hücre yöntemiyle artık hücrelerin sürekli kendini yenileyebilmesiyle ölümlülüğün kalkması, marsa yolculuğun gerçek olması, marsta üretim yapmanın çin'de üretim yapmaktan daha karlı olması 2092 yıllarında hayatın nasıl olacağına dair öngörülerden bazıları. doğmadan önce bireylerin her türlü bilgiye sahip olması, kendi anne babalarını kendilerinin seçmesi ve doğum sırasında bir meleğin yardımıyla tüm bildiklerinin unutturulması ise metafizik sayılabilecek olgular. yalnız bu sefer melekler bir kişiyi unutur ve o kişi gelecek bilgisine sahiptir. ve yapmış olduğu küçük seçimler geleceğinde büyük değişimler yarattığı için, her seçiminde gerçekleşebilecek alternatifler anlatılmıştır. bu seçimler arasında hayatının aşkı da yatmaktadır. bu üç tercihi arasında sevdiği kişiyle gelecekte ayrılmak zorunda olması, aşık olduğu kızın başkasına aşık olması ama karşılık alamadığından kahramanımızla evlenmesi, sırf hayatında yalnız kalmamak için evlenmesi gibi farklı sosyolojik durumlar da incelenmiş. bu kadar çeşitli konuyu bir arada başarıyla işlemiş ve kesinlikle arşivlenesi bir film.

olayları anlatan kişi 102 yaşında, son ölümlü biri olduğu için hafızasına pek güvenilmediğinden olsa gerek hikayeler karışıkmış gibi geliyor ve bu da film sırasında insan zihnini sürekli açık tutmasını gerekli kılıyor. bir nevi david lynch filmi de denebilir bu açıdan.

termodinamiğin yasalarına değinmesi, zamanın tek yönlü akması, sicim teorisinde 9 konumsal, bir de zamansal boyutla 10 boyut olmasına değinilmesi ve bir yerine birden fazla zaman boyutu olması durumunu sorgulaması fizik ve felsefeyle ilgilenenleri bayağı etkileyecektir.

son olarak quantum teorisindeki parçacıklar için kullanılan "bakmadığın zaman(ölçüm yapmadığın sürece) her yerde, baktığın zaman(ölçüm yaptığında) ise bir yerdedir" kavramını bir çocuğun elindeki parayla hangi şekeri almasına karar verememesiye güzel bir şekilde ilişkilendirmiştir.

--- spoiler ---

nemo elindeki bozuk parayla şeker satılan masaya yanaşır ve iki tür şekerden hangisini alsam diye düşünmeye başlar. elindeki parayla iki seçeneğe de hakimdir. yapacağı seçimle bir tanesine sahip olacaktır. ama o tüm olasılıkları elinde bulundurmayı ister ve tercih yapmaz. filmin en akılda kalan sahnelerinden biri. (bkz: awesome).

--- spoiler ---

(comput us - 13 Temmuz 2010 00:17)

yaşam boyu karşımıza türlü seçimler çıkıyor. bir karar vermek durumunda kalıyoruz. kimi zaman yanlış kimi zaman doğru kararlar.. ama verdiğimiz bu kararları kaçımız isteyerek, bilinçli şekilde veriyoruz.
yapılabilecek en iyi şeyin bir karar vermek olduğuna inanlardanız hepimiz. bu doğru. ama ya pas dersek ?

--- spoiler ---

püreyle salçayı karıştırırsanız, sonra onları birbirinden ayıramazsınız.
mümkün değildir!

duman babamın sigarasından çıkar;ama asla geri dönmez.
biz de geri dönemeyiz..

bu yüzden seçim yapmak zordur.

doğru seçimi yapmanız gerekir.
fakat hiçbir seçim yapmadığınız sürece her şeyi mümkün kılarsınız..

--- spoiler ---

film, günlük hayatta aklımızın ucundan geçen bir düşünceyi somut bir yapıma dönüştürmüş. çarpıcı ve sitil sahibi bir yapım. evrende yalnız olmadığımızın kanıtıdır bu film.

(bkz: http://www.imdb.com/title/tt0485947/)

(air - 14 Ağustos 2010 16:34)

ne güzel bir film bu yahu.
anlatılacak gibi degil ama içine işliyor insanın. güzel lafından baska bi tanım getiremiyorum, ama hakkaten güzel film.

--- spoiler ---

elise'in kuaför dükkanında adam -sanıyorum stefano oluyor kendisi- saclarını kestirdikten sonra "borcum ne kadar" , "20 dolar" filan diyaloglarının geçtiği sahnede daktilo tutukluk yaptığı için o diyalogları da önce bi kesik kesik izliyoruz, sonra nemo daktiloyu düzeltiyor, ve sahne tekrar geliyor, bu defa kesikli degil, düzgün. sanki bir yazarın hayalleri imiş gibi, roman kahramanlarının hayatlarını izliyormusuz gibi düşünmek istedim ben, ama öyle de degil. gene ihtiyar adamın geçmişidir olsa olsa.... yok o da degil küçük çocuğun hayal gücü... mü acaba? emin olamıyorum ki. seçim yapamadım, karar veremedim bi türlü.

--- spoiler ---

(deephallow - 8 Eylül 2010 22:25)

ben bunu 2 saat boyunca dikkatle izledim ve gururla söylüyorum ki bir bok anlamadım.
fakat gariptir ki hoşuma da gitti. ilginç, denişik bir film olmuş.
sanki bir sheldon bir leonard a gel beraber film çekelim demiş de onu izliyormuşuz gibi.

filmden anladıklarım:
--- spoiler ---

- anna güzel kız.
- gavur veletler çatır çutur sikişiyo.
- yaklaşık 70 yıl sonra jetgiller teknolojisine geliyoruz nihayet.
- yine 70 yıl sonra tenesse williams popülerliğini yitirecek.
- mars çok kasvetli bir gezegen.
- buterfly effect güzel film.
- big fish de öyle.

--- spoiler ---

şakası bir yana bir bok anlamadım demenin haksızlık olacağı film aslında.
9 yaşındaki bir çocuğun yaptığı tercihin nelere mal olduğunu kelebek etkisi tadında anlatan bir film bu fakat yönetmen odayı o kadar dağıtmış ki acep filmin sonunda ne kadar toparlayabilecek diye düşünmedim de değil hani. kısmen toparlamış yine de.

sadece müzikleri için bile izlenir zaten, o ayrı.

ben sevdim lakin sana bir çift sözüm var "eloise". o her "stefano" deyişinde ağzının üstüne üstüne vurmadı, orda yanlış yaptı o adam. haberin olsun!

(sekko - 8 Ekim 2010 05:35)

üniversite yıllarımdan buyana en sevdiğim klasik olan, konservatuvar'ın önünden geçerken pencerelerinden defalarca dinlediğim ve bu yüzden bazen derslerime geç kaldığım, son günlerde tekrar takıntıyla dinlediğim faure'nin pavane'sini loop'a almışken... bir anda akıla geliveren cümle; bu parça nasıl olur da mükemmel bir filmin soundtrack'i olmaz? belki de olmuştur? hemen google'a abanılır pavane soundtrack yazılınca mr. nobody çıkar ortaya. neymiş ne değilmiş derken zaten ilgimi en baştan çeken paralel evrenler, seçimler, sicim teorisi'ne rastlanır ve heyecanla aynı gün izlenir; göz bile kırpmadan! hissedileni yoruma dökmek zor. insanın yüreğine dokunan bir film. en azından benimkine.

sonuç; 'üniversite yıllarımdan belliymiş bu filmi izleyeceğim' diyerekten filmle bütünleşilir...

(amanita phalloides - 16 Ekim 2010 23:50)

kim ne derse desin uzun zamandır izlediğim en iyi filmlerdendi, şüphesiz.

çok uzundu diyenlere de çok şaşırdım çünkü ben üç beş saat daha olsa izlerdim zevkle. bana uzun gelmedi, güzel kareler görmekten mutluydum hep.

ayrıca filmi eleştirirken butterfly effect, donny darko, esosm vs. demeyeni dövüyorlarmış galiba. du bir tane ben de yapçam; star wars'u andırıyodu bence yea, hem bi kısmı uzayda geçiyo hem de darth maul'un akrabası olabilecek biri vardı, eki eki.

olmadı mı? neyse canım sağ olsun.

--- burdan sonrasını atlarla devam ediyoruz, spoiler ---

yağmur damlasının, bulutlardan kopup aşağıya düşüşünü yukarıdan bakarak takip ettiğimiz sahneyi çok sevdim.

ergenlerimizin daha ilk sevişecekleri sahnede, sadece tüylerin diken diken olduğunu gösterdiği sahneye ise bayıldım.
o kadar basit ama o kadar güçlü bir kare, çok hoşuma gitti... unutmam artık asla. (00.42'deymiş)

bir de, her kızın kendine ait bir rengi vardı filmde, ben ona dikkat ettim. anna kırmızı, jean sarı ve manik depresif gız elise maviydi. onların bulunduğu sahnelerde etraf tamamen bu renklerle bezeliydi, kıyafetlerden oturdukları eve kadar. kırmızı kazandı.

ya aslında yazabileceğim bi ton ayrıntı geliyor aklıma ama gerek yok, beğendim ben neticede, onu demek istemiştim, dedim zannımca.

--- spoiler ---

binlerce hollywood klişesi barındırmayınca beğenilmiyor abi filmler, ben bunu anladım yani. hayır çünkü 47 milyon harcanmış bu filmin 2.3 milyon gişe yapmasının başka bir açıklaması gelmiyor aklıma. resmen içim yandı bunu öğrenince ya, yazıklar olsun sinema izleyicisine. ben dahil tabi benim de hiç haberim olmadı vizyona böyle bir film girdiğinde.

velhasıl, 45 dakika uzaklara bakmalı gıcık sanat filmi olmamasına rağmen embesil hollywood filmi de olmayan, gayet lezzetli, ayrıntılarla bezeli sağlam bir film işte tadını çıkarmak lazım.

(bal i shikeste - 28 Şubat 2011 02:39)

rivayet ediliyor ki, izleyenler parmaklarıyla dudaklarını yokluyormuş.

(dort nokta bir elif - 27 Ağustos 2011 03:31)

robert zemeckis ustanın the contact'indeki ayna sahnesini sinema manyakları bilecektir. bilmeyenler için: (bkz: #14209012) (sonda link var sahneye)

bu sahnenin tam tersi var bu filmde ve 2,5 saatlik süresi nedeniyle izlemeye tedirginlikle başladığım "mr. nobody" o sahneden sonra yerini büyük bir keyfe bıraktı.

gençlikten beri düşündüğüm, bir kitap, bir dizi senaryosuna çevirmeyi planladığım konuyu muhteşem şekilde senaryolaştırarak anlatıyor bu eser.

filmde geçen "9 yaşındaki bir çocuğun hayalinde yaşıyoruz" sözü ise göründüğünden çok derin anlamlar taşıyor. çocuk ne o ihtiyarı hayal ediyor ne de gelecekteki dünyayı. burada konu çocuğun 9 yaşındaki hayal gücünün o andaki kararlarına etkisi. ve o andaki kararlar gelecekte kaç yaşına kadar yaşayacağından, kimi seveceğine kadar bütün bir zinciri etkiliyor.

bundan 40 sene sonraki sen aslında 5 yaşında, 6 yaşında, 7 yaşında, 3 gün önce, 2 gün önce, 2 saat önce, 1 saat önce, 3 dakika önce, 2 dakika önce, 4 saniye önce, 4 saat sonra, 3 gün sonra aldığın kararların bir toplamı olacaksın. ve daha korkutucu olanı delta t sıfıra yakınsarken alınan sonsuz karar sadece seni değil, çevrendeki ve belki de 3 bin kilometre uzağındaki bir insanı da etkileyecek.

senin 4 yaşındayken tüm aptallığın ve farkında olmayışınla yaptığın bir seçim, 42 yaşındaki seni sen yapacak bir element olacak. sen 4 yaşındaki çocuğun hayal gücünün bir ürünüsün. ben de.

şu an hayatta olabilmek bu kadar şans eseriyken kadere inanıyor musun hâlâ? bunu evren genişlemeyi durdurduğunda tekrar konuşalım.

bu da bu filmdeki ayna sahnesi: http://www.facebook.com/…ideo.php?v=114438361959007

(koparnick - 19 Kasım 2011 00:43)

inanması güç bir film.
anlatmak istediği olguyu bu kadar sabırla kurgulayan, böylesi cesur bir film daha izlememiştim. kıyaslayabilecek başka bir film bile bulamıyorum.

(limon kimyon zorro - 10 Şubat 2012 06:17)

göndermelerle dolu film;

--- spoiler ---

(bkz: inception) rüyalar arası geçiş, rüyadan rüyaya uyanış.
(bkz: pleasantville) heryerdeki kırmızı arabalar, kareli yelekler, fazla düzgün, fazla düzenli bir hayat. ve arabayı yakması.
(bkz: twelve monkeys) zaman geçişleri, yaşlılık sürecindeki hastane odası, doktor sorgusu.
(bkz: the truman show) binalar üzerindeki kayan yazı panolarında verilen mesajlar, binaların maketten olması, hatta güvenlik görevlisinin engellemelerine rağmen girilen bina maketinin ardında denizi görmek.
(bkz: the matrix) marsa giden gemideki uyuma kabinlerinin neo'nun nebuchadnezzar'a varmadan önce doğduğu ve beklediği yer ile benzerliği.
(bkz: 2046) gelecekteki sahnelerde bırakın mekanların benzerliğini, müzikler bile aynıydı. (pavane op. 50)
(bkz: the butterfly effect) zaten filmin ana konularından birisi.
(bkz: deja vu) filmde sıksık vurgulanıyor, söylemeye bile gerek yok.
(bkz: the jacket) "zaman", morg sahnesi çok göze batıyor özellikle.
(bkz: donnie darko) "zaman", paralel evren.

--- spoiler ---

bu kadar gönderme/alıntı var da bu film kötü mü peki? kesinlikle değil. senaryosundan yönetmenine, oyuncusundan montajına müthiş bir film.
"böyle bir şey olabilir mi?" diye düşündürtmesi bile yeter.
yine de filmin tamamına hakim olabilmek isteyenlerin biraz kuantum fiziği, biraz felsefe, biraz da metafizik bilgisi olsa fena olmaz. ama olmasa da olur. bunların hepsi, hayatın içinde var olan şeyler. görmek yeter.

(vb - 10 Eylül 2012 20:36)

tam anlamıyla anlamanın mümkün olmadığı film bence. film ile ilgili çokça yazı ve yorum okumak faydalı olacaktır.

--- fazla fazla spoiler ---

"her şey unutuluş meleklerinin nemo’ya her şeyi unutması için dokunmayı unutmalarıyla başlar. diğer insanların aksine geleceği de görebilme yetisine sahip olan nemo kendi ailesini seçer. buraya kadar her şey normal. bir gün ailesi ayrılmaya karar verir. nemo’nun önünde 2 yol vardır. bu yollardan kendisini mutlu edeni seçmek için tüm seçenekleri irdeleyecektir.
_______________________________toprak y.(3) ____________________________
anne(2) - - - - - - - - - - - - - nemo - - - - - - - - - - - - - (1)baba
_________________________________________________________________________
film karmaşık anlatıldığı için ben sıralamaya göre gideceğim. (istenilen sıralama)
1.yol: nemo babasıyla kalır. elisa’ya aşık olur. fakat elisa kendisini sevmese de başkasına aşık olduğunu söyler.
1a: nemo elisaya kızar ve kendisiyle ilk dans eden kızla evleneceğini ve her şeyi elde etmek için çok çalışacağını söyler. böylece jean ile evlenir. her şeyi elde eder ama mutsuzdur. bir gün daniel jones adında biri zannedilip öldürülür. [çıkmaz yol 1]
1b: elisa’yı her türlü kabul edeceğini söyler ve evlenir. çocukları olur. ancak elisa’nın psikolojik sorunları vardır. tüm sorunlarına rağmen onu sever ve iyileşmesi için her şeyi sağlar. ancak elisa başkasını sevdiği ve sağlık sorunları olduğu için evi terk eder. [çıkmaz yol 2]
1c: elisa ile evlenir. evlendikleri gün arabayla köprüden geçerken bir tankerin patlaması sonucu elisa ölür. nemo elisaya verdiği sözü yerine getirmek için marsa gider ve küllerini savurur. marstan dönüşte anna ile karşılaşır ancak birbirlerini tanımadıkları için yabancıdırlar. meteor saldırısı yaşanır ve ikisi de ölür. [çıkmaz yol 3]
2.yol: annesiyle gider. bir gün yanına anna adında bir kız gelir ve “yüzecek misin” der.
2a: nemo arkadaşlarına atıfta bulunarak “ben geri zekalılarla yüzmem” der. anna bozulur ve gider. böylece nemo mutsuz olur. [çıkmaz yol 4]
2b: nemo “yüzmeyi bilmiyorum” der. böylece anna dürüstlüğünden etkilenerek nemo ile kalır ve arkadaşlıkları başlar. bir gün annesinin aşık olduğu adamın kızı olduğu ortaya çıkar ama bu olay onların aşklarını etkilemez daha da kuvvetlendirir. aile bu ilişkiyi öğrenince ayrılmaya karar verir ve anna babasıyla new york’a gider. bu ayrılık onların aşkını daha da güçlendirir. birbirlerini her yerde aramaya başlarlar. bir gün yolları kesişir ancak anna uzun süre ayrı kaldıkları için buna tekrar hazır olmadığını söyler iki gün sonra deniz fenerin de görüşmek için telefon numarasını verir. o gün işine gitmeyen bir işçinin kaynattığı yumurtanın buharından dolayı yere düşen yağmur damlası anna’nın vermiş olduğu numaranın silinmesine neden olur. nemo anna’nın iki gün sonra deniz fenerine geleceğini ümit ederek orada bekler. ancak anna bir türlü gelmez.
ta ki nemo tren garında annesiyle gitmek yerine üçüncü (3) bir yol olan toprak yoldan gitmeyi seçene kadar. eline bir yaprak alır ve onu üfler, yaprak kelebek etkisi sonucu anna ile karşılaşmasına yol açar. böylece mutlu olacağı bir yolu seçmiş olur. bu seçimle nemo farklı evrenlerde bulunan kopyalarını da ortadan kaldırmış olur. tüm bu yollar 1 (a b,c), 2(a,b), 3 (hepsini ben adlandırdım) nemo’nun tren garında seçim yaparken seçenekleridir. sadece bir tanesi onu mutlu bir hayata ulaşmasında yardımcı olacaktır. bunu en iyi şu söz kanıtlar; “doğru seçim yapmanız gerekir. hiçbir seçim yapmadığınız sürece her şeyi mümkün kılarsınız.”

sinemalar.com'dan alıntıdır.

--- fazla fazla spoiler ---

(hava soguk dondum - 25 Kasım 2012 20:48)

izlememiş olanlar çok şanslılar çünkü böyle bir filmi izleme şansları var.
film de işte bunla alakalı.

(pal - 5 Nisan 2015 00:46)

nemo'nun olası hayatları ve algoritmaları
http://imgur.com/0aqtanq

birde gördüğüm yazıyı paylaşayım:
"filmi izleyenlerin okuması şiddetle tavsiye edilir! unutturma meleklerinin atladığı nemo geleceği görme yeteneğine sahiptir ve geleceği gördüğü zaman altına kaçırır.annesi ile babası ayrılınca nemo'nun birisini seçmesi gerekir ve tren garında annesinin bindiği trenin peşinden koşarken babasının yanında mı annesinin yanında mı kalcağına karar veremezken yine altını ıslatır ve tüm seçimlerinin sonuçlarını görmeye başlar filmin uzun olmasıda bu yüzden. nemo bütün sonuçları görür lakin yukarı tükürsen bıyık aşağı tükürsen sakal durumuyla karşı karşıyadır annesiyle de gitse babasıyla da kalsa mutsuz olacaktır. satrançta buna "zugzwang" denir.o anda en doğru hamle hiç kıpırdamamaktır, nemo da ikisinide tercih etmez araba yolundan koşar bir yaprağa alır ve üfler yaptığı bu küçük şey bir kelebek etkisine neden olur ve ilerde annayla karşılaşır.sonunda bu yoldan gitmeye karar verir(bunu yaşlı halinin anna deyip gülmesinden anlıyoruz)nemo seçimini yapar ve büyük patlama ve entropi biter ve büyük sıkışma başlar sonuç olarak nemo tren garına döner ve mutlu olacağı seçimi yapar. bu ihtimallerden hepsi çöker ve sadece birisi yoluna devam eder. ama diğer tüm ihtimaller üst üstedir. onlar farklı boyutlarda ilerlemeye devam eden zaman çizgileridir.sen bu yazıyı burada okurken, bir başka sen bilgisayarının başına hiç geçmedi, bir başka sen dışarda arkadaşlarıyla, ve milyonlarca sen hiç doğmadı, hiç var olmadı.yumurtaya doğru ilerleyen milyonlarca başarısız spermden birisiydi diğer sen. ya da, annelerinden birisi buzul devrinde kurtulmayı başaramadı ve sen hiç doğmadın. ya da baban çok küçükken bir trafik kazasında öldüğü için hiç doğmadın ya da annenle baban hiç karşılaşmadı. bu nedenle aslında sen yoksun, milyonlarca sen hiç doğamadı. ama tüm bu ihtimaller içindeki sen, belli bir yaşa kadar devam edeceksin yoluna. bir başka sen, daha fazlasını yaşayacak, ama bu hikaye senin hikayen. işte bu hikaye nobody’nin hikayesi.tüm kararlarının sonuçlarını görebildiği için, asla adım atmayacak birinin hikayesi. eğer gerçekten geleceği görseydik o yol ayrımında asla adım atamazdık. bu film, bunun hikayesi. biz de nemo'nun annesini mi babasını mı seçeceğine karar verirken yaşadığı bütün hayatların sonucunu görmesinin hikayesini film olarak izlemiş olduk.ek olarak filmin müziklerine ve renklerine hayran kaldım.film kelebek etkisi kuramı, sicim kuramı,entropi konularıyla harmanlanmış güzel bir film."

(xanthin - 14 Temmuz 2015 16:11)