Süre                : 1 Saat 51 dakika
Çıkış Tarihi     : 07 Nisan 2011 Perşembe, Yapım Yılı : 2011
Türü                : Aksiyon,Drama,Heyecanlı
Taglar             : Suikastçi,kadın savaşçı,Sonunda başlık,Sahtekâr ajan,bölünmüş ekran
Ülke                : ABD,İngiltere,Almanya
Yapımcı          :  Focus Features , Holleran Company , Sechzehnte Babelsberg Film
Yönetmen       : Joe Wright (IMDB)
Senarist          : Seth Lochhead (IMDB)(ekşi),David Farr (IMDB),Seth Lochhead (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Saoirse Ronan (IMDB), Eric Bana (IMDB), Vicky Krieps (IMDB), Cate Blanchett (IMDB)(ekşi), Paris Arrowsmith (IMDB)(ekşi), John Macmillan (IMDB), Tim Beckmann (IMDB)(ekşi), Paul Birchard (IMDB), Christian Malcolm (IMDB), Jamie Beamish (IMDB), Tom Hodgkins (IMDB), Vincent Montuel (IMDB), Nathan Nolan (IMDB), Michelle Dockery (IMDB), Jessica Barden (IMDB), Aldo Maland (IMDB), Olivia Williams (IMDB), Jason Flemyng (IMDB), Mohamed Majd (IMDB), Tom Hollander (IMDB), Sebastian Hülk (IMDB), Joel Basman (IMDB), Mathias Harrebye-Brandt (IMDB), Álvaro Cervantes (IMDB), Marc Soto (IMDB), Gudrun Ritter (IMDB), Martin Wuttke (IMDB), Rose Wakesho (IMDB), Martin Goeres (IMDB), Timo Honsa (IMDB), Kevin Krow (IMDB), Alister Mazzotti (IMDB)

Hanna ' Filminin Konusu :
Hanna, eski bir CIA ajanı olan babası tarafından Finlandiya’nın balta girmemiş ormanlarında, soğukkanlı bir ölüm makinası olarak yetiştirilmiştir. 14 yaşına gelince babası onu ilk suikastını gerçekleştirmesi için Avrupa’ya gönderir. Yol boyunca hedefine kitlenmiş bir şekilde, usta bir katil gibi soğukkanlı hareket eden Hanna, başına gelen çeşitli olaylar sonucunda hedefine yaklaştıkça varoluşsal soru ve sorunlarla boğuşmaya başlar.


  • "sonuna kadar iyi gidip sonunda toparlayamayıp batırmış film, yazık."
  • "müzikleri mükemmel olan film."
  • "(bkz: hanna hanna hanna hanna bu nasıl sevmek)"
  • "kotu kadinin dis fircalamasina yapilan vurguyu anlamadigim filmdir."
  • "kötü kadın rolünde cate blanchett hiç olmamış. yakışmıyor ona. gözlerim tilda swinton'ı aradı."
  • "alman olsaydım ve kızım olsaydı ona vereceğim isimdir. filmine gelince, sadece isminden dolayı 1-0 önce başladı ama ikinci yarıda hayalkırıklığı yarattı."
  • "çok güzel fakat eksik bir film."
  • "filmin başında geyiği ve filmin sonunda cate kardeşimizi vurduktan sonra söylediği "i just missed your heart" sözünü "sadece kalbini özledim" olarak çeviren çevirmene selam olsun."




Facebook Yorumları
  • comment image

    az once seyrettigim film, keske filmin sonuda basi kadar guzel olsaydi demekten kendimi alamasamda genel olarak fena diildi, ama sinemaya gidip bir yanda lincoln lawyer bir yanda hanna hangisi falan diye dusunmeyin, lincoln lawyer i secin derim son olarak burdan cate blanchett'a seslenmek istiyorum, cok hos cok alimli bir kadinsin...


    (withorwithoutyou - 9 Nisan 2011 07:25)

  • comment image

    sinemada durum nedir bilemem ama şu anda bu filmle ilgili bulup bulabileceğiniz tüm türkçe altyazı dosyalarında filmin ilk ve son cümlesi (ve dolayısı ile en vurucu cümlesi) olan "i just missed your heart", "senin kalbini özledim" olarak çevrilmiş. zaten beğenilmesi pamuk ipliğine bağlı olan film bu denyoca hata nedeniyle saçma bir cümle ile başlayıp saçma bir cümle ile bitiyor.


    (sir gawain - 14 Haziran 2011 13:46)

  • comment image

    filmin başında arkadaşımla filmi ben seçtim hayır sen değil ben seçtim o yüzden bu kadar güzel bir tercih oldu sayemde kavgasına girmemize, film ilerledikçe ve nihayet sonuna geldiğimizde ise senin seçtiğin film bu kadar olur aşamasına gelmemize sebep olmuş filmdir. özetle çok güzel başlayıp, çok kötü biten bir film olmuş. bazı sahnelerde ki müziklerin hakkını vermek lazım bu arada oldukça başarılı olmuş müzikler.


    (underload - 14 Haziran 2011 13:57)

  • comment image

    arada epeycene detay havada kalmıştır. benim saydığım yaklaşık 10 küsür olay neden var ben anlamadım. filme gelecek olursak girişi çok güzel, ilk 15-20 dk sı beklentiniz artıyor ancak sonrasında fazla birşey göremiyorsunuz, basit ve dandik bir senaryo, bişeyler yapmaya çalışmışlar ama olmamış. oyunculukları ve akıcılığı için izlenir, ama çok ta beklenti içerisine girmeyin.


    (cagepac - 15 Haziran 2011 23:22)

  • comment image

    --- spoiler ---

    film gerçekten iyi başlıyor; erik'in (eric bana) büyük bir disiplinle hanna'yı (saoirse ronan) eğitmesi, hanna'nın bir yandan bir ölüm makinesi, diğer yandan da müziği merak eden, geceleri gizli gizli masal kitapları karıştıran bir çocuk olması ilerleyen dakikalarda yaşanması muhtemel ikilemlere dair fikir veriyor. hanna'nın yine filmin başında ok ile avladığı geyik için söylediği "i missed your heart" sözü ve sahnenin dramatik yapısı ise filmin sonuna dair ipucu veriyor.

    bu aşamanın ardından, yani filmin sonuna ve yaşanacak ikilemlere dair fikir sahibi olduktan sonra izleyici olarak aklımızdaki en önemli soru "neden"
    bir adam neden bir kız çocuğuyla birlikte dünyanın ucuna kaçıp, kızı mükemmel bir katil olarak yetiştirir ve bu marissa (cate blanchett) kimdir?

    hanna'nın yakalanması, marissa benzeri ajanı öldürmesi ve kaçışı filmin hemen hemen en iyi bölümleri.
    çölün ortasındaki gizli tesisten kaçış, sonrasında ingiliz aile ile karşılaşması, hanna'nın bu ailenin kendisiyle yaşıt kızıyla arkadaş olması, bu kızın sürekli ergen ergen konuşması; hanna'nın aslında bir çocuk olduğu gerçeğini yüzümüze vuruyor. bu dakikalarda seyirci olarak bir kez daha "neden" diyoruz.
    bir kız çocuğunu yaşıtlarından ayırıp soğuk kanlı bir katil haline getiren nedir?

    film aslında bu dakikalarda kötüleşmeye başlıyor. marissa karakteri doğru dürüst açıklanmadan işin içine beyaz saçlı psikopat isaacs (tom hollander) ve yancıları giriyor. izleyici olarak bu kişilerin film boyunca yaptıkları ısrarlı takibin ve uyguladıkları şiddetin nedenini öğrenemiyoruz. marissa ile isaacs ya da erik ile isaacs arasında nasıl bir geçmiş var, bilmiyoruz.

    sonra bir bakıyoruz her şey manasız bir şekilde, birkaç cümle ile açıklanıyor. "mükemmel asker yetiştirmek için başlatılan bir proje, bu projeye genetiğiyle oynanacak denek bebekler bulan erik, proje sorumlusu kötü ajan marissa."
    başka bir sorun ise hanna'nın hiç de öyle genetiği değiştirilmiş süper bir insan izlenimi yaratmaması. tamam, çok iyi dövüşüyor ve silah kullanıyor ama bu pekala yıllardır gördüğü eğitiminle de açıklanabilir bir yetenek.

    nihayetinde film, yaşananların nedenlerini izleyiciye tatmin edici bir şekilde anlatamadan, en baştaki cümleyle bitiyor: "i missed your heart"

    ---
    spoiler ---


    (salihdt - 17 Haziran 2011 13:24)

  • comment image

    --- spoiler içerebilir ---
    sadece eric bana ve cate blanchett'ı seyretmek için gittiğim film. büyük umutlarla gitmedim zaten, o yüzden bilet parası çok içime oturmadı.
    hanna'yı oynayan kardeşimizin cate hanıma oldukça çok benzemesi, bizi film boyunca o'nun kayıp kızı olma ihtimali yönünde kıllandırdı. ama, öyle değilmiş..
    neyse; uzun lafın kısası, çok güzel bir film değil. büyük umutlarla gitmeyin. üzülürsünüz.

    --- spoiler içerebilir ---


    (turnersyndrome - 17 Haziran 2011 21:26)

  • comment image

    alman olsaydım ve kızım olsaydı ona vereceğim isimdir.
    filmine gelince, sadece isminden dolayı 1-0 önce başladı ama ikinci yarıda hayalkırıklığı yarattı.


    (matthew mccourt - 18 Haziran 2011 23:52)

  • comment image

    klasik eleştiriye katılarak filmin bir açığından dem vurmak istiyorum ki o da; lamba, televizyon vb. yeniliklerden haberdar olmayan, görünce şaşıran ve korkan kızımız bilgisayara hiç tepki vermiyor. ayrıca nasıl oluyorsa gayet iyi bir şekilde kullanabiliyor bilgisayarı. ilginç doğrusu


    (willdone - 27 Haziran 2011 01:00)

  • comment image

    tamamiyle havada kalmış bir film. filmin sonu, ortası gibi bitiyor. "ee ne yani şimdi, bu mudur?" diye kalıyor insan. hannadan güzel sürüyle film var. yine de cate blanchett ve eric bana'yı izleyeceğim diyorsanız da gerçekten filmde ikisinin de pek bir çekiciliği yok. çok canınız sıkılır da evde "dur yahu şöyle boş bir film izleyeyim, kafamı yormadan" diyorsanız, buyrun izleyin ama birşey de beklemeyin.


    (duck lee - 1 Temmuz 2011 13:25)

  • comment image

    bu haliyle bile 2 saate yaklaşan filmi daha fazla uzatmayalım zaten prodüksiyon maliyetlerimizin de baya üzerine çıktık, şimdi siktir et kim kimin nesidir falan diye cart diye ortada bitirilmiş filmmiş gibime geldi. bundan sonrası azıcık spoiler:

    --- spoiler ---

    bunun kitabı neyin var mıdır bilmiyorum ama cate ablamızla bu kızın acaip benzerliği, soğuk kanlılık hız, zeka, göz rengi falan aslında bence özellikle yerleştirilmiş filme ancak anlatmaya sıra gelmemiş. senaryoyu kese kese piç kuşa çevirmişler. şöyleki bence cate abla asıl ilk dna'sıyla oynanıp doğurtulan ilk süper askerlerden. yani versiyon 1.0. sonra bundan alınan yumurtalarla ver. 2.0'ı yapacaklarken hatun bir ben olayım ulan diyerek programı kimseye danışmadan iptal ediyor falan.

    bir de filmin baş ve sonundaki i just missed your heart kısmında da bu genetiği değiştirilenlerin duygulardan yoksunluğu bilerek yaralayıcı atıştan sonra bitirici kafaya sıkma işini gözlere bakarak yaptıklarını falan göstermeye çalışmışlar ama o da pek olmamış.

    ---
    spoiler ---

    neyse zaten böyle filme ki 6.0 dan belki 0.1 puan fazla veririm niye bu kadar uzun yazdım bilemedim..


    (aboutablank - 12 Temmuz 2011 00:04)

  • comment image

    bu filmi begenmemek tercihtir, zevk meselesidir, saygi duyulur. ama "kotu film yapmis be yea, cok sacmaydi bence" diyeni allah tas yapar. her karesini teknik anlamda nakis gibi isleyen bir yonetmenin (ki onceki isleriyle rustunu coktan ispatlamistir) bu filmi becerisizlik, yeteneksizlik gibi sifatlarla kotu cektigini soylemek, kusura bakmayin, en kibar haliyle cahilliktir. joe wright bir tercih kullanmis, bilerek ve isteyerek tum seyircilere hitap etmeyecek bir seyler yapmis.
    evet tum o filmde sizi sikan, bogan seyler kasitli. ayni filmin yonetmen hanesinde david lynch ya da terry gilliam yazsaydi alla bilir buralar nasil ovgulerle doluyor olurdu. gozumuzle seyredelim artik su filmleri bi zahmet.


    (tequila - 4 Ağustos 2011 16:22)

  • comment image

    biter bitmez '' devam filmi olacak mı acaba'' sorusunu sorduran film. bir çok soru havada kaldı, tam tatmin edici bir final olmadı. bunun dışında cate blanchett'in yaşlandıkça charlotte rampling'e benzemesi ve mr. grimm rolündeki aktörün erkin koray'a benzerliği dikkatimi çekti.

    --- spoiler ---
    hanna'nın genetiğiyle oynanıp merhamet duygusunun yok edildiği söylense de bunun aksi yönde gelişmeler var filmde, karavanlı ailenin çocuklarıyla olan iletişiminde falan hanna'nın duygulardan arınmış bir insan olmadığını anlıyoruz.

    ---
    spoiler ---


    (kadifepanter - 9 Temmuz 2012 11:14)

Yorum Kaynak Link : hanna