Süre                : 51 dakika
Çıkış Tarihi     : 02 Ekim 1959 Cuma, Yapım Yılı : 1959
Türü                : Fantazi,Korku,Gizemli,Bilim Kurgu,Heyecanlı
Taglar             : doğaüstü,Ünlü açılış teması,Paranormal,cult favorite
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Cayuga Productions , CBS Television Network
Yönetmen       : John Brahm (IMDB)(ekşi), Douglas Heyes (IMDB), Buzz Kulik (IMDB)(ekşi), Lamont Johnson (IMDB)(ekşi), Richard L. Bare (IMDB)(ekşi), James Sheldon (IMDB), Richard Donner (IMDB), Don Medford (IMDB), Montgomery Pittman (IMDB), Jack Smight (IMDB), Alvin Ganzer (IMDB), Ted Post (IMDB), William F. Claxton (IMDB), Elliot Silverstein (IMDB), Abner Biberman (IMDB), Joseph M. Newman (IMDB), Alan Crosland Jr. (IMDB), Robert Florey (IMDB), Mitchell Leisen (IMDB), Robert Parrish (IMDB), Ron Winston (IMDB), Stuart Rosenberg (IMDB), David Orrick McDearmon (IMDB), Jus Addiss (IMDB), Perry Lafferty (IMDB), Robert Stevens (IMDB), John Rich (IMDB), Anton Leader (IMDB), Boris Sagal (IMDB), Christian Nyby (IMDB), Don Siegel (IMDB), Robert Butler (IMDB), Allen Reisner (IMDB), William Asher (IMDB), Ralph Nelson (IMDB), Norman Z. McLeod (IMDB), David Greene (IMDB), Robert Ellis Miller (IMDB), Allen H. Miner (IMDB), Harold D. Schuster (IMDB), Paul Stewart (IMDB), David Butler (IMDB), Bernard Girard (IMDB), Robert Gist (IMDB), Walter Grauman (IMDB), Roger Kay (IMDB), David Lowell Rich (IMDB), Richard C. Sarafian (IMDB), Ralph Senensky (IMDB), Don Weis (IMDB), Robert Enrico (IMDB), Ida Lupino (IMDB), Jacques Tourneur (IMDB)
Senarist          : Rod Serling (IMDB)(ekşi),Charles Beaumont (IMDB)(ekşi),Richard Matheson (IMDB)(ekşi),Earl Hamner Jr. (IMDB),George Clayton Johnson (IMDB)(ekşi),Montgomery Pittman (IMDB),Jerry Sohl (IMDB),Oceo Ritch (IMDB),Frederick Louis Fox (IMDB),Henry Slesar (IMDB),Martin Goldsmith (IMDB),Henry Kuttner (IMDB),C.L. Moore (IMDB),Lynn Venable (IMDB),Madelon Champion (IMDB),John Collier (IMDB),Paul W. Fairman (IMDB),Lucille Fletcher (IMDB),E. Jack Neuman (IMDB),Robert Presnell Jr. (IMDB),Jerome Bixby (IMDB),Bennett Cerf (IMDB),Bill Idelson (IMDB),Marvin Petal (IMDB),Sam Rolfe (IMDB),Manly Wade Wellman (IMDB),Ray Bradbury (IMDB),Price Day (IMDB),Damon Knight (IMDB),Lee Polk (IMDB),Richard De Roy (IMDB),John Furia (IMDB),Lou Holtz (IMDB),Malcolm Jameson (IMDB),Reginald Rose (IMDB),Michael D. Rosenthal (IMDB),Ambrose Bierce (IMDB),Robert Enrico (IMDB),Mike Korologos (IMDB),Jerry McNeely (IMDB),Bernard C. Schoenfeld (IMDB),Adele T. Strassfield (IMDB),John Tomerlin (IMDB),Anthony Wilson (IMDB)
Oyuncular      : Rod Serling (IMDB)(ekşi), Vaughn Taylor (IMDB)(ekşi), Jack Klugman (IMDB), Burgess Meredith (IMDB)(ekşi), John Anderson (IMDB), J. Pat O'Malley (IMDB), Bill Erwin (IMDB)(ekşi), Gladys Cooper (IMDB)(ekşi), Albert Salmi (IMDB), John Dehner (IMDB), James Best (IMDB), Bill Mumy (IMDB), Raymond Bailey (IMDB), Stafford Repp (IMDB), Paul Mazursky (IMDB), Arch Johnson (IMDB), Don Keefer (IMDB), Morgan Brittany (IMDB), William Shatner (IMDB), Inger Stevens (IMDB), Lee Marvin (IMDB), Cliff Robertson (IMDB), Joseph Schildkraut (IMDB), Ed Wynn (IMDB), James Gregory (IMDB), Edward Andrews (IMDB), Anne Francis (IMDB), Joe Mantell (IMDB), John Hoyt (IMDB), Russell Johnson (IMDB), Fritz Weaver (IMDB), Dick York (IMDB), Simon Oakland (IMDB), Richard Long (IMDB), John McGiver (IMDB), Martin Landau (IMDB), Martin Balsam (IMDB), Thomas Gomez (IMDB), Jack Warden (IMDB), Patricia Barry (IMDB) >>devamı>>

The Twilight Zone (~ Alacakaranlik Kusagi) ' Dizisinin Konusu :
The Twilight Zone is a TV series starring Rod Serling, Robert McCord, and Jay Overholts. Ordinary people find themselves in extraordinarily astounding situations, which they each try to solve in a remarkable manner.

Ödüller      :

Golden Globes:Golden Globe-Best TV Producer/Director


  • "kucuktum ufaciktim, seyredip seyredip tirsardimtrt zamanindan kalma bi gerilim dizisi, bi bolulmde 2-3 kisa hikaye olurduigrenclik yapmadan gusel gusel gererdi"
  • "simdiye kadar gerilim dozu olarak en beendigim dizi daha iyisi olmadi gelmedi gelmeyecek korkarim..."
  • "jenerik muzigi psikopatca tiridine bandim'a benzeyen bir dizi idi bu. nurunuru nurunuru nurunuru bandim, bedava mi sandin, nurnuru aldim..."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kucuktum ufaciktim, seyredip seyredip tirsardim
    trt zamanindan kalma bi gerilim dizisi, bi bolulmde 2-3 kisa hikaye olurdu
    igrenclik yapmadan gusel gusel gererdi


    (stregocia - 2 Nisan 2000 09:23)

  • comment image

    1959 serisi tırsıtıcı müzik eşliğinde şu sözlerle başlar:

    "you're traveling through another dimension... a dimension not only of sight and sound, but of mind. a journey into a wondrous land whose boundaries are that of imagination. that's the signpost up ahead.
    your next stop, the twilight zone."


    (fitneci - 28 Nisan 2008 23:14)

  • comment image

    simdiye kadar gerilim dozu olarak en beendigim dizi daha iyisi olmadi gelmedi gelmeyecek korkarim...


    (raistlin - 9 Nisan 2000 03:08)

  • comment image

    bir de kavram karma$ası ya$anan bölüm vardı, çok süperdi.

    (adam bir gün uyanır i$e gitmek üzere tra$ olur giyinir, alt kata iner)
    - hayatııım!!
    - günaydın robert! dinazorunu yedin mi?
    - ?????!! neyimi yedim mi???
    - dinazorunu?? hayatım noldu bi garipsin??
    - ne dinazoru ya ne diyorsun sen? dinazor minazor yemedim ben!
    - sevgilim sakin ol! ne oldu sana? niye kızgınsın? ben naptım sana? (kahvaltıyı i$aret eder) bak senin için yapmı$tım...(üzülür)
    - ?? kahvaltı yemedim evet. ama dinazor yenmez ki!
    - robert sen iyi misin?
    - noldu ki?
    - önce dinazorunu yemeği reddediyorsun , sonra da kahvaltıyı yemekten bahsediyorsun.. kahvaltı yenecek bir$ey değildir.. bir pancara gidelim..
    - ... pancar mı? doktor demek istiyosun herhalde...
    - hayır hayatım, doktorunu dün ütüledim, onla bi alakası yok. pancara gitmemiz gerek...
    - lisaaa!!!! (kızı sarsar) söyle bana "kahvaltı" ne demek???!!
    - hayat..
    - cevap ver!!!
    - (kızda dumur olmuş bi ifade vardır) b.. bi.. bir renk...
    - renk mi? ne rengi? (kız kırmızı bir kupayı gösterir)
    - hayırrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrrr!!!!!!!!!!!
    (bütün kavramların değiştiği bir sabah uyanmı$tır adamımız)

    hatırladığım tek bölümüydü. çok ba$arılıydı, yeniden verirlerse mutlu olunacak bir dizi.


    (rofw - 7 Eylül 2002 00:10)

  • comment image

    morgan freeman'ı ilk burda görmüştüm. bir bölümünde adam hapishaneden kaçmak için morgdaki görevliden yardım istiyor. kendisi de hapishanede ölenleri morg'a taşıyor. bir ölüm oluğunda görevli onu tabuta koyacak. cesetle birlikte gömülecek, herkes gittikten sonra da görevli mezarı kazıp adamı kurtaracak. (yalnız görevli miydi morgan freeman diğeri mi şimdi hatırlayamadım) adamımız tabuta giriyor. insanlar gelip tabutu götürüyor ve gömüyor. sonra da adam tabutun içinde bir kibrit yakıyor. yanına dönüp bakıyor ve onu ordan çıkaracak görevlinin tabutta olduğunu görüyor. çığlıklarla kamera yukarı kayıyor, toprağın üstüne, kadrdaki hapishaneye zoom esnasında çığlıklar giderek uzaklaşıyor. ve son...


    (clown - 10 Mayıs 2000 02:00)

  • comment image

    bölüm 150: stopover in a quiet town
    30 yaşlarnda bir çift, başka bir evde, başka kıyafetlerle ve giyinik vaziyette yataktan uyanırlar. biz neredeyiz nasıl buraya geldik bik bik gibi konuşmalardan sonra etrafı araştırmaya başlarlar. telefonu kullanmak isterler sahtedir. mutfak çekmecelerini açmaya çalışırlar, sadece kulpları olan tahta parçalarıdır. buzdolabını açarlar, içinde süngerden yapılmış yiyecekler vardır. sincap görürler sevmeye kalkarlar oda peluştur. bu arada her yaşadıkları şokun ardından 4-5 yaşlarında bir kızın gülümsemesi duyulur. etraf sonderece ıssızdır ve arabaların içinde de cansız mankenler vardır. bir kilise görürler çanını çalarlar, kimse gelmez ve yine o gülümseme sesi duyulur. ordan oraya ordan oraya giderler ama tüm çabalarının sonucunda terkedilmiş bir köyde olduklarının farkına varırlar. tam bu sırada dışarıda gezerken dev bir gölgenin onlara doğru gelmekte olduğunu farkederler, okadar korkarlarki can havli ile kaçarlar. çiftlerden bayan olan yine tüm klişeliği ile (tabi o tarihte klişe olduğunu sanmıyorum) ayağı takılarak düşer. erkek kişi geri dönüp onu kurtarmaya çalışırken, gökten devasa bir el onları kapar. el açıldığından 4- 5 yaşlarında inanılmaz büyük bir kız onlara bir böcekmişcesine bakarak sırıtmaktadır. zavallı insancıklar elin içinde kıvrana dursunlar kızın annesi gelir ve ''tatlım ne yapıyorsun birazdan yemek yiycez hayvanlarınla oynamayı bırak lütfen'' der ve kız çifti aldığı yere koyar. çiftler hızla maket köyün içlerine doğru koşmaya başlar...

    o yaşlarda çok etkilenmiştim. bu bölümden sonra aklıma yer etti.acaba şuanki toplum, bu bölümdeki küçük köyün daha büyük bir ikamesi olamazmıydı...


    (kirpisan - 13 Haziran 2010 12:23)

  • comment image

    dizinin 1985 ve 2002 tarihli farklı versiyonları da vardır ancak benim gözümde 1959'dan 1964'e kadar sürmüş olan orijinal serisi en güzelidir. ancak bu serinin ilk sezonunun bırakın türkçeyi, ingilizce altyazısı bile bulunmuyor. ilk yedi bölümünü dinleyerek elimden geldiğince çevirmeye çalıştım. ne zaman olacağını bilmemekle beraber, sezonu tamamlamak niyetindeyim. izlemek isteyip de altyazısı olmadığı için izleyemeyen varsa buyursun:

    http://divxplanet.com/…14187/the-twilight-zone.html


    (ucurtmabayramlari - 12 Kasım 2010 18:19)

  • comment image

    az sonra anlatacagim bolumu kimsenin animsamamis olmasi ilginc. kahramanimizin ucak fobisi vardir, ucaklari gorunce bile kici 3.5 atmaktadir. heyhat kosullar onu ucaga binmeye zorlar: karisi, picleri falan da vardir yaninda. herifin panikatak modu on'dur; surekli dusecegini, kanadin kopacagini falan soylemektedir, boylece ucaktaki diger yolcular da kufur yeteneklerini adam uzerinde denerler. neyse, bizimki disariyi seyrederken (gecedir, karanliktir, simsek cakiyordur) ucagin kanadinda korkunc bir yaratik gorur. yaratik ucak motorunun mina komaktadir. adam acayip panikler, bagirir, cagirir; fakat kimse siklemez herifi. daha sonra yaratigi tekrar gorur. yaratik bu sefer daha da yaklasmistir ve koya koya neredeyse orgazm olacaktir. "yaw, yaratih var gardaslar, nah orda iste", disariyi gosterir, yaratigin yerinde yeller esmektedir. gene kimse inanmaz. daha sonra yaratigi tekrar gorur, daha da yaklasmistir, bu sefer motorun ami gotu dagilmistir. adami bayiltirlar, sakinlestirici verirler; yolcular firsattan istifade kufurleri realize ederler. vurucu nokta ise; ucak yere indiginde motorun gercekten hirpalandigidir.


    (dusch - 16 Ocak 2003 06:21)

  • comment image

    ucan kusa borcu olan genc bir kari kocanin evinin kapisini takim elbiseli bir adam calar. elinde bir fanus vardir.
    adami iceri alirlar ve adam anlatmaya baslar. cantasindan bir fanus cikarir:
    "bu fanusun icinde kirmizi bir dugme var. bu dugmeye basmanizi istiyoruz. dugmeye bastiginiz takdirde, hic tanimadiginiz biri olecek, ve size $200,000 vericez. yarin tam bu saatte tekrar gelicem, ne olursa olsun dugmeyi sizden geri alicam."
    adam sozlerini bitirir ve evden cikar.
    kadin kocasini bekler ve olayi anlatir. adam cok sinirlenir ve buyuk bir kavga cikar. sakinlestikten sonra fanusu acarlar ve dugmeyi seyrederler butun gece.
    "bassak mi basmasak mi" belirsizliklerinden sonra en sonunda kadin dugmeye basar.
    takim elbiseli adam, soyledigi saatte gelir:
    "dugmeye bastiniz"
    "nerden anladiniz?"
    "anlamiycagimizi mi sandiniz? dugmeye bastiniz, ve hic tanimadiginiz biri oldu. buyrun size $200,000."
    fanusu kapatir ve alip kapiya dogru ilerler.
    kapida kadin "nereye goturuyorsunuz dugmeyi?" der meraktan.
    "hic tanimadiginiz birine."


    (ekmek - 29 Ocak 2003 15:05)

  • comment image

    bu enfes dizinin bir bölümünde saç dökülmesinden muzdarip olan kahramanımız, saç ektirmeye karar verir. saç ektirme şirketine gider, ektirebileceği en uzun, en güzel saçları ektirir. sabah kalktığında bi bakar ki upuzun saçları çıkmış, şahane karizma olmuş. yeni saçlarından aldığı gaz ile hemen kız arkadaşlarından birini baştan çıkarır elemanımız.
    adam ertesi sabah kalktığında ise daha bi fazla saçlandığını görür ; yanağından, burnunun üstünden, dişetlerinden saçlar çıkmaya başlamıştır. öndişlerinin arasından çıkan bir saç telini kesip büyüteç altında incelediğinde, saç telinin aslında minik bir yılan olduğunun farkına varır esas eleman.
    derhal saç eken şirkete hesap sormaya giden adamımız acı gerçekle karşılaşır:
    o şirket aslında uzaylıların insanlardan beyin sıvısı almak için kurdukları bir kuruluştur. adamımızın bir "sağma" odasına nakledilmesi ile biter bölüm.


    (zunta - 8 Şubat 2003 22:37)

  • comment image

    başka bir bölüm ise gelecekte geçmektedir. topluma karşı yüz kızartıcı suçlar işlemiş insanlar görünmez adamlık ile cezalandırılmaktadır. görünmez adamların alnının ortasına bir işaret koyulmaktadır ve bu işareti taşıyan insanlar ile kimse herhangi bir sosyal ilişkiye*** girmemektedir. ayrıca sokaklarda sürekli uçmakta olan kameralı mobil robotlar sayesinde herkes yakın takibe alınmıştır. adamın teki de kısa bir süreliğine* bu cezaya çarptırılır. önceleri "hohoyt karışanım yok, sorumluluğum yok hiç hehey" ruh hali içindeki adamımız, bir süre sonra hiç bir insan ile konuşamamanın verdiği ruhsal çöküntü ile hafiften sıyırmaya başlar. bir gün bir yemekhanede kör bir adamla kısa bir süre konuşabilse de, başka bir vatandaşın kör adamı uyarması üzerine bu konuşması yarıda kalır. sokakta gezerken görünmezlik cezasına çarptırılmış bir kadın ile karşılaşan zavallı adamımız hatun ile konuşmaya çalışır, fakat hatun uçan kameralardan korktuğu için adamdan kaçar.
    sonunda adamımızın cezası biter, topluma karışır. bir gün yolda yürürken eskiden konuşmaya çalıştığı görünmez abla ile karşılaşır yeniden. kadın hala görünmezlik cezasını çekmektedir. karşılaştıklarında, kendini adamın kollarına atan kadının "lütfen konuş benimle, bu acının nasıl olduğunu bir tek sen bilirsin böhühü" serzenişleri üzerine duygulanan adamımız sarılıverir kadına. sokaklarda devriye uçuşu yapan robotlar tarafından hemen tespit edilen adamımız hiç tınmaz, sarılmaya devam eder. dizinin bu bölümü de robotların "görünmezlik cezasına çarptırılmış birisi ile temas halindesiniz, her 1 dakikalık temas için 1 yıl görünmezlik cezası alacaksınız" uyarıları eşliğinde, kameranın sokağın üzerinden yükselerek geniş açılı çekime geçmesi ile biter.


    (zunta - 8 Şubat 2003 22:52)

  • comment image

    ayrıntılarını tam olarak hatırlayamadığım başka bir bölümde ise olaylar, olağan üstü düşünce gücüne sahip bir çocuğun çevresinde gelişmektedir. bu ufak çocuk * öylesine üstün bir düşünce gücüne sahiptir ki, var olan gerçekliği sadece düşünerek değiştirebilmektedir. aslında annesi ve babasını bilmeyen bu çocuk şehirden uzak bir evde çevreden topladığı annesi, babası, amcası ve kızkardeşi ile yaşamaktadır.çocuğun manyak güçleri yüzünden ailenin üyeleri çocuktan aşırı derecede tırsmaktadırlar. sırf bu yüzden evde herkes sürekli çizgi film izlemektedir ve tüm öğünlerde yiyecek olarak fıstık ezmeli sandviç ve içecek olarak da sıcak çikolata tüketilmektedir. bir gün çocuğa özel ders vermesi için tutulan bayan bir öğretmen eve gelir ve çocuğun evde nasıl terör saçtığına dehşet içerisinde şahit olur. mesela çocuğun amcasının "yahu hep çizgi film izliyoruz, biraz da haberleri izlesek, ne biliyim altılı sonuçlarına baksam bir" serzenişi üzerine zıvanadan çıkan velet amcasının kucağında küçük bir pembe kutu yaratır. "amca açsana kutuyu bakalım nası bi sürpriz var içinde?" diyerek tehditkar bir bakış atar amcasına. zavallı amca da kutuyu açacak gibi olur ama daha elini kutuya sürmeden kutunun kapağı açılır ve kutudan 2 metre boyunda sivri dişli kocaman bir tavşan fırlar ve amcayı "azcık" hırpalar. ayrıca çocuğun ablasının hiç ortada gözükmemesinden şüphelenen öğretmen çocuğa bu merakını belirtince, "ablam çok konuşuyodu ben de onu susturdum, ayrıca bizden ayrılmaya* çalıştığı için de bir kaç önlem aldım" gibisinden bir cevap ile karşılaşır. bu cevabın üzerine kamera ablanın kaldığı odaya geçer; bacakları olmayan bir kız tekerlekli sandalyede oturup çizgi film izlemektedir. ayrıca kızın ağzı yoktur. durumun vahametinin farkına varan öğretmen çocuğa hayatın güzelliklerini gösterir vs vs.. bölümün sonunda öğretmen çocuğu arabasına almıştır ve bozkırların arasından geçen bir yol ile evden uzaklaşmaktadırlar. bu arada arabanın geçtiği kısımdaki sarı otlar renk renk çiçeklere dönüşmektedir.


    (zunta - 8 Şubat 2003 23:12)

  • comment image

    beynimin başka bir köşesinde bir kaç ayrıntısını bulduğum başka bir bölümünde ise yine korku öğesi olarak bir araknid kullanılmıştır:

    iki tane kardeş yıllar sonra babalarının gizli deneyler yaptığı laboratuvarını keşfeder. laboratuvarda inanılmaz boyutlarda sebzeler ve meyveler bulunmaktadır. kendi boylarında hıyarları gören kardeşler önceleri şaşırırlar "lan bizim başka kardeşimiz varmış" diye (hah hah latife yaptım). kocaman pırasaların, domateslerin arasından geçen kardeşler babalarının notları ve günlüğünü bulurlar. günlük, babalarının "bu gün böcekler üzerinde yaptığım deneyin sonuçlarını kontrol edeceğim" notu ile bitmektedir. meraklarına doyamayan kardeşler laboratuvarı biraz daha incelerler ve böceklerin olduğu kısıma gelirler. etrafta hiç bir böceğe rastlayamayan kardeşler tam oradan ayrılmaya karar vermişlerdir ki, karanlık bir köşeye yuva yapmış dev bir örümcek kardeşlerden birini kapıverir. bu bölüm de diğer kardeşin altına doldura doldura kaçması ile sonlanır.


    (zunta - 8 Şubat 2003 23:38)

  • comment image

    bir bölümünde adamın biri işe bir yere giriyor,temizlik malzemelerinin konduğu şu odalar gibi bişii yada tuvalet,çıktığında herşey değişmiş oluyor,karısı kimse tanımıyo bunu,çok afedersiniz göt gibi kalıyodu,uzun yıllar böle biryerle girince çıktığımda herşeyi aynı bulamama paranoyası yapmıştım.ayrıca ah belinda da bundan araktır büyük ihtimalle


    (trenchkot - 8 Aralık 2000 00:48)

  • comment image

    ilk olarak cbs televizyonu’nda 1959-1964 yillari arasinda, siyah beyaz olarak gosterilen, tv tarihinde bir donum noktasi olan super gerilim, fantastik dizi. 1985-1988 yillari arasinda, yine cbs televizyonu tarafindan, bu kez renkli olarak yeni bolumleri yayinlanmis. buyuk usta wes craven’in adina da bu yeni versiyonda yonetmen olarak sikca rastlanir.

    bir bolumunde, bir ev kadini bahcede, topraga gomulu eski bir kutu bulur. kutunun icinden guzel bir madalyon cikar. ama bu sihirli bir madalyondur. boynuna takili oldugunda, kadin zamani durdurabilmektedir. oyle ki cocuklari tam sutu dokmek uzereyken “susun” diye bagirdiginda, sut daha yere dokulmeden o sekilde kalabilmektedir. “konusun” dediginde ise hersey kaldigi yerden devam eder. aradaki zamanda kadin sakin ve huzurlu bir sekilde islerini halleder. derken bir gece birlesik devletler’e bir nukleer fuze yollanir. kadin hemen “susun” der, zaman ve tabi ki fuze durur. ama bir daha asla “konusun” diyemeyecektir.

    diger ilginc bolumde bir alkolik, ickiyi birakmak icin, sarhos bir aninda bir yabancidan aldigi hapi icer. hapi kendisine tedarik eden adam, ona yuttugu kapsulun icinde bir kurtcuk oldugunu ve midesine yerlestigini soyler. kurtcuk adamin ictigi alkolle beslenip, yetiskin bir kedi boyutuna gelebilen ve bu sekilde adami icten ice olduren bir yaratiktir. ama adam icki icmeyi birakirsa, bir tehlike yaratmayacaktir. isin kotusu beslenmek isteyen kurtcuk adamda korkunc mide sancilarina yol acar. ama adam zamanla ickiyi yenip, yaratigi ac birakir.


    (little red riding hood - 22 Temmuz 2003 23:55)

  • comment image

    daha sonra bu diziden arak bir cok basarili film yapildi. the truman show da bunlardan biridir. ve de en guzel bolumlerinden birsiydi. adam uyanip tiras olmak icin ayna karsisina gectiginde ayna dusuyordu ve o an arkasinda bir kamera oldugunu goren adam henuz dumur asamasındayken iceriye elinde matkapla bir adam dalip aynayi tamir ediyor ve banyoyu terk ediyordu. adamimiz israrci davranip agzindan lafi kaptiginda hayatindaki her şeyin bir dizinin parcasi oldugunu ogreniyordu. ona devam etmek isteyip istemedigi soruldugunda ise hayir diye cevapliyordu. yuklu bir cek alip evine dondugunde ne karisi ne de arkadasi kalmamisti. cunku tanidigi herkes dizinin kadrolu calisanlariydi. daha sonra ise matkapli adam evdeki kameralari toplamaya geliyordu ve bir sure konustuktan sonra adamimiz "tam da alismistim" diyordu. matkapli adamin cevabi ise kisik sesle "sen gene de pek emin olma" seklindeydi.


    (undone - 17 Mayıs 2001 23:17)

  • comment image

    örümcek fobimin sebebi, baykuşlara bayılmamın temeli, korku filmi manyağı olmamın sorumlusu, çocukluğumun muhteşem dizisi. bende bir bölümünü aktarayım tam olsun, tabi daha önce yazılmayanlardan olsun (aman da hoh hoh);

    ayrıntılı hatırlamıyorum ama en sevdiğim bölümlerden biridir, bir adam ya da bir genç her aynaya baktığında arkasından onu öldürmek üzere yaklaşan korkunç bir yaratık görmektedir ama tam son anda dönüp baktığında arkasında kimse olmadığını farkediyordur.
    bu böyle her aynaya bakış işkenceye dönene kadar sürüp gider. en sonunda yeter ulan dayanamıycam der ve olacakları beklemeye karar verir.. ne mi olur, tabi ki yaratık onu öldürür...


    (lord of the queens - 17 Ağustos 2005 14:32)

  • comment image

    --- spoiler ---
    yeni bölümlerinden birisindeydi sanırsam. kahramanımız bir antikacıdan eski bir cüzdan alıyor. antikacı amca ona cüzdanı sattıktan sonra bir iki öğüt falan veriyor. bu arada arkadaş çulsuzun teki genelde bir barda bi kaç arkadaşıyla takılıp birlikte oynadıkları piyangodan para çıkmasını umut eden bir vatandaş. bardaki adamlardan bir taneside cilt kanseri olan yüzünde yaralar dolu ölmeyi bekleyen bir vatandaş. neyse arkadaşımız arada sırada cüzdanına bakıp boş gördükçe hayıflanıyor. fakat daha sonra cüzdanına baktığında içinde para olduğunu ve her geçen gün paranın çoğaldığını farkediyor. daha sonra anlıyor ki dokunduğu her insanın cebindeki para kendi cüzdanına geçmeye başlıyor. gel zaman git zaman bunu artık meslek haline getirip bir bahaneyle herkese dokunup paralarını almaya başlıyor. ama sonunda anlıyor ki aldığı sadece paraları değil. çünkü cilt kanseri olan amcanın yaraları artık bunda belirirken onda hastalıktan eser yok ve ayrıca diğer piyango oynayan arkadaşları son piyangoda büyük ikramiyeyi tutturuyorlar ama bu adam onlarla dalga geçip ortak olmadığı için hem paradan oluyor hem de ölümcül bir hastalığa yakalanıyor...
    ---
    spoiler ---


    (exavier mcdaniel - 17 Ağustos 2005 16:01)

  • comment image

    bir bölümünde de ilkokul çağındaki bir çocuğun yatağının altından siyahlara bürünmüş bir adam peydah olup "ben yatakaltı canavarıyım. sahibime dokunmam. sen benim sahibimsin. sana dokunmam..." repliği ardından dışarıya uzar. çocuk ise okulda ertesi gün birilerinin başına siyah giysili bir adam tarafından kötü şeyler geldiğine dair bir sürü hikaye duyar. olaylar bir, iki vs. devam ettikten sonra asıl çocuğumuz kendisini sürekli tehdit eden bir grup çocuğa gecenin bir vakti parkta buluşup meseleyi halletmeyi önerir. gecenin bir vakti bizimki parkta sakin sakin beklerken diğer çocuklar korkarak gelirler ama çocugun arkasında bir şey görüp kaçarlar. çocuk arkasını döndüğünde siyahlı adamımızı görür ve gülümser. adam ise çocuğu yakasından kaldırır ve çocuğun "ama, ama.."sına karşılık şöyle konuşur: "ben yatakaltı canavarıyım. ama başka bir yatağın..."


    (hal - 11 Ocak 2002 16:19)

Yorum Kaynak Link : the twilight zone