Ginger & Rosa (~ Bir Hayalimiz Vardi) ' Filminin Konusu : Bridgette ve ablası Ginger, 15 ve 16 yaşlarında iki genç kızdırlar. Banliyöde, kısıtlı bir çevrede yaşayan ve çevrelerindeki diğer kızlardan bir hayli farklı olan kızkardeşler, yalnızlıklarını ancak birbirleri sayesinde azaltabilmektedirler. Ölümle ve karanlık ne kadar ton varsa hepsiyle ilgili olan kardeşler, komşularının köpeklerini parçalayan gizemli bir yaratık mahalleyi tehdit edince de ilgi alanlarından uzak durmazlar. Gece yarısı ormanda parçalanmış köpekleri görüntülemeye çalıştıkları bir sırada, yaratık Ginger’a da saldırır ve onu kötü şekilde yaralar. Bu badireyi böylece atlatan ve bu olayı kimseye söylemeyeye karar veren kardeşlerden Bridgette, ablasındaki yaraların olağanüstü biçimde hızla iyileştiğini fark ettiğinde çok şaşırır. Bir süre sonra yaralarından kıl tüy çıkmaya başlayan Gİnger’daki değişiklikler bununla da sınırlı kalmayacaktır.
Yes(2005)(6,8-2901)
The Tango Lesson(1997)(6,8-2083)
Likeness(2013)(6,8-657)
Low Down(2015)(6,1-1672)
Rage(2009)(4,9-957)
sally potter'ın yazıp yönettiği, elle fanning'in oynadığı film. bahar aylarında vizyona giriyormuş.
(number 1 zero - 6 Ocak 2013 01:27)
hayatı keşfeden soluk tenli/uzun saçlı/salaş giyimli ergen ve onun hikayesi konulu film. bazı filmler hakikatten önyargıyı hak ediyor. fragmandan bile klişeler klişesi, zilyon tane filmin zilyoncu biri olduğu bariz olan filmler özellikle. niye çekiyosunuz lan böyle filmleri? niye olm? esas kızın 18inde çekeceği gişe filminden önce filmografisinde bulunması gereken 'yetenekli aslında' temalı filmi üretmek mi amaç? ne kadar kötü lan..
(raavann - 9 Şubat 2013 00:50)
32. istanbul film festivali'nde izleme şansını yakaladığımız en kayda değer yapımlardan biri.ginger & rosa, küba füze krizi'nin ortasında geçen bir aile dramı gibi görünse de, işin siyasi yönüne teğet bile geçmeden, insanların korkusunu hissettirmeye çalışıyor. üstelik bunu oldukça güzel başarıyor. krizin ideolojisinden çok, insanların duruma tepkilerine odaklanan yapım, 68 kuşağına giden yolun ilk metrelerinde geçiyor. bu yanıyla da, didaktik olmadan derdini anlatmayı başaran nadir dönem filmleri arasında yerini alıyor.filmde özellikle , sally potter'ın mekan kullanımına hayran olmamak imkansız. yönetmen, yüzlerce metrekarelik sahili de, 3 metrekarelik bir tekne odasını da aynı şekilde etkin kullanabilmiş. elle fanning, oliver platt, annette bening, christina hendricks, alessandro nivola, alice englert ve timothy spall gibi her yönetmen için büyük şans olan oyuncuların yer aldığı bir yapımda, zaten oyunculuklar üzerine ahkam kesmek abes olur. şu kadarını söyleyeyim; potter'ın 90 dakikalık bir öykü için kağıt üzerinde harika kotardığı karakterleri, bu usta isimler alıp dantel gibi işlemişler.bir 10 yıl sonra, oscarlar'da "en iyi kadın oyuncu ödülü"nü her yıl dönüşümlü olarak kazanacaklarına inandığım fanning kardeşlerden küçük olanı ise, zaten bunca sağlam yardımcı oyuncular olmasaymış bile, koskoca filmi sırtlayıp götürecek kadar sağlam bir performans sergilemiş.ginger & rosa, insanı festival aşığı yapacak filmlerden biri. umarım baharda bir iki salonda da olsa vizyona da girer de, festivalde kaçıranlar bu enfes filmi izleme şansı yakalar.
(protospher - 5 Nisan 2013 17:52)
kesinlikle çok eksik bir film olarak kalmış. iç zamanda asıl ismi africa olan ginger'ı büyümeye götüren olaylar işlenirken dış zamanda nükleer savaş endişesiyle dünyayı kurtarmaya çalışan insanlar yer alıyor. iki genç kız arasındaki arkadaşlık filmin henüz başında sımsıkı, dünya yıkılsa arkadaşlıkları yok olmazmış izlenimi veriyorken filmin ortalarında cılızlaşıp, sonunda yok oluyor. yönetmenin, izleyiciyle dalga geçtiğini düşünerek keyifleniyorum, aksi takdirde kalburüstü, her yeri buram buram apolitiklik kokan bir film olarak yorumlamak zorunda kalacağım. sally potter ikinci dünya savaşı'nın insanlar üzerindeki etkisinin hala devam ettiğini göstermek amacı gütmüş olacak ki ironik bir dille ahlaki değer değişimini, o dönemin aile algısını bize aktarmış. bana kalırsa, yönetmenimizin bu filminde başarının yakınından geçebildiği tek nokta ironinin kullanılışıdır.dönemin siyasi krizinde neler olduğunu öğrenmek, ya da acıklı ve anlamlı bir dram filmi izlemek isteyenler lütfen izlemesinler.not: 32. istanbul film festivali'nde kesinlikle izlemeye değer daha hoş ve nitelikli filmler mevcuttur.
(narudocko - 8 Nisan 2013 14:32)
60lar londra'si, soundtrack'i oldukca basarili olan bir film.(bkz: little richard)
(july12 - 9 Eylül 2013 10:27)
zavalli ginger'in dramini anlatan film. son sahnesinde gelecege dair yazdigi siir:we had a dreamthat we would always be best friendswhen we were bornfor some it was the end now it seems there may not be tomorrowbut despite the horror and the sorrowi love our world.i want us all to livenow, rosayou've asked me to forgiveone dayif mum survives this better nightthen we shall meet againand i will sayi loved you, rosa
(july12 - 12 Eylül 2013 21:36)
bugün izlediğim film. filmde ergen ruhlu bir babanın umursamaz gibi görünen ancak aslında hassas olan gingerin ruhunda bıraktığı izleri işleyen sahneler oldukça çarpıcı. filmin başları sizi ergenliğin ilk yıllarındaki hayat boyu dost kalacagız dediğiniz-bir seneye boku çıkan- yüksek karizmalı size göre hep daha çılgın olan o arkadaşınızla yaşadığınız ilk deneyimlere, çılgınlıklara götürür. (bkz: ilk sigara)
(deri ceketli madonna - 14 Eylül 2013 23:03)
http://yerliyersizsinema.blogspot.com/…-misali.html
(fatih alti aylik - 18 Eylül 2013 22:45)
bugün izleme şansına ulaştığım, ginger'ın travmasını anlatan film. kendisi savaş çıkacağından herkesin öleceğinden çok korkuyor bir de üstüne en yakın arkadaşının babasına aşık olması eklendiğinde ortaya çok enteresan bir hikaye çıkıyor. görüntüler ve oyunculuk falan hoş. kötü film değil, hani böyle filmler sevmesem de sıkmıyor hiç. tipik bir karakterin değişimi filmi. ginger, rosa'nın ve babasının da etkisi ile git gide kötüleşmesi. dikkat çekmek istediğim bir nokta var. filmde gözüme çarpan öyle enteresan devamlılık hataları var ki bunları ben yapsam ağzıma sıçarlar. ama elin hanımı yaptığında kimse farketmiyor. olsun, gene de sally ablamız çok hoş bir film çıkarmış. çokta güzel bir ders veriyor bence, ben bunu çıkarmayı tercih ettim;"asla bitmeyecek dediğiniz dostluklarınız, bebekliğinizden beri beraber bile olsanız, bir gün bitebilir"her şey bitebilir yani, emin olmak çok zor. tıpkı savaş çıkıp çıkmayacağı gibi.
(kopuksenaryoo - 24 Aralık 2013 15:03)
mükemmel bir dönem filmi olmamakla birlikte, başarılı bir soundtrack ile izlenmeyi hak eden bir film nispeten.https://www.youtube.com/watch?v=biowiwptpvg
(bruegel - 27 Mart 2014 10:39)
Yorum Kaynak Link : ginger and rosa