• "robert de niro'nun gördüğüm en kötü filmi.yine de izlenebilir. hatır için."
  • "robert de niro'nun döktürdüğü filmlerden biriymiş. ben bugün bunu gördüm."




Facebook Yorumları
  • comment image

    robert de niro bu filmde oylesine inandirici bir rol cikarir ki , canlandirdigi tipin kisilik ozelliklerini kesfettigimiz her ayri sahnede inaniriz kendisine. okuma yazma bilmemesi gundeme geldiginde acinasi, ezik, sevdigi kadinin yaninda tum cazibesini yitirmis durur. o kadar iyi oynar ki, arzulanabilir olmaktan cikip, daha cok acima hissi uyandirir. ne var ki diger zamanlarda, neredeyse her kadinin gonlunu calabilecek bir bakis ve kendine guvenle yaklasir jane fondaya. ne az ne de cok konusur, ne fazla ne eksik bir mimik gorulur yuzunde. kadinin evinde misafirken, elinden utuyu alip kendi devam eder ya da kadin aksam eve yorgun geldiginde, ona ve ailesine yemek pisirirken bulur de niro yu. sevecen ve dusuncelidir. okuma yazma ogrendikten, bir araba, bir ev gibi kadina sunacagi maddi imkanlari edindikten sonra kadina evlenme teklif edecek kadar da gururludur. kissadan hisse, kesinlikle her eve lazimdir, okuma yazma bilmese de olur.


    (buyuyunceeksisozlukyazariolcam - 22 Mart 2009 20:43)

  • comment image

    martin ritt'in yönettiği, başrollerinde robert de niro ve jane fonda olan 1990 yapımı film. öyle pek de güzel bir film değil ama sırf robert de niro için izlenebilir. neyse efendim bu filmde; bir kadın yanlışlıkla bir adamın okuma yazma bilmediğini ortaya çıkararak işten atılmasına neden olur, sonrasında içindeki vicdan azabıyla adama yardım.... olaylar gelişir.


    (archaea - 20 Kasım 2002 02:37)

  • comment image

    sıradan iki insanın sıradan hikayesinden sakin, kendi halinde akan bir film çıkmış. ancak robert de niro tabii yine insanüstü bir performans çıkarıyor. gerçek bir oyuncuyu izlemek hazzını yaşatıyor. o açıdan izlenmelidir kanımca. jane fonda ise robert de niro'nun altında kalmayacağım diye kasmış da kasmış. görmezden geldim şahsen bu teatral girişimi.


    (nazmiye demirel - 21 Nisan 2003 11:16)

  • comment image

    geçen akşam sanırım üçüncü defa izledim bu filmi. film başı yüz dakikadan 300 dakikamı vermişim. aslında öyle tekrar tekrar izlenecek bir senaryoya sahip değil. ama gelin görün ki bu filmde robert de niro vardır ve basit bir senaryodan neler çıkarılabilir hakkında ders niteliğinde bir oyunculuk sergilemektedir. filmde beni en çok etkileyen sahneler ise stanley'in (de niro) babasıyla olan diyalogları olmuştur.

    -babam karanlıkta yatmaktan korktuğum için sabaha kadar ışığı açık bırakmama izin verirdi.
    -benim babam çevresine ışık saçardı.


    (dolore - 6 Temmuz 2012 10:41)

  • comment image

    yıllar yıllar önce bir geceyarısı, kıytırık bir tv'den izlemiştim. geçenlerde sonuna denk geldim yine. filmin sadeliği inanılmaz bir şekilde içine çekiyor beni. robert de niro filmleri alt alta sıralansa herhalde ancak ikinci, üçüncü sayfada yer bulur kendine. çoğu kişinin haberi bile olmayabilir filmden. bir diğer sebebi de budur belki filmi çok sevmemin, bilmiyorum. ne de olsa insanda az bilineni sevip, sahiplenme eğilimi var.

    iris aylar sonra stanley ile tekrar bir araya geldiğinde, 3 aydır kocasının mezarını ziyaret etmediğini söyler, heyecanla. ne de olsa ölmüş kocasını bir türlü unutamaması sebep olmuştur ayrılıklarına. "ya hep ya hiç olmak zorunda mı?" der stanley, iris'e "ne zaman istiyorsan onu ziyarete git, yeter ki kendini de oraya gömme"


    (ronesans adami - 23 Ocak 2014 22:48)

  • comment image

    jane fonda'nın babası henry kadar yetenekli bir aktris olduğunu anladığım, sıcacık film. robert de niro kusursuz, oyunculuklar çok iyi, konu sıcacık, müzikler tam zamanında arka planda, ama en önemlisi filmin diyaloglarının yerindeliği ve sadeliği. neredeyse tüm diyaloglar alıntıyı hakedecek kadar içten ve güzel.

    --- spoiler ---
    stanley: işin aslı, ben...onu bir eve kapatmak zorunda kaldım. okuyamıyordum, bir işe girip ona bakamadım bile. okuyabilseydim hâlâ yaşıyor olabilirdi.

    richard: ben karanlıktan korkarım. babam ışığı sabaha kadar açık bırakmama izin verirdi.

    stanley: benim babam ışığın ta kendisiydi.
    ---
    spoiler ---

    pat barker'a o romanı yazdığı için teşekkürler, yönetmen martin ritt sen de iyi ki varsın (yönetmen film çekimlerinden bir süre sonra vefat etti). jane fonda'nın bu filmden sonra sinemaya geri dönüşü 15 yıl alacaktır.


    (gemmatria - 15 Mayıs 2014 22:47)

  • comment image

    awakenings ile beraber robert de niro'nun en etkileyici performansına sahip olan film. taxi driverda betsy ile travis bir kere kahve içerken konuşurlar doğru düzgün. dönüp dolaşıp defalarca izlerim o sahneyi. bu filmde stanley ile iris defalarca konuşurlar başbaşa ve her konuşmada travis'le betsy'nin konuşmasının tadını verirler.. öyle güzeldir ki onları izlemek, film bitmesin de biraz da evlilik sonrası neler konuşacaklar duyalım istersiniz.


    (scythe - 16 Temmuz 2014 05:57)

  • comment image

    pat barkerın "union street" kitabından uyarlama senaryosuyla naif bir havası olan bir film. ancak karakterlerin potansiyel derinliği görmezden gelindiği öylesine belli ki.
    --- spoiler ---
    stanley'in o sevimli mi sevimli babası'nın hikayesi, iris'in kardeşi ile kocasının hikayesi, ha keza kızı ve oğlu'nun ayrı ayrı hikayeleri öylesine es geçilmiş ki. gayri ihtiyari başlarına neler geldiğini merak etmekten kendinizi alamıyorsunuz.
    ---
    spoiler ---
    de niro ve jane fonda külliyatının bir parçası olması özelinde izlenebilir ancak o kadar sadece.


    (gibi bi sey - 16 Temmuz 2014 10:44)

  • comment image

    sakin bir aşk hikayesi anlatırken, fonda amerikan işçi sınıfının durumundan kısa kesitler veren, defalarca izlenebilecek bir film.
    diyalogları çok güçlüdür. bu diyalogları dile getiren oyuncuların jane fonda ve robert de niro olması, filmin inandırıcılığına katkı yapar. filmi izlerken bu çiftin varlığına, bir yerlerde yaşadığına inanırsınız. stanley, okuma yazma bilmiyor olmanın yarattığı sorunları anlatırken, babası ile konuşurken ve yavaş yavaş iris'in ailesinin bir parçası olurken "her aileye lazım biri" der, iris'in ölen eşine birlikte ağlar, kızının sorunlarıyla dertlenir, fabrikadaki monoton iş ilişkilerinin sizinki ile ne kadar benzeştiğini düşünürsünüz.
    her ne kadar senarist, işçi olmanın alternatifini girişimci olmak şeklinde gösterse de bu filmin büyüsünü bozmaz.
    kısacası tekrar tekrar keyifle izlenesi bir filmdir. ancak aksiyonseverlere ya da robert de niro'yu sıradışı bir karakterde izlemekte ısrarcı olanlara göre değildir.


    (sarah woodruff - 16 Temmuz 2014 10:47)

  • comment image

    evet, biraz tuhaf, ütopik sanki bazı şeyler ama rahatsız edici değil kesinlikle.. belki zorlama olmadığından ya da robert de niro nun yanında jane fonda nın da oldukça başarılı bir performans çıkardığını açık ve net görebildiğimizden.. ve son cümlesi * "nothing is impossible", bir filmin bitişine bu kadar yakışabilir..

    ayrıca
    (bkz: iris)


    (amethysta - 18 Haziran 2004 00:26)

Yorum Kaynak Link : stanley & iris