Süre                : 1 Saat
Çıkış Tarihi     : 02 Mart 2010 Salı, Yapım Yılı : 2010
Türü                : Komedi,Drama
Taglar             : Erkek kahramanı,Isyankar kızı,otizm,Irklar arası ilişki
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  True Jack Productions , Imagine Television , Universal Media Studios (UMS)
Yönetmen       : Lawrence Trilling (IMDB), Patrick R. Norris (IMDB)(ekşi), Michael Weaver (IMDB)(ekşi), Allison Liddi-Brown (IMDB), Ken Whittingham (IMDB), Adam Davidson (IMDB), Jessica Yu (IMDB), Jason Katims (IMDB), Dylan K. Massin (IMDB), Peter Krause (IMDB), Robert Berlinger (IMDB), Michael Engler (IMDB), Millicent Shelton (IMDB), Bethany Rooney (IMDB), Adam Bernstein (IMDB), Jan Eliasberg (IMDB), Thomas Schlamme (IMDB), Michael Waxman (IMDB), Andrew Bernstein (IMDB), Hanelle M. Culpepper (IMDB), Sam Jaeger (IMDB), James Ponsoldt (IMDB), Dax Shepard (IMDB), Scott Schaeffer (IMDB), Eric Tignini (IMDB)
Senarist          : Jason Katims (IMDB)(ekşi),Justin W. Lo (IMDB)(ekşi),LaToya Morgan (IMDB)(ekşi),Sarah Watson (IMDB)(ekşi),Lowell Ganz (IMDB),Ron Howard (IMDB),Babaloo Mandel (IMDB),David Hudgins (IMDB),Bridget Carpenter (IMDB),Kerry Ehrin (IMDB),Tyler Bensinger (IMDB),Ian Deitchman (IMDB),Jessica Goldberg (IMDB),Kristin Rusk Robinson (IMDB),Eric Guggenheim (IMDB),Monica Beletsky (IMDB),Jesse Zwick (IMDB),Julia Brownell (IMDB),Jeff Greenstein (IMDB),Becky Hartman Edwards (IMDB),Jan Oxenberg (IMDB),Jamie Duneier (IMDB),Gina Fattore (IMDB),Lauren Schmidt (IMDB),Sarah Goldfinger (IMDB),Tatiana Suarez-Pico (IMDB)
Oyuncular      : Peter Krause (IMDB)(ekşi), Lauren Graham (IMDB)(ekşi), Dax Shepard (IMDB)(ekşi), Monica Potter (IMDB)(ekşi), Erika Christensen (IMDB)(ekşi), Sam Jaeger (IMDB)(ekşi), Savannah Paige Rae (IMDB)(ekşi), Max Burkholder (IMDB)(ekşi), Joy Bryant (IMDB), Miles Heizer (IMDB), Mae Whitman (IMDB), Bonnie Bedelia (IMDB), Craig T. Nelson (IMDB), Tyree Brown (IMDB), Sarah Ramos (IMDB), Xolo Maridueña (IMDB), Ray Romano (IMDB), Mia Allan (IMDB), Ella Allan (IMDB), Jason Ritter (IMDB), Matt Lauria (IMDB), Lyndon Smith (IMDB), Skyler Day (IMDB), Michael B. Jordan (IMDB), Tina Lifford (IMDB), Rosa Salazar (IMDB), Courtney Grosbeck (IMDB), David Denman (IMDB), Tom Amandes (IMDB), Jonathan Tucker (IMDB), Tyson Ritter (IMDB), John Corbett (IMDB), Minka Kelly (IMDB), Josh Stamberg (IMDB), Amanda Foreman (IMDB), D.B. Woodside (IMDB), William Baldwin (IMDB), Asher Monroe (IMDB), Phil Abrams (IMDB), Matthew Atkinson (IMDB) >>devamı>>

Parenthood ' Dizisinin Konusu :
Yıllar öne beyazperde de Steve Martin'in kalabalık bir aile babasını oynadığı Parenthood yıllar sonra dizi olarak geri döndü. Kalabalık bir ailenin, sorunları, mutlulukları, aşkları, gözyaşları, kahkaları.. Kısacası bir ailede ne olması gerekiyorsa, hepsini içinde barındıran bir dizxi Parenthood..


  • "ilk sahnesinde peter krause'u çırpı bacaklarıyla koşturarak six feet under'a selam çakıp özlemimizi depreştirmeye mi çalışmışlar acaba diye düşündüğüm dizidir."
  • ""lauren graham var dediler geldik" diye izlemeye başladığım ama sonrasında ebeveyn-çocuk ilişkisinin diğer tarafından* bazı olayları görüp ara sıra yaptığım eşekliklerden utanmamı sağlayan dizi..."
  • "5. sezonu başladı. en çok sevdiğim dizilerden. bu dizi hep yayınlansın, ömür boyu devam etsin istiyor insan. bir de elbette ki max bir numara."
  • "izlemeyenin çok şey kaybettiği dizi. o kadar hayatın içinden ki hayran kalıyorsunuz her bölümüne."
  • "son dört bölümü kalmış olan dizi. çok üzülüyorum."
  • "3. sezonun son bölümünü dün akşam izledim.insanı içine alan, çok güzel bir dizi.birkaç bölümü arka arkaya sıkılmadan izlettirebiliyor. 6. sezon son sezonmuş, bitmesin bu dizi ya."
  • "finale 2 bölüm kala let's go home isimli on birinci bölümle yine hem mutlu etmiş, hem de bir taraftan hüzünlendirmiş dizi. bitince ne yapacağız hiç bilmiyorum be sözlük."
  • "final bölümü yayınlanan dizi. izlemeye kıyamıyorum. izlemeden de duramıyorum.finali izledikten sonra gelen edit: bana göre en iyi dizi finalleri arasına girmiştir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    ister istemez brothers and sisters ile karşılaştırılacak ve ister istemez kaybedecek dizidir. "brothers and sisters"dan bir sürü şey araklamışlar diyemeyiz zira söz konusu dizinin uyarlandığı film 1989 yapımı. ayrıca büyük bir aile hikayesi anlatan ilk dizi ne b&s, ne de parenthood. ama 4 kardeşin bir araya geldiği ve meğerse herkesin olan bitenden birbirleri aracılığıyla haberdar olduklarını fark ettikleri sahne klasik bir b&s sahnesiydi, belirtmeden geçmeyelim. günümüz tv'si için konuşacak olursak b&s harika oyuncuları ve harika diyalogları ile aile dramasının zirve noktası olmaya devam ederken parenthood ailesi biraz uyumsuz kalmış. kimin öz kardeş, kimin eş kontenjanından aileye dahil olduğunu bile bölümün yarısına kadar kesin olarak çıkaramadım. lauren graham bir numaralı aktristim olmasa bir bölüm daha izlemezdim ancak sırf onun için evan almighty filmini bile izlemiş biri olarak bu dizi onun yanında başyapıt kalır diyor, güzeller güzeli-çok yetenekli lauren'a kavuşmanın sevinciyle 2. bölümü sabırsızlıkla bekliyorum.


    (under rug swept - 3 Mart 2010 23:55)

  • comment image

    ilk bölümü sonrası yazdığım yorumda lauren graham adına bir şans daha vereceğim dizi olduğunu belirtmeme rağmen sezon sonuna doğru heyecanla yeni bölümünü beklediğim, amazon'dan dvd'sini sipariş ettiğim, nbc'nin ikinci sezonu satın almasını günlerce beklediğim bir dizi haline geldi.

    tekrar brothers and sisters ile bir karşılaştırma yapacak olursak: b&s'da entrikalar daha çok. olaylar daha dizi tadında. karakterler daha dizi karakterleri. oyunculuklar daha oyunculuk.

    parenthood'da ise her şey gerçekçi. kamera ikide bir oynuyor mesela, sabit değil. bir belgesel çekilmiş gibi. oyunculuklar çok gerçek. replikler arasında durmalar, cümleleri yarıda kesmeler karakterlerin gerçek hayatta konuştukları izlemini yaratıyor. olaylar gerçek. çocuğun mastürbasyon sorunundan kızının sütyen askısı dışarıda sokağa çıkmasına kadar pek çok olağan ailevi sorun masaya yatırılıp komedi sosuna bandırılarak çözüme kavuşturluyor.

    kısacası parenthood ilk 13 bölümüyle kendini rakibi ve atası olan aile dramalarından (özellikle en iyisi olan b&s'dan) farklı kılmayı ve başlı başına ilginç ve takip edilesi bir dizi olmayı başardı. biraz daha ilginç hikayeler, biraz daha derinlemesine karakter analizleri, ekibe biraz daha eşit rol dağılımıyla 2. sezon tadından yenmeyebilir. geçen sene nbc, jay leno fiyaskosu sonrası saat 10'a dizi koymak zorunda olunca parenthood'un rating mücadelesi çok da dişli olmamıştı zira yerine getirebileceği başka programı yoktu. bu sezon nbc çok iddialı yapımlarla geldiğinden (bkz: the event) bu güzel dizinin biraz rating'ini arttırarak kalan 9 bölümün sipariş edilmesini (sadece 13 bölüm sipariş edildi) ve 3. sezonun olmasını garantilemesi gerekiyor. çünkü bunu hakediyor.


    (under rug swept - 20 Ağustos 2010 07:47)

  • comment image

    gilmore girls'ün 7 sezonundan sonra lorelai gilmore karakterinin tesadüf olmadığını gösteren dizi. lauren graham in yine muhteşem bir anne karakteri çizdiği dizi. karakter incelemeleri, derinliği için izlenesi dizi. her hikayenin başka tadı var.


    (lorelai gilmore - 15 Mayıs 2011 19:33)

  • comment image

    şu an tutkuyla takip ettiğim iki diziden biri. diğeri için (bkz: the good wife) benim bir diziyi sevmem için büyük bir hikaye, acayip bir konsept falan gerekmiyor. bu kadar basit işler iyi bir senaryo ve muhteşem oyunculuklarla önüme sunulduğunda eriyip bitiyorum. bu dizi ilk başladığında benim güzel kadın tanımımı yüzde yüz karşılayan (bu yaşında bile) lauren graham için izlemeye başlamış, o dönem sevdiğim bir dizi olan brothers and sisters ile karşılaştırıp kazananı b&s ilan etmiştim. sonra dizi ilerledikçe kendi havasını buldu, karakterler yerine oturdu, hikayeler düzene girdi ve biz dizinin temposuna alıştık.

    bir şeyi incelemek lazım. nbc şu anda amerika'nın en kötü durumdaki büyük kanalı. bizdeki star gibi düşünün. ne yapsalar tutmuyor, beş senelik dizileri ratinglerde yerlerde sürünüyor ama yerine yeni bir şey getiremedikleri için devam ediyor. bunun bir güzel yanı var. başka kanallarda bu performansla yayında kalma ihtimalleri olmayan dizilere daha fazla şans tanınıyor. bakın, parenthood 3. sezonunu neredeyse yarıladı bile. the good wife karşısında yayınlanırken (ki ikisi de benzer hedef kitlesine sahip) dvr'a kaydedilip sonra izlenen diziler listesinde epey üst sıradaydı. bu da bir nevi reklam getirisi sağladığı için de dizinin karlılığı epey yerindeydi. şimdi rekabet biraz daha düşünce rating'ler de arttı, seyirci de. bu sezon henüz 18 bölümlük sipariş var, ama 22'ye uzarsa hiç şaşırmam. açıkçası 4. sezon olacağından da şüphem yok. bu dizinin sonu, tıpkı b&s gibi, bu kadar büyük oyuncuya dizi ilerledikçe verilecek paraların artmak zorunda olması ancak altından kalkılamaması sebebiyle gelecektir. o günler uzaktır umarım.

    parenthood alışılması gereken bir dizi. gördüğümüz her şeyden farklı. birbirinin üzerine konuşan insanlar var, çok gerçek ve küçük hikayeleri var, dikkat etmeyen ve alt metin okumayı bilmeyen dizide hiçbir şey olmadığı hissiyatına rahatça kapılabilir. oysa en ufak hikayenin altında insan olmak, anne olmak, baba olmak, çocuk olmak hakkında çok derin meseleler gizli. "ben babayım, beni dinlemiyorsunuz," "ben çocuğum beni anlamıyorsunuz" diye kör göze parmak yapmak yerine seyirciyi birden "bu durumda ben ne yapardım" diye kendini sorgulatmayı tercih ediyor dizi; ki takdir edersiniz, yapılması zor olan da budur. bazı bölümler drama ağırlık verirken bazı bölümler değme komedilere taş çıkaracak kadar eğlenceli oluyor. ve aile her bir araya geldiğinde keşke diyorsunuz, keşke benim de böyle bir ailem olsa. dizi diye değil, dramatik bir belgesel olarak izleyiniz.

    mesela dizinin en önemli süregelen hikayesi, asperger sendromu teşhisi konulan max ve yaşadıkları. efendim, yine bir entry'mde glee'ye bok atmak istemezdim ama; salak saçma laflar edip "kusura bakma bebiş, asperger'liyim ben," diyen bir karakter yazan glee'nin aksine bu dizide her şey gerçek. hem de dibine kadar. öncelikle, max'i oynayan max burkholder'in müthiş performansı parmak ısırtıyor. o bakışlar, o duygusuz ses tonu, o çıldırılan sahneler. ağlatmaya, hatta sizi mahvetmeye yönelik bir çok sahne var dizi boyunca. aynı hastalıkla cebelleşen ailelerin ortak kanısı, dizinin bu olayları resmederken çok başarılı olduğu yönünde. her olay için ben bunu söyleyebilirim. dizide 3. sezonda gelen ve spoiler vermeyeceğim bir hikaye dışında bizim başımıza gelme olasılığı çok ama çok yüksek olan olaylardan başka bir şey anlatılmıyor. siz de çok sevilesi karakterlerin bizim yerimize nasıl tepkiler verip hayatlarını nasıl yönlendirdiklerini izliyorsunuz. dizinin cazibesi burada. bazıları bunu anlamakta ve diziyi keşfetmekte güçlük çekiyorlar ne yazık ki.

    biraz oyunculukları övüp bitirelim. lauren graham tanımadan en çok sevdiğim insanlar, kankası olunmak istenen ünlüler listesinde en üst sırada. lorelai sağ olsun bende bitmek tükenmek bilmez bir hayranlık uyandırdı bundan 11 sene önce. hala da devam ediyor. ekrana çıktığı her an benim gözlerim parlıyor, o üzülünce de aynı hızla benimkiler doluyor. çok müthiş bir oyuncu değil belki, ama öyle bir oyun gücü var ki dramdan komediye bir göz kırpışı kadar sürede kaymak gibi geçen, insanın içine işliyor gerçekliği. peter krause dizilerini sevdiğim, kendisine ayrı bir sevgim olmayan bir isimdi. bu dizide fikrimi değiştiren sahneler, adam'ın dans etmeye başladığı sahneler oldu. o nasıl bir şirinliktir, başa sar ve tekrar tekrar izle. monica potter çok zor bir rolün altından müthiş bir başarıyla kalkıyor. yeri geliyor ideal ev kadını oluyor, yeri geliyor karakterindeki zaafları bir bir gözler önüne seriyor. harika bir anne, harika bir eş ve harika bir kadın kristina. darısı hepimizin başına. dax shepard üç sezon boyunca en çok gelişen ve değişen karakteri çok iyi oynuyor. ilk başlarda kadronun zayıf halkası gibi gözükürken şimdilerde adeta döktürüyor ve epey tutarlı bir performans sergiliyor. erika christensen ve sam jaeger daha önce birer işlerini izlediğim ve çok sevdiğim; burada kendilerine hayran olduğum iki isim. harika oynuyorlar çift olarak. nasıl ki kristina ideal kadınsa, joel'da ideal adam. yakışıklı, seksi, düşünceli, yetenekli, evdeki her şeyi tamir eder, yemek yapar, temizlik yapar, çocukla ilgilenir, ailenin manyaklıklarına göğüs gerer... arada bir gördüğümüz çok haklı ve geç kalmış çıkışlarıyla da lafı gediğine oturtur. bir erkekten daha ne istersiniz ey hanımlar? tıpkı ben işte. öhöm... neyse. hani biz çocuk oyuncuları çok severiz de göklere çıkarırız da azıcık tatlı oldular mı şöhrete boğarız da... efendim, türkiye'de bu kalibrede çocuk oyuncu görmedim ben maalesef. max burkholder'in ödülü sonuna kadar hak eden performansının yanı sıra dizinin tüm genç kadrosu ayrı ayrı döktürüyorlar. buraya yazıyorum, mae whitman çok büyük bir oyuncu olacak. çok güzel, çok sıcak ve çok yetenekli. 3. sezondaki korkunç saçından derhal kurtulursa kariyerini parlak görüyorum. miles heizer pek bir şey yapmıyormuş gibi gözükse de karakterinin özgüvensizliğini, baba özlemini, kalabalık bir aile içinde silik kalmayı çok iyi yansıtıyor. sarah ramos klasik bir genç kızı canlandırıyor, ergenlik tripleri ile özellikle. ama o kadar güzel ve o kadar doğal ki, kaymak gibi bir oyunculuk sergiliyor. tyree brown ise iki sezon arasında bir anda büyüyüp değişik bir şeye dönüşse de jabbar olarak daima tatlı ve yanağı sıkılası.

    kimsenin izlemediği bir diziye bu kadar uzun entry de ancak ben girerim zaten. en sevdiği siyahi bayan (yarı-siyahi olsa da) rashida jones olan bendeniz joy bryant'ın nefes kesen güzelliği karşısında da sesimi çıkartmıyorum bunu belirteyim. ama lauren bir numara, daima.


    (under rug swept - 3 Kasım 2011 10:21)

  • comment image

    şubat ayazında sezon finaliyle ekranları erkenden terk etmiş dizi. bölüm az önce bitmiş olmasına rağmen şimdiden özledim.

    --- spoiler ---

    bu diziye girdiğim bilmem kaçıncı entry'de yine övgüler düzüp mekanı terk edecek değilim. bu sefer farklı şeyler söylemeye geldim. entry'lerimi okuyanlar bilir, hayvani sayıda dizi takip eden bir kişiyim. bu yüzden az sonra kuracağım cümleye inanınız: bölüm başındaki düğün planlaması ve devamında gelen kavga tv tarihinde yönetim-yazım-oyunculuk üçgeninin mükemmel ürünlerinden biriydi. ders olarak okutulacak nitelikteydi hatta. ortada korkunç bir olay dönerken seyirci olarak kahkahalarla gülmemiz, bundan suçluluk duymamız, haklı bir taraf seçmemiz ve aslında hemen öncesinde bizim de düğün için ne yapabiliriz acaba merakımız ile braverman ailesine bu saatten sonra ne kadar bağlandığımız kanıtlanmış oldu. nefessiz izlenen bir sahneydi. yıllar yıllar sonra açıp izleyeceğim. tıpkı, örneğin, buffy the vampire slayer'ın "checkpoint" bölümünün finalini ya da gilmore girls'ün "friday nights alright for fighting" bölümündeki müthiş kavgayı izlediğim gibi. ibretlik. derslik.

    rosa salazar'a daha önce övgüler yağdırdım. bu bölüm itibariyle tv tanrılarına dua ediyorum ki jason ritter ve rosa salazar'ın pilot dizileri yeşil ışık almasın, yayına girmesin, hepsi tıpış tıpış bu diziye geri dönsünler. bu saatten sonra minka kelly beklentilerimi sıfıra indirdim ama rosa'yı da kaybetmeyelim hiç olmazsa.

    bu bölümde iki olumsuz nokta vardı, belirtmeden geçmeyelim ve 4. sezona kadar susalım sonra. (evet, 4. sezon olmama ihtimali yok; olmaz, olamaz imkansız) ilki crosby-jasmine ilişkisinin bu kadar kolay kabullenilmiş olması. jabbar bir soraydı dr. joe ne oldu diye? dr. joe'nun bir android olduğu ortaya çıktı zaten. "senden nefret etmiyorum," nasıl bir karşılıktır yahu? bas tokadı orada, hak edilmiş bir "allah belanı versin," patlat ne bileyim. courtney ford gibi yetenekli ve güzel bir oyuncuyu bu kadar yanlış ve eksik kullanmak dizinin üç senelik mazisinin en büyük hatasıydı. karşında courtney ford var, bir kıskançlık yaratma aracı olarak kullanıp sonra ikişer dakika gösterip diziden atmak nedir yahu? ikinci olumsuz nokta da son bir dakikada geldi. keşke sezonu öyle bir anla kapamasalar, çocuğun gelişini 4. sezona bıraksalardı. oraya oturtamadım. ahh rosa. senin önünü tıkıyor bu yazarlar.

    fakat dizi gittikçe iyileşiyor, durduramıyoruz. zaten çok iyi bir durumda başladığını göz önünde bulundurursak şu anda ne denli kıymetli bir işten bahsettiğimiz anlaşılır belki. 4. sezonla ilgili tahmin yapmak çok zor. jason ritter'ın dizisi yayına girmezse bir sarah-mark evliliği bizi bekliyor gibi. aksi taktirde ben 4. sezondan bir sarah-seth barışması bekliyorum. haddie'nin üniversiteye gidişi bizi nasıl etkileyecek bilmiyorum ama zaten sezonun ikinci yarısı pek varlık gösteremedi. çok şükür ki drew kıvama geldi, devamını bekliyoruz. amber... bir tanem... doğru yoldasın, devam. seçimler bitsin, kaparsın little'ı. 4. sezonda jasmine'in hamile kalacağına iddiaya girerim mesela. başka da diyeceğim yok.

    ---
    spoiler ---

    çok güzeldi. bir de eylül'e kadar gün saymak olmasa... allah bilir nbc midseason'a falan atar sonra, o bekleyiş olur sana 2013 şubat. neyse, şom ağzımı açmayayım.


    (under rug swept - 29 Şubat 2012 15:21)

  • comment image

    "it just made me realized that when you have people in your life that love you at a certain point you know you have to take responsibility for that and it means something and it matters and you know.. ı don't know ı guess what ı'm trying to say is that ı love you, ı love you more than ı ever thought that ı could love anybody, ı don't wanna wait one more second doing anything without you and ı need to know about you're gonna try to be strong and accept the fact that ı love you and try to be responsible for that because ı'm scared and ı don't think that ı can do it alone, you know."

    (bkz: gelecekteki sevgiliye mektup)


    (phoebe buffay - 18 Mart 2013 21:59)

  • comment image

    5. sezonu başladı.

    en çok sevdiğim dizilerden. bu dizi hep yayınlansın, ömür boyu devam etsin istiyor insan.

    bir de elbette ki max bir numara.


    (mea maxima culpa - 29 Eylül 2013 19:35)

  • comment image

    sadece peter krause için değil tüm oyuncular, yaratılan tüm karakterler için izlenmeyi sonuna kadar hak eden muhteşem dizi. 4.sezona başlarken az eğlenirim diye başlamıştım da sadece ağlamakla geçirdim sanırım. bir çok yabancı dizinin takipçisiyim her dizi farklı özellikleriyle öne çıkar. parenthood bunu o sıcacık havası ile yapıyor ve oyunculuklar,hiç bir dizide tadını alamıyorum bu kadar. six feet under vermişti sadece. o kadar doğallar ki,sanki hiç senaryo görmeden oynuyorlarmış hissi uyandırıyorlar bende. konudan haberleri varmışta doğaçlama oynuyorlar gibi. mae whitman,lauren graham,peter krause,monica potter sayamadığım diğer oyuncular,senaristler,yapımcı emeği geçen herkes, iyi ki varsınız siz, iyi ki.


    (the last laugh of the laughter - 3 Kasım 2013 22:15)

  • comment image

    çok sevdiğimden buraya hakkında bir şeyler karalamak istediğim dizi.

    --- beşinci sezon dokuzuncu bölüme kadar spoiler ---

    amber - ryan
    bu ikilinin durumu ne olacak merak ediyorum. son bölümlerde pek iyi sinyaller almıyoruz ama evlilik olayı gerçekleşirse aslında ne kadar büyük bir hata yaptıklarına dair hikayeler izletecekler bize gibi. ilişkileri devam ettiği sürece her şey daha da kötüye gidecek. ryan'ın evlilik teklif etmesinin tek nedeni, yaşadığı sorunlardan kurtulmak, psikolojik sorunlarını bir kenara bırakıp normal bir hayata sahip olabilmek. amber ise sırf yufka yürekliliğinden ve anın büyüsüne kapılarak kabul etti teklifi ama hep "acaba hata mı yapıyorum" düşüncesi dolaşıyor aklında. annesiyle tartışırken bile aslında yaptığı hatayı kapatmaya çalışan bir tavır vardı üzerinde. artık öyle bir yola girdiler ki, ne "bu böyle olmuyor" diyip yollarını ayırabiliyorlar, ne de "artık bir sonraki adıma geçelim" diyebiliyorlar. ama son bölümdeki kavga olayından sonra bir şeyler gelişebilir belki. bakalım, göreceğiz.

    julia - joel
    çok üzülüyorum bunların hallerine de. pozitif ayrımcılık mı yapıyorum bilmiyorum ama joel biraz haksızlık ediyor gibi geliyor. evet zamanına kusursuz bir stay-at-home baba oldu, çalışıp işten yorgun gelen eşine her türlü destek oldu ama kendisi uzun süre ara verdiği iş hayatına geri döndüğünde baskıyı kaldıramadı gibi. belki bu süreçte julia'nın ona destek olmasına izin verebilirdi ama onu da yapmadı ve daha da itti kadını. işler iyice sarpa sardı. tabii bunda ev hanımlığını ve çocukların bakımını üstlenmeyi pek bilmeyen julia'nın da rolü var ama kadın yine de elinden geleni yaptı (gibi). julia, joel'den giderek kopup teselli'yi ed brooks'ta buluyor. joel de bunun farkında ve bu mevzu da bu ikilinin sonunu getirecek gibi görünüyor. bu arada david denman* ile erika christensen* birbirlerine çok benzemiyorlar mı?

    max - hank
    bu çocuğun sahnelerini büyük zevkle izliyorum. izledikçe de asperger sendromunun aslında pek de fena bir hastalık olmadığını(?) düşünmeye başlıyorum. max'in hazırcevaplığına, dobralığına, kurduğu sebep-sonuç ilişkilerine bayılıyorum. hank ile de harika ikili oldular. bizim fotoğrafçı max'e yol gösterip geçmişte kendi yaşadığı zorlukları onun da yaşamaması için elinden geleni yapıyor gibi.

    jasmine - crosby
    dizinin gözümdeki en sevimsiz karakteri jasmine. aslında sevimsiz de değil ama ne desem bilemedim. bir iyi bir kötü. crosby üzerinde baskınlık kurma çabaları falan hiç hoş gelmiyor bana.

    haddie
    sanırım sarah ramos* ile yollar tamamen ayrıldı. önceki sezonda üniversiteye gittikten sonra yine aralarda görüyorduk, hatta bir bölümde annesinin hastalığını duyunca eve de gelmişti ama bu sezon adının bile geçmemesi dizinin gerçekliğine yakışmıyor. görmesek de arada bahsetseler fena olmazdı hani.

    kristina'nın seçim sürecini, camille ile zeek'in üçüncü dönemlerini, sarah'nın nispeten sakin hayatını, drew'ün üniversite hayatını ilgiyle takip ediyoruz. siz de edin bence.

    --- beşinci sezon dokuzuncu bölüme kadar spoiler ---

    uzun ve gereksiz oldu belki ama böyleyken böyle.


    (789 - 21 Kasım 2013 23:38)

  • comment image

    5.sezon finali yayınlanan dizi. şimdi bitirdim. çok seviyorum ben diziyi ne diyeyim. her şey var bu dizide. hüzün, mutluluk, umut, neşe, kahkahalar, gözyaşı, muhteşem oyunculuklar, muhteşem müzikler... bildiğim kadarıyla 6.sezonuyla ilgili kesin bir bilgi yok. eğer onay yada iptali belliyse bildirirseniz sevinirim.


    (the last laugh of the laughter - 24 Nisan 2014 01:39)

  • comment image

    3. sezonun son bölümünü dün akşam izledim.insanı içine alan, çok güzel bir dizi.birkaç bölümü arka arkaya sıkılmadan izlettirebiliyor. 6. sezon son sezonmuş, bitmesin bu dizi ya.


    (golemius - 2 Ocak 2015 11:34)

  • comment image

    finale 2 bölüm kala let's go home isimli on birinci bölümle yine hem mutlu etmiş, hem de bir taraftan hüzünlendirmiş dizi. bitince ne yapacağız hiç bilmiyorum be sözlük.


    (789 - 16 Ocak 2015 16:09)

  • comment image

    final bölümü yayınlanan dizi. izlemeye kıyamıyorum. izlemeden de duramıyorum.

    finali izledikten sonra gelen edit: bana göre en iyi dizi finalleri arasına girmiştir.


    (789 - 30 Ocak 2015 13:57)

  • comment image

    braverman ailesiyle bizlere veda etmiş dizidir. 6 sezon boyunca bize yaşattığınız her türlü duygu için, o doğal oyunculuklarınız için, muhteşem müzikleriniz için sonsuz teşekkürler. dizi tarihinin en iyileri arasına samimiyeti ve doğallığı ile benim için yer etmiştir.


    (the last laugh of the laughter - 3 Şubat 2015 01:21)

Yorum Kaynak Link : parenthood