Süre                : 1 Saat 36 dakika
Çıkış Tarihi     : 07 Nisan 2018 Cumartesi, Yapım Yılı : 2018
Türü                : Drama
Taglar             : Aşk,Drone,Bekaret,Ordu
Ülke                : Kanada,Fransa,Morocco
Yapımcı          :  Item 7 , Agora Films
Yönetmen       : Kim Nguyen (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Kim Nguyen (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Joe Cole (IMDB)(ekşi), Lina El Arabi (IMDB), Brent Skagford (IMDB), Faycal Zeglat (IMDB), Mohammed Sakhi (IMDB), Hatim Seddiki (IMDB)(ekşi), Mansour Badri (IMDB), Mbarek El Mahmoudi (IMDB), Amal Ayouch (IMDB), Soumiya Abdelkader (IMDB), Hassan El Ganouni (IMDB), Mohamed Ben Aamara (IMDB), Erin Agostino (IMDB), Saadiya Akioui (IMDB), Mohammed Assbab (IMDB), Badr (IMDB), Alain Bastien (IMDB), Youssef Belghiti (IMDB), Maroua Choukri (IMDB), Stephanie Costa (IMDB), Kelly Craig (IMDB), Kelly Craig (IMDB), Franco Decrescentis (IMDB), Brittany Drisdelle (IMDB), Mohammed El Ghennay (IMDB), Habib El Houssaine (IMDB), Omar El Moudden (IMDB), Marianne Farley (IMDB), Andrew Farmer (IMDB), Alexia Fast (IMDB), Essaidi Ghazouani (IMDB), Redouane Ghoulimi (IMDB), Oussama Ben Hamza (IMDB), Tarik Hmamouch (IMDB), Paul Hopkins (IMDB), Mahir Iheme (IMDB), Ayisha Issa (IMDB), Christian Jadah (IMDB), Sinem Kara (IMDB), Abderrahim Khira (IMDB) >>devamı>>

Eye on Juliet (~ Eye on Amanda) ' Filminin Konusu :
Eye on Juliet is a movie starring Joe Cole, Lina El Arabi, and Brent Skagford. A security robot operator in Detroit forms a connection with a young woman in North Africa who is trying to escape her engagement to a much older man.


  • "beklediğimden çok daha renkli ve hareketli bir oyundu. kalk gidelim deseler bir daha izlerim valla.."
  • "her sezon bir kez izlemeyi alışkanlık haline getireceğim oyun. dün ikinci kez izledim, bi öncekinden daha çok güldüm.. her şeyi baştan sona harika.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    "yine de öptüm onu.

    -*günaydin canim
    +*asil sana günaydin canim!
    -noooldu?
    +her yerim tutulmus. boynum, omuzlarim, bacaklarim. oof!
    -pekiiii... ben ne yaptim?
    +su saçma kanepede uyumama izin vermissin!
    -uyandirmak istemedim.
    +üstümü bile örtmemissin!
    -düsünemedim.
    +düsüncesizsin!
    -ama...
    +ama diicene yanima gel desene yaa!
    -gel yanima...

    gittim yanina. girdim piti kareli battaniyenin altina. soru: arkamdan mi sokulucakti, gögsünde mi uyutucakti? ikisini de yapmadi. ellerinden birini uzatti. yatagin ortasinda uçlarini kendime dogru kivirdigim parmaklarimin arasindan geçirdi parmaklarini. bi' sayi söyle dedi. iki. o zaman peki. elini elimden kaydirdi. kolunu yana açti. o magrur basinizi kondurun suraya bakalim genç bayan dedi. gidikladi. yüzüm kizardi. deli. demek arkamdan sokulucakti. hain iste ben bilmem mi! diger eliyle de yüzümü sevdi. kulagimin altindan ense köküme dogru bi' yol çizdi. bu böyle yarim kalmasin, boynumu da oksasin. derken içimden, dedigimi yapti. "buraniz mi tutulmustu acaba" diye fisildadi. basimin altindan uzanan elini kavradim. bi' kerecik siktim. bi' kerecik öptü. sonra parmaklarimi kolunun üzerinde gezdirerek hizlica yukari çikardim. bu kez saçlarimdan öptü. asagi indirdim. boynumdan. yukari asagi asagi yukari. basim döndü. sarhosluktan. iste kucaginda her seyi bosverip bi' ona teslim olmus bi' biçimde yeniden uyumaya hazirlanirken sadece ve sadece ölmeyi istiyordum. böyle bi' mutluluk içinde ölmek, allahim kimlere nasip!

    uyumadigim gibi ölmedim de. dedi ki "bi' sayi daha söyle". on. o zaman kus ol koynuma kon. yüzüm koynun olsun. senin sagin, benim solum. saklanmam ki bulsun körebe! öyleyse baslasin iade-i buse. köprücügüne dudaklarimi yasladim. oradan kime sorsam gösterirdi canim; ama kimseye sormadan öpe öpe gidecegim yere vardim. canim adem elmasi çekti, bi' tanecik isirdim. birazcik da gididan. bi' ordan bi' de burdan. sonra benim bacaklarimda dudak izleri, onun sirtinda tirnak izleri. o dakikadan sonra her sey tekrar toz bulutu idi. bitmisti. onu ilk gördügüm gündü. baslamisti. sigarasini küvetin kenarinda söndürmüstü. bitmisti. ansizin çayima iki seker atmisti. baslamisti. üzerinden yillar yillar geçmisti. bitmisti bitmisti bitmisti...

    -o öten tarla kusuydu juliet!
    +hayır romeo bülbüldü!
    -tarla kusuydu!
    +bülbüldü!

    gene de sevdim onu.
    sonra hiç bitmemis, hep baslamisti.

    -çünkü benim bildigim tek bülbül sensin juliet.."


    (gusano - 28 Haziran 2008 12:46)

  • comment image

    ephraim kishon'un yazdığı, engin alkan'ın yönettiği istanbul büyükşehir belediyesi şehir tiyatroları üsküdar müsahipzade celal sahnesi'nde dün premieri yapılan müzikal oyun...

    konusu kısaca şöyle;

    --- spoiler ---

    shakespeare'in yüzyıllardır insanları gözyaşına boğan karakterleri romeo ve juliet, ephraim kishon'un yeni kurgusunda günlük yaşantı ve çığrından çıkmış bir evlilik içinde ele alınıyor. intiharın eşiğinden döndükten sonra evlenip bir de çocuk sahibi olan "kıdemli aşıklar" kimsenin öngöremediği bir hayatı sürdürürler. bu dünyanın yaratıcısı shakespeare mezarında ters döner ve olaylara müdahale etmek üzere eve gelir.

    http://www1.ibb.gov.tr/…n_id=340&beone_seans_id=123

    ---
    spoiler ---

    engin alkan, yönettiği oyunun aynı zamanda baş kahramanlarından romeo'yu da canlandırıyor. juliet rolünde özlem türkad'ı, shakespeare rolünde çağlar çorumlu'yu, lükretia rolünde ise murat bavli'yi seyrediyoruz.

    --- spoiler ---

    oyun, alışılagelmiş müzikal oyunlardan çok farklı, biraz da deneysel özelliklere sahip... sahnenin sağındaki orkestrada oyunun baş karakterlerini bir anda bateri, buzuki ya da bas gitar çalıp şarkı söylerken görüyoruz. hatta, oyunda çalınıp söylenen şarkılardan aşk sonsuzluktur ve aşık ol adlı parçaların söz ve müzikleri engin alkan'a aitmiş...

    shakespeare rolüyle çağlar çorumlu resmen harikalar yaratmış... seyirciyle bütünleşen, interaktif bölümlerde çok başarılı... lükretia rolündeki murat bavli, aynı zamanda oyunun tüm müziklerinin düzenlemesini yapmış. oyunda genç bir kızı çok farklı bir şekilde canlandırıyor.

    tabii özlem türkad'ı da atlamamak lazım. oyunun çok büyük bölümünde engin alkan'la çok iyi bir uyum yakalamış ve rolünün hakkını fazlasıyla vermiş.

    oyunun ufak tefek eleştirilebilecek tarafları da yok değil. mesela böylesine hareketli ve seyirciyi içine alıp bir solukta biten capcanlı bir oyun için, oyunun ilk 15 dakikası fazla durağan geldi bana... yani shakespeare sahneye çıkana kadar biraz sabırlı olmanız gerekiyor. bir diğer kusur da enstrumanlar devreye girdikten sonra bazı diyaloglar ses yüzünden anlaşılamıyor. öyle ki, benim yanımda oturan adam karısına süreki "şu ne dedi, bu ne dedi" demekten oyunu seyredemedi...

    ancak bunlar, oyunun geneline bakıldığında küçük sayılabilecek kusurlar... eğer vaktiniz varsa bu oyuna gitmenizi şiddetle tavsiye ederim. ayırdığınız 2,5 saatin hakkını fazlasıyla veriyor. hiç olmadı, engin alkan'ı bateri çalıp şarkı söylerken seyretmesi bile çok keyifli...

    ---
    spoiler ---


    (tripotter - 2 Ekim 2009 17:28)

  • comment image

    sonrasında eve koşarak 1 kiloya yakın makarna tükettiğimiz oyun.

    --- spoiler ---

    mmmfffss ne kadar da güzel koktu o makarna beh..

    ---
    spoiler ---

    oyuna gelince, çok başarılı bulduğumu belirteyim de içim rahat etsin. hele o shakespeare... yirim..


    (tuya - 1 Kasım 2009 00:04)

  • comment image

    beklediğimden çok daha renkli ve hareketli bir oyundu. kalk gidelim deseler bir daha izlerim valla..


    (dtw - 7 Aralık 2009 21:26)

  • comment image

    --- spoiler ---

    bir romeo-juliet temsili düşünün ki "yemin etme kararsız ay üstüne sakın/ay gibi değişken olur sonra senin de aşkın" şeklindeki romantik repliklerin sahibi jüliet'in yerini sürekli dır dır yapan bir ev hanımı almış. romeo ise "ey parlak melek, konuş yine! göz kamaştıran bir parlaklık veriyorsun geceye" sözlerini çooktan unutmuş, bir zamanlar uğrunda ölmeyi göze aldığı jüliet'ten yaka silkiyor. istanbul şehir tiyatroları çağımızın sorusu ''evlilik aşkı öldürür mü" tartışmasını konu alan bir oyunu izleyiciyle buluşturuyor bu sezon. oyunda soruya verilen cevap net: "kesinlikle evet." hatta yazara göre aşk öldürülmekle kalmıyor işkenceye de maruz bırakılıyor. macar yazar eprahim kishon'un kelimenin tam anlamıyla shakespeare'i ti'ye aldığı 'tarla kuşu'ydu juliet' adlı oyunda çok farklı, fakat gerçeğe biraz daha yakın romeo ve juliet karakterleri karşılıyor izleyiciyi.
    hani mutlu sonla biten pek çok filmde de olur ya, bin bir zorluğa göğüs geren aşıklar onca engeli aşıp kavuşur birbirlerine. film tam da o anda biter ve çoğumuz merak etmez sonrasını. fakat bazı muzip izleyicilerin aklına bir şüphedir düşer: "ya sonrası?" oyun yazarı kishon'un muzipliği bununla sınırlı kalmamış 'romeo ve juliet'in canlarını bağışlayıp bir güzel evlendirmiş, üstüne üstlük bir de gayet problemli bir kız evlat vermiş kendilerine. geçim derdi de cabası.
    juliet'in sürekli 'göbeğini içine çek' diye uyardığı karakterimiz, oyunun aynı zamanda yönetmenliğini de yapan engin alkan. sahnede yemek yapan, şarkı söyleyen, enstrüman çalan ve doğaçlamalarıyla oyuna renk katan engin alkan'a jüliet rolünde en az onun kadar müthiş bir performans gösteren özlem türkad eşlik ediyor. sahnede mütemadiyen yemek yapıp yiyen çiftimizin bir de davetsiz misafiri var: willy, nam-ı diğer shakespeare. çağlar çorumlu'nun ustalıkla oynadığı shakespeare ve şairane konuşmaları pek de hoş karşılanmıyor hayatından bezmiş çiftimiz tarafından. 'amaan nerden çıktı şimdi bu' diyerek hiç de kibar olmayan bir üslupla karşılıyorlar karizması yerle bir olmuş üstadı.
    tragedya ustası shakespeare'i 'madara eden' tarla kuşu'ydu jüliet, hayatın acı gerçeklerinin efsane bir aşkı ne hale getirdiğine tanık ediyor izleyiciyi. macar oyun yazarının oyunlarını başkalarından araklamaktan trajedinin suyunu çıkarmaya kadar bir çok konuda itham edip ti'ye aldığı shakespeare'e bir garezi var mıydı bilinmez. ancak aklımıza musevi oyun yazarının hemen her oyununda olumsuz bir yahudi karaktere yer veren shakespeare'den intikam almış olabileceği ihtimali gelmiyor değil.
    shakespeare’in romeo juliet’ini kaldığı yerden devam ettiren tarla kuşu’ydu jüliet izleyiciye kahkaha vaat ederken akıllarda da bol bol soru işareti bırakıyor. evlenmeyi düşünen çiftlerin izlemesi sakıncalı olabilir!

    ---
    spoiler ---


    (behemehal - 20 Ocak 2010 10:46)

  • comment image

    "bülbüldü romeo" isim önerisini sunmak istediğim oyun. ayrıca engin alkanı izleme keyfini sonuna kadar yaşayabileceğiniz oyun

    --
    engin alkan: ben seni biraz fazla cesaretli buluyorum
    sevinç erbulak: neden?
    engin alkan: bu oyunun yönetmeni benim, biliyorsun değil mi? sonlara doğru bir saçından sürükleme sahnesi eklememi ister misin?

    --


    (iadeli taahhutlu - 6 Şubat 2011 00:19)

  • comment image

    her sezon bir kez izlemeyi alışkanlık haline getireceğim oyun. dün ikinci kez izledim, bi öncekinden daha çok güldüm.. her şeyi baştan sona harika..


    (latoneus - 19 Aralık 2011 10:31)

  • comment image

    istanbul şehir tiyatrolarının gülmekten six pack yaptıran oyunudur. sevinç erbulak iyi bir oyuncu, murat bavlı oyunculuğu aşmış artık müzisyen olmuş ancak en subjektif duygularımla yazıyorum ki engin alkan ve çağlar çorumlu bambaşkalar. insanın mesleği için yaratılmış olmasının en güzel iki örneği. ne desem az. ne desem haksızlık olur. gidin yaşayın.

    edit:imla


    (anouschka - 2 Ocak 2013 12:52)

  • comment image

    romeo ve juliet' in sevgiliyken yaşadıkları ve yaşattıkları romantizm, hoşgörü, saygıdan eser kalmayan evliliklerini anlatan oyun... evliliklerin genel olarak beklenen skorunu gözler önüne sermiştir. dün, tekel sahnede izlediğim oyunda güncel ve komik çeşitli göndermeler de vardı. oyuncuların da zaman zaman güldükleri oyunda (rolleri gereği mi kestiremediğim) hem kendileri eğlenmiş göründüler hem bizi eğlendirdiler...


    (joule - 14 Mayıs 2015 07:49)

Yorum Kaynak Link : tarla kuşuydu juliet