• "obsesif aşkların, obsesif aşıkların filmidir."
  • "insanın sevesini getiren film. izledikten sonra filmin içine girip çıkmadan orda yaşamak istersiniz."
  • "24ümden 25ime geçtiğim doğum günü akşamım da, bir bara gidip, benden sonra ilk içeri duhul eden kadına ve hattaki mümkünse 3 kere -do you like pineapples? die sorasımı getireşaşan enfeshane film."
  • ""son kullanma tarihi" olmayan wong kar wai filmi*"ananas sever misin?"ayrıca filmdeki ilk hikayede barda çalan reggae şarkısı dennis brown'ın things in life şarkısıdır."
  • "size verilen mektupları açınız okuyunuz... son kullanma tarihi geçmeden..."
  • "filmi izledikten sonra california dreamingi ayri bir seversiniz, sizi bambaska yerlere goturur."




Facebook Yorumları
  • comment image

    onu bunu bilmem, bir filmde evi su basması'yla, "o" gittiği için evin bile ağlaması gibi bir ima varsa, o film büyük bir filmdir arkadaş.

    ha aynı şeyi bir gün sinan çetin yaparsa büyük film'i yeniden tanımlarız tabi.


    (grapes of butcher - 27 Ekim 2006 02:41)

  • comment image

    hakkında bir şeyler yazmayı istediğim, ama nereden başlayacağımı bir türlü bulamadığım film. izlediğim bir çok filmde bu filme göndermeler yahut bu filmden esinlenmeler vardır. wong kar wai sineması içinde baktığımızda dönüşümünün tam ortasında durduğunu fark etmek mümkündür.
    ne zaman yağmur yağacağını, ne zaman güneşli bir hava olacağını bilmemek, seçimler yapmak, fazla seçenek olmasının tehlikesi, hep aynı şarkıyı dinlemek, hep aynı yemeği yemek, sabunla sohbet etmek, ağlayan evler, okunmayan mektuplar, uzak zamanlara uçak biletleri, oyuncak uçaklar, balıklar hakkında bir film desem, ne kadar yeterli olur bilmiyorum ama wong kar wai'nin en güzel masallarından; hem eğlenceli, hem yürek burkan cinsten...


    (abendrot - 13 Şubat 2007 00:11)

  • comment image

    wong kar wai' nin ashes of time' in yapiminda cok zorlanmasi ve ancak iki yilda cekimlerini bitirebilmesi sebebiyle bilerek kisitli bir butceyle ve genellikle el kamerasi kullanarak, gunduzleri yazip, geceleri cektigi, 3 aydan kisa surede cekimlerini tamamladigi, 1994 yapimi 103 dakikalik filmi.


    (oz orion - 13 Nisan 2002 18:56)

  • comment image

    sevdiği kızın adı olduğu için (may) sürekli son kullanma tarihi 1 mayıs olan konserve yiyen bir erkeğin (bkz: takeshi kaneshiro), hep aynı şarkıyı dinleyen bir kızın (bkz: california dreaming) ve ağlayan odaların öyküsünü anlatan, hayatımda beni en çok duygulandırmış filmlerden biri...karakterlerden biri bir yerde şöyle der : "somehow, at some point, everything expires"


    (glass sealed - 17 Temmuz 2002 20:11)

  • comment image

    sevgilisinden ayrıldığı için çok üzülen, bu yüzden sürekli stadyuma giderek koşan bir kahramanın olduğu film. niye bu kadar çok koştuğunu soran arkadaşına, 'çok koşup terliyorum ki ağlayacak yaş kalmasın vücudumda' demiştir bu kişi. yalnız yukarıdaki yorumlardan, tarantino'nun her zaman ağlamasından ve bu entry'deki anektodtan filmin çok da melonkolik bir film olduğu çıkarılmasın, genelinde gayet eğlenceli bir filmdir chunking express. hatta wong kar-wai'nin en eğlenceli filmidir belki de. kar-wai filmlerinin klasik özelliği olan popüler müziği etkin kullanım bu filmde de söz konusudur ve filmi her hatırlayışınızda california dreamin'in mamas and papas versiyonunu mırıldanırken bulursunuz kendinizi. california dreamin'in filmin tema müziği olması da aslında filmin eğlenceli bir film olduğu hakkında ipuçları vermektedir. gerçekten hüzünlü bir wong kar-wai filmi arıyorsanız; (bkz: in the mood for love)


    (dikakana bey - 17 Temmuz 2002 20:23)

  • comment image

    663* sevgilisi ayrıldığından beri üzüntüsünü evindeki eşyalara anlatmaya başlamıştır. eşyalarla konuşur fakat rolleri değiştirir. o gittiğinden beri evdeki eşyaların ne kadar üzgün olduğunu söyler ve onları teselli etmeye çalışır. oraya çıkan monloglar komik gözükmesine karşın yürek burkacak cinstendir. faye gizli gizli 663'ün evine gelip temizlik yapar, yeni eşyalar alır, gizliden gizliye 663'ü sever işte. 663 ise kendi yalnızlığında öyle kaybolmuştur ki etrafındaki değişimleri göremez bir türlü. faye'yi de...

    sabunla konuşur; çok kilo verdiğinin farkındasın değil mi, önceden daha şirin ve tombuldun, şimdi çok sıskasın. neden? kendine güvenmelisin der. faye bir süre sonra yeni bir sabun koyar oraya. 663 yüzünü yıkarken yeni sabunu görür ve yeniden konuşur; kendini çok salmışsın, nasıl bu kadar kısa sürede böyle şişmanladın, o gitmiş olabilir ama hayat devam ediyor, kendine dikkat etmen lazım bu gevşekliği bırak.


    (eldrun - 5 Ocak 2009 06:35)

  • comment image

    24ümden 25ime geçtiğim doğum günü akşamım da, bir bara gidip, benden sonra ilk içeri duhul eden kadına ve hattaki mümkünse 3 kere -do you like pineapples? die sorasımı getireşaşan enfeshane film.


    (cameltosis - 5 Aralık 2002 23:19)

  • comment image

    "en yakın olduğumuz an, bu andı ve aramızda sadece 0.01 cm vardı." cümlesiyle kesişen iki farklı hikayenin anlatıldığı bir wong kar-wai filmi. *

    her şeyin bir son kullanma tarihi olduğunu düşünen takıntılı bir adam ve bu adama hiç bozulmadan saklayabileceği bir hatıra bırakan takıntılı bir kadın. bir önceki aşk yolculuğunda uçuşu beklediğinden kısa sürmüş takıntılı bir başka adam ve bu adamın yeniden uçabilmesi için pisti temizleyen takıntılı bir başka kadın.

    duygu yüklü havlular, biriktirilen ananas konserveleri, eriyen ve şişmanlayan sabunlar, üşüyen gömlekler, azarlanan oyuncaklar, gözyaşı döken evler...gibi tarifsiz ayrıntıların, her izleyişte bir başka detayın saklı olduğunu keşfedebileceğiniz mükemmel diyalogların ve tüm sahnelerin tadına tat katan müziklerin ekranda arzı endam eylemesi.

    hayal kuranlara ve uyurgezerlere armağan olmuş bir film ve müzikleri. bize de izlemesi ve dinlemesi düşer artık.

    dennis brown- things in life .
    the mamas & the papas- california dreamin .
    faye wong- dream lover .
    faye wong- know oneself and each other .
    michael galasso- baroque .
    dinah washington- what a difference a day makes .


    (dolls - 28 Şubat 2012 15:31)

  • comment image

    wong kar wai'nin 1994 yilinda çektigi mükemmel filmi. hong kong'ta geçen ve sehir yalnizligindan dem vuran filmde 2 ayri hikaye anlatilmaktadir. hikayelerin tek ortak tarafi sevgilileri tarafindan terk edilmis iki polisin masum ve sevimli takintilaridir. polislerden biri konserve kutularinin üzerinde yazan son kullanma tarihine takmistir ve sevgili 1 mayis'a kadar kendisine dönmezse bir daha dönmeyecegini düsünmektedir. ve insanin içini parçalayan bir replik te burada yer alir. 'we're all unlucky in love sometimes. when i am, i go jogging. the body loses water when you jog, so you have none left for tears.' deyip yagmur altinda kilometrelerce kosar...aglamasin diye...
    digeri de hostes sevgilisinden bir madik yemistir ve o da evindeki muhtelif objelerle konusur. hep kave içtigi fast food dükkaninda calisan bir kiz ona vurulur ama o kadar mutsuz bir adamdir ki kizi farkedemez.

    wong kar wai'nin in the mood for love'da da oynattigi basarili eleman tony leung 2.polisi oynamaktadir.

    eleman nasil çekmistir bu filmi, rengarenk, huzur dolu...


    (seroxatking - 15 Aralık 2003 18:15)

  • comment image

    bir zaman gelir, melankoliklikten mi, sikintidan mi, mutlu olmak istemekten midir nedir bilmem dvd ye koyarim bu filmi ve sonra nasil gectigini anlamadigim bir 1 bucuk saat gecer ve ben hic bitmesin isterim. hele hele filmin sonunda faye wong "where do you want to go?" ve ardindan tony leung "wherever you take me" dedikten sonra faye wong'un leung'un yataginda buyutecle bir kadin sac teli buldugunda bagirarak, sinir olmus bir ifadeyle agladigi gibi bir moda girerim. neden wong kar wai filmleri boyle biter ki, neden hep devam etmez ya da bizim hayatimiz niye bir wong kar wai filmi olamaz gibi sorular gelir kafama, gicik olurum.

    nedir chunking express ki? alt tarafi bir film. ama en son izledigimde nedendir bilmem mutluluktan mi, mutsuzluktan mi, sevgiden mi, sevgisizlikten mi tirtir titredigim, gozlerimin doldugu kim oldugumu unutturan bir film. eee "it's not everyday we're gonna be the same way, there must be a change somehow" calmaz mi ilk hikayenin bir cok yerinde degisiklikleri kabullendirmek icin karakterlerimize? sinema disindaki hayat da cok farkli degil sanirsam. birinci hikayedeki karakterimiz sevgilisi tarafindan terk edildikten sonra sorar: "is there anything in the world which doesn't expire?" ben titrerim icimden cevap veririm. ama sonra o da ben de anlariz ki "there must be a change somehow" o sari peruklu kadina asik olur, ve hatta kravatiyla onun pis ayakkabilarini temizler, degisir. ben de degisikligi beklerim. password'u undying love olan beeperini tam terk ederken umulmadik bir mesaj gelir, her sey degisir, anilar unutulmaz. belki de bir tek onlardir kalici olan, tarihi gecse bile, etkisi gecmeyen.

    bir de faye wong'un hikayesi vardir, cranberries coveriyla biter. utangac, sikilgan bakislarinin ardinda asik oldugu adami birakir, sarkilardan asik oldugu yere gider. ama kendi hayal dunyasinda yasayan faye bir pecete kagidi uzerine kondurdugu ucak biletini sevdigi adama vermeyi ihmal etmicektir tabii, ve yillar sonra alip onu da goturmeyi kendisiyle. ama en cok tony leung'un faye'e bakislarinda bulurum bu filmin en buyuk duygusunu. bir aktor bir insana bu kadar sevgiyle bakmayi nasil basarabilir. daha once hic bir filmde gormedigim kadar etkileyici, sevgi dolu, sicaklik dolu bakislardir bunlar. faye kafasini cevirir, utanir.

    iste boyle bir yolculukdur chungking express. herkes de farkli etkiler yaratabilir. beni titretir, gozlerim dolu dolu olurken guldurur, kim bilir size neler yapar?


    (ningyo - 8 Kasım 2004 06:02)

  • comment image

    ayrica su diyaloguna da hasta oldugum film.

    cop663: you like noisy music?
    faye: yes. the louder the better. stops me from thinking.
    cop663: you don't like to think? what do you like?
    faye: never thought about it.


    (amorphe - 7 Aralık 2004 11:40)

  • comment image

    bu filmin asıl insanları seviyeli insanlardır. kötü düşünceler taşımazlar. suç işlemeye kalksalar bile suça dahil/suçlu olamazlar. sözcüklerin herşeyi anlatmaya yetmesini sağlarlar bir de. örneğin "fırsatı kaçırma" duygusunu konservelerce ananas yeyerek; aptallığı, "görmeyerek" dile getirirler.

    bu filmde herkes yaşamak için yaşar. bir ileti yoktur. bir veri yoktur. bir alı vardır.


    (mccormick - 14 Aralık 2004 11:39)

  • comment image

    yagmurun ne zaman yagacagını, günesin ne zaman acacagını bilmeden yasadıgımız icin her zaman günes gözlügü ve yagmurluk ile dolasmak, askın tazeligini korumak icin hatıraları konservelemek, kalbin raptiye ile yaralanmaması icin 1 yıl sonrasına ucak bileti almak üzerine bir film.


    (anahita - 11 Nisan 2005 00:12)

  • comment image

    filmi faye wong öncesi ve sonrasi diye ikiye ayirabiliriz. bu sirinlik abidesi arkadas sahneye çikana dek kendi halinde devam edip giden film, yaklasik olarak son 1 saatinde faye wong show'a dönüsmektedir. sevimli film amelie'den de kimi tatlar barindiran chungking express, ayrica wong kar wai'nin de ne entresan bir adam oldugunu bir kez daha göstermektedir: bir filmde iki film ! pek görülür degil.


    (el aleph - 27 Ocak 2006 11:54)

  • comment image

    italyanca "hong-kong express" olarak çevrilmiş wong kar wai filmi.akılda kalsın diye midir artık bilinmez.bu filmden sonra çiçeğimle daha çok konuşacağım,bulaşık bezini sıkarken gerzekçe uzaklara dalacağım ve bir başka wong kar wai filminde görüşmek üzere hoşçakalacağım.


    (atomunu yesile kaptirmis alelade bi ot - 16 Mart 2006 23:57)

Yorum Kaynak Link : chung hing sam lam