Süre                : 1 Saat 44 dakika
Çıkış Tarihi     : 07 Ağustos 1963 Çarşamba, Yapım Yılı : 1963
Türü                : Komedi,Romantik
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Jerry Bresler Productions
Yönetmen       : Paul Wendkos (IMDB)
Senarist          : Ruth Brooks Flippen (IMDB),Katherine Albert (IMDB)(ekşi),Dale Eunson (IMDB),Ruth Brooks Flippen (IMDB),Frederick Kohner (IMDB)
Oyuncular      : James Darren (IMDB)(ekşi), Cindy Carol (IMDB), Jessie Royce Landis (IMDB)(ekşi), Cesare Danova (IMDB)(ekşi), Danielle De Metz (IMDB)(ekşi), Joby Baker (IMDB)(ekşi), Trudi Ames (IMDB), Noreen Corcoran (IMDB), Peter Brooks (IMDB), Lisa Gastoni (IMDB), Claudio Gora (IMDB), Don Porter (IMDB), Jeff Donnell (IMDB), Leon Auerbach (IMDB), Mimo Billi (IMDB), Luigi Bonos (IMDB), Charles Borromel (IMDB), Leonardo Botta (IMDB), Mathilda Calnan (IMDB), José Canalejas (IMDB), Jan Coomer (IMDB), Rod Dana (IMDB), Jim Dolen (IMDB), Audrey Fairfax (IMDB), Fontana (IMDB), Eddie Foy Jr. (IMDB), Eddra Gale (IMDB), Joe Kamel (IMDB), Tina Lepri (IMDB), Sylvia Llore (IMDB), Evi Marandi (IMDB), David Maunsell (IMDB), Milly (IMDB), Norma Nedici (IMDB), Umberto Raho (IMDB), Adria Ramaccia (IMDB), May Sariola (IMDB), Carmen Scarpitta (IMDB), Nino Segurini (IMDB), John Stacy (IMDB) >>devamı>>

Gidget Goes to Rome (~ April entdeckt Rom) ' Filminin Konusu :
Gidget Goes to Rome is a movie starring James Darren, Cindy Carol, and Jessie Royce Landis. Frances, now 17, is still in love with Moondoggy. She can persuade her parents to allow them a journey to Rome, together with two of her and...


  • "yaptığı bestelerle yaklaşık 50 - 100 yıl sonra ismi vivaldi, mozart, beethoven ile birlikte anılacak ulvi kişilik."
  • "starwars'ların müziğini yapan adam; 5 oscar sahibi..."
  • "schindlerin listesi filmindeki o harika tınıların sahibi"




Facebook Yorumları
  • comment image

    kendisinin biraz daha olgunluk dönemine ait bir asturias yorumu için;

    http://www.youtube.com/watch?v=krrvkhuym3a

    bir de bu ne lan? "gitarist olanı" diye bi şey var. hani şu oscar ödülünün bokunu çıkarmış diğer john williams'la karşışmasın diye böyle yazmış herkes. adam bir şekilde okusa sözlüğü, "bunca kariyeri gitarist olanı diye tanınmak için mi yaptım lan ben" diye isyan eder yani.

    böyle bi tatsızlığın önüne geçmek için, en azından şu sözlük ortamında kendisinden "john kemal williams" diye bahsedelim derim ben.. hakkettiği saygıyı gösterelim. respect..


    (alexander goygoyevic - 1 Nisan 2011 10:29)

  • comment image

    star wars müziğini dinlersiniz, sizi o evrene götürür, jedi yapar, sith yapar.
    superman müziğiyle, donu pantolonun üzerine geçirip, uçmak için hazırlanırsınız.
    indiana jones müziğiyle, kırbacı avizeye şrrraklatıp tutunarak sallanmak istersiniz.
    jaws müziğini dinlersiniz, her yerinizden terler akar, gerim gerim gerilirsiniz olduğunuz yerde.
    jurassic parkmüziğini dinlersiniz, peşinizden t-rex kovalar.
    e t'yi dinlersiniz, sepetli bisikletinizle havalanırsınız bir an için. parmağınızı hayalinizdeki uzaylıya uzatırsınız.
    schindler's list müziğini dinlersiniz, toplama kampında yaşarsınız, acı çekersiniz.
    harry potter müziğiyle, elinize saçma bir çubuk alıp sihir yapmayı denersiniz.
    saving private ryan müziğiyle, ikinci dünya savaşı'nda normandiya sahillerine çıkarma yaparsınız.

    kısacası bambaşka bir adamdır. yüz yıl daha yaşamasını diliyorum.


    (rukawa kaede - 19 Eylül 2011 18:55)

  • comment image

    "without john williams, bikes don’t fly and neither do brooms in quidditch matches nor do men in red capes. there is no force, dinosaurs do not walk the earth. we do not wonder, we do not weep, we do not believe."

    bu sözlerle steven spielberg tarafından onore edilen; en sevilen, en ikonik tema müziklerinin altında hep imzası olan, tam anlamıyla bir yaşayan efsane.


    (mridul - 16 Ocak 2017 07:07)

  • comment image

    ayricalarin sonunu zor getirebildigimiz filmleri sevmemizde çok çok yere sahip soundlari yakalayabilmis büyük müzik adami, ayni zamanda gitar virtüözüdür.peki bunu biliyor muydunuz?
    (neden sorduysam artik? kesin biliyodunuz, her bi boku biliyosunuz...)

    denilse de aslen gitar viruozu olan baska bir john williamsla da karistirilmis insan. aslen pianoyu cok iyi calar, virtuoz mudur bilemem.


    (otisabi - 20 Kasım 1999 20:01)

  • comment image

    babası bir jazz davulcusu olan john williams, yedi yaşında piyano öğrenmeye başlamış, ardından trumpet, trombon gibi nefesli çalgılarla dewam etmiş. 19 yaşındayken ilk piyano sonatlarını bestelemiş ve "elle tutulur bir dehayım" sinyallerini vermeye başlamış. vakti geldiğinde askere gidip "usa air force"un müzisyeni, marş bestecisi olmuş. layıkıyla oradaki görevini tamamladığında, memleketine dönüp barlarda, gece kulüplerinde, gönül verdiği, "jazz piyanistliği" işini yaparak kendine menfaat buyurmuş.

    çeşitli bağlantılar nedeniyle, alfred newman orkestrasında kendisine yer bulmuş ve birlikte çalışmaya başlamışlar. film şirketleri için yaptıkları çalışmalarda yeteneği keşfedilen john williams'a hafiften teklifler gelmeye başlamış.

    uzun süre tv dizileri için müzik yapan "dahi çocuk" williams, don siegel'in "the killers" filmine, filmin ambiansı gereği ve siegel'in hayranlığından dolayı hazırladığı, zaten aşinası olduğu jazz müziklerle adından iyice söz ettirmiş.

    bu süreçten sonra her biri, "soundtrack" dendiğinde akla gelen güzide çalışmalar olan, gerilim anlarının vazgeçilmez müziği"jaws*", senfonisinden rock uyarlamasına, ballad'ından reggea'sına kadar bir dolu versiyonu bulunan, geçtiğimiz yüzyılın en bilinen melodilerini içinde barındıran "star wars*", yumuşacık jazz melodileri, yaylıların eşsiz lezzetiyle "the poseidon adventure", superman'le adeta özdeşleşen, senfonik altyapısıyla unutulmaz bir tadı olan "superman", müziksiz hayal edemeyeceğimiz "indiana jones"un neredeyse künyesi olmuş müzikleriyle, film müzikleri tarihine ismini altın harflerle, gerçekten, yazdırmıştır.

    bunlarla beraber, "1941", "close encounters of the third kind","et*", "jfk", "home alone", "sleepers", "hook", "saving private ryan", "jurassic park","the patriot", "seven years in tibet", "shindlers list*" isimli filmler de kendisinin güzide çalışmalarıdır. 1984, 1988 ve 1996, olimpiyat "theme"lerini de bestelemiş, bir de bu taraftan tarihe geçmiştir.

    john williams, müzik ve sinema sektöründe, lalo schifrin, henry mancini, bernard hermann, jerry goldsmith, richard donner, alfred hitchcock, steven spielberg, george lucas, oliver stone, alfred newman, roland emmerich gibi güzide isimlerle beraber çalışabilme şansına nail olmuş ender bir kişidir aynı zamanda.

    yukarıda yıldızlarla belirtilen "oscar"lı yapıtları haricinde, aşağı yukarı her çalışmasıyla oscar'a aday olan ve grammy, golden globe gibi sayısız ödüle, defalarca aday olan, ekseriya kazanan john williams, kırmızı yanakları, beyaz sakalıyla, sempatik olduğu kadar dedecan bir insan görüntüsündedir yıllardır.

    aslında john williams'ın en iyi yaptığı iş, konçerto, senfoni bestelemek, orkestral eserler üretmek ve orkestra yönetmek, bunların yanında da, bildiğim kadarıyla, eş dost bir olup jam-session'larla kendinden geçmektir.

    90'lardan sonra nedendir bilinmez, john williams kendini tekrar etmeye başlamış, müziğindeki renk, dinlenilebilirlik büyük ölçüde yitirilmiştir; belki de seri üretimin bir sonucu olarak spesifik çalışmalara vakit ayıramamış, heyacanı kalmamıştır. önceleri yaptığı müzikler filmlerin ismiyle beraber anılır/mırıldanırken, şimdi john williams müzikleri insanı bayar, usandırır, film zevkini tırtıklar.

    eninde sonunda john williams, üretkenlik konusunda örnek olması gereken, facia bir adamdır, duygusallığın veya gerilimin coşması gereken anlarda, sahne aldığında gayetle lezizdir, senfonik çalışmalarının bolluğu, film sektörü gibi, çeşitliliğe hitap eden bir sektörde tek düze gibi görünse de, buna "tarz" denmeli, john williams'da bu tarzda kabul edilmelidir. sinema tarihinde gelmiş geçmiş en "büyük" isimler arasında mutlaka yer alacak, bıraktığı eserlerle daima anılacaktır. ha, danny elfman mı, john williams mı, jerry goldsmith mi derseniz ? önce danny elfman, ikinci jerry dedikten sonra, bir kaç isim daha sayarım, john abiye biraz geç sıra gelir.

    yazıma son verirken sizlere superman'in müziğiyle veda etmek isterim: düüüt. da do da daaa... da da do daa ro raaa... dup tıs daa daaa.... dıt dırıt dıt dırıt... dıt dırıt dıt dırıt. [dürülürülüüü] daaaaa. dıt dırıt dıt dırırıt... dı dı dıdıdı dırıııı, dıt dırıt dırııı... dıııı....
    [farkındaysanız, evet, eveeet, indiana jones'in müziğini andırıyor biraz. yine taklit]


    (cyrano - 9 Ekim 2001 12:40)

  • comment image

    teorimize göre bundan yüzyıllar sonra hatırlanacak insanlar geçmişe bakıp "eskiden ne güzel müzikler yapıyorlarmış mirim" diyecekler, belki film unutulacak müzik kalacaktır.
    mozart beethoven gibiler de deli dürtmesi sonucu bestelememişlerdir başyapıtlarını, sipariş üzerine oranın kontunun doğum günü, buranın düşesinin cenazesi için hazırlamışlardır. john williams filmler için bestelemiştir başyapıtlarını.
    bizim 9.senfoniyi ilk dinleyenlere şu an özenmemiz gibi ilerde insanlar "revenge of the sith e gidip ilk defa dinlemişler o zamanda yaşamak vardı" diyeceklerdir, tüyleri diken diken olurken gözleri bulutlu bizim oturduğumuz koltuklarda oturduklarını hayal edeceklerdir... etrafınızda örülen tarihi hissedin... john williams ı dinleyin...


    (kelemvor - 31 Mayıs 2005 18:30)

Yorum Kaynak Link : john williams