Süre                : 2 Saat 9 dakika
Çıkış Tarihi     : 05 Şubat 2009 Perşembe, Yapım Yılı : 2009
Türü                : Komedi,Drama,Romantik
Taglar             : Iç çamaşırı kayma,Gay arkadaş,kadın,Dating
Ülke                : ABD,Almanya,Hollanda
Yapımcı          :  New Line Cinema , Flower Films (II) , Internationale Filmproduktion Blackswan
Yönetmen       : Ken Kwapis (IMDB)
Senarist          : Abby Kohn (IMDB),Marc Silverstein (IMDB)(ekşi),Greg Behrendt (IMDB)(ekşi),Liz Tuccillo (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Morgan Lily (IMDB)(ekşi), Trenton Rogers (IMDB)(ekşi), Michelle Carmichael (IMDB), Jasmine Woods (IMDB)(ekşi), Sabrina Revelle (IMDB), Zoe Jarman (IMDB), Alia Rhiana Eckerman (IMDB), Julia Pennington (IMDB), Renee Scott (IMDB), Chihiro Fujii (IMDB), Sachiko Ishida (IMDB), Claudia DiMartino (IMDB), Carmen Perez (IMDB), Traycee King (IMDB), Délé Ogundiran (IMDB), Eunice Nyarazdo (IMDB), Anita Yombo (IMDB), Ginnifer Goodwin (IMDB), Kevin Connolly (IMDB), Niki J. Crawford (IMDB), Scarlett Johansson (IMDB), Bradley Cooper (IMDB), Joan Blair (IMDB), Justin Long (IMDB), Ben Affleck (IMDB), Jennifer Aniston (IMDB), Jennifer Connelly (IMDB), Natasha Leggero (IMDB), Anna Bugarin (IMDB), Busy Philipps (IMDB), Drew Barrymore (IMDB), Angela Shelton (IMDB), Frances Callier (IMDB), Brandon Keener (IMDB), Christopher Miller (IMDB), Leonardo Nam (IMDB), Rod Keller (IMDB), Wilson Cruz (IMDB), Brooke Bloom (IMDB), Hedy Burress (IMDB) >>devamı>>

He's Just Not That Into You (~ Erkekler Ne Söyler Kadinlar Ne Anlar) ' Filminin Konusu :
Greg Behrendt ve Liz Tuccillo’nun çok satan kitabına dayanan film, 20’li 30’lu yaşlarında Baltimore’lu bir grup insanı konu alıyor. Söz konusu insanlar ilişki havuzunun sığ kısmından evlilik hayatının derin ve bulanık sularına doğru ilerlerken bir yandan karşı cinsin işaretlerini okumaya bir yandan da “istisna yoktur” kuralına istisna oluşturmaya çalışıyorlar.


  • "kitaptan güzel bir alıntı yapmak gerekirse:'' shitty relationships make you feel like shit''"
  • "belli aralıklarla seyrettiğim film. mucizelere inanacak gibi olduğumda ayaklarımın yere basmasına yardımcı oluyor."




Facebook Yorumları
  • comment image

    millete anlata anlata bitiremedigim ve lakin kendimi hep onuncu koyde, eski kafali etiketiyle buluvermeme sebep olmus basit ve genel gecer kurallarin nihayet sesini duyurabilen birileri tarafindan yazilmis halidir.

    hemsire! aska inansan da inanmasan da, bu dunyada hala koppek gibi birilerinin pesinden giden insanlar, o karsi cins ugruna gelmis gecmis butun planlarindan seve seve feragat edip sirf onunla olabilmek icin tepin tepin tepinenler yok mu? var anacim, var. (cogu seversen kovalarsin sevilirsen kovalanirsin kuralina -eheh boyle de terbiyeli bi insanim- kurban gidiyor ama, bu konumuzun disinda simdi)

    o zaman demek ki nedir olay?

    - iliskiye hazir degilim
    - cok sik gorusmek taraftari degilim
    - ben ozgurlugume duskunum
    - herkes kendi hayatini yasamali, iliski dedigin boyle olur, ne fedakarligi?
    - evlenmeyi dusunmuyorum

    gibi beyanatlarin gercekten de anlami "he's just not that into you - size o kadar da bayilmiyor"dur. nitekim erkek veya kadin asiksa, uluslararasi bir sempozyumun hummali hazirliginda bile kendini bi iliskiye hazir ve hatta hevesli buluverir, onu gormedigi anlarda cani sikilir ve yaptigi her iste "o da burda olsa simdi.." diye hulyalara dalar, ozgurluk konseptini tekrar degerlendirip sizin yaninizin en buyuk ozgurluk olduguna karar veriverir, size gore programini degistirmekten mutluluk duyar, kendisi teklif eder bunu ve asla herkes yolundan gitsin gibi guttirik savlarla cikmaz karsiniza(akli ermez ki asiksa oyle seye) ve son olarak da evlenmeyi oyle bir dusunur ki siz bile sasarsiniz.

    rica ederim dikkat edelim mazeretlerin uzandigi yerlere. asik birini nerde gorseniz tanirsiniz, siz bile, emin olun.

    hem bak bu sefer sex and the city'nin senaryo danismanlari tarafindan yazilmis.


    (twodimensionprism - 19 Kasım 2006 15:14)

  • comment image

    bir erkeğin kendisiyle ilgilenmediğini anlaması için eline yazılıp verilesi kadın güruhunun başucu kitabı.

    hayır pardon ama, tonlarca kız arkaşıma ben de aynı şeyleri söyleyip duruyorum, bazı şeyler çok nettir, adam danaysa danadır, aramıyorsa istemiyordur, başkası varsa sen yedek oyuncusundur. bunları sürekli bana söyletip söyletip anlamayanlar elin adamı kitabını yazınca mı anlıyorlar.
    yazar, kadınların bu salaklığı üzerinden pek güzel para kazanıyor işte.
    hayır çok mu zor bunları bilmek? boşuna mı diyoruz gece gece gelen ilgi mesajlarına yanıt vermeyin, biri sizinle görüşmek istiyorsa son anda teklif etmez, daha önceden plan yapar, yedeğe kalmayın.
    hey allam.

    demek ki dünyalı tüm kadınlar aynı. demek ki amerikalı kadınlar da türkler gibi zorlanıyor, basmıyor.

    kadınların böyle şeylere ihtiyacı olması ne sinir bozucu. türkiye'de yayınlandı mı bilmiyorum ama bir benzeri şudur:
    (bkz: the rules)

    almayın arkadaşlar böyle şeyleri. adamın ilgilemediğini bilmek için bunları okuyacağınıza sizi daha geliştirecek bir şeyler okuyun, iki faaliyette bulunun belki tanışırsınız doğru düzgün bi adamla.


    (amethyst - 19 Kasım 2006 15:17)

  • comment image

    sonuçta çerezlik olan, ama zaman geçirmek için gayet güzel izlenen, baymayan bir film.

    --- çok minik spoiler ---

    sırf sonunda somewhere only we know çalarken "you are my exception" lafının geçtiği sahnenin güzelliği için bile izlenebilir.

    --- çok minik
    spoiler ---


    (jaymzz - 26 Nisan 2009 16:25)

  • comment image

    izledim. çok faydalı bir film. yıllar boyu kafama takılan tüm sorularımın cevabına ulaştim. artık daha akıllıyım. teşekkürler modası geçmis orta yaşlı holivud oyuncuları ve scarlet johanson memeleri, iyiki varsınız.


    (career girl - 28 Nisan 2009 00:11)

  • comment image

    bu, (bkz: closer), (bkz: eternal sunshine of the spotless mind), (bkz: revolutionary road) ve bir iki filmle, dizilerden de (bkz: nip tuck)'ı ard arda izlettirsen okullarda, eksik taşlar yerine oturacak. zira, etrafımda herkes, bir kafa karışıklığı içinde.

    herkes aşk hayatında bir derin darbeler yemiş, herkes bir unutamadığı ilişki yaşamış, çok sevmiş, aldatmış, aldatılmış, türlü türlü tuhaf durumlara sokmuş kendini. şimdi de ben düzgün bir ilişki istiyorum ama alem göt olmuş tutumunda.

    son dönemde çekilen filmlerde de, bu kafa karışıklığının tespit edilişine onlarca kez şahit olduk.
    evlilikleri sorguladık hep beraber, herşey güzel giderken bitiveren aşkları gözyaşlarıyla didikledik, aldatmanın tüm taraflarına empati kurduk, sorguladık, özledik, hafızamızı sildik, zorladık, bilmem ne...

    şimdi artık yeni biri girsin hayatımıza, bizi bu sıradanlıktan, bu döngüden çıkarsın alsın, yine mutlu etsin, yine şarkılar söyletsin, yine hayaller kurdursun havalarındayız. işte bu film o noktada devreye giriyor.

    ancak, (bkz: her kuşu siktik bir leylek kaldı) durumunda olduğumuzdan, yeni birşey (burada özel birşeyi kastediyor yazar) başlayacağında, nasıl davranacağımızı, neyi nasıl algılayacağımızı, neyi nasıl hissedeceğimizi unutmuşuz. filmde de, onu hatırlatıyorlar.

    maşallah şimdi herkese sorsak, ayrılıkla, aldatmayla, sorunlu ilişkilerle ilgili doktora tezi yazacak kadar konuşur.
    ama, aşk desek, yeni biri desek, boşver ya, aşk filan yalan zaten, yok öyle bişey, hem bu devirde kaldı mı öyle şeyler gibi artık klişe haline gelmiş yanıtlardan başkasını alamayız.

    --- spoiler ---

    filmin verdiği alt mesaj - ki o da bir klişedir - "kimseyi dinleme, herkesin aşkı kendine" şeklinde.
    yani, yeni birşey başlayacağında, kendinizi izole edin, öyle arkadaşmış, oymuş buymuş, o öyle demiş, bu böyle demiş, umursamayın gibi.

    ---
    spoiler ---

    hadi bir kural da ben yazıyım şuraya hanımefendiler için:

    - bir erkek, ilişkisi hakkında sağda solda çok konuşup, her türlü detayı anlatıyorsa, o iş olmayacak demektir.
    zira, erkekler gerçekten önem verdikleri, özel olmasını istedikleri ilişkileri hakkında konuşmazlar.

    gidin izleyin, alın evde dursun, ara ara tekrar izleyin. zira, aşık oluyorsanız, susun bir iki dakka kuralını unutacaksınız.
    izleyince hatırlarsınız. hem en kötü, jennifer connelly için tekrar tekrar izlenebilir.

    bir de scarlett, ne bu, kaç filmdir izliyorum, hep bir kötü kadın, hep bir yuva yıkan kadın durumundasın.
    boleyn kızları'nda, natalie'ye yamuk yaptın.
    barcelona'da, gittin penelope'ye yamuk yaptın.
    bu filmde jennifer'a yamuk yaptın.
    acilen bir toplan.
    bir dost.


    (zyklus - 29 Nisan 2009 01:15)

  • comment image

    "bir erkek bir kadınla ilgileniyorsa ona bir şekilde ulaşır..." gibi bir replik vardı bu filmde, "haha!" demiştim izlerken biraz burnu büyükçe, "bir kadın bir erkeğe ulaşmak isterse ulaşır ama erkeklerin hayal gücü o kadar da geniş değil, yani soyadını bile bilmediği bir kadına nasıl ulaşabilir ki bir erkek?".

    uzak bir memlekette bütün kızlar toplanıp izledik biz bu filmi, bir yandan kırmızı şarap kadehleri birbirini izliyor, film ikide birde durduruluyordu, bazen kahkahalarla bazen küfürlerle hemen her sahneye verilebilecek bir örnek vardı hayat hikayelerimizde, hemen anlatmaya başlıyordu sazı eline alan. kabul muhteşem bir film değildi ama hayatımda yaşadığım en eğlenceli film izleme aktivitesi olmuştu. film bittiğinde hepimiz çakırkeyf olmuştuk, grup ikiye bölündü, hala aşka inanan iyimserler ve benim de içinde bulunduğum yalan bunlar diye sırıtanlar olmak üzere...

    aradan aylar geçti, haftasonu arkadaşlarımla taksimde eğleniyorduk. arkadaşlarımdan biri, yan taburede oturan bir kızdan hoşlandı, ben de kızla tanıştım ve sohbet arasında annesi ile meslekdaş olduğumuzu öğrendim. kız da bizim grupla beraber eğlenmeye başladı o akşam, bardan çıkarken de telefonlarını alıp verdiler birbirlerine... dün arkadaşım aradı, canı çok sıkkındı, tanıştığımız kızın soyadını bilip bilmediğimi sordu, bilmiyordum. mesajlaşmaya başlamışlar, kızdan gelen son mesajdan sonra tam mesaj yazacakken telefonun hafızası silinmiş, her yolu denemiş ama ne mesajları, ne de son bir aya ait telefon rehberini kurtaramamış. telefon operatörünü aramış, numarayı vermemişler, fatura kesim tarihinde ayrıntılı faturada öğrenebileceğini söylemişler ama ona da 2 hafta varmış.

    istanbul'da yaşayan ve sadece adını bildiğimiz bir kızı nasıl buluruz? biz saniyede 5-10 alternatif fikir ürettik ve içlerinden en basit olanı seçtik. annesi ile meslekdaş olduğumuz aklıma geldi ve çalıştığı yerin web sitesine girerek 50 kişinin arasından annesinin kim olduğunu buldum. arkadaşım annenin facebook sayfasından kontrol etti ama kızın facebook hesabı yoktu. kuzenini buldu, ona ulaşarak kızın telefon numarasını aldı. ve bütün bunlar birkaç saat içinde yaşandı.

    bir erkek bir kadınla ilgileniyorsa, bir şekilde ona ulaşırmış, evet.


    (romica - 7 Temmuz 2010 12:40)

  • comment image

    çok bayat klişelerle dolu olduğu düşünülse de benim hayatımda erkeklere bakış açımı değiştiren filmdir, dolayısıyla ilişkilere de bakışımı değiştirmiştir. ergenlikten bu yana olmayan ilişkilere sebepler yüklerim, milletin olmayan ilişkisine de ahkam keserim, şöyle yap böyle yap diye. ama bu film kafamda bazı eksik tahtaları onardı sanırım. artık kız arkadaşlarım bir erkekle ilgilendiği vakit, çok basit çok klasik öneriler veriyorum çıkmayanı da görmedim. anladım ki erkeklerin minicik bir beyni var ve çok komplike düşünmemek lazım.

    mesela;
    kız: ya bi çocukla tanıştım bişiler içtik acaba benden hoşlanıyor mu, şimdi ben napsam selam versem mi vs. vs. bıdıbıdı
    ben: kaç gündür aramıyor?
    kız: görüştükten sonra 3 gündür aramadı ama normal, abaza gibi atlamak istmemiştir.
    ben: salak mısın kızım, hoşlanmamış işte unut onu, beğense zaten bu kadar uzatmazdı.

    kız:ya berke kaç gündür aramıyor, acaba hasta mı, işleri mi yoğun, ben mi bişi yaptım.
    ben: eskiden ne sıklıkla arardı?
    kız: hergün konuşurduk.
    ben: şimdi başkasıyla konuşuyodur, siktir et umudu kes, seni yedeğe atmış.

    şaşanı da görmedim valla. bir erkeğin ilgisizliğine bahane aramayın kızlar, erkekler ilgilidir, sizle değilse başkasıyla asla kafaları karışmaz.


    (minesota - 15 Nisan 2012 22:05)

  • comment image

    belli aralıklarla seyrettiğim film.

    mucizelere inanacak gibi olduğumda ayaklarımın yere basmasına yardımcı oluyor.


    (cicumon - 7 Şubat 2015 09:47)

  • comment image

    sex and the city'nin senaryo danışmanı greg behrendt ve liz tuccillo tarafından yazılan, kızların kendilerini önemsemeyen erkekleri elde etmek için yaptıkları dokuz kusurlu hareketin sebebini açıklayan best-seller kitap.

    şimdi bunların ne olduğunu da açıklayalım, eli telefona gidi gidi veren arkadaşlara faydamız tam olsun:

    1- he's just not that into you if he's not asking you out --eğer gerçekten seninle ilgilenseydi, seninle çıkmak isterdi!!!! lütfen "arkadaşlığımızı bozmak istemiyor", "kötü bir ilişkiden çıkmış", "benden çekiniyor/korkuyor", "acele etmek istemiyor", "ama bana telefon numarasını vermişti", "belki aramayı unuttu", "oyun oynamak istemiyorum" bahanelerini onun namına yaratıp, onu arama!

    2- he's just not that into you if he's not calling you!

    3- he's just not that into you if he's not dating you!

    4- he's just not that into you if he's not having sex with you!

    5- he's just not that into you if he's having sex with someone else!

    6- he's just not that into you if he only wants to see you only when he's drunk!

    7- he's just not that into you if he doesn't want to marry you!

    8- he's just not that into you if he's breaking up with you!

    9- he's just not that into you if he's dissappeared on you!

    10- he's just not that into you if he's married!

    11- he's just not that into you if he's a selfish jerk, a bully, or a really big freak.


    (kit malone - 28 Temmuz 2006 18:14)

Yorum Kaynak Link : he's just not that into you