Facebook Yorumları
  • comment image

    yönetmenliğini william dieterle'nin yaptığı, başrollerini jennifer jones ve joseph cotten 'in paylaştığı 1948 tarihli film.

    --- spoiler ---

    genç ve meteliksiz bir ressam olan adams, günün birinde central park'ta rastladığı bir kıza aşık olur. olaylar bu şekilde gelişir.

    ---
    spoiler ---


    (koteas - 2 Eylül 2012 01:10)

  • comment image

    bu tür klasik filmleri izlemenin en güzel yanlarından biri de şehirleri eski halleri ile görebilmemiz. gerçi eski hali diyorum ama aslında gördüğünüz şey değişimden çok, bu tür şehirlerinin aslında ne kadar da az değiştiğidir. dünya şehri diyebileceğimiz hiçbir şehirde, bizdeki gibi çılgınlık seviyesinde bir değişim söz konusu değildir. bugün park olan bir yere hiçbir hıyar çıkıp da ben buraya bina yapıyorum demez. hiçbir tüküren hayvan, binbir bahaneyle bir üniversitenin ormanlarına göz dikmez ve tecavüz etmez. hiçbir medeni şehirde, kibri dağları aşmış bir fasulye sırığı gidip de orman alanı içine kendine saray yaptırmaz. şehirler genel hatlarıyla neredeyse aynıdır. tıpkı bu filmdeki new york gibi.

    filmin dış mekan sahnelerinin neredeyse hepsi central park'ta geçiyor ve sıra sıra banklarında biraz soluklanmaktan buz pateni yapmaya kadar, neredeyse tüm central park ritüelleri gerçekleştiriliyor. ve banklarından korkuluk detaylarına, havuzlarından merdivenlerine, köprülerine kadar hemen hemen her şey aynı. gördüğünüz tek fark insanların kıyafetleri. yalnız filmin bir sahnesinde gözüme çarpan, central park çayırlarında koyun otlatmak gibi bir eylemin bugün olduğunu sanmıyorum. keşke olsa. görüntü çok hoşuma gitti. koyun zeytinleri bir miktar sorun olabilir ama onun da bir çaresi bulunabilir. küçük şirin sincap dostlarımız bir miktar endişeli görünebilir ama bu onların her zamanki hali zaten.

    filmin içeriği ile ilgili sadece cevabını merak ettiğim bir konuya değinmek istiyorum. izlemeyenler seyir zevki açısından okumasın.
    --- spoiler --- spoiler --- spoiler ---
    o dönem seyircisinin bazı şeyleri kaçıracağı endişesiyle önemli detaylar fazlaca göze sokulurken, asıl aklınıza takılan sorunun ucu açık bırakılmış. o soru da şu: jennie ve spinney aynı kişi mi? bana kalırsa "sanırım kesin aynı kişi galiba." ama bildiğimiz anlamda aynı kişi değil. ruhsal bir aynılık söz konusu. biraz derinlemesine düşünülünce işler biraz karışıyor. büyükbaba paradoksu olmasa da ona benzer durumlar oluşuyor. belki de senaristler bu yüzden ucunu açık bıraktı... okuma dedim ama.
    ---
    spoiler --- spoiler --- spoiler ---

    son olarak -mış -miş'ler.
    (powered by imdb tırıvırı)

    filmin aslında boyhood gibi yıllara yayılarak çekilmesi düşünülmüş. hatta bu konuda o zamanların süper çocuk yıldızı shirley temple ile de bir ön anlaşmaya varılmış. ancak daha sonra yapımcının bu riski almaya poposu yememiş ve biraz makyaj-kostüm ve daha çok da kamera açıları kullanarak bir şekilde hallettirmiş. göze batan bir falsosu da yok. filmin gişede patlamış olduğunu da göz önüne alırsak, yapımcının filme fazlaca yatırım yapmamasının ve risk almamasının doğru bir karar olduğunu düşünebiliriz. ama bu fikrini hayata geçirseydi gişede hüsrana uğramayacağını da düşünebiliriz. hatta shirley temple rüzgarını da düşünürsek, muhtemelen de uğramayacaktı.

    bir diğer -miş ise; filmde gördüğümüz müzeyi gezen genç kızlardan birisi first lady nancy reagan'mış ve bu onun perdede göründüğü ilk filmmiş. ben nancy teyze'yi hep ronald amca'nın buruşuk karısı olarak tanıdığım için o genç kızlardan hiçbirisini ona benzetemedim.


    (ronesans adami - 15 Mart 2015 23:06)

Yorum Kaynak Link : portrait of jennie