Süre                : 1 Saat 20 dakika
Çıkış Tarihi     : 29 Ekim 1927 Cumartesi, Yapım Yılı : 1927
Türü                : Cinayet,Drama
Taglar             : Hapishane kaçışı,Polis çatışması,Suç patronu,Aşk üçgeni,ölüm cezası
Ülke                : ABD
Yapımcı          :  Paramount Pictures
Yönetmen       : Josef von Sternberg (IMDB)(ekşi), Arthur Rosson (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Charles Furthman (IMDB),Howard Hawks (IMDB)(ekşi),Ben Hecht (IMDB),Robert N. Lee (IMDB)(ekşi),George Marion Jr. (IMDB)(ekşi),Josef von Sternberg (IMDB)
Oyuncular      : Evelyn Brent (IMDB)(ekşi)

Underworld ' Filminin Konusu :
Selene, son derece güzel bir vampir savaşçıdır ve sürekli vampirlerle kurt adamlar arasındaki savaşlar içindedir. O her ne kadar vampirlerle aynı hizada olsa da Micheal’a aşık olur. Micheal bir kurt adamdır ve artık savaşların sona ermesini istemektedir. Aşk gündeme yerleşince dengeler değişir. Selene, artık onu korumak gereksinimi duymaktadır. Onun etrafını saran Lycanlar’ın oyunlarını kavrayıp çözmeye çalışır. Bu süreçte bambaşka bir şey keşfeder. İki cephedeki türün zaaf ve güçlerini birleştirince ortaya yeni bir zorlu tür çıkmaktadır. Bu tür kurt adamların yararına rol alacaktır.

Ödüller      :

Academy Awards - Oscar:En İyi Özgün Senaryo


  • "şarkı sozleri çok uzun oldugu icin mecburen elektronika yapıyolar bence."
  • "anathema'nın en tehlikeli şarkısı."
  • "karl hyde ın konserde ateş içindeki insanlara bakışıdır se-ra-to-nin."




Facebook Yorumları
  • comment image

    vampir-kurtadam konusunun defalarca işlenmiş olmasına rağmen farklı yaklaşıp izlettirmiş film. araya insan katmadan kendi aralarındaki meseleyi anlatmış, güzel de olmuş.

    --- spoiler ---
    yahu benim anlamadığım, bunlar ha bire savaşıyor da maşallah hepsi de bill gates'in çocukları gibi aşırı zenginler. elitist kısım olan vampirler malikanelerde takılmakta, jaguarlarda gezmekte, paso birbirini ısırışlardalar*. fakat bu değirmenin suyu nereden gelir bir bahsedin. sadece bir sahnede, o da sentetik kan üretiminden para kazandıklarını söylüyorlar. hadi elitist vampirleri geçtim, , yer altlarında yaşayan varoş köle takımı olan lycan'lar ne ile geçiniyor. bir bunlara da değinin yahu.*

    araya bir de beyaz tenli fettan sarışın koymuşlar, kraven'a veriyor ki, ileride kraliçe olayım diye. baktı ki kraven ağzının tadını biliyor (selene), kraven bizimkini hapse tıkınca, bizim kızı michael'in peşine saldı.* yakalanıp öldürülsün de alem bana kalsın diye.

    neyse bunlar bir yana, mabed sadece iki vampirden oluşmuyor, bir üçüncü vampir daha var ama bu bu filmde ve diğer filmde bahsedilmemiş. viktor'un dediği üzere " birimiz uyanık diğer ikimiz uykuda, bu yüzyıllardır devam ediyor" sözünden de anlıyoruz. ama ortalıkta herhangi bir bulgu yok.

    bir de dikkatli bakılırsa michael'in arkadaşı olan doktor, prison break'in michael'ı.
    ---
    spoiler ---


    (sozlukte bulunmayan kelime - 7 Şubat 2009 20:33)

  • comment image

    birbirlerinin üzerine yüzlerce mermi boşaltıp da ıskalama kabiliyetine sahip beceriksiz vampirler ile kör kurtadamların hikayesidir.

    -- spoiler --

    filmin sonunda melez dostumuz ile viktor'un dövüşü var. hesapta viktor yaşlı ve güçlü ya... ama o da ne? melez dostumuz viktor'u kavrıyor boynundan, viktor ise ne yapıyor? herifin yüzüne bakıp tıslıyor!! ulan sen kaz mısın? vursana ağzına iki tane? en yaşlı ve güçlüsü böyle olan vampirin torunları da böyle kurşun atarken karavana sallar işte!!!

    --
    spoiler --


    (vita es morte - 1 Aralık 2009 19:14)

  • comment image

    kendisiyle aynı ismi taşıyan ilk filmiyle insanda basit bir aksiyondan öteye gidemezmiş hissi uyandıran fakat daha sonra olayların ve karakterlerin mükemmelliğini fark edip hayran olduğunuz saga. filmler birbirini o kadar güzel tamamlıyor ki, ilk filmin sonunda (bkz: devam filminin çekileceğini belli etme yöntemleri) için kusursuz bir örnek oluşturan sahneyi görmezden gelebiliyoruz. yaratılış kısmına biraz değinirsek:

    --- spoiler ---

    alexander corvinus adlı macar bir komutan bütün kasabasını yok eden ölümcül bir hastalığa yakalanır. bir şekilde vücudu hastalığa adapte olur ve mutasyona uğrayarak ilk immortal haline gelir. helena isimli bir kadınla evlenen alexander'ın üç oğlu olur. çocuklarından ikisinin ölümsüzlüğü miras aldığı bilinse de diğeri hakkında bir bilgi verilmemiştir.

    oğullarından markus corvinus bir yarasa tarafından ısırılarak ilk vampir, william corvinus bir kurt tarafından ısırılarak ilk kurtadam olur. diğer oğlu ise hayatına bir ölümlü gibi devam eder. kendisi michael corvin'in atasıdır.

    markus hırslıdır. ölmek üzere olan yerel bir lord olan viktor'a gider ve kendisine ölümsüzlük teklif eder. ölümden dönen viktor'dan sonra markus'un kardeşi william'ı kontrol altına almak için amelia adlı bir kadın da vampire dönüştürülür. bu üçü vampirler arasında vampire elders olarak isimlendirilir. orduya ihtiyaçları olduğundan viktor'ın insanken sahip olduğu askerlerin hepsi dönüştürülür. ölmeden önceki lordlarına sadakat besledikleri için vampirler arasındaki asıl lider viktor gibi görünür. bu sebepten ilk ve en güçlü vampirin viktor olduğu sanılır ama markus kendisinden çok daha güçlüdür. vampire elders'ı diğer vampirlerden ayıran güçleri vardır. kanını emdikleri kişinin hatıralarını da alırlar. fiziksel yaralanmalara karşı da çok dayanıklılardır. yüzyıllar süren uykularının ardından bedenlerini iyileştirebilirler. vampir alemini yönetme işini ise sırayla yaparlar. her yüzyılda bir içlerinden biri uykusuna yatırılıp diğeri uyandırılır.

    hikayenin kurtadam kısmına gelirsek, ilk kurtadam william belki de içindeki kontrolsüz öfkeden dolayı bir daha asla insan formuna dönemedi. kendisi tarafından dönüştürülenler de onun gibi oldular. vampirler tarafından hayvan olarak görülüyorlardı, ama bu hayvanlar (!) onları korkutacak kadar güçlüydü. bu sebepten william'ı yakalamaya karar verdiler. william'ı yakaladıklarında markus'un hala onu kardeşi olarak görmesinden dolayı öldüremediler ve onu sonsuza kadar hapsettiler. hücresinin anahtarları ise viktor, amelia ve boynunda hücrenin anahtarını taşıdığından habersiz olan viktor'ın kızı sonja tarafından korunarak markus'tan saklandı. vampirler ve kurtadamlar arasındaki savaş william'dan sonra da devam etti. bir gün hapsettikleri kurtadamlar arasında bir bebek doğdu. bu bebek kurtadam da olsa insan formuna dönebiliyordu. victor onu öldürmedi ve vampirleri gündüzleri korumak için bir köle ırkı olarak yetiştirmeyi planladı. bu ırka lycan adı verildi. doğan çocuk da lycanların ilki olan lucian'dı.

    ---
    spoiler ---


    (fearomenkor - 1 Ocak 2010 15:33)

  • comment image

    kurtadamları görebilmemizi sağlamış güzel üçleme. vampir toplumuna getirdiği değişik bakış açısı ile olayları daha keyifli hale getiriyor. kurtadamların birlik içinde olduğunu görmek ise bambaşka keyifli. ölümsüzlüğün yolunda yalnız başına yürüyen varlıkların da kendi içlerinde bir hiyerarşi oluşturmaları uzun zamandır görmediğimiz ama keyif veren bir hadise. kurtadamların tavırlarını ve yaklaşımlarını çok çok başarılı buldum. olması gerektiği gibi düzenlenmiş. her daim izlenesi filmlerden bir tanesi.


    (formidable - 30 Mayıs 2011 15:44)

  • comment image

    bu güne kadar yapılmış eski dünya mitlerine yönelik yapımlar arasında gotik atmosferi olsun, vampir olayına bakışı ve kurt adamların sürü psikolojisiyle olan hareketlerini vurgulayarak özellikle kurt adam ve vampire formunu fiziksel olarak çok iyi yansıtması bakımından en iyisidir. önümüzde the vampire diaries , twilight, true blood, buffy the vampire slayer gibi örnekler var. bunlara baktığımızda eski dünya mitlerinin bokunun çıkarıldığını çok rahat görebiliyoruz. güneşin altında ay parçası gibi gezenler, güç yüzükleriyle dolaşanlar*, kurt adama dönüşünce uyuz köpekten farkı kalmayan kurt formu, insanlıkla sürekli dertlerinin olması; kimi zaman aşk kimi zaman özlem duyulan insanlık doğasının mide bulandıracak seviyelere çıkması değerini daha bir anlaşılır kılar.


    (libertad - 27 Şubat 2012 15:29)

  • comment image

    kate beckinsale'in, konuşmadığı zamanlarda süper karizma sergilediği, ama konuştukça dibe vurduğu film olmuştur kanaatimce. ayrıca filmin içinde, 11 yaşında ve gerizekalı bir amerika'lının da filmi anlaması için mevcut olan replikler var, ki bu da beni filmden soğutmakta. bunun dışında, zaten fazla bir şey beklememek lazım. vampir vs werewolf hadisesi sonuçta.

    ilaveten, beklediğimnden az efekt kullanılmıştı filmde. açıkçası, beynimi avuçlarım filmden sonra diye beklemiştim, ama nafile. yine de idare eder tabi ki.


    (spinapubica - 1 Ocak 2004 20:15)

  • comment image

    oldukca basarisiz bir film. hele ki uzun sure white wolf oyunlarini oynamis ve kitaplarini okumus iseniz, daha da basarisiz bulabilirsiniz. filmin ne dark city ile ne de matrix ile bir alakasi yok. hatta bu film ile dark city nin adini ayni yerde kullanmak bile alex proyas in anasina kufur etmekten farksiz olur.

    world of darkness in kotu bir kopyasinda gecen, kan icmeyen (filmde bir vampir bile bir kere kan icmiyordu) vampirlerin oldugu, kurtadamlarla savastiklari (lykan dedik oldu, white wolf tan farkli oldu, oz adana kebap, has koc turizm), karakterlerde hicbir derinlik olmayan, bol aksiyonlu bir film. tadi nerde, eh iste biraz world of darkness lik var. az biraz ordaki kurt-kanemici catismasi yansitilmis, ama tabi oldukca kucuk bir capta, got kadar bir sehir icerisinde. filmde az da olsa yaraticilik sadece silahlarda gorulebiliyor. oyunlara biraz fikir verebilir. yine torpor ve elder* kavramlari da white wolf dan alinmis hatta copy paste adamciklari tarafindan hikayeye eklenmis.

    simdi bu kavramlar, yani vampir ve kurtadam, zaten cok islenmis kavramlar. sinema endustrisinde ozellikle pek cok filmleri mevcut. bircok kitap, hikaye vs vs. cogunlukla avrupa mitlerinden gelmis olan bu guzel gece yaratiklarini filmlerde kullanmak herkezin hakki tabi. cogu kisi simdiye kadar bunu yapti. ancak white wolf bu kavramlari alip modern gecelerle birlestirdi. pekcok mitolojiyi kitabi inceleyip kendi mitlerini yarattilar. bunlari oyunlara, kitaplara, senaryolara doktuler. gercekten de bunu cok cok iyi basardilar. werewolf tiplemesini kendini kontrol edemeyen kotu kurtadamdan alip garou adli onurlu, vahsi doga koruyucusu savascilara, vampir kavramini da gece vakti camdan giren yarasadan alip, kati bir hiyerarsi icerisinde, kuklaoynaticilari durumuna getirdiler. ve bunu uzun yillar icerisinde yaptilar.

    hal boyle olunca white wolf bu adamlara dava acti. bazi yorumlarda bu kavramlarin zaten kullanima acik oldugundan ww nin bu davayi kazanamayacagi soyleniyor. ancak bu filmi yapanlarin essekligi hatta essoluessekligi bu adamlarin yillarca ugrasip didinip toparladigi, yazdigi cizdigi seyleri copy paste yapmak. simdi gidip guzel guzel ww ile anlassalardi, adam gibi bir film yapsalardi ne guzel olurdu. senaryo destegi alsalardi da kurtadamlar köse olmasaydi, hatta aliens tan calinma sahnelerde duvarlarda kosmazlardi. vampirlerde efendi gibi kan emiciliklerini gosterirler icabinda besinci sinif ne oldugu basindan belli entrika deil, adamin aklini alacak numaralar cekerlerdi.


    (jander - 8 Ocak 2004 03:54)

  • comment image

    bu filme bir yorum getirebilmek icin oncelikle rpg oyun sistemlerinden uzaklasmak gerekiyor. vampir dedigin kisi aynaya bakmaz, derseniz, veya baska bir takim kaliplasmis fikirlerle sinemaya giderseniz hic zevk alamazsiniz.
    nasil ki buffy the vampire slayer veya angel dizilerindeki sistem oyunlardaki sistemlerden farkliysa, bu filmdeki sistem de farklidir. esas olan, sistem kaygisini atmak ve filme hak ettigi degeri verebilmek icin onu kendi dunyasinda izlemek. bu dunya fantastik bir dunya. gercek dunya degil. dolayisiyla dogrusu sudur veya budur denemez. vampirler kan icmeden saatlerce durabiliyormus demek ki. diger filmlerde de insanlar tuvalete gitmeden duruyorlar. en azindan bu film fantastik oldugu icin "gercekci" olmamakla suclanamaz. tabi eger "ben vampirleri biliyorum, kurt adam tanidiklarim var, biz boyle degiliz, degiliz, onlar boyle degil!" diyen bir kisi varsa, kendisine vampir ve kurt adam arkadaslariyla uzun bir omur dilerim ve de tekrar hatirlatirim, bu bir film, gercek degil.

    yani lutfen sistem kaygisini atalim bir kenara. bram stoker ile john carpenter veya anne rice farkli vampir dusuncelerinden yola cikmamislar miydi. o halde bu fantastik dunyayi kendi sistemini yaratmis kabul etmek lazim.

    oncelikle filmin konusu cok ozgun. kabul etmek gerekir ki savas ve barisa bu kadar farkli bir acidan bakabilen cok az film vardir. ingiliz filmi olmasi sadece muhtesem ingiliz aksanindan degil, oyuncularin kalitesi, oyunculuk gucu ve inanilmaz basarili seciminden de belli. filmde rolune azicik dahi olsun oturmamis hicbir karakter yok. ezik olmasi gereken karakterler, hem de karizmatik olmalarina ragmen ezik, karizmatik olmasi gereken karakterler ise tanrisal bir etkileyicilige sahip. burada sadece goruntuden bahsetmiyorum, bakis, durus, ses tonu, mimikler ve jestler inanilmaz. muhtesem.
    savas sahnelerinde bile avrupa sinemasinin etkisi farketmemek mumkun degil, kan ve vahset ile korkutmak yerine basarili kamera acilari ile hareket saglanmis. cizgi filmlerden hoslanan biri icin manga gibi bir kurgusu var diyebilirim. yani tom jerry'nin kafasina vurmuyor, onun yerine artistik bir edayla suzuluyor. kisaca, aksiyon estetik olacaksa, budur.
    filmin sonuna dogru basindan beri dusundugunuz herseyi bir kenara birakiyorsunuz, tamamen fikrinizi degistiriyor butun karakterler hakkinda. sirf bu bile inanilmaz basarili bir senaryo oldugunu gosterir. ayrica cok akici bir film ve senaryo ile ilgili bir acik yok (kendi sistemi dahilinde). hicbir mantik hatasi veya puruz yok filmde.

    fakat yine de oyunculari buyuluyor. sadece basroldeki bayan oyuncu degil, butun oyuncular. hele viktor rolunu oynayan bir kisi var ki, kendisine insan demek mumkun degil. bu karizma ile insan olmamasi daha akla yatkin. ayrica lucien rolundeki kisi de kesinlikle karakteri en iyi yansitacak yuz yapisina sahip. yani oyuncu secimi inanilmaz.
    ingilizlerin christopher lee'den bu yana vampir oynayabilecek oyuncu konusunda hic de geri gitmediklerini ben bu filmde gordum.

    ozetle. harika bir senaryo, mukemmel bir oyunculuk, estetik sahneler, muhtesem oyuncular ile bezenmis harika bir ingiliz filmi. gitmemek kesinlikle hatadir, hele ki fantastik kurgudan hoslanan ve on yargili bakmayabilen kisiler icin. (kendi sistemi icinde cok tutarli ve cok basarili bir film.)


    (mylia - 2 Şubat 2004 23:25)

  • comment image

    amerikan yapımı olup, amerikan propagandası ve aralara itelenmi$ gereksiz amerikan esprileri barındırmayan nadir filmlerden. matrix vari çekim tekniklerinin kullanılmamı$ olması filmi daha özgün hale getirmi$ ki asıl filmi güzel kılan mekanlar, ı$ık ve renkler olmu$. kısacası atmosfer filmi izlenebilir hale getirmi$.


    (penny - 2 Şubat 2004 23:32)

  • comment image

    film aslında $ık bir hikayeyi bünyesinde barındırıyor. amma ve lakin bu hikayeyi izlemiyoruz dinliyoruz. i$te problem de burada ba$lıyor. çok daha ba$arılı ve up uzuun bir karanlık epik olabilecekken, bir vakit geçirmelik olması ho$ değil. ama filme "kötü" yaftası vurmak da abes. çünkü maksadını dağa ta$a yazsa ancak bu kadar açık edebilir bir film. film ne vaad ediyor? karanlık görüntüler, çe$itli mitlerin ilgililerine göre bir hikaye, gerilim ve la havle dedirten cinsten aksiyon sahneleri, naneleri, $erbetleri... tatmin olmak isteyene bunu, olamayana da hikayeyi göstereceğine oyuncuların ağzından anlatarak hayal gücünü çalı$tırma keyfini veriyor film. ha bu doğru mu değil!.. çok kızdım bu nedenle len wiseman'a. iyi hikayeyi zebil etmi$ler biraz. neyse, hikaye onların kim karı$ır...

    yalnıız.. filmin tv'lerimizde dönen türkçe fragmanına da bir kaç kelam etmek lazım. fragman $u cümleyle bitiyor "matrix tadında bir film" (ya da benzeri bir film falan diyordu). bunun filmin uluslararası tanıtımında kullanıldığını hiç zannetmediğimden direkt olarak filmin dağıtımcısı özen film'e kabahat buluyorum. hatta "bunu yapan, bu mantalitedeki esnaflar bize film getiriyor i$te" demekten de kendimi alamıyorum. ne demek yahu matrix benzeri bir film? adam gibi filmini tanıtsana! kesin imdb movie connections'a bakılmı$ bu hareket yapılırken, ya da iki caf caflı çekime göre hareket edilmi$. ke$ke filmi izleyeydiniz.


    (lem - 4 Şubat 2004 13:05)

  • comment image

    ortada baz alinabilecek somut bir vampir ornegi olmadigindan (varsa da salak olmadigindan) herkesin kendine gore yorumladigi "vampirlik - olumsuzluk, getirileri ve goturuleri (aka sivri di$lerin arkasindan hayata baki$)" hadisesi bu filmde kar$imiza "ortodontik bozukluk ve kafasina gore dirilme di$inda senin benim gibi bir insan" olarak cikiyor. ilerleyen sahnelerde (ve trailer'da) bazi vampirlerin bir nevi kedi olup tisladigini da goruyoruz.

    "kurtadamlar ve vampirler arasinda kan davasi" gibi ilk anda kulaga fevkalade ilginc gelen konu, sagolsunlar yapimcilarin ellerine "marabayi hazmedemeyen toprak agasi" cemberinden birkac (aslinda bayagi) $arjor ileri gidebilmi$, o kadar.

    "sinemaya gitmenin" oncelikli istek oldugu a$erme anlarindan bir tanesinde, az sonra ba$liyorsa falan izlenebilir, bir oyle yaptik, daha sevimli geldi.


    (mikado - 4 Şubat 2004 14:47)

  • comment image

    dubnobasswithmyheadman albümünün 20. yılı için bbc 6 music de yaptıkları mix ile imana getirmişlerdir.

    https://soundcloud.com/…c-radio-6-music-10-oct-2014

    1. finitribe - 101 (sonic shuffle edit)
    2. the future sound of london - papua new guinea
    3. amorphous androgynous - liquid ınsects
    4. shakespears sister - black sky (underworld dub)
    5. dj moby - go
    6. kinetic - golden girls (frank de wulf 12" remix)
    7. the drum club - sound system (underworld remix)
    8. hardfloor - acperience 1
    9. jam & spoon - stella
    10. sıl - windows (original update)
    11. global communication - sensorama
    12. vapour space - gravitational arch of 10
    13. planetary assault systems - twilight
    14. orbital - lush 3.1
    15. age of love - the age of love
    16. humate - love stimulation (paul van dyk love mix)
    17. vernon's world - wanderer
    18. x-press 2 - rock 2 house (plastikmans acid house remix)
    19. paperclip people - throw

    dip not: papua new guinea sen nasıl bir parçasın...


    (nuplastic - 6 Mayıs 2015 00:42)

  • comment image

    anathemanin yeni albumunde* yer alan bir parca.sozleri $u $ekilde geli$mektedir:

    there’s always something that you
    would dare to say your good
    intentions are boring
    take me away if it keeps you sane
    is that ok?
    if i played it safe would it save me
    i’d like to get some rest now
    if i could just ignore the truth

    scratching at my window this time i’ve got to make a
    move ego obliteration stand back and watch me
    melt away dissolve all recognition (but i got to) burn
    this weight out of my mind (running) through my veins
    till i disappear

    this feeling is over
    this feeling is over me

    climbing up my wall gonna creep between the cracks
    get out of my skull tighten the rope
    around my neck destroy all emotion got to
    rip my face to shreds cut my eyeballs open
    burn this weight out of my mind run it
    through my veins till i disappear
    this feeling is over me.


    (dementia - 10 Ekim 2001 17:39)

  • comment image

    fason bir aksiyon filmi olduğunu sanıp izlemeyi reddettiğim, sonra tesadüfen izleyince yanıldığımı anladığım filmdir.

    --- spoiler ---

    filmin fragmanını izlemeyen birisi için konu oldukça ilgi çekici ve başarılıdır. filmin büyük bir kısmında vampirlerin haklı taraf olduğu, çeşitli aksiyon sahnelerinden sonra koyan tarafın vampirler olacağı, lucian'in filmin "güçlü ve karizmatik" kötü adamı olduğu ve tercihen filmin sonunda seline veya victor tarafından öldürüleceği izlenimi uyandırılmaktadır. halbuki filmin sonunda lucian'in en asil duygunun insanı olduğunu gözlemledik. konu güzel bağlanmıştı bence ve film oldukça akıcıydı.

    ---
    spoiler ---

    ayrıyeten unutulmamalıdır ki "vampir filmi" diye bir film türü yoktur ve dolayısıyla içinde vampir geçen filmler de bu türe girmezler. bu sebepledir ki içinde vampir olan her filmi birbiriyle kıyaslayıp, "bu daha iyi, bu daha kötü" gibi yorumlar yapmak, yılanlarla ilgili bir belgesel ile anaconda'yı karşılaştırmaktan farksızdır.

    blade, interview with the vampire ve underworld aynı türün filmleri olarak izlenmişse ohadır, daha nelerdir.


    (siriotica - 1 Mayıs 2005 00:58)

  • comment image

    ilk kez denediğim "filmle eşzamanlı ekşiden takip" metoduyla zevkimi ikiye katladğım film.
    bu metodda bir yandan filmi izlerken bir yandan da her 20 dakikada bir 25 entrye göz atıp; konuya ve filme dair farklı bakış açılarını okuyarak filmdeki gözden kaçan ayrıntıları yakalama şansına sahip oldum.
    film, genel olarak vasatın üstünde olmakla birlikte senaryosu aşure gibiydi. kim niye önemli, ona ne oldu kim gördü ne dedi ler beynimde uçuştu filmin sonuna kadar.
    film boyunca vampir penceresinden olaylara bakan yönetmen ve senaryo, filmin sonlarına sakladıkları barutlarını akıllıca kullanıp izleyenlere esaslı bir sürpriz yapmışlar.
    iyi ki filmi bu zamana kadar izlemeyip ikincisinin piyasaya düşmesini beklemişim. yoksa 2 yıl, uyduruk bir filmin devamını beklemek için oldukça uzun gelirdi bana.
    bir de bu filmdeki karakterler gizli kapaklı işler çevirmeyi çok seviyordu. en az on kere "leave us" lafını duydum. sanki film değil, binbir kulisin döndüğü futbol federasyonu seçimleri...

    --- spoiler ---
    selene ya da kraven'in şatonun kapısından her girişinde(filmin başında ve tam ortasında) arka koltukların birinde oturan kızın yönetmene vererek rolü kaptığına dair güçlü bir his var içimde. yoksa olmaz ki her salon çekiminde bu kıza zoom yapmak.
    ---
    spoiler ---


    (seyuranto - 7 Şubat 2006 02:58)

Yorum Kaynak Link : underworld