Camino ' Filminin Konusu : Camino on bir yaşında olağanüstü bir duygusallığa sahiptir. Hayatında tamamem yeni olan “aşık olmak ve ölmek” durumları ile aynı anda yüzleşmektedir. Her şeyden önce, Camino’nun yolunda her karamsar engel parlak bir ışıktır. Derin mutluluk hissetmek, aşık olmak ve yaşama arzusu için de yapılan her teşebüssüde kefenleyip karanlığa gömmektedir. Gerçek bir olaydan esinlenen “Camino”, koyu Katolik annesinin ve Kilise’nin baskısı sonucu ölüme giden genç bir kızın yaşamını konu alıyor.
El viaje a ninguna parte(1986)(7,9-1149)
El bosque animado(1990)(7,6-1035)
Te doy mis ojos(2003)(7,5-5751)
¡Ay, Carmela!(1990)(7,3-2144)
Nadie hablará de nosotras cuando hayamos muerto(1995)(7,3-1549)
El Bola(2000)(7,3-5445)
El milagro de P. Tinto(1998)(7,2-3277)
La soledad(2007)(7,1-1188)
Pa negre(2010)(7,0-4059)
Días contados(1994)(6,8-1591)
Todos a la cárcel(1993)(6,7-864)
El sueño del mono loco(1990)(6,1-897)
javier fesser'in yönettiği bir ispantol dram filmi(ymiş.)http://www.imdb.com/title/tt1206285/
(xmarx - 19 Nisan 2010 11:36)
muhafazakarlığın artık dört duvar arasında kalması gerekirken zehirlediği anne, eşine ses çıkaramayan ama içten içe eriyen ve kızı için ölüme giden bir baba, kader denilen ama insanların hala algıladığı gibi olmayan bir hayata boyun eğen bir abla ve bütün bunların arasında açan bir çiçek camino...inanmak ve reddetmek arasındahoşgörü ile sömürü arasındaboyun eğmekle isyan arasında geçen bir film...isa ve meryem ana tanımlamasıyla dinin sınırlarının çizildiği bir film...
(melatonin - 30 Aralık 2010 16:45)
iç parçalayan bir film. ölüme giden ufacık güzellik. içi içini yiyen bir baba. sindirmesi zor bir film. kızın oğlana yaptığın göndermeleri ailenin hep yanlış yorumlaması:"sevgili isa kızım seni sevdiği kadar kimseyi sevmedi."
(uther - 19 Şubat 2011 13:49)
bulgaristan'ın divalarından sayabileceğimiz lili ivanova'nın 1969 tarihli albümü ve albümün tabi ki en bilinen ispanyolca şarkısı.http://www.youtube.com/watch?v=o3o3nif4acc
(uriah hippi - 7 Ağustos 2011 03:12)
izlerken ağlamaktan telef olduğum, mecazi aşk mı (cuco mu) yoksa manevi aşk mı (isa mı) sorularını sordurtan film. hemen hemen her sahneye yerleştirilmiş itici hıristiyan olguları, din adamlarının çirkinliği ve çıkarcılığı, annenin riyakarlığı, babanın silikliği, kızın hayat dolu oluşunun sürekli kısıtlanması film boyu iç karartan nedenler olsa da; daha sabi sübyanken başa kakılan din kavramı ve bununla beraber gelen dış dünya çekiciliği arasındaki çelişkiyi çok iyi verdiğini düşündüğüm film. ayrıca o ne güzel saçtır öyle dalga dalga.--- spoiler ---finaldeki öpüşme sahnesi kadar tatlı bir öpüşme ben daha hayatımda görmedim.--- spoiler ---
(kubidiklimbik - 7 Kasım 2011 01:15)
isp. pist, yol, güzergah, sıra(bkz: camino tours)
(pain - 4 Ağustos 2003 12:51)
din olgusunu bir kez daha reddetmemi sağlayan, 31 dakikasına kadar kendi hayatımı izlediğim, o ameliyat sahnesinde hıçkırıklara boğulduğum, 64 dakikasında ve 95 dakikasında gözyaşlarımı durduramadığım beni neşeyle başladığım bu cuma gününde hüzünlere boğmuş filmdir. ağır derecede dindar olan anneden yer yer nefret ettiren ve aralarda derelerde kalan son sahnede pişmanlık hisseden ablanın sahneleri çok bunalttı beni. keşke hep babasıyla konuşsa, sevdiği çocuktan bahsetse imiş.uzun uzun yazmak isterdim ama tıkanıyorum. içimden geçen cümleleri birleştirip aktaramıyorum bu filmle ilgili. hüzünlenmek ağlamak istiyorsanız izleyin. bende bunu bana öneren arkadaşa sövmeye gidiyorum.
(ruzgarimsi - 11 Ekim 2013 15:41)
taksimde ki yeşilçam sineması'nda izlediğim film.sene 2010. öğrenciliğim henüz bitmiş, aylık 500 liraya stajer olarak çalışıyorum. öyle bi iş öğrenme hevesi olamaz ama. sabahın köründe gidiyorum işe, gece geç saatlere kadar çalışıyorum.yine böyle günlerden herhangi bi tanesinde, ne hikmetse saat 6'da çıkmış bulundum işten. cebimde 30-40 lira var yok. boş boş dolaşıyorum istiklalde. velhasıl, kendimi yeşilçam sinemasının tabelası önünde bulmamla, aşağıya inip bilet almam 2 dakka sürmedi. hayatımın belki de en çabuk alınmış kararıydı bu. salonda 15-20 kişi falan vardı, ben en orta sıralardan en uç koltuğa oturdum beklemeye başladım. yanıma da iri kıyım bi amca oturdu. yanıma demişken arada bi koltuk boşluk var.ışıklar söndü, fılm yavaştan başladı o sıra 4 kişilik bi grup gürültülü bi biçimde girdiler içeri. birazcık kafalar kıyak. hatta filmin ilk yarım saati sürekli birbirleri arasında fısıldaşıp gülüyorlardı.--- spoiler ---filmin hangi dakikaları hatırlamıyorum ama, bizim kızın babasının kaza geçirdiği sahneydi işte. tam o an içimde biriktirdiğim hıçkırıklarla birlikte gözümden yaşlar akmaya başladı. filmin sonuna kadar tutamadım o akan yaşları.kız öldükten sonra babasının koyduğu o müzik kutusunun ses çıkarmasıyla tüm salondakiler bıraktı kendini. yanımda oturan iri kıyım amca ağlarken görünce o cüsseden cesaret edip daha beter ağlamaya başladım.--- spoiler ---ışıklar yandığında ben birazcık toparlamıştım kendimi, ama kalkmadım yerimden. tüm salonun boşalmasını bekledim. en son başta bahsettiğim dörtlü ve ben kaldık. içlerinden bi tanesi diğer üç kişiyi tesselli etmeye çalışırken bi yandan burnunu çekiyordu, elinde gözyaşıyla ıslanmış bir peçete.sinemadan çıktıktan sonra istiklal caddesinin başından sonuna 4 tur gidip geldim. bi paket sigara bitirdim, günde 2-3 dal sigara içen ben. günlerce aklımdan çıkmadı film. ayrıca;kime önerdiysem izledikten küfür yediğim film.
(veys zimmer - 19 Ocak 2014 00:16)
kesinlikle tanrının onaylamayacağı bir film.küçük bir çocuğun ölüme giderken tanrıya koştuğunu düşünen bir anne, nereye gidecek olursa olsun; çocuğunu kaybedeceğini bilen ama "dur" bile, diyemeyen bir baba ve dünyada cehennemi yaşayan bir kardeş.din gerçeğinin, dışarıdan izlendiğinde nasıl göründüğü gerçeğiyle, sizi başbaşa bırakıyor. burada işlenen tanrı, isa, meryem üçlüsü hırıstıyanlığa ait simgeler olmasına rağmen, bunları çıkarıp yerine diğer dinlerdeki simgeleri koyduğunuzda değişen hiç bir şey olmadığını göreceksiniz...seyretmesi korkunç olmasına karşın, bu dünyaya, sadece "geri idade edilecek armağanlar" olarak geldiğimizi ve hatta yaşamamızın tek nedeninin tanrıya tapmak, olduğunu belirtmesi açısından ibret verici olabilir. acaba neden koyunlarla sınırlı kalmadı ki canlılar? insanlara ne gerek vardı?, diye sormayı da ihmal etmemek lazım.
(inthedwarf - 21 Ocak 2014 21:47)
dün akşam yalnız ve dertliyken izlediğim español filmi.önce 2 senedir öğrenmeye çalıştığım dilin aslında ne kadar hızlı konuşulduğunu görmüş oldum. sonra camino karakterinin en iyi arkadaşı olan kızın konuşma hızına şaşarak baktım. kesinlikle yalnız izlenmemesi gereken bir film. neredeyse haykıra haykıra ağlayan ben odada yalnız olduğumu farkedince çok asosyal, kimsesiz, çaresiz hissettim. yani biriyle izleyin kesinlikle. filmi gerçekten çok başarılı buldum ve kızın hastalığına rağmen o kadar katı bir şekilde dini "gerekliliklere" bağlı kalan anneye hayret ettim. camino'nun ablasının sevgilisiyle kavuşamayaşına, baba karakterinin karısına bir dur diyemeyişine ve hatta annenin en sonunda yapayalnız kalışına bile üzüldüm, ağladım.sanırım verilen mesajlara değil de filmde olanlara takılıp kaldım. hala aklıma geldikçe içimden ağlamak geliyor.etkilendim evet.
(hayat putlarla guzel - 25 Ocak 2014 02:54)
güya kendini tanrıya feda ettiğini söyleyen/sanan bir gurup sevgisiz insanın ortasında kalmış sevgi dolu küçük bir kalp. babanın yetersiz çırpınışı...kendini tanrı yerine koyup başkaları hakkında hükümler, kararlar veren, sevgisiz , haddini bilmez , bağnaz insanlardan allah'a sığınırım.
(cinnet mustatili - 11 Haziran 2014 00:01)
hüngür hüngür ağlatan film.not: yaş 26, erkek 1 hafta sonra evleniyor.
(daha iyisini yapana kadar en iyisi bu - 11 Haziran 2014 00:49)
avrupai derler ya işte ondan kalitesi bu filmin...kötüleme amaçlı değil iyi anlamında... örnekleme anlamında...film iyi sözlük... ancak anlatılan katı.. camino'dan sonrasında yan etkiler olarak muhtemelen;inanç tereddütü yaşamak,daha sıkı bağlanmak,isyan etmek,boyun eğmek,aşırı kültür ve toplumsal farka maruz kalma hissi,kader,fıtrat falan filan...edit:imla
(blackbird21 - 11 Haziran 2014 01:03)
gecenin köründe ağlatmış ispanyol filmi. film vasat bir anlatımla ilerlese de javier fesser için kötü yönetmen diyemeyiz. zira fesser yerinde kullandığı metaforlarla, mevzuyu ele alış biçimiyle potansiyelini göstermiş. son söz: drama afyondur! (çok ağladım be sözlük)
(librevxxiii - 11 Haziran 2014 06:05)
filmin içinde gözlenen belki de en çarpıcı duygu, camino'nun kendisine karşı ablasında gördüğü sevgi azalması ve bunun yarattığı hayalkırıklığıydı.dünyalar tatlısı küçük bir kız ve onun dramatik öyküsü.
(cancan - 12 Haziran 2014 19:30)
gerçek bir hayat hikayesi, biraz da yeşilçam tadında... izleyicilerin anneye içten içe duyduğu nefret, inancın insanları ruhen körleştirmesi vs.vs.vs. söylenecek her şey söylenmiş ama anlayamadığım tek bir şey var...--- spoiler ---son sahnede o gözler nasıl düzeldi?--- spoiler ---izledikten sonra hemen akabinde ilk sahneyi de bir kez daha izlettiriyor ister istemez... acı bir film!
(yarasa talag - 11 Eylül 2014 13:02)
süper döper mükemmel bir film. dram sevmeyen beni bile kilitledi, uyusak mı artık derken bi sardı, annekuşumla bu saate kadar seyrettik, kopamadık. ha ufak bir tavsiye, erkekseniz tek başınıza izleyin rahat rahat, anamdan utandım da ağlayamadım ya la.
(el salsero - 19 Aralık 2014 05:38)
fransa’dan ba$layip santiago de compostela’da birle$erek devam eden dört ayri rota var. bunlardan biri izlenerek kuzey ispanya boyunca, dogudan batiya, (keltlerin ya$adigi zamanlarda bilinmekte olan dünyanin sonu oldugu dü$ünülen atlantik okyanusu kiyisindaki) finisterre’ye yapilan bir yolculuk.. santiago de compostela camino diye geçiyor..
(mavimor - 14 Nisan 2005 13:26)
sözlükten uçmasının bununla bir ilgisi olup olmadığını bilmemekle birlikte, 7 temmuz 2005 londra patlamalari başlığında yazdığı söz konusu entrysi türk ceza kanununun suçu ve suçluyu övme başlıklı 215. maddesi (işlenmiş olan bir suçu veya işlemiş olduğu suçtan dolayı bir kişiyi alenen öven kimse, iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.) kapsamında değerlendirilebilecek ex-yazar. düşünce özgürlüğü güzel bir şey olmakla birlikte, her güzel şey gibi, sınırsız değildir. göte girebilecek şeyin nereden nasıl geleceği belli olmaz. onun için; (bkz: zaman kötü kolla götü)
(portakal kabugu receli - 7 Temmuz 2005 18:30)
az önce yakalandığım film. savruk giden bir otobüste yolculuk yapar gibi oturduğum yerde kasıldım kaldım. yönetmen ne kadar başarılı bilmiyorum ama yaşanmış bir olay olması bile insanın içini paramparça ediyor.--- spoiler ---jesus'un o jesus olmadığını anladıktan sonra neler oluyor acaba? o pederin göt oluşunu; anasının ve ablasının yüzünü görmek isterdim açıkçası. bahar gözlü camino, baban seni bırakmadı en azından.--- spoiler ---
(ismayil - 19 Aralık 2014 05:38)
Yorum Kaynak Link : camino