Süre                : 1 Saat 49 dakika
Çıkış Tarihi     : 19 Aralık 1957 Perşembe, Yapım Yılı : 1957
Türü                : Drama,Tarih,Romantik
Taglar             : imparatoriçe,Aşk,ziyaret etmek,İtalya,Doktor
Ülke                : Avusturya
Yapımcı          :  Erma-Film
Yönetmen       : Ernst Marischka (IMDB)
Senarist          : Ernst Marischka (IMDB)
Oyuncular      : Romy Schneider (IMDB)(ekşi), Karlheinz Böhm (IMDB)(ekşi), Magda Schneider (IMDB)(ekşi), Gustav Knuth (IMDB)(ekşi), Uta Franz (IMDB)(ekşi), Walter Reyer (IMDB), Vilma Degischer (IMDB), Josef Meinrad (IMDB), Senta Wengraf (IMDB), Erich Nikowitz (IMDB), Hans Ziegler (IMDB), Sonia Sorel (IMDB), Klaus Knuth (IMDB), Albert Rueprecht (IMDB), Peter Neusser (IMDB), Karl Fochler (IMDB), Susanne von Almassy (IMDB), Franca Parisi (IMDB), Ingrid Oberleitner (IMDB), Egon von Jordan (IMDB), Dorothea Neff (IMDB), Erik Frey (IMDB), Inge Holzleitner (IMDB), Brigitte Treichler (IMDB), Hans Unterkircher (IMDB), Guido Wieland (IMDB), Karl Ehmann (IMDB), Josef Menschik (IMDB), Frank Steinberg (IMDB), Eve Augustin (IMDB), Chariklia Baxevanos (IMDB), Johannes Ferigo (IMDB), Ida Gabor (IMDB), Dolores Hubert (IMDB), Helga Jesch (IMDB), Ursula Krumml (IMDB), Helene Lauterböck (IMDB), Silvia Leier (IMDB), Sussie Nejedly (IMDB), Herbert Prikopa (IMDB) >>devamı>>

Sissi - Schicksalsjahre einer Kaiserin (~ Sissi face à son destin) ' Filminin Konusu :
Sissi - Schicksalsjahre einer Kaiserin is a movie starring Romy Schneider, Karlheinz Böhm, and Magda Schneider. The final film in a highly romanticized trilogy about Elisabeth "Sissi" of Austria finds the young empress traveling...


  • "(bkz: anna and the king)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    --- spoiler ---

    sissi: i'm afraid that nothing will be the same as it was before.
    otto: no, you're afraid that everything will be the same as it was before.

    ---
    spoiler ---

    bir sahneye sikistirilmis hayat ozeti iste. rokfor peyniri* gibi (kuf muf ama dogasi oyle). lutfen statukolarimiza sikica sarilip bekleyelim degisimleri. sakin gidip kimsenin kapisini zorlamayalim. hayatimizi degistirecek seyin 'o' olup olmadigini merak etmeyelim. edelim ama cevabini ariyor gibi gozukup egolari buzmeyelim. sakin. e zaten di mi, hicbir seyin degismedigini gorme acisi yetmezmis gibi.

    ama bakin hemen ardindan sissi ne diyor! (spoil edeyim?)

    i think i have to find him.
    can you help me?

    boom!

    su tikver'in gozunu severim.


    (unearth - 27 Eylül 2007 04:12)

  • comment image

    sissi’nin yanına sığınan bodo, bir yandan hafızamı kaybettim hükümsüzdür derken, bir yandan ağlamaya başlar (sen ağlama ben ağlarım ikimizin yerine demek istiyorum kendisine) ve doktor sorar “neden ağlıyorsun”, o da “aslında ağlamıyorum bu kalıtsal bir hastalık bizim ailede gözümüzden yaş geliyor sebepsiz” diyor, ah be bodo gözyaşlarından sen suçlusun, güzel gözlerinden de sen suçlusun, lakin nefis hikayeden, sizi biraraya getirmeyen kahpe kaderden, sissi’yi süründürmenden, çamurlarda aşk-i ilanından tykwer suçlu.. biz de izledik, suça ortak olduk, orası ayrı bir konu, bir başka bahara..


    (charlottesometimes - 20 Kasım 2002 10:09)

  • comment image

    tom tykwer, the princess and the warrior’da(2000) run lola run’da birlikte çalışıp, durmaksızın koşturduğu franka potente ’yi bu kez daha sakin bir hikayenin odağına yerleştirir. filmde potente melankolik, utangaç, dingin, sanki yüzyıllardır o koridorlarda ve o odalarda aynı hastalarla yaşıyormuş izlenimi veren psikiyatri hemşiresi sissi schmittir. sisi’nin adı, başrolünü romy schneider’ın oynadığı, sissi - schicksalsjahre einer kaiserin (1957)-the warrior and the emperess’den gelir. film, okyanusu gören bu uzak odadan sisi adına yazılan bir mektubun uzun süren, zorlu seyrüseferiyle açılır. belki de tykwer, iletişim kurmanın, birinin diğerini anlamasının aslında ne denli zor olduğunun sinyalini verir daha ilk planlarda. hisler, temas ve düşler üzerine olağanüstü bir epik olan film, ruhu anlatmakta tykwer'in yetkinliğini kanıtlar.


    (cirquedusoleil - 17 Eylül 2003 17:06)

  • comment image

    `iyi filmler arasında hakkında en az entry girilen filmlerdendir.lola rennt` (run lola run) filminden sürekli koşması ile hatırladığımız franka potente oynuyor filmde. filmin sonlarına doğru bir psikiyatri kliniğinde duvarları bile sünger kaplı tek kişilik olan hücrede olan esas oğlanın yanına gelerek esas kızımız şöyle diyor:

    --- spoiler ---

    esaskız- dinle.
    e.k. – karar vermek zorundasın.
    esasoğlan – karar mı?
    e.k. – buradan ayrılıyorum.
    e.k. – benimle gelebilirsin.
    e.k. – bir rüya gördüm.
    rüyamda birlikteydik.
    erkek ve kızkardeştik,
    anne ve babaydık,
    karı ve kocaydık.
    ve…
    ikimiz de her ikimizdik.
    e.o. – sen delisin.
    e.k. – evet, tabii ki.
    belki hepsi yanlıştır.
    ama ben bunun mutluluk olduğunu düşündüm.
    ---
    spoiler ---


    (nisyan - 25 Nisan 2013 14:44)

  • comment image

    çok uzun zamandır izledigim en güzel filmdi... gecenin bir körü, iki insanın ne kadar farklı olup aslında ne kadar uyabilecegini, söylenmeyenlerin ya da söylenenlerin aslında farklı anlamları oldugunu, herkesin problemleri olup onların "kendi" problemleri oldugu için o kadar "agır" gelip aslında insanın kendi dışında kimsenin bunu çözemeyecegini gördüm bu filmde... evet başlangıçta run lola runa ve hatta million dollar hotele benzettim özellikle koşma, çatı ve akıl hastanesi sahnelerini ama sonraları bu bag koptu ve arabada üç kişinin varlıgını gördügümde "en sevdigim filmler" listemi tekrar düzenleme kararı aldım aniden... franka potente ve deli gözlü benno fürmannın oyunculugu da gercekten muhtesem...


    (benzin - 7 Şubat 2004 23:27)

  • comment image

    aga bize bi allahın kulu da demedi ki böyle güzel bi film var git seyret... imdb olmasaydı nolcayıdı, sorarım sana sözlük? haberimiz olamayacayıdı bu filmden.

    fremde haut elementarteilchene (ki bu film bilerek tarafımızdan pas geçildi, böyle afişten ne çıkabilir ki) ondan da sissi'ye atlattı imdb... gözümde gittikçe kahramanlaşıyor bu dibi...

    anna and the king sanıp sonsuza kadar seyretmeyecektik... cık cık cık...

    sonuna kadar seyredin filmi. iki saati biraz geçiyor süresi ama, değer. böyle kaçık elemanların bi araya geldiği çok yapıt yoktur ha, kıymetini bilin...


    (daphne - 9 Ağustos 2014 01:56)

  • comment image

    --- spoiler ---

    cok guzel bir film, siz erkek karakterin dengesiz oldugunu dusunurken film ilerledikce aslinda ikisinin de dengesizliklerinin su katilmamis oldugunu goruyorsunuz. insanda gunun birinde benligini yolun ortasinda birakma istegi uyandiriyor.

    ---
    spoiler ---


    (kudra - 29 Haziran 2004 17:00)

  • comment image

    şanssızlık bazen birilerinin seçim haklarını alıp ,onları istemedikleri bir hayatın tam ortasına atabiliyor.onları kaldıramıyacakları ağır rolleri oynamaları için sahneye fırlatıp ,bir başlarına bırakabiliyor.
    işte bu hikayede şansız başlangıç yapanlardan birisi kurtarılmayı bekleyen ancak çoktan birilerinin kurtarıcısı olmuş sisi,diğeri de geçmişteki bir olayla varolma sebebini kaybetmiş ,oysa şovalye olabileceğinin farkına henüz varamamış olan bodo.

    bu iki kayıp ruh zorlu bir kaç rol ile sınandıktan sonra artık biraz şansı hakediyor olmalılar ki bir kereliğine şans giriyor sahneye ve paylaşılan acı bir nefes ile kaderlerini bağlıyor.kolay olmuyor tabi ; bir dizi mücadeleden karşı koyuştan sonra ancak varlık amaçlarını bir arada olmaları sayesinde keşfedebileceklerdir.kayıp ruhlarının teneffüs ettiği bu nefesi , farkına varış,kararlılık ,beklenmeyen anda beklenmeyi yapabilme yetenekleri izleyecek ve nihayetinde delik deşik ruhlarını iyileştirebilecekler.

    filmin seyri boyunca beklenmeyen şaşırtmacı sahnelerle sarsılırken finaline doğru bir kaç öğüt belirmeye başlıyor zihnimde kendimce. diyor bir tanesi ;sana çok tutkulu olan ,ihtiyaç duyan ,karşılığında özveriyle davrandığın insanlar gerçekte sana zarar veriyor olabilirler ve sen bunu çok sonra farkedebilirsin.
    bir diğeri ise ; kişinin başına gelicek kötülükleri yaşamamak onun elinde değildir belki şansızlık bu sefer onu seçmiştir .ancak şansın varlığı da yadsınamaz ve eline bir kere geçti mi savaşacak tutkuda olman gerekicek ki galip gelesin diyor ve bitiyor..


    (elysium - 19 Mart 2006 02:15)

Yorum Kaynak Link : der krieger und die kaiserin