Süre                : 1 Saat 40 dakika
Çıkış Tarihi     : 30 Eylül 2010 Perşembe, Yapım Yılı : 2010
Türü                : Drama
Taglar             : Güvenilmez anlatıcı,Fahişelik,Yaş gelişi,Alkolik baba,Kadın tam frontal çıplaklık
Ülke                : Hollanda
Yapımcı          :  Fu Works , Cadenza Films B.V. , Prime Time
Yönetmen       : Rudolf van den Berg (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Arnon Grunberg (IMDB)(ekşi),Rudolf van den Berg (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Sylvia Hoeks (IMDB)(ekşi), Abbey Hoes (IMDB)(ekşi), Johanna ter Steege (IMDB)(ekşi), Jeroen Spitzenberger (IMDB), Nasrdin Dchar (IMDB)(ekşi), Gijs Scholten van Aschat (IMDB), Kenneth Core (IMDB), Michael Dube (IMDB)(ekşi), Naomi van Es (IMDB), Sello Motloung (IMDB), Titia Hoogendoorn (IMDB), Thembani Luzipho (IMDB), Phumla Stamper (IMDB), Keitumetse Matlabo (IMDB), Pamele Dyan (IMDB), Armas Shivute (IMDB), Panduleni Hailundu (IMDB), Yamkele Smoki (IMDB), Gert Kats (IMDB), Anna Louw (IMDB), Elisabeth Ross (IMDB), Trish Karemba (IMDB), Hawala Heinrich (IMDB), Simnikiwe Ndandani (IMDB), Lioni Ndahalele (IMDB), Ezimma Ozabialu (IMDB), Ernst Mburu (IMDB), Mondy Abey Xakwe (IMDB), Milton Mochabeb (IMDB), Asemahle Gazi (IMDB), Joe Murangi (IMDB), Dani Stauder (IMDB)

Tirza ' Filminin Konusu :
Tirza is a movie starring Sylvia Hoeks, Abbey Hoes, and Johanna ter Steege. Forced into early retirement, a single father sets out to find his teenage daughter when she and her boyfriend go missing on holiday in Namibia.


  • "yönetmenliğini rudolf van den berg'in yaptığı, tirza romanından uyarlanmış, 2010 yapımı hollanda filmi."
  • ""ölüm belki herşeyin çaresi ama zaman onu savsaklıyor""




Facebook Yorumları
  • comment image

    arnon grunberg kitabı.
    arka kapak yazısı yaklaşık şöyledir;

    "kitap editörü jörgen hofmeester, son derece sıkıcı bir burjuva varoluşu içinde yaşayan emeklilik yaşının eşiğinde bir amsterdamlıdır. roman, canından çok sevdiği iki kızından küçük olanı tirza'nın mezuniyet partisi için suşi hazırladığı sahneyle açılır. bir dostoyevski romanında olduğu gibi görünüşte sakin başlayan şeyler engellenemez şekilde açılacak, tırmanacaktır. okur yaklaşmakta olan kader'in ayak seslerini işitir.

    romanın sayfaları açıldıkça hofmeester'ın sürprizsiz, sakin hayatının katmanları da belirsizliklere doğru açılır. seneler önce, çocukluk aşkına kaçan karısı beklenmedik şekilde ortaya çıkar ve onun huzurlu, şık evini alaşağı eder. gözbebeği tirza'sı erkek arkadaşıyla afrika'ya gideceğini bildirir. üstelik delikanlı gece gibi bir zencidir. hofmeester bu gence baktığında 11 eylül saldırısını düzenleyen muhammet atta'dan başka bir şey göremez.

    her şey alaşağı olmaya devam eder. hızla ve tuhaf bir biçimde. küresel ekonomi çalkalanmaktadır. hofmeester uzun yıllardır biriktirdiği servetini ve kendisiyle kızlarına kurduğu güven dolu geleceği bir gecede kaybeder. "


    (enyedirenk - 16 Eylül 2009 19:15)

  • comment image

    pek şahane arnon grünberg kitabı. kitapçıda ola ki bu kitaba rast geldiniz, arka kapağın vadettikleriyle kapağın korkunçluğu arasında bir seçim yapmanız gerekecek. arka kapak yazısına güvenin. çünkü tirza arka kapak yazısının hakkını veren kitaplardan.

    belki spoiler sayılabilir:

    kızının büyük mezuniyet partisi için suşi ve saşimi yapan jörgen hofmeester, pirinç topaklarını sıkarken partide nasıl ömrünü harcamamış görüntüsü vereceğini düşünür. yapacağı servislerle konuklarını aç bırakmayacak, afrika yolcusu kızının seyahati hakkında bilgi verecek, yalnızlara arkadaşlık olacak, dans edecek ve bunları öyle bir şekilde yapacaktır ki kimse kendisinde kusur bulamayacaktır. hatta kızının gitmesiyle iyice boşalacak olan, kendisi için kimliği yerine geçen evini satıp yıllar önce yarım bıraktığı edebi çalışmalarına dönmek için doğu avrupa'ya taşınmayı bile aklından geçirir. o kusursuz suşinin peşindeyken ve kendini bekleyen değişim için korkuya kapılmamaya karar vermişken, mutfağa varlığına hala alışmadığı karısı girer ve jörgen'in saplantıları, korkuları, kontrol altına almakta zorlandığı şiddeti ortaya çıkar.

    böyle özetleyince her şey bir anda olup bitmiş hissine kapılmak mümkün ama aslında öyle değil. elimizin altında sayfa sayfa tanıdığımız bir karakter var: jörgen hofmeester. jörgen basitçe , küçük kızı tirza'ya saplantılı, onun için yaşayan, tirza'nın her şeyi yapabileceğine ve ne nefret ettiği karısına ne onu hayal kırıklığına uğratan büyük kızı ibi'ye benzediğine inanan biri olarak tanımlanabilir. kitabın adı da anlatılan jörgen'in hayatı olmasına ve kimi zaman jörgen'in anlatıcı olmasına rağmen tam da bu yüzden tirza'dır.

    kitabı başarılı yapan özellik, her sayfayla derinleşen, farklılaşan, heyecanlandıran ve şaşırtan bir hikaye örgüsüne sahip olması. yalnız arka kapakta sözü edilen sürpriz beklentisiyle okunmazsa daha çok keyif alınabilir kitaptan. * detaylı ve bol spoilerlı bir inceleme içinse şuraya bakabilirsiniz. buraya kopyalayınca çok uzun görünüyor, yoksa her entrymin altına blog linki vermek gibi bir düşüncem yok, müsterih olunuz.

    *grapes of butcher uktesiydi, doldu.


    (ludmilla - 1 Mart 2010 21:54)

  • comment image

    2010 mart'ından beri kimsenin entry girmemiş olması bana "oh oh, tirza da bana kaldı." sevincini yaşatıyor.

    bu yüzyıldan gelecek kuşaklara kalacak başyapıt tirza'dır. bu kadar da iddialıyım. bırakalım değeri çok sonra anlaşılsın. "şimdilik, arnon grünberg'in ölümsüz eserinden..." başlığıyla diziye çekilmesin.

    tirza'yı kimse okumasın, lütfen.


    (jerrida - 24 Temmuz 2011 02:03)

  • comment image

    madem umut sarıkaya "türk, istanbul görünce gülümseriz biz" dedi: http://1.bp.blogspot.com/…_sarikaya[3]_thumb[3].jpg ben de türk gördüğüm yeri yazarım aga:

    sayfa 160: "...faslı ve türk erkeklerin iştahını kabartan kocaman, sarkık, bayağı göğüsleri olmaması onun için bir avantaj."

    ben hollanda'ya gitmedim, kim yarattı lan bu imajı. büyük neyse de sarkık nedir? mature mature diye nicesine sarılıyor bizim türkler oralarda herhalde.

    genel olarak kitap güzel. birçok tanıdık olay, durum var; özellikle hofmeester'ın durum değerlendirmeleri gerçekçi. ekürisi ise çoğunluk'taki settar tanrıöğen olmalı.

    aha filmi de varmış, iniyor şu an, hayatımda ilk defa kitaptan sonra filmini izlicem yanlış hatırlamıyorsam. çok heyecanlı.


    (ne nedir ne ne degildir - 28 Ağustos 2011 18:30)

  • comment image

    kızına takıntılı derecede bağlı bir babanın öyküsü, saplantının romanı. anlatımı ve üslubuyla dostoyevski ile coetzee'yi anımsatan arnon grunberg etkileyici bir karakter portresi çiziyor jörgen hofmeester araclığıyla. işinden uzaklaştırılan, bunu ise evdekilere söyleyemeyen, her gün işe gidermiş gibi yapıp havaalanına giderek orada vakit geçiren, havaalanında tanımadığı insanlara ya da var olmayan yolculara el sallayarak kendini tatmin eden, kendini yemek yapmaya ve kızı tirza'ya vermiş, kaçıklık yolculuğunda yeni bir aşama kaydeden bir karakter hofmeester. hofmeester pek öyle sevip bağrınıza basacağınız bir karakter olmamasına rağmen, nev-i şahsına münhasır bir karakter oluşundan dolayı sonuna kadar keyifle okutuyor romanı.

    karakterler arasındaki garip, sürükleyici ve yer yer komik diyaloglarla hollandalı küçük burjuva ailenin sırları bir bir açığa çıkıyor. yalnız, hofmeester'i itici bulursanız, onun evi terk edip birkaç yıl sonra hiçbir şey olmamış gibi eve dönen karısını daha da itici bulacağınız kesin. histerik ve komik diyaloglarla dolu hofmeester'le karısı arasında geçen bölümler. hofmeester, mrs.dalloway misali bir parti veriyor kızı tirza için ve kızına bağlılığını sorgularken yaşamını da sorguluyor kaçınılmaz olarak. tirza'nın ablası da, hofmeester'in hayal kırıklığını simgeliyor bir bakıma. hikaye bu şekilde, yavaş yavaş açılıyor beklenmedik sonuca doğru. esasında gayet beklenen bir sürpriz bu romanın sonlarında açığa çıkan olayla özellikle de karakteri iyi tahlil ederseniz ama yine de sarsıyor insanı. 11 eylül'den sonra artan ayrımcılık ve ekonomik kriz de romanın arka planında dikkat çeken diğer öğeler.

    kitabın ilk iki bölümünü daha çok sevdim. son bölüm olan çöl kısmını gereksiz uzun buldum ve zaman zaman hikayeden uzaklaşmış buldum kendimi bu bölümde. kapağı ise gördüğüm en kötü kitap kapaklarından biriydi maalesef.


    (sera - 25 Kasım 2011 15:42)

  • comment image

    sadece dilsiz insanlarla dertleşebilen fazla normal bir avrupalı küçük burjuvanın başyapıt saplantılı hikayesi.

    garip bir tedirginlikle ve merakla, bolca edebi lezzetle okunan son 10-20 yılın başyapıt kitaplarından kanımca.

    ayrıca çevirmenini ve yayın evini itinalı çalışmaları için de tebrik etmek gerekir....


    (pam - 24 Aralık 2011 19:41)

Yorum Kaynak Link : tirza