matthew mcconaughey,jennifer garner ve en onemlisi yıldızı yeni yeni parlamaya baslamıs aynı zamanda basrol olan emma stone gibi bir kadroya sahip film.2009 yılının mayıs ayında cıkması bekleniyor..

http://www.imdb.com/title/tt0821640/

(lenyo - 7 Aralık 2008 03:56)

eglenceli bir film. cok gulduk, eglendik. ama sonradan lanet ettik. kadinlarin ariza adamlari adam etme icgudusunu besledigi icin. zaten biz aslinda oyle degiliz ama bizi hep bu filmler boyle yapiyor.

(chomsky - 8 Mayıs 2009 01:39)

bu filmi dvd'de izlerken yarisinda birakip ciktim evden.
o derece kotu bir film. bizde hata ki, love actually / nothing hill tarzi guzel seyler bekliyoruz ve sonuc husran.

(la traviata - 28 Temmuz 2009 22:35)

dun gece, o kadar çok romantik komedi izleyeyim ki, ne kadar boktan bir hayatım olduğu gerçeği yüzüme çarpsın istedim, kimin oynadığına bile bakmadan sırf ismine bakarak bunu seçtim..

ve evet, bu film tek başına yetti.. gayet boktan bir hayatım var, tüm gerçekliğiyle hissediyorum şu an..

(schaker - 2 Mart 2010 09:28)

connor'ın filmin başında prova yemeğinde yaptığı evlilik karşıtı konuşma, filmin sonunda düğünde yaptığı ve film gereği asıl etkileyici olması gereken konuşmadan daha etkileyiciydi.

(tanrei - 12 Kasım 2010 23:55)

baştan aşağı amerikan romantik komedi klişeleriyle dolu bir film olmuş. neyse asıl bahsetmek istediğim şey de filmin senaryosu ya da nasıl olduğu değil zaten. sayesinde şunu gördük [ki şahsen hiç bir şüphem de yoktu aslında] emma stone'a seksenlerin o akıl almaz kıyafetlerini de giydirsen, üstüne kocaman bir saç ve o korkunç diş tellerini de taksan, kız yine çok tatlı, yine bi başka. en çok onun olduğu sahnelerde eğlendim zaten [ve tabii michael douglas'ın olduğu anlar].

(the chosen1 - 6 Ocak 2011 04:08)

bence bu filmin en ilginç yanı 13 going on 30 filminde jennifer garner'ın çocukluğunu oynayan christa b. allen'ın yine aynı rolde olmasıdır...

jenny elini çabuk tutarsa kız büyümeden 2 film daha çıkarabilirler aradan diye düşünüyordum ama sanmam, christa bile 20sine gelmiş artık...

ha bir de okçu kako...

e bir de aqua velva...

(yul - 29 Ocak 2011 17:29)

matthew mcconaughey ve jennifer garner ın basrolleri paylastıgı film.
boyle aman aman bir film degil ama izlenebilir.
guzel yerleri yok mu? illa ki var. buyrun:

--- spoiler ---

filmimiz "u cant always run from your past but u can change your future" ekseninde ilerliyor.
kalbi kırılan esas oglan hayatının kontrolunu askı dıslamak suretiyle eline gecirir ve olaylar gelisir. nerede aksam orada sabah..
ama yasamını kadınlardan koleksiyon yaparak gecirirken hayatının askını es gececek midir?
gokten uc hayalet duser, zaman yolculugu baslar. adam neye ugradıgını sasırır. esasen kimdir? dunun romantigi? bugunun capkını? yarının mutsuzu?
dun esasen yasandıgı gibi anlatılmaz, hatırlanmak istendigi gibi anlatılır ya. adam parcaları yerine oturttukca buz tutmus kalbi cozulur.
anlattıkca icim baydı yaw, pek bir enteresanlıgı yokmus gibi gorundu de bi sekilde islenisi guzel olmus, eglencelik olmus, hos olmus.
anektodsuz bitmez:

1)"someone once told me that the power in all relationships lies with whoever cares less, and he was right. but power isn't happiness and i think that maybe happiness comes from caring more about people rather than less... "
neymis? genclik yıllarında ogrendigimiz taktiksel dersleri unutuyormusuz.

2) "your husband cheated on you with your friend. u are not even mad at your friend. u dont really care about her but u do really love him."

3) "i promise u when u wake up i'll be there in the morning... every morning..."

-the end-

--- spoiler ---

(tuzbuzz - 5 Kasım 2011 00:59)

bu filmi izlemeye harcayacağınız 1,5 saatinizi tetris oynayarak geçirseniz bile, iddia ediyorum ki daha kaliteli zaman geçirirsiniz.

hakkında genellikle "şahaser değil ama eğlenceli" denilen; ancak, eğlencenin "e"sini dahi göremediğim, son derece sığ ve sıradan bir filmdir.
bir de "ticari film olduğu afişinden bile belli zaten, eleştirilmesine gerek yok" denmiş ya, en çok oraya takıldım. kardeşim, ticari olsun ama amerikan sinema endüstrisi olarak her sene yüzlerce ticari film çekiliyo; bari belirli bir beğeni eşiğinin üzerinde olaydı. ticari film demek, çöpe atılacak film mi demek ki?

--- spoiler ---

yakışıklı, kariyerli ve hiçbir kadının hayır diyemediği çapkın, zaten kafası da karıdan kızdan başka hiçbir şeye basmayan zengin dallama; bedenlerinin tek geceye mahsus, bir mal gibi kullanılmasını umursamayan yüzlerce kaşar; bu kaşarlara göre nispeten aklı daha başında çocukluk aşkı ve "ben yaptım sen yapma" diyen, rahmetli amcanın hayaleti... bir film daha ne kadar boktan olabilir ki?

--- spoiler ---

sevgilinizle hoşça vakit geçirebileceğiniz, hafif bi romantik komedi izlemek istiyosanız, gidin when harry met sally veya notting hill falan izleyin. bu rezalete tahammül etmek zorunda değilsiniz. zaten şu matthew mcconaughey yavşağının da bir tane bile doğru düzgün filmini izlemiş değilim bugüne kadar! sıçayım main stream sinemanıza da, hedef kitleniz olan izleyicinize de! dünya üzerinde, sinema ve müzik sektörlerinde olduğu kadar başarısız olunup da, eşek yükü para kazanılan bir sektör daha yok anasını satayım. bu beceriksizlikle damacana su bile satamazsınız lan; bir ayda batar o dükkan! salak herifler...

(bkz: şimdi sinirden kendimi sikecem)

(kivikocan - 25 Şubat 2012 02:12)

"kumarbazlar asla ölmez. sadece şanslarını başka masada denerler."

(oylum - 17 Mayıs 2015 11:35)