Süre                : 1 Saat 44 dakika
Çıkış Tarihi     : 22 Şubat 2002 Cuma, Yapım Yılı : 2002
Türü                : Drama,Fantazi,Gizemli,Romantik,Heyecanlı
Taglar             : Psikotronik film,hasta,ölüm,Doktor
Ülke                : ABD,Almanya
Yapımcı          :  Universal Pictures , Spyglass Entertainment , Gran Via
Yönetmen       : Tom Shadyac (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Brandon Camp (IMDB)(ekşi),Mike Thompson (IMDB)(ekşi),David Seltzer (IMDB)(ekşi),Brandon Camp (IMDB)(ekşi),Mike Thompson (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Kevin Costner (IMDB)(ekşi), Susanna Thompson (IMDB)(ekşi), Joe Morton (IMDB), Ron Rifkin (IMDB), Kathy Bates (IMDB)(ekşi), Robert Bailey Jr. (IMDB)(ekşi), Jacob Smith (IMDB)(ekşi), Jay Thomas (IMDB), Lisa Banes (IMDB), Matt Craven (IMDB), Casey Biggs (IMDB), Leslie Hope (IMDB), Peter Hansen (IMDB), Mary Beth Fisher (IMDB), Liza Weil (IMDB), Nigel Gibbs (IMDB), Jamie Sue Sherrill (IMDB), Samantha Smith (IMDB), Andy Umberger (IMDB), Judith Moreland (IMDB), Jennifer Parsons (IMDB), L. Scott Caldwell (IMDB), Kent Faulcon (IMDB), Deirdre O'Connell (IMDB), Justina Machado (IMDB), Linda Hunt (IMDB), Paul Terrell Clayton (IMDB), Lise Simms (IMDB), Joseph Will (IMDB), Jacob Vargas (IMDB), Matt Champagne (IMDB), Maz Jobrani (IMDB), Benjamin John Parrillo (IMDB), Monnae Michaell (IMDB), Anne Betancourt (IMDB), Paul Gutrecht (IMDB), Rob Macie (IMDB), Maureen Mendoza (IMDB), Argenis Pirela (IMDB), Gillian Vigman (IMDB)

Dragonfly (~ Sonsuz ask) ' Filminin Konusu :
class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" Chicago Memorial Hastanesinin acil servisinin şefi olan Dr. Joe Darrow(Kevın Costner), travma ve yaralanma vakalarında tanınmış bir uzmandır. Kendisi gibi bir doktor olan eşi Emily (Joe Morton)Venezüella’daki bir yardım görevi sırasında, dağda geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını yitirir. Onun bu göreve gitmesine baştan beri karşı çıkan Joe büyük bir buhran içine girer.Olayın üzerinden altı ay geçmesine rağmen Emily’nin cesedi bulunmaz. İçine girdiği buhran nedeniyle hastanedeki davranışları kötüye giden Joe’ya yöneticisi bir süre izin alıp kafasını dinlemesini önerir. Joe kendisini Emily’den kalan anılarla beraber tüm dünyadan izole eder. Bunlar arasında karısının simgesi olan yusufçuk böceği de vardır. Bir gece evde yanlız başınayken yusufçuk şeklideki broşlardan birisi sanki biri tarafından itilmişcesine masadan yere düşer. Joe gittikçe daha fazla halüsinasyonlar görmeye başlar. Joe’nun tanıştığı yakın ölüm tehlikesi geçirmiş bazı gençler karısının onunla bir iletişim kurmaya çalıştığını söylerler. Bu tarz olayları inceleyen bir rahibe Joe’ya onun ve Emily’nin bitmemiş bir işi olabileceğini ve bunu tamamlamadan gördüğü halüsinasyonlardan kurtulamayacağını söyler.


  • "(bkz: might and magic 7)"
  • "az. cırcırıma(şimdi burada az. azerice demek oluyor... nereden mi biliyorum? (bkz: azerbeycan televiziyası) )"
  • "ölen karısının, ölümün eşiğinden dönen hastalar aracılığıyla kendisiyle bi şekilde iletişim kurduğuna inanan doktoru anlatan güzel bi film.bi de (bkz: yusufçuk)"
  • "kevin costner'ın en iyi filmlerinden bir tanesi. sürükleyiciliği eşsizdir."
  • "(bkz: opera dragonfly)"
  • "(bkz: dragon fly)(bkz: barış manço)"
  • "(bkz: lenny kravitz)in klibinde dansederek orgazm olan hatunlarin olduguflyaway sarkisinda like a dragon fly diye bahsi geçer."
  • "(bkz: dragonfly summer)[ yok ya, bakmayınız, yazayım buraya da uğraşmayınız;michael franks'in 93 yılı albümü.ben gene de sleepin gypsy'i tercih ederim ]"
  • "hayatımda en çok etkilendiğim filmlerden birisi..izlerken gerim gerim gerinip sonunda aglamaklı bi duygusallık yaşadıgınız film.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    my brightest diamond'un mukemmel sozleri olan hos bir parcasi.
    "come and fly away with me tonight"i gunler sonra bile hala bir kosede yankilanan, gormus gibi bu gunlerimi anlatan, en cok da geceye yakisan bir parca..

    i once saw a dragonfly
    caught in a spider's web
    as i looked at her once more
    i thought that she was dead

    so i left her alone and i went on my way
    and i was dreaming of paris and pierre boulez
    but she called to me with a beat of her wing
    she called to me and said "free me"

    she said:

    "come and fly away with me tonight
    i've been up there before
    riding the wind and laughing and open
    (till one day that great big black came pushing me down into sticky traps)
    but now i am afraid of flying
    i am afraid of finding the black again
    come and fly away with me tonight.."


    (clara - 20 Mart 2007 07:56)

  • comment image

    ölen karısının, ölümün eşiğinden dönen hastalar aracılığıyla kendisiyle bi şekilde iletişim kurduğuna inanan doktoru anlatan güzel bi film.
    bi de (bkz: yusufçuk)


    (peb - 7 Nisan 2002 02:22)

  • comment image

    muhteşem my brightest diamond şarkısı..
    bestesiyle, güftesiyle, vokalistin muhteşem sesi ile, osuyla busuyla öyle muhteşem bir şarkıdır ki; en beğendiğiniz şarkılardan oluşan playlist'inizde bile,arkasından dinlediğiniz herhangi başka bir şarkıyı asla beğenemezsiniz.. bütün gün dinlersiniz..
    bir de büyüyünce bu hatun kadar güzel şarkı söyleyebilecek miyim diye de düşünmekten kendinizi alıkoyamasınız * ..


    (me - 8 Ocak 2008 09:53)

  • comment image

    sırf finali için bile izlenmeye değer filmlerden bir tanesi. ne sadece aşk filmi, ne de sadece bir korku filmi olarak izlenmeli. bu ikisi gayet dozunda harmanlanmış. tadını çıkarmak gerek.

    --- spoiler ---
    başta minik siyah çocuğun gözlerini açtığı sahne olmak üzere, karanlık bir odada sessiz sedasız film izlenirken, seyirciyi yerinden zıplatabilecek kapasiteye sahip refleks çalışmaları var. filmin genelinde gerilim yüksek tutulmuş.

    bir kere emily darrow öldükten sonra, kendisini öyle bir melek, öyle güzel bir insan olarak görüyoruz ki, filmin her sahnesinde bu kadın için üzülüyoruz, biz de kahroluyoruz.

    çocukların tünelde emily ile karşılaştıklarını söylemeleri, kellik esprisi güzeldi. joe'nun hastaneden kopmak istemeyişi, rahibeye ulaşma isteği başarılıydı.

    emily'nin öldüğü yere gidip, orada yerlilerle yaşadıkları, araştırması heyecanlıydı. kendisini nehre bırakıp, otobüse tutunması, otobüsün içine girip orada mahsur kalması, boğulmak üzere, daha önce sözü edilen 'katlarda' dolaşırken, emily'nin ona nasıl öldüğünü/ölmediğini göstermesi harikaydı. o an bir insan evladı yoktur ki, "hassiktir ölmemiş mi lan yoksa?" diye sormuş olmasın. sonra kabilenin içine gidiş, yaşlı kadının gelişi, joe'nun elini tutuşu...

    ve final.. muhteşemdi muhteşem.. o sepetin içinde bebek olabileceğini aklımın ucuna dahi getirmedim, o sahnede bile. kamera yavaş yavaş yaklaşırken, aklımdan onlarca şey geçti; bir not olabilirdi bu, karısının külleri olabilirdi, karısı bir dragonfly bırakmış olabilirdi, falan filan.. oysa karısı en güzel, en özel şeyi bırakmıştı, kendinden bir parçasını..

    yalnız bu sitemi yazmazsam olmaz. yahu bebeği görünce, kollarına alınca benim gözlerim doldu, ağladım ki, joe darrow, namı diğer kevin costner nasıl olur da ağlamaz? haykıra haykıra, bağıra bağıra bebeğine sarılıp nasıl bardaktan boşalırcasına gözyaşı dökmez ki? biz de orada doya doya ağlasak, içimizi boşaltsak ne güzel olurdu...
    ---
    spoiler ---


    (tek ihtimali olan insanlarin hikayesi - 22 Kasım 2008 18:12)

  • comment image

    şahane bir edguy şarkısıdır aynı bir yandan da, zannedersem tek eksiğiniz sözleriydi. sözlerini yazayım da tam olsun bari:

    is it really the treasure of gold
    or the dance on the rainbow itself
    bound to a track
    painting over the cracks
    in his dreams they'd put up on the shelf

    little wind-up soldier
    with a ball and a chain
    got destinations engraved on your mind
    nom you don't care as long
    as you don't make it there
    you wanna fly but not arrive

    calling you, calling you
    you are the one to hear them
    calling you, calling you
    calling you, calling you
    and your daddy don't approve

    and when no one's awake anymore
    he paints a picture of a strange looking fly
    from a distant world
    you light and to and behold
    it's coming alive

    calling you, calling you
    you always hear them speak
    derring-do, derring-do
    calling you, calling you
    from a distant burning star

    you wanna fly so you drag on flies
    drag on dragoflies
    from a suffocating room on a dragonfly
    you're riding high when you nasalize
    what you pulverie
    make your day and dream away on a dragonfly

    mayday mayday
    i ain't fond of smoking
    the buzzer knows in dire straits
    selfless without intention
    too late to intermediate
    smoking kills

    calling you, calling you
    you are the one two three four
    calling you, calling you
    calling you, calling you
    and your daddy don't approve

    you wanna fly so you drag on flies
    drag on dragonflies
    from a suffocating room on a dragonfly
    you're riding high when you nasalize
    what you pulverize
    make your day and dream away on a dragonfly

    you wanna fly so you drag on flies
    drag on dragonflies
    from a suffocating room on a dragonfly
    you're riding high when you nasalize
    what you pulverize make your day and dream away on a dragonfly

    you wanna fly so you drag on flies
    drag on dragonflies
    from a suffocating room on a dragonfly
    you're riding high when you nasalize
    what you pulverize
    make your day and dream away on a dragonfly

    you wanna fly so you drag on flies
    drag on dragonflies
    from a suffocating room on a dragonfly
    you're riding high when you nasalize
    what you pulverize make your day and dream away on a dragonfly

    we're getting high on a dragonfly


    (4ever - 26 Mayıs 2009 14:54)

  • comment image

    kevin costner'ın izlediğim ilk filmi. hafızaya kazınmak gibi kötü bir huyu vardır. fem dersanesine yazılıp beyninizi yıkatsanızda o final sahnesini unutamazsınız.

    gerilim sahneleri ani ve vurucu. kalp sorunu yaratabilecek cinsten.

    dram sahneleri ise kanımca övüldüğü kadar iyi verilmemiştir. kevin costner filmde hiç duygusallığa kapılmıyor. film boyunca joe'nun karısına ondan çok üzüldüğüme eminim. arkadaşlarıyla öyle pervasız diyaloglara giriyorki ( cesetlerle ilgili espriler, ölümle ilgili şakalaşma ve gülüşmeler ) ölmüş karısı geri dönüp uyarmasında napsın diyorsunuz. bir ara gökkuşağına gittiğinde karısı bunu sorguya çekip 'ulan ben bunca acı çekip ölmüşüm sen dalganı geçiyorsun.bu taraftada mı rahat yok senden' diye azarlayacak sanmamak elde değildir. hiçbir ağlama acı ve üzüntü belli edilmemiş. belli belirsiz hissediyorsunuz bu duyguyu. sadece filmin son kısmı duygusal yükü sırtlıyor.

    ama yinede arşivlik, unutulmaz filmler arasında yer alan önemli bir filmdir.


    (as i sat sadly by her side - 16 Temmuz 2009 23:29)

  • comment image

    2002 yazında ankara'da bir sinema salonunda korkudan ölerek izlediğimden, asla tahmin edilemeyen sonunda hüngür hüngür ağladığımdan beri en sevdiğim film.
    bilen sayısı bir elin parmaklarını geçmese de bende o kadar derine işlemiş ki 7 yıldır izlediklerimin hiçbiri her sene tekrar izletip aynı yerinde aynı korkuyu, sonunda aynı sevgiyi hissettiremedi, sen iyi bir adamsın tom shadyac, bir gün kimse hatırlamasa bile ben hatırlayacağım seni.

    --- spoiler ---

    "they could not save her body, but they save her soul"

    ---
    spoiler ---


    (isolde - 2 Ocak 2010 01:51)

  • comment image

    türkçede;kızböceği,helikopter böceği,su bakiresi,yusufçuk gibi isimleri mevcut,iki çift kanadı ve uzun bi gövdesi olan,bulunduğu tropik bölgeye göre çeşitli renklere sahip bi mahlukat-ı böcek.hayatlarının 1/3 i suda,1/3 i karada,1/3 i havada geçer.havada ilerlemeden asılı kalabilme özelliine sahiptir.helikopterlerin uçuş mekanizmaları bu böceklerden örnek alınmıştır ve insanoğlu doğayı yine taklit etmiştir..


    (caramelprisoner - 29 Kasım 2002 23:26)

  • comment image

    spiritualist alanlarda yenilenmeyi, hayatta yeni bir sayfayi ve degisimi simgeleyen, sagda ve solda 2'ser ince uzun, isikta parladiginda guzel renkler yansitan kanatlari ve yine ince uzun vucudu olan; koca gozlu hosca bir bocek. genelde gol ve nehir kenarlarinda mevcut bulunur.


    (eraille - 10 Mart 2003 16:06)

  • comment image

    hayatımda en çok etkilendiğim filmlerden birisi..izlerken gerim gerim gerinip sonunda aglamaklı bi duygusallık yaşadıgınız film..


    (twoche - 4 Kasım 2004 23:24)

  • comment image

    çok etkileyici bir film.öbür dünyaya ,ruhlara inanan inanmayan herkesi bir şekilde içine çekmeyi başarabilecek bir film.aynı zamanda da ürkütücü.insan kendini kevin costner'ın oynadığı adamın yerine koyduğunda ciddi anlamda fena oluyor.kısaca konuyu özetlersek.birbirlerini çok seven,aynı idealleri paylaşan doktor evli bir çift var.kadın hamile olmasına rağmen ,kimsenin gitmek çalışmak istemediği bir yere ,ordaki inisanların bizim gibi doktorlara ihtiyacı var diyerekten gidiyor.ve bir trafik kazasında ölüyor.karısının hastalarına bakmaya söz vermiş olan koca tek tek gidip lösemili çocukları ziyaret ediyor.ve o masum saf çocuklardan öteki dünyaya karısına ait mesajlar almaya başlıyor.işte ondan sonra işler tamamen karışıyor.filmin gidişatına göre düşündüğünüz herşeyin ne kadar yanlış olduğunu o mükemmel ,duygusal ve hiç beklenmedik finalde anlıyorsunuz.izlenilmeli bence.


    (chase - 25 Ekim 2005 13:57)

  • comment image

    çok çok güzel bir shannon wright-yann tiersen düeti.
    buyrunuz sözleri:
    on the day that we met
    i awoke
    from a total sleep
    you said
    keep your eyes open wide
    and keep my arms open wide
    you brought me courage
    you bring me courage
    to keep my eyes open wide
    and keep my arms open wide
    you brought me courage

    you show
    a kind of delight
    dancing ’round
    like a dragonfly
    like a coverlet in the summer’s air
    in the summer’s air
    in the summer’s air

    on the day that we met
    i awoke
    from a total sleep
    you said
    keep your eyes open wide
    and keep your arms open wide
    you brought me courage
    you bring me courage
    to bring my eyes open wide
    to keep my arms open wide
    you bring me courage

    you wrap your curve of delight
    round my cold cold neck
    you’re a coverlet
    in the summer’s air
    in the summer’s air
    in the summer’s air


    (aysegulnazcan - 18 Aralık 2005 21:18)

Yorum Kaynak Link : dragonfly