Dragonfly (~ Sonsuz ask) ' Filminin Konusu : class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" Chicago Memorial Hastanesinin acil servisinin şefi olan Dr. Joe Darrow(Kevın Costner), travma ve yaralanma vakalarında tanınmış bir uzmandır. Kendisi gibi bir doktor olan eşi Emily (Joe Morton)Venezüella’daki bir yardım görevi sırasında, dağda geçirdiği trafik kazası sonucu hayatını yitirir. Onun bu göreve gitmesine baştan beri karşı çıkan Joe büyük bir buhran içine girer.Olayın üzerinden altı ay geçmesine rağmen Emily’nin cesedi bulunmaz. İçine girdiği buhran nedeniyle hastanedeki davranışları kötüye giden Joe’ya yöneticisi bir süre izin alıp kafasını dinlemesini önerir. Joe kendisini Emily’den kalan anılarla beraber tüm dünyadan izole eder. Bunlar arasında karısının simgesi olan yusufçuk böceği de vardır. Bir gece evde yanlız başınayken yusufçuk şeklideki broşlardan birisi sanki biri tarafından itilmişcesine masadan yere düşer. Joe gittikçe daha fazla halüsinasyonlar görmeye başlar. Joe’nun tanıştığı yakın ölüm tehlikesi geçirmiş bazı gençler karısının onunla bir iletişim kurmaya çalıştığını söylerler. Bu tarz olayları inceleyen bir rahibe Joe’ya onun ve Emily’nin bitmemiş bir işi olabileceğini ve bunu tamamlamadan gördüğü halüsinasyonlardan kurtulamayacağını söyler.
The Guardian(2006)(6,9-89751)
For Love of the Game(1999)(6,6-29109)
Tin Cup(1996)(6,3-42901)
The Bodyguard(1992)(6,3-117121)
Message in a Bottle(1999)(6,2-33377)
The Postman(1997)(6,1-67364)
Swing Vote(2008)(6,1-16589)
The New Daughter(2010)(5,3-14009)
(bkz: might and magic 7)
(shibumi - 12 Şubat 2002 18:05)
az. cırcırıma(şimdi burada az. azerice demek oluyor... nereden mi biliyorum? (bkz: azerbeycan televiziyası) )
(calhoun - 28 Ocak 2007 23:26)
my brightest diamond'un mukemmel sozleri olan hos bir parcasi. "come and fly away with me tonight"i gunler sonra bile hala bir kosede yankilanan, gormus gibi bu gunlerimi anlatan, en cok da geceye yakisan bir parca..i once saw a dragonflycaught in a spider's webas i looked at her once morei thought that she was deadso i left her alone and i went on my wayand i was dreaming of paris and pierre boulezbut she called to me with a beat of her wingshe called to me and said "free me"she said: "come and fly away with me tonighti've been up there beforeriding the wind and laughing and open(till one day that great big black came pushing me down into sticky traps)but now i am afraid of flyingi am afraid of finding the black againcome and fly away with me tonight.."
(clara - 20 Mart 2007 07:56)
ölen karısının, ölümün eşiğinden dönen hastalar aracılığıyla kendisiyle bi şekilde iletişim kurduğuna inanan doktoru anlatan güzel bi film.bi de (bkz: yusufçuk)
(peb - 7 Nisan 2002 02:22)
muhteşem my brightest diamond şarkısı..bestesiyle, güftesiyle, vokalistin muhteşem sesi ile, osuyla busuyla öyle muhteşem bir şarkıdır ki; en beğendiğiniz şarkılardan oluşan playlist'inizde bile,arkasından dinlediğiniz herhangi başka bir şarkıyı asla beğenemezsiniz.. bütün gün dinlersiniz..bir de büyüyünce bu hatun kadar güzel şarkı söyleyebilecek miyim diye de düşünmekten kendinizi alıkoyamasınız * ..
(me - 8 Ocak 2008 09:53)
sırf finali için bile izlenmeye değer filmlerden bir tanesi. ne sadece aşk filmi, ne de sadece bir korku filmi olarak izlenmeli. bu ikisi gayet dozunda harmanlanmış. tadını çıkarmak gerek.--- spoiler ---başta minik siyah çocuğun gözlerini açtığı sahne olmak üzere, karanlık bir odada sessiz sedasız film izlenirken, seyirciyi yerinden zıplatabilecek kapasiteye sahip refleks çalışmaları var. filmin genelinde gerilim yüksek tutulmuş.bir kere emily darrow öldükten sonra, kendisini öyle bir melek, öyle güzel bir insan olarak görüyoruz ki, filmin her sahnesinde bu kadın için üzülüyoruz, biz de kahroluyoruz.çocukların tünelde emily ile karşılaştıklarını söylemeleri, kellik esprisi güzeldi. joe'nun hastaneden kopmak istemeyişi, rahibeye ulaşma isteği başarılıydı.emily'nin öldüğü yere gidip, orada yerlilerle yaşadıkları, araştırması heyecanlıydı. kendisini nehre bırakıp, otobüse tutunması, otobüsün içine girip orada mahsur kalması, boğulmak üzere, daha önce sözü edilen 'katlarda' dolaşırken, emily'nin ona nasıl öldüğünü/ölmediğini göstermesi harikaydı. o an bir insan evladı yoktur ki, "hassiktir ölmemiş mi lan yoksa?" diye sormuş olmasın. sonra kabilenin içine gidiş, yaşlı kadının gelişi, joe'nun elini tutuşu...ve final.. muhteşemdi muhteşem.. o sepetin içinde bebek olabileceğini aklımın ucuna dahi getirmedim, o sahnede bile. kamera yavaş yavaş yaklaşırken, aklımdan onlarca şey geçti; bir not olabilirdi bu, karısının külleri olabilirdi, karısı bir dragonfly bırakmış olabilirdi, falan filan.. oysa karısı en güzel, en özel şeyi bırakmıştı, kendinden bir parçasını..yalnız bu sitemi yazmazsam olmaz. yahu bebeği görünce, kollarına alınca benim gözlerim doldu, ağladım ki, joe darrow, namı diğer kevin costner nasıl olur da ağlamaz? haykıra haykıra, bağıra bağıra bebeğine sarılıp nasıl bardaktan boşalırcasına gözyaşı dökmez ki? biz de orada doya doya ağlasak, içimizi boşaltsak ne güzel olurdu...--- spoiler ---
(tek ihtimali olan insanlarin hikayesi - 22 Kasım 2008 18:12)
kevin costner'ın en iyi filmlerinden bir tanesi. sürükleyiciliği eşsizdir.
(minca - 15 Aralık 2008 03:44)
şahane bir edguy şarkısıdır aynı bir yandan da, zannedersem tek eksiğiniz sözleriydi. sözlerini yazayım da tam olsun bari:is it really the treasure of goldor the dance on the rainbow itselfbound to a trackpainting over the cracksin his dreams they'd put up on the shelflittle wind-up soldierwith a ball and a chaingot destinations engraved on your mindnom you don't care as longas you don't make it thereyou wanna fly but not arrivecalling you, calling youyou are the one to hear themcalling you, calling youcalling you, calling youand your daddy don't approveand when no one's awake anymorehe paints a picture of a strange looking flyfrom a distant worldyou light and to and beholdit's coming alivecalling you, calling youyou always hear them speakderring-do, derring-docalling you, calling youfrom a distant burning staryou wanna fly so you drag on fliesdrag on dragofliesfrom a suffocating room on a dragonflyyou're riding high when you nasalizewhat you pulveriemake your day and dream away on a dragonflymayday maydayi ain't fond of smokingthe buzzer knows in dire straitsselfless without intentiontoo late to intermediatesmoking killscalling you, calling youyou are the one two three fourcalling you, calling youcalling you, calling youand your daddy don't approveyou wanna fly so you drag on fliesdrag on dragonfliesfrom a suffocating room on a dragonflyyou're riding high when you nasalizewhat you pulverizemake your day and dream away on a dragonflyyou wanna fly so you drag on fliesdrag on dragonfliesfrom a suffocating room on a dragonflyyou're riding high when you nasalizewhat you pulverize make your day and dream away on a dragonflyyou wanna fly so you drag on fliesdrag on dragonfliesfrom a suffocating room on a dragonflyyou're riding high when you nasalizewhat you pulverizemake your day and dream away on a dragonflyyou wanna fly so you drag on fliesdrag on dragonfliesfrom a suffocating room on a dragonflyyou're riding high when you nasalizewhat you pulverize make your day and dream away on a dragonflywe're getting high on a dragonfly
(4ever - 26 Mayıs 2009 14:54)
kevin costner'ın izlediğim ilk filmi. hafızaya kazınmak gibi kötü bir huyu vardır. fem dersanesine yazılıp beyninizi yıkatsanızda o final sahnesini unutamazsınız.gerilim sahneleri ani ve vurucu. kalp sorunu yaratabilecek cinsten.dram sahneleri ise kanımca övüldüğü kadar iyi verilmemiştir. kevin costner filmde hiç duygusallığa kapılmıyor. film boyunca joe'nun karısına ondan çok üzüldüğüme eminim. arkadaşlarıyla öyle pervasız diyaloglara giriyorki ( cesetlerle ilgili espriler, ölümle ilgili şakalaşma ve gülüşmeler ) ölmüş karısı geri dönüp uyarmasında napsın diyorsunuz. bir ara gökkuşağına gittiğinde karısı bunu sorguya çekip 'ulan ben bunca acı çekip ölmüşüm sen dalganı geçiyorsun.bu taraftada mı rahat yok senden' diye azarlayacak sanmamak elde değildir. hiçbir ağlama acı ve üzüntü belli edilmemiş. belli belirsiz hissediyorsunuz bu duyguyu. sadece filmin son kısmı duygusal yükü sırtlıyor.ama yinede arşivlik, unutulmaz filmler arasında yer alan önemli bir filmdir.
(as i sat sadly by her side - 16 Temmuz 2009 23:29)
2002 yazında ankara'da bir sinema salonunda korkudan ölerek izlediğimden, asla tahmin edilemeyen sonunda hüngür hüngür ağladığımdan beri en sevdiğim film. bilen sayısı bir elin parmaklarını geçmese de bende o kadar derine işlemiş ki 7 yıldır izlediklerimin hiçbiri her sene tekrar izletip aynı yerinde aynı korkuyu, sonunda aynı sevgiyi hissettiremedi, sen iyi bir adamsın tom shadyac, bir gün kimse hatırlamasa bile ben hatırlayacağım seni.--- spoiler ---"they could not save her body, but they save her soul"--- spoiler ---
(isolde - 2 Ocak 2010 01:51)
(bkz: opera dragonfly)
(huzursuz - 7 Mart 2010 23:43)
türkçede;kızböceği,helikopter böceği,su bakiresi,yusufçuk gibi isimleri mevcut,iki çift kanadı ve uzun bi gövdesi olan,bulunduğu tropik bölgeye göre çeşitli renklere sahip bi mahlukat-ı böcek.hayatlarının 1/3 i suda,1/3 i karada,1/3 i havada geçer.havada ilerlemeden asılı kalabilme özelliine sahiptir.helikopterlerin uçuş mekanizmaları bu böceklerden örnek alınmıştır ve insanoğlu doğayı yine taklit etmiştir..
(caramelprisoner - 29 Kasım 2002 23:26)
spiritualist alanlarda yenilenmeyi, hayatta yeni bir sayfayi ve degisimi simgeleyen, sagda ve solda 2'ser ince uzun, isikta parladiginda guzel renkler yansitan kanatlari ve yine ince uzun vucudu olan; koca gozlu hosca bir bocek. genelde gol ve nehir kenarlarinda mevcut bulunur.
(eraille - 10 Mart 2003 16:06)
strawbs'ın söylediği pek şahane pek fevkaledenin fevki pek dinlenilesidir. http://www.youtube.com/watch?v=u3ebjfqpy5q
(laforgue - 25 Mayıs 2013 00:51)
(bkz: dragon fly)(bkz: barış manço)
(fenasi kerim - 19 Mart 2014 01:57)
(bkz: lenny kravitz)in klibinde dansederek orgazm olan hatunlarin olduguflyaway sarkisinda like a dragon fly diye bahsi geçer.
(stinkfist - 5 Kasım 1999 12:49)
(bkz: dragonfly summer)[ yok ya, bakmayınız, yazayım buraya da uğraşmayınız;michael franks'in 93 yılı albümü.ben gene de sleepin gypsy'i tercih ederim ]
(16bg - 28 Temmuz 2001 13:13)
hayatımda en çok etkilendiğim filmlerden birisi..izlerken gerim gerim gerinip sonunda aglamaklı bi duygusallık yaşadıgınız film..
(twoche - 4 Kasım 2004 23:24)
çok etkileyici bir film.öbür dünyaya ,ruhlara inanan inanmayan herkesi bir şekilde içine çekmeyi başarabilecek bir film.aynı zamanda da ürkütücü.insan kendini kevin costner'ın oynadığı adamın yerine koyduğunda ciddi anlamda fena oluyor.kısaca konuyu özetlersek.birbirlerini çok seven,aynı idealleri paylaşan doktor evli bir çift var.kadın hamile olmasına rağmen ,kimsenin gitmek çalışmak istemediği bir yere ,ordaki inisanların bizim gibi doktorlara ihtiyacı var diyerekten gidiyor.ve bir trafik kazasında ölüyor.karısının hastalarına bakmaya söz vermiş olan koca tek tek gidip lösemili çocukları ziyaret ediyor.ve o masum saf çocuklardan öteki dünyaya karısına ait mesajlar almaya başlıyor.işte ondan sonra işler tamamen karışıyor.filmin gidişatına göre düşündüğünüz herşeyin ne kadar yanlış olduğunu o mükemmel ,duygusal ve hiç beklenmedik finalde anlıyorsunuz.izlenilmeli bence.
(chase - 25 Ekim 2005 13:57)
çok çok güzel bir shannon wright-yann tiersen düeti.buyrunuz sözleri:on the day that we met i awokefrom a total sleep you saidkeep your eyes open wide and keep my arms open wide you brought me courage you bring me courage to keep my eyes open wide and keep my arms open wide you brought me courage you showa kind of delight dancing ’roundlike a dragonfly like a coverlet in the summer’s air in the summer’s air in the summer’s air on the day that we met i awokefrom a total sleep you saidkeep your eyes open wide and keep your arms open wide you brought me courage you bring me courage to bring my eyes open wide to keep my arms open wide you bring me courage you wrap your curve of delight round my cold cold neck you’re a coverlet in the summer’s air in the summer’s air in the summer’s air
(aysegulnazcan - 18 Aralık 2005 21:18)
Yorum Kaynak Link : dragonfly