• "yeniden çekilecekse bence yine tom cruise ve brad pitt ikilisi oynasın. aynı duruyorlar zira. lan yoksa?"
  • "vampir filmlerinin en kült olanıdır.film sayesinde ilk aşık olmam gereken erkeği tanıdım. antonio banderas"
  • "brad pitt'in nefret ettiği bir filmmiş. çekimlerin sıkıcı geçtiği ve o dönem tom cruise'un gölgesinde kaldığını düşündüğünden pek sevmiyormuş bu işi. (bkz: oh louis, louis. still whining louis)"
  • "sinemasal açıdan vampirleri ciddiye alan tek vampir filmi."
  • "defalarca izlediğim, her seferinde beni büyüleyen film... "uzun ömürlü olmak kimin işine yarar", "iyi midir kötü müdür", "peki ya vampir olmak?" gibi sorular üzerine de düşündürür..."
  • "brad pitt ve tom cruise'un ba$rollerinde oynadigi gayet guzel roman okur gibi bir keyif veren guzide film.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    türkiye'de gösterime girdiğinde şu anda adını hatırlamadığım bir gazetede (muhtemelen sabah olduğunu tahmin ediyorum), kirsten dunst'un çocuk değil cüce olduğunu iddia eden bir haber çıkmasına vesile olan filmdir. muhtemelen haberi hazırlayan, pardon sallayan, acar muhabir o rolü 12 yaşında bir kız çocuğunun oynayacağına inanamadı ve böyle bir haber yaptı. sene 1994-95 olunca bir imdb'yi açalım da bakalım deme şansımız da yoktu pek. bendeniz de dunst'ı senelerce cüce olarak bildim durdum.


    (filmmaker - 5 Eylül 2007 10:32)

  • comment image

    şu tıvaylayt faciasıyla karşılaştırmak zaten günah da, yeniyetmeliğimizde ne kadar şanslı olduğumuza bir kez daha inanmamıza sebep olan filmdir. sırf claudia'nın lestat'a öldürücü darbeyi vurduktan sonra yerde akan kanıyla pembe saten ayakkabılarının kirlenmesini önlemek için sergilediği oyun bile bütün bir tıvaylayt külliyatı eder.


    (eneenteenteene - 17 Aralık 2009 03:32)

  • comment image

    defalarca izlediğim, her seferinde beni büyüleyen film... "uzun ömürlü olmak kimin işine yarar", "iyi midir kötü müdür", "peki ya vampir olmak?" gibi sorular üzerine de düşündürür...


    (hmmm - 22 Eylül 2001 01:51)

  • comment image

    anne rice'in sekiz kitaptan olusan vampire chronicles serisinin ilk kitabidir ama en iyisi degildir. genelde bir seride iki veya ucuncu kitaptan sonra gelenler kabak tadi vermeye baslarken (bkz: dune), anne rice'in kitaplari daha derine inip, vampirlerin binlerce yillik tarihini felsefe ve din ile oyle bir yogurur, size oyle bir sunum yapar ki, hic bitmesin istersiniz.

    bu baslik altindaki entryler maalesef bu kitaptan uyarlanan film uzerine yogunlasmistir; oysa ki ilk uc kitabi okuyanlar, lestat'i kitaplardaki tasvirlere gore kafalarinda canlandirmis kisiler bu role tom cruise'un layik gorulmesini pek hazmedemezler. efendiler, lestat uzundur, uzun! uuuuzuuuun. tall. alto. hoch. âûñîêîğîñëî* . ayrica iri yapilidir, ve fransizdir.

    tom cruise'e ya da filmin yapimcilarina camur atmak degil amacim, yanlis anlasilmasin... bu secim anne rice'in kendisi tarafindan yapilmistir; yani yazar tarafindan atilan bir kaziktir bu bize. kendisi tom cruise'a olan hayranligini defalarca dile getirmistir, lestat rolunu oynamasi icin de elinden geleni ardina koymamistir. yani neymis? askin gozu kormus.
    tabi bir de queen of the damned filminde, en buyuk ozelligi sut beyazi teni olan akasha rolunu aaliyah in oynamasi fenomeni vardir ki...
    (bkz: yapma canim yapma arkadasim)


    (24th fret - 27 Şubat 2005 02:46)

  • comment image

    ana teması bir insan için ölümsüzlüğün anlamı ve imkansızlığı olan kült film.
    sanılanın aksine bu filmin vampirlerle pek bir alakası yoktur. birçok vampir efsanesine ve yüzlerce yıllık vampir kültürüne karşı gelen bir filmdir.
    ölümsüzlük ne kadar güzel bir şey gibi dursa da aslında biz insanoğlu için lanet statüsüne girebilecek bir kavramdır. bunu bize en güzel gösteren de claudia karakteridir. filmin en güzel işlenmiş karakteridir kendisi. çocukluktan olgunluğa doğru yolculuğu bize ne kadar acı çektiğini gösterir ve bunu fiziksel durumuna bağlaması da sadece çektiği acıyı hafifletmek için bulduğu bir oyundur. yoksa brad pitt ve tom cruise un oynadığı karakterlerde fiziksel anlamda taş gibi olmalarına rağmen aynı acıları çekmektedirler. herbirinin bu acıyı bastırmak için uydurduğu nedenler farklıdır. örneğin lestat kendini bir predator olarak görmektedir. doğası kan emmeyi ve avlanmayı emreden bir avcıdır o. buna karşı gelmekte yapılabilecek en anlamsız şeydir. fakat dediğim gibi bu sadece bir kılıf olduğu için zaman zaman kılıfın inceldiği noktalar, özü insan olan bu yaratıklara korkunç acılar vermektedir.
    ölümsüz olduktan sonra bir dakikayla bir yüzyılın bir farkı olmadığını en güzel armand ile yapılan konuşmalar anlatır. ölümsüz olmak herşeyini kaybetmektir. bu andan sonra artık zamanın bir önemi kalmamaktadır.
    biraz spoiler olacak ama filmin sonundaki röportaj yapan adamın dönüp de beni lütfen vampir yap demesi ise herşeyin son bir özetidir.
    "sen anlattıklarımdan hiçbirşey anlamamışsın"
    ...*


    (son nefes - 7 Aralık 2005 18:24)

Yorum Kaynak Link : interview with the vampire