Süre                : 1 Saat 39 dakika
Çıkış Tarihi     : 04 Şubat 1994 Cuma, Yapım Yılı : 1994
Türü                : Komedi,Cinayet
Taglar             : surrealist,Siyah komedi,Saçma komedi,yatak
Ülke                : Fransa
Yapımcı          :  Constellation , Union Générale Cinématographique (UGC) , Hachette Première
Yönetmen       : Marc Caro (IMDB)(ekşi), Jean-Pierre Jeunet (IMDB)
Senarist          : Gilles Adrien (IMDB)(ekşi),Gilles Adrien (IMDB)(ekşi),Marc Caro (IMDB)(ekşi),Jean-Pierre Jeunet (IMDB)
Oyuncular      : Dominique Pinon (IMDB)(ekşi), Jean-Claude Dreyfus (IMDB)(ekşi), Karin Viard (IMDB)(ekşi), Ticky Holgado (IMDB)(ekşi), Anne-Marie Pisani (IMDB)

Delicatessen ' Filminin Konusu :
Kıyamet sonrası bir insan toplumunda, insani besin maddelerine ulaşmak imkânsız gibidir. Bu nedenle oldukça tuhaf gıda alışkanlıkları türemeye başlamıştır. Palyaçoluğu bırakmış bir adam bir şarküteriye başvurur. Dükkanda tanıştığı ve dükkan sahibinin kızı olan çekici bir kadına aşık olur. Ancak kızın babası olan dükkan sahibinin, dükkanına aldığı bu adamla ilgili oldukça garip planları vardır. Bu planlar kısa sürede su yüzüne çıkacaktır.Marc Caro ve Jean-Pierre Jenuet’in dünya sinemasında ‘Amelie’ öncesinde tanınmasında büyük bir pay sahibi olan Delicatessen, sinemaya armağan edilmiş ayrıksı bir kült


  • "muzikleri ve tuhaf insan tiplemeleriyle zaman ve mekana sıkıstırılmıs muhtesem kurgu ve muzik uyumuyla bir cesit kara komedi..bir benzeri icin (bkz: hotel splendide).."
  • "harika bir filmdi, fakat her şey bi yana: (bkz: prezervatif yamamak)"
  • "içinden ayşen gruda geçen film."
  • "almanca delikat [güzel, hoş, ince] ve essen [yemek] kelimelerinin birleşimiyle oluşmuş, buradan da önce fransızcaya, sonra da ingilizceye geçmiş kelime."
  • "akıllara durgunluk veren* intihar sahnesi ile pek çok takdirimi kazanmıs olan güzide film.(bkz: öldürmeyen allah öldürmüyor)"
  • "patlak gözlü oyuncularıyla korkutan, son sahnesiyle ne koydun lan kafana esprisini akıllara getiren, renklerin çok iyi kullanıldığı film..."
  • "intihar etmek isteyip de asla basaramayan hatun'un olayi da bir ayridir.ayrica (bkz: intihar edememe sebepleri)"
  • "film üzerine şu kısa metrajlı yazı da okunabilir."
  • "jeneriği süper olan film, mesela müzikle ilgilnen kişilerin ismi plakta yaziliyken, görüntü yönetmenininki fotograf makinesinde yazildir, bu şekil gider, süperdir..."
  • "schlotzskys deli'deki deli kisminin anlami budur."
  • "apartmandaki herkesin islerini yatagin yaylarindan cikan sesin ritmiyle yapmasi gercekten cok eglenceliydi :)"
  • "sanki ileride amelie 'nin geleceğini önceden müjdeleyen aynı zamanda hem karanlık, hem renkli olabilen bana hep bir tim burton filmiymiş gibi gelen sepia tonunda bir fransız filmi."




Facebook Yorumları
  • comment image

    hayatıma "post-apocaliptic surrealist black comedy" şeklinde şahane bir zincirleme film tamlaması sokmuş filmdir.

    --- hafif dozda spoylır, dikkat ---

    kasabın sarışın kızı ilk adını söylediğinde aklıma romeo ve juliet'in juliet'i gelmişti; juliet capulet - julie clapet.

    gönderme bulamazsa ölecek hastalığına yakalanmışım gibi olmasın ama, banyo tabanı çöküp yukardan atılan ağa tırmanma sahnesini de görünce emin oldum evet, postmodern apokaliptik bir romeo juliet hikayesiydi bu o la la!


    (bal i shikeste - 3 Aralık 2010 00:05)

  • comment image

    testerenin çelloyla düeti fonunda, gıcırdayan yatak yayları, gıda sektörüne kurban giden kapıcılar ve illa ki araya sıkışan bir aşk ihtiva eden absürd film. elbette ki absürdü bir hakaret olarak kullanma eğilimimiz var, saçmalığı yuhalarken özgürce ve bilerek "saçmalayanların" da hakkını yiyoruz arada. delicatessen de absürd sözcüğüne yükleme gaddarlığını gösterdiğimiz tüm o olumsuz sıfatların hesabını soruyor. bu filmdeki büyü, beyninizdeki tüm merkezleri sıcak yataklarından kaldıran tuhaf rüyaların etkili kimyasıyla formülüze edilmiş olmalı. fena afallatıyor meret.

    hakikaten dekorlarıyla, garip görünümlü karakterleri ve zaman-mekan belirsizliğinin bayrağını aslında daha en başından göndere dikmesiyle seyirlik bir rüyaya dönüşüyor. delicatessen'in başına geçtiğimde beynim, filmin uçan-pembe-fil boyutundaki alternatif gerçekliğine adapte olmaya hazır değildi. neticede vasat zekalıyım, ayrıca içinde kardeşinizin lys hazırlık kitaplarının istifli olduğu devasa dolaplarla dolu bir emanet odada gerçekliğin tutkallarından kopmak pek meşaketli bir iş. filmde mekanları, karakterleri gündelik, cetvel düzlüğündeki normal hayattaki tiplerle eşleştireyim diyor ama başaramıyorsunuz. ince göndermeler var mı diye zaman zaman kıllanıp kulaklarımı dikmişsem de, genel tablo itibariyle hiçbir şeyin hiçbir şeye tam olarak benzetilemediği ve herkesin ayrı telden çaldığı garip ve harika bir boyut bu. "napalım, işimiz bu" diyerek profesyonel yaşamın ve kariyerin önemine vurgu yapan kasap, fena halde keklenerek intihara meyleden ancak kötü şansı yüzünden bir türlü ölemeyen kadın, dairesini salyangoz çiftliğine çeviren aç adam, sakar bir hatun, eski bir palyaço ve lağımlarda fiti fiti dolaşan şapşal bir örgütün ne idüğü belirsiz üyeleri. hepsi bambaşka bir kafada ve hepsi de çok ciddi. öyle de sürrealist ve çılgın bir film. iki başparmak yukarı.


    (coor bagpipes - 28 Ocak 2011 01:42)

  • comment image

    film her ne kadar ikinci dünya savaşı izlenimi verse de tarihi belli eden hiçbir ibare yoktur. yönetmen aslında bilim kurgu filmlerinin 2036 newyork yazıp o karanlık tabloları ile film çevirenlere bir nazire yapmaktadır, hayır felaket ortamları ille de gelecekte olacak diye birşey yok, yaşadığımız çağ veya geçmişte kalan çağ bile yeterince vahşidir. özellikle 2. dünya savaşı dönemini düşünürsek yeterince vahşet yaşanmıştır. filmde kasap egemen insandır, kasaba ve hana sahiptir. egemen başkaları için zorunlu gördüğü bir hayatı kendisi için görmemektedir.

    filmin nihai mesajı ise; hayatı çekilmez kılan ve yarattığı sisteme yine kendisi mahkum olan insanların kendisidir. yani insan eti yenmeden de yaşanır ve daha mutlu olursunuz. zaten filmin tek aydınlık dış çekim sahnesi bu sahnedir ve film boyunca handa yaşayan herkese kötü oyunlar yapmaya çalışan iki erkek çoçuk ilk defa birilerinin yaptığı müzigi taklit etmektedir. tabi han suların banyodan boşalmasıyla kullanılmaz halde ve tek kalınabilecek yeri artık damdır ama galiba en güzel yeride burasıdır. sizin hayatınızı cehenneme çeviren mekanı kaybetmeniz belkide sizin kurtuluşunuzdur.

    sonuçta bu film izlediğimiz filmelere pek benzemiyor. filmde kullanılan tüm simgeler hemen antiteziyle sunuldugu için film bitene kadar filmin nasıl bir film oldugunu çok kestiremiyorsunuz.


    (haslama cay - 13 Ağustos 2003 10:48)

  • comment image

    bu filmin insanda biraktigi olumlu hava, kisinin kendisinden korkmasina neden oluyor. zira anormal bir hikaye ondan daha anormal karakteler, bir sahnesi digerinden daha garip. anlattigi hikaye aslinda ic karartici. lakin insanda muthis bir iyimserlik doguruyor. suphe ediyorsunuz kendinizden. benim ic dunyam da boyle mi acaba?


    (henryleyden - 5 Şubat 2004 12:54)

  • comment image

    fransa'nın naziler tarafından işgalinin eğretilemesi.

    kasap biraz fazla hitler'i çağrıştırıyor. aslında onu sadık vichy neferi diye düşünmüşümdür hep. fakat bir retrospektif sonrası hitler'e daha çok benzediğini düşünüyorum.

    apartmanın yaşayan bir canlı gibi sunumu uzamın bilinçaltı gibi algılanması değilse ne? demek ki yönetmenlerin ve dolayısıyla da fransızların bilinçaltında hep bir suçluluk duygusu hakim olacak. bu film vichy hükümeti adına çalışıp kendi ulusunu ele verip ölüme yollanmasına neden olanların anlatıldığı bir alegori.

    sonunda kötünün yenilmesi ve iyinin galip gelmesi ise tamamen masal elbette. kasabın cüsseli, louison'un (dominique pinon) kısmen cüce görüntüsü devlere karşı mücadele edip sonunda kazanan sıradan masal kahramanını anımsatıyor.


    (hanging rock - 4 Mayıs 2015 14:13)

  • comment image

    jeneriği süper olan film, mesela müzikle ilgilnen kişilerin ismi plakta yaziliyken, görüntü yönetmenininki fotograf makinesinde yazildir, bu şekil gider, süperdir...


    (portakal - 3 Ağustos 2001 00:33)

  • comment image

    kanımca en iyi jean pierre jeunet filmi. amelie ve la cite des enfants perdus gibi sonradan çektiği filmlerin de oldukça iyi olduğunu düşünmeme rağmen ben ilk sırayı delicatessen a vermekteyim. özellikle yaşlı kadının kırmızı yünü toplaya toplaya merdivenlerden inmesi ve intihar edemeyen kadının düzenekleri pek güzel kurgulanmış idi. konusuyla, renkleriyle 'tavsiye edilecek filmler' in ilk sıralarında.


    (senzafine - 7 Mart 2005 19:46)

  • comment image

    araya çok hoş alegoriler serpiştirilmiş film.

    --- spoiler ---
    olayla hiç ilgilenmeyip herşeye sırtını dönen, kendi işiyle ilgilenen ama kimseye de yardımcı olmayan kardeşlerin isviçre sembolü inekli kutular üretmesi nedendir sizce? ya troglodite'lerin amerikanvari şapşallıkları?
    ---
    spoiler ---


    (calendil - 29 Nisan 2005 14:01)

  • comment image

    apartmandaki herkesin islerini yatagin yaylarindan cikan sesin ritmiyle yapmasi gercekten cok eglenceliydi :)


    (kruva san - 13 Ocak 2000 15:54)

Yorum Kaynak Link : delicatessen