bir komunitede, yapılması istenen ama spesifik sebeplerden dolayı insanların yapmaktan çekindiği birşeyi yapıp, başarısız ve/veya mutsuz olup, sonra milleti "şu şu sebeplerden yapmayın" diye uyaran öncüye derler "guinea pig" diye.

(solak - 15 Temmuz 2007 00:25)

(bkz: kobay)

(ekşisözlük - 8 Eylül 2007 11:01)

arkadaşımın beslediği bakımı zor olan tatlı yaratık..zor olmasının sebebi temizliği..kafesine koyduğunuz talaşları her gün temizlemeniz gerekiyor.evin içerisine salma şansınız da yok çünkü her yere kakasını yapıyor..hatta kucağınıza aldığınız zaman çişi gelmişse direkt üzerinize salıveriyor.evde bakılmasını pek hoş karşılamıyorum bu nedenle..hayvana da yazık..bir de çıkardığı vik vik sesleri bir süre sonra insanın sinirlerini bozuyor.. tatlı yaratık dememdeki neden görsel olarak şirin olması bunun dışında pek tatlı diyemem..

(ozhanis - 24 Mart 2014 18:45)

kobaya benzeyen, çok sevimli bir tür hayvan. eşimle ilk evlendiğimizde iki tanesini evimizde uzun süre misafir etmiştik. sonra iyi bakılacaklarına inandığımız bir yere hediye ettik. şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim. evinizde bakabileceğiniz en güzel kemirgen. aynı zamanda çok da sakin huylular. dişleri uzadıkça kendileri törpülüyorlar. bu arada maydanoza bayılıyorlar. alıp beslemek isteyip de acaba nasıl olur diye düşünenler varsa, bence hemen alıp beslesinler.

(vetmann - 9 Haziran 2015 23:31)

kemirgenler grubuna ait evcil hayvan olarak sahiplenilebilinen sevimli yaratık. mükemmel evcil hayvan olma özelliklerine sahiptir. bunlar arasında;

8-10 yıl kadar yaşayabilmesi
aşılamaya ihtiyaç duymaması
tuvalet eğitimi alabilmesi
genel olarak kendi kendini temizlemesi (banyoya pek ihtiyaç duymazlar. hatta sudan nefret ederler. yine de arada kafasını ıslatmadan popo kısmını yıkamak gerekebilir.)
otçul olması
aşırı sosyal olması, oyun oynamaya bayılması sayılabilir.

(hangi arada oldugunu bilmeyen ince cizgi - 14 Kasım 2015 16:45)

dünyadaki en sevimli hayvanlardan biri. yalnız onu evinize almadan, evlat edinmeden önce çok iyi düşünmelisiniz. deneyimlerimden yola çıkarak özelliklerini şu şekilde sıralayabilirim;

sevimlilik: 10/10

o kadar sevimliler ki ne kadar huysuz olsalar da severken çıldırmak işten bile değil. o yeşillikleri hırt hurt yemeleri, yerlerde sevimli sevimli koşmaları, koca göbekleri, incecik sesleri... pe heey

temizlik: 5/10

taban malzemesi olarak en rahat ettiğim polar battaniye oldu. günlük olarak değiştirip yenisi taktım hep kirlileri bir yerde toplayıp haftalık makineye atıyordum. (bir kumaş torbanın içinde tabii) polar hem çişi çabuk emip kuruttuğu için en az koku bu şekilde oluyordu. ama sürekli havalandırmama ve günlük altını değiştirmeme rağmen yoğun koku bir türlü gitmiyordu. eğer öğrenci değilseniz her gün kalın bir tabaka şeklinde talaş dökmenizi tavsiye ederim. gerçi bizim canavar mamasını hep yere dökerdi, poposuna kaçardı taneler ne zaman talaş koysam^*

tuvalet eğitimi vermeyi de deneyebilirsiniz ama ben beceremedim açıkçası benim oğlan çok büyüktü zaten bana geldiğinde.

not: kesinlikle taban malzemesi olarak kedi kumu kullanmayın.

iyi bir yaşam alanı sunabilmek : 3/10

türkiye şartlarında çok zor. tabii dört dörtlük bakmak da mümkün, mümkün değil diyemem sadece belli imkanlara sahip olmanız şart. işte bu yüzden ben türkiye'de yaşayan biri olarak insanlara cavy tavsiye etmiyorum. yaşam alanı açısından sahip olmanız gereken imkanlar şunlar mesela;

1. c&c cages; ebay den satın alabilirsiniz. içinde ne kadar grid olursa o kadar iyi olur. yani mümkün olduğunca kafesi büyük tutmaya çalışın. başka bir alternatif de marangozda yaptırabileceğiniz türden veya aynı zamanda mobilya olarak kullanılabilen büyük kafesler. küçük bir araştırmayla benzer bir sürü görsel bulabilirsiniz. söylediğim gibi amaç olabildiğince büyük alan. büyük alana ihtiyaç olmasının sebebi tuvalet eğitimi olmayan bir guinea pigi odada bıraktığınız an yerlere pisliyor, üstelik halı olmayan bölgelerde cinsel organı sürekli yere temas ediyor, bir de işeyip üstünde yürüdü mü... eyvahlar olsun! öbür taraftan kafeste tutmak ruh sağlığı için çok acımasızca, onların da hareket etmeye ihtiyaçları var.

2. boş oda ; evinizin bir bölümünü piglerinize ayırın. illa tamamen boş bir oda olmak zorunda değil, yatak odanızı ve salonunuzu kokutmak istemezsiniz ama çok da eşyayla dolu olmayan bir çalışma odası iyi bir seçim olabilir, ayrıca balkonunuz kapalı ve ılıksa ve de balkon kullanmayı gözden çıkartıyorsanız bu da başka bir seçenek.

3. oyuncaklar ; oldukça önemli bir konu, bomboş bir kafes ne kadar büyük olursa olsun hücreden farkı olmaz. peki nerden temin edeceksiniz bunları? bir kere guinea pigin içinde uyuyabileceği, saklanabileceği karanlık alanlar ve uyku tulumu kafesin en önemli parçası. bir de suluk seçimi önemli ama ona sonra değineceğim. onun dışında fiziksel aktivitelerini gerçekleştirebileceği ıvır zıvırlar vs var. pet shoplarda ve internette maalesef oyuncaklar çok yetersiz, hamsterlar için harika imkanlar var ama guinea pig evi bile bulamazsınız doğru düzgün.
ebay gibi sitelerde bu tarz küçük eşyalar maalesef bu diyarlara gönderilmiyor. o yüzden avrupada yaşayan bir tanıdığa rica edip o şekilde temin etmekten başka çareniz yok maalesef.

beslenme: 10/10

beslenme konusunda bu sevimli yaratıklar bütçenizi asla zorlamaz, tokluk hisleri vardır ve o kadar oburlar ki hiç yemek yemiyor diye üzülmeyeceksiniz. eğer bu konuda endişeniz varsa zaten piginiz çok hasta demektir.

bir guine pigin diyeti nasıl olmalı? tonla kirli bilgi dolu internet, guine pigler konusunda oldukça bilgili bir doktor bana kuru mamanın yanında yediği kadar meyve sebze vermenin hiçbir zararı olmadığı gibi bilakis çok faydalı olduğunu söyledi. o yüzden tavsiyem : kuru ot*, mama** ve su + günde iki kere sevdiği meyve ve sebze

* kuru ot ve yonca arasında fark vardır, önce bu farkı öğrenin ve yonca yerine kuru ot kullanın. özellikle aşırı yonca yemesi taş oluşturabilirmiş, doktor tavsiyesi bunlar.

**kesinlikle guine pig yemi olacak, tavşan ve hamster yemi olmayacak. benimki versele laga cavia nature yerdi, diğer yemleri naptım etim yediremedim.

sağlık : 1/10

bu hayvanlar çok çabuk hastalık kapıyor diye vermedim bu puanı, iyi bakılan bir pig 10 yıla kadar yaşar çünkü. bu kötü derecelendirmenin sebebi türkiyede guinea piglerden anlayan doktor bulmanızın çok zor olması. bir de erkek piglerde idrar proglemleri çok daha yaygın.

diyelim guinea piginizin hasta olduğundan şüphe ediyorsunuz ya da elinizde açık bir kanıt var (bir dönem benimkinin idrarında kan vardı mesela) veterinere koşmadan önce şu iki internet sitesinde kapsamlı bir araştırma yapın derim;

[https://www.guineapigcages.com/forum/ https://www.guineapigcages.com/forum/]
[http://www.guinealynx.info/index.html http://www.guinealynx.info/index.html]

bunlardan forum olanı karşılaşabileceğiniz her türlü olumsuzluk için yardımcı olacaktır, sağlıktan beslenmeye her şey. diğeri ise daha çok hastalıklarla ilgili, hangi hastalığa sahip olduğunu bile önceden tahmin edebilirsiniz, hangi ilaçlar ne kadar dozlarda kullanılmalı, evet doz hesaplamaları bile var içinde.

son olarak doktor önerisi yapalım; istanbul için çağlar kondu özcanı gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim. çok tatlı bir insan, gerçekten anlıyor guinea piglerden.

bir de internet araştırmalarında göze çok batan diğer bir doktor kutlu dayıoğlu. bu hekim de izmir de ikamet ediyormuş. fakat ben kendisine gitmedim hiç hekimliği nasıldır bilemem. yaptığım araştırmalara göre bu doktorun da cavialar hakkında bilgi ve deneyim sahibi olduğunu düşünüyorum.

iki hekimin de çalıştıkları kliniklerin internet siteleri;

vetelite - istanbul
mavişehir - izmir

son olarak bir uyarı yapmak istiyorum. guinea piglerden anlayan doktor bulmak o kadar zor iki bu iki doktora ulaşamayacaksanız almayın lütfen bu sevimli yaratıkları. normal şartlar altında guinea piglerlere egzotik hayvan doktorları bakıyorken, türkiye de egzotik hayvan doktoru bulsanız bile maalesef anladığı tek egzotik hayvan papağan oluyor nedense. istanbul üniversitesi hayvan hastanesinde eğitim vermekte olan bir hekim yüzünden neredeyse kaybediyordum yavrumu. normal bir veterinere gittiğinizde özellikle bilinçli biriyse 'egzotik hayvan doktoru bakmalı buna, benim uzmanlık alanım değil, fakülteye gidin' der ama siz fakülteye değil çağlar hanıma gidin. henüz guinea pig onlar için çok yeni bir hayvan, inanın anlamıyorlar ve denek olarak kullanıyorlar. bir başka hata ise eğer gittiğiniz veteriner tam bir malsa kedilere kullandığı antibiyotiği vermeye kalkışabilir. ordan koşarak uzaklaşın. zaten yukarıda verdiğim guinealynx isimli sitede hangi ilaçların kullanıldığı yazıyor.

can yoldaşlığı : 0/10

özellikle erkek guinea pigler huysuz virgin kesilebilirler, sonra bunlar çok trip atar. bir bakarsınız elinize uzanmış uyuyor, kendini sevdiriyor bir bakarsınız poposunu dönüp uyuz uyuz rahatsız olduğunu belli eden sesler çıkartıyor. zaten beyefendiler başlarından başka yerlerini okşatmıyorlar. velev ki taramaya kalktınız zıp zıp zıplayıp uyuz sesler çıkarıp (bir guinea pigin sesi şirin ve uyuz olmak üzere ikiye ayrılır. ilk haftadan itibaren hangisinin şirin hangisinin uyuz olduğunu anlayacaksınız. en şirin sesleri de yemek isterken çıkartıyor keratalar) kaçmaya çalışmaları... özetle hiç cana yakın bir hayvan değil, çok sevimli ama köpeğin tam tersi resmen. işte bu yüzden severken fazla sıkmayın, sevin ama az sevin fazla okşamayın sözlerle, oyunlarla, meyve vererek filan sevginizi gösterince çok daha olumlu dönüşler alıyorsunuz. bu yüzden en az iki pig almalısınız. tek pig alırsanız yazık olur hayvana, dediğim gibi insana çok bağlanan bir hayvan değil, üstelik de bizim kadar sosyaller.

aslında yukarda can yoldaşlığı yazdım ama minicik hayvandan ne kadar can yoldaşlığı beklenir zaten, anlatmaya çalıştığım daha çok verdiğiniz sevginin karşılığını sevgi olarak almaktı. gerçi o sizi çok umursamasa da siz onu sevmeye devam ediyorsunuz tabii ama beni bekleyen seven sevimli bir dostum olsun istiyorsanız, guinea pig kesinlikle o dost değil. uzun süreli yokluğunuzda bunalıma giriyormuş ama ben yokken evdekiler öyle söylemişti. sevgisini pek belli eden bir arkadaş değil sanırım^*

total : 4.8/10

yine söylüyorum, almadan önce defalarca kez düşünün, çünkü yaşadığımız yer guinea pig beslemek için uygun bir ülke değil. ayrıca hiçbir beklentiye girmeyin, çünkü çok huysuzlar ancak yeterli maddi imkanı ve çok fazla hayvan sevgisi olan biri beslemeli diye düşünüyorum. hatta halihazırda evde başka pet besleyen birinin bakması daha iyi çünkü sevgi anlamında hiçbir beklentiniz olmamalı.

dipnot: evi taşıyınca birlikte kaldığım insanlar pigimi istemedi, ben de dişi pig besleyen bir arkadaşıma verdim, vermek zorunda kaldım daha doğrusu. yine de şimdi daha mutlu çünkü yalnız değil. ikinci pigi de almayı ertelemiştim çünkü bir dönem sağlık problemlemleri yaşadık -zor da olsa üstesinden geldik neyse ki- o yüzden diğer pige de bulaşmasını istememiştim.

(nastasya filippovna barashkova - 12 Şubat 2016 21:08)

bazı ülkelerde tek beslemenin suç sayıldığı kemiricilerdir. ^*
biraz korkak oldukları için genel olarak yuvalarından fazla uzaklaşmıyorlar.

ot, meyve, sebze gibi vejetaryen bir beslenme alışkanlıkları var ancak isteğe göre hazır yemleri de mevcut.^*
ayrıca zaman zaman domates ya da maydanoz gibi c vitamini açısından zengin meyve ve sebzelerle beslenmeleri gerekiyor çünkü insanlar gibi vücutlarında c vitamini sentezi yapamıyorlar.

yaşadıkları alanın zemininde talaş olması da önemli. alanları geniş olursa daha da güzel olur çünkü mutlu olduklarında vs zıplıyorlar. stres altında ya da kızdıkları zaman ise bir şeyler yiyerek sakinleşiyorlar oyüzden kafeste her zaman ot, hazır yem, su bulundurmakta fayda var.

çok tatlı uyuduklarını da söylemeden geçemeyeceğim sanırım.

(farmalik - 12 Ekim 2016 13:38)

kedi başlıklarında "siz kedileri sahiplenmiyorsunuz, kediler sizi sahip ediniyor" diyorlar ya, halt etmişler efendim. bu hayvan resmen sizi kendi köpeği eder, aman köyün delisine bulaşmayalım diye her adımınızı korku içinde atarsınız. nasıl yani diyorsan sevgili suser, durumun varsa okumaya devam et.

onunla konuşmadın mı? yalnız mı bıraktın? bil ki psikolojisi bozulacak. küser, köşersine geçer, kara kara gözleriyle boş boş bakar. cümle alemi dize getirmiş civanmert delikanlı olsan yüreğin yanar lan o öyle bakınca. için gider, oturur "bakma öyle amk" diye yanında ağlarsın.

sen hiç bir kedi sahibinin yatak keyfi yapamadığını duydun mu suser? sabah yatak keyfi yapmak için yatakta dönüp duruyorsun ya, eğer evde bu hayvan varsa nah dönersin. her sabah uyandığında "lan şu yavrucak aç kaldı" diye yataktan kalkıp yiyecek verdin ya ona, pavlov'un köpeklerini kıskandıracak kadar çok alıştı o sese. sabah saatlerinde yataktaki dönme sesini bir duysun, sen kalkıp ona yemek verene kadar kıyameti koparır.

eve girmek için bile panik olursun, çünkü anahtar sesini duyduğu anda feryadı basar. o yüzden kendi evine hırsız gibi girersin.

buzdolabının kapağı mı açıldı, çığlık kopar. akşam acıksan bile o buzdolabına gidemezsin. aç yatarsın dellendirmeyelim şu arkadaşı diye.

elinde poşet mi var? azıcık hışır hışır mı etti? hayırlı uğurlu olsun, histeri krizine girmiş bir hayvan var artık evinde. o yüzden annesinden gizli abur cubur dolabını patlatmış çocuk gibi takılırsın mutfakta.

sesi kesildi mi? bil ki ya başı belada ya da bir zula patlattı. her seferinde mutfağa kadar gitmeyeyim diye aynı odaya koyduğun salatalık var ya, atladı zıpladı ulaştı ona. bil ki onu gömüyor. üstelik koca salatalığı gömdükten 10 dk sonra o poşet sesine yine dellenir.

kedi sahipleri kedileri bilgisayarlarının üzerine yatıyor diye hayıflanıyor ya, bu arkadaş mouse kablosunu tek diş darbesi ile kırmızı kabloyu kesen bomba imha uzmanı titizliğiyle saniyesinde koparır. eğer sen o sırada görmediysen lan bu mouse kablosuzdu galiba, pili mi bitti acaba diye düşünürsün ^*

sindirim sistemleri gereği yemeden çıkaramazlar, bu açıdan çift zamanlı motor gibidir, ye ve sıç mantığıyla hareket eder. ya da kasaplardaki kıyma makinelerine benzetebiliriz. et verdikçe kıyma elde edersin.

altına talaş koyarsan dağıtır, bez koysan kemirir. kuru ot vermezsen ishal olur; su içmez kabız olur. tuvalet alışkanlığı kazanır ama sonra bir anda kucağını işer. çağırırsın bazen üst üste defalarca kez gelir, aha lan dersin işte oldu; sonra kafa bozulur, ismini söyleyip yanında bir de maydanoz göstersen dahi götünü döner, yoluna bakar. bir ayarı yoktur yani.

e peki manyak mısın bu hayvanı bekliyorsun diyecekler vardır elbet. kardeşim bu hayvan bu dünya üzerinde sevimlilik sıralaması yapılsa kafadan ilk 5'e girer. çağırırsın -bazen- gelir. seni görünce mutluluktan havalara zıplar. kucağına alır seversin, -işemediği zamanlarda- öylece bekler. onunla beraber dizlerinin üzerinde takılırsın evin içinde. terliklerine alışır o terliği giydiğin zaman evin içinde peşinde dolaşır, terlikleri çıkardığında gider onlarla takılır filan.

az tüy döken bir ırkı bulunursa, gerekli temizlik alışkanlıkları edinildiğinde evde beslemeye muhabbet kuşundan bile daha uygundur kanımca. düşünüyorsan devam et suser, besle bu hayvanı. pişman olmazsın.

(baros tipi forvet - 7 Kasım 2016 19:39)

harika yaratıklardır. sizinle iletişim kurar, aranızda bağ oluşur. hareketlerinizi izler, anlam verir. hafızası güçlüdür. gerisi zaten üstteki entrylerde anlatılmış. abartılmış sanmayın, aynen öyledir. hepsi bir yana, sevimlidir bunlar

bir çiftim var: şevket ve şermin.

şermin bir süredir hamile ve çok yakında doğuracak. bebişlerden birini veya birkaçını verecek sahip arıyorum. ilgilenenler mesaj kutumu yeşillendirsin lütfen.

(spinsiz elektron - 7 Ocak 2017 22:07)

türkiye’deki veteriner hekimlerin, hakkında çok az şey bildikleri; bilmedikleri kısımları ise ya “egzotik hayvan” diyerek ya da “deneme&yanılma” yöntemi ile geçiştirdikleri zavallı minik hayvancıklar.

kardeşim; okuduğu bir makaleye binaen 5 aylık minik kızın gösterdiği semptomların, onu öldürebileceğine veteriner hekimimizi bir türlü ikna edemedi. nitekim dün ölmüş, bugün bahçede uygun bir yere gömdük.

sevgili veteriner hekim arkadaşlar yahut da adaylar...
lütfen bilmediğiniz şeyler hakkında bilmiyorum demeyi öğrenin. “bir şeyi yok” dediğiniz hayvanlarımızın ya çok ciddi hastalıkları çıkıyor, ya da ölüyorlar. bilmemek ayıp değil, lakin bilmediğiniz halde “bu hayvan iyi” deyip eve yollamak büyük şerefsizliktir. hiçbirinizin böylesi bir dalyarraklığa hakkı yok!

(junkie cosmonaut - 19 Şubat 2019 13:05)