2007 uyarlamasıyla jane austen 'ın son zamanlardaki uyarlamalrına katılmış kitaptır efendim. kitap olarak ne bir pride and prejudice ne de persuasion tadında olduğundan aynı kalite beklenmemelidir. kendi içindeki alaycılığı açısından başarılı olduğu söylenebilir. filmde bu alaycılığı az çok yansıtıyor, ayrıca catherine morland gibi yer yer insanı salaklığıyla deli eden bir karakteri daha naif ve sevimli biri olarak yansıtıp, mr. tilney gibi hoş ama çok ta fazla çekici bir yanını göremediğimiz bir kişiyi eğlenceli sohbetiyle ve sık sık ortaya çıkan gülümsemesiyle sevdirmiş oyuncuları ve karakter yönetimi başarılı. eğlencelik ortalama bir film.

(amarie - 16 Eylül 2008 23:13)

en sonunda turkuvaz tarafından türkçeye çevrilmiş jane austen romanı. çok okunan büyük bir yazar için biraz geç olsa da en sonunda birilerinin türk okuyucusunu umursaması güzel.

(austen - 10 Temmuz 2009 22:51)

jane austen'in bir romani. catherine morland adli karakterin yasadiklari uzerine kuruludur...

(requiem - 24 Kasım 2002 03:57)

yazarının diğer kitapları gibi her sayfasında açıkça ortaya konan bir deha tarafından yazılmış eşsiz bir romandır.

--- spoiler ---
orta halli bir ailenin on çocuğundan birisi olan catherine, sıra dışı veya olağanüstü herhangi bir yeteneği olmayan, sıradan bir zekaya ve dış görünüşe sahip bir genç kızdır. bu yüzden de yazar onun roman kahramanı olmaya aykırı bir tip olduğunu daha ilk baştan söyler. fakat tanıdıkça dürüst, yapmacıksız kişiliğiyle catherine okuyucusuna kendisini sevdirmeyi başarır.
çocuksuz bir aile olan komşuları bay ve bayan allen ile birlikte bath’a yaptığı ziyaret sırasında catherine, thorpe ve tilney aileleri ile tanışır. isabella thorpe, başlarda kendisi için iyi ve samimi bir arkadaş gibi görünse de catherine, kendi ağabeyini yüz üstü bıraktıktan sonra onun paragöz ve riyakar bir kişiliği olduğunu anlayarak isabella’dan uzaklaşır. kaba ve ukala bir genç olan isabella’nın ağabeyi john’dan ise zaten ilk andan beri pek hoşlanmamıştır. catherine’i bath şehrinde en çok mutlu eden şey, ailesi ile oraya tatile gelmiş olan genç rahip henry tilney’in varlığıdır. catherine, tanıştığı ilk andan itibaren bay tilney’den hoşlanmış, kız kardeşi eleanor ile yakınlık kurmaya çalışmıştır. duygularının her iki kardeşten de karşılık görmüş olmasının yanında, babaları general tilney de catherine’e, onun seçkin ve servet sahibi bir aileden gelmiş olduğuna dair edindiği yanlış bir istihbarat nedeniyle, fazlaca ilgi ve nezaket göstermektedir. catherine ve henry’nin yakınlaşmalarını sağlamak amacıyla genç kızı, kendi evleri olan northanger manastırı’na davet eder fakat onun sandığı gibi zengin bir ailenin kızı olmadığını öğrenip, dahası muhtaç ve fakir bir ailesi olduğuna dair yeniden yanlış bilgiler edinince, catherine’i adeta hakaret sayılacak bir şekilde aniden evlerinden kovar. bu hareketi, kendi kızına çok acı çektirecek, oğluna ise elini çabuk tutarak catherine’e evlenme teklif etme kararlılığını gösterme fırsatını yaratacaktır.
romanın dikkat çekici bir başka özelliği ise kendi döneminin popüler gotik romanlarını alaya alarak onları eleştirmesidir. nitekim catherine, northanger manastırı’na ilk gittiğinde, orada bu romanların kahramanlarınınki gibi maceralar yaşayacağına dair gülünç hayallere kapılsa da düştüğü yanılgıları fark ederek kendisinden utanır, hatta bir seferinde henry tilney’in ağır eleştirilerine maruz kalır.

--- spoiler ---

(austen - 2 Ekim 2010 09:46)

kitaptaki catherine morland karakterinin tarih hakkındaki düşünceleri oldukça isabetlidir; ”böylesine can sıkıcı olması hep tuhafıma gidiyor, çünkü çoğu uydurulmuş olmalı.”

(eflin - 16 Aralık 2011 00:04)

felicity jonesun catherine'i oynadığı bir filmi vardır. ayrıca "no vampires, no blood: the worst crimes are crimes of the heart." gibi güzel bir söz de içerir.

(rhys - 24 Mart 2013 17:47)

jane austen'ın en parlak eseri olmasa da kesinlikle okunması zaman kaybı değildir. yer yer sıkıcıdır kabul ediyorum ama okuyun yine de, içinde güzel tespitler barındırır zira. filmini de bugün izleyebildim ve biraz havada kalmış bir uyarlama olmasının dışında jj feild son derece tatlıdır ve kitaptaki mr. tilney ile epey uyuşmaktadır. bir gün önce de austenland'i izlemiş olmanın verdiği yoğun duygular da var tabii, ne kadar objektif oldum bilemem.

gerçi izlediğim hiçbir uyarlamada erkek karakterden hoşnutsuz olmadım. emma'daki ewan mcgregor hariç. ona gerçekten ısınamamıştım. ama istisnalar kaideyi bozmaz. şöyle ki:

fitzwilliam darcy rolünde colin firth ve takiben matthew macfadyen(ki darcy diye tutuşmayan bizden değildir),
edward ferrars rolünde dan stevens
colonel brandon rolünde alan rickman
frederick wentworth rolünde rupert penry jones
mr knightley rolünde jonny lee miller

benim kesinlikle favorilerim.

her ne kadar jane austen kitabı olmasa da mr rochester rolünde toby stephens ve michael fassbender de ayrı ayrı yardırmakta.

edit: yine fena uçtum. sevgiliilililer gününü yalnız geçiren insanlar nereye tutunur? tabii ki 300 sene öncenin eserlerine. sonra da etrafta öyle adam aramaya kalkmamak kaydıyla tabii.

(milly desalmado - 15 Şubat 2014 19:44)

dünyanın gelmiş geçmiş en zeki kadınlarından olan jane austen romanın kahramanı catherine'e tarih hakkında şunları söyletir: "şiir ve oyun okuyabilirim, o tür şeyler; seyahat kitaplarından da hoşlanmadığımı söyleyemem. ama tarihle, gerçek, ciddi tarihle hiç ilgilenmiyorum. papaların ve kralların kavgaları, her sayfada savaşlar ve salgın hastalıklar; hiçbir işe yaramaz erkekler, neredeyse hiç kadın yok - o kadar sıkıcı ki: ama çoğu zaman bu kadar sıkıcı olması garip geliyor bana, çünkü bunların büyük çoğunluğunun kurgu olması gerek. kahramanlara attırılan nutuklar, düşünceleri, planları - bunların çoğu kurgu olmalı, kurgu ise benim başka kitaplarda en çok hoşuma giden şey."

evet tarih çoğunlukla kurgudur ve bir erkeğin anlattığı, başka erkeklere ait hikayelerden oluşur. (bkz: history) ölülere yalan söyletmek daha kolay olduğu için tarihin safsatadan ibaret olduğunu iddia eden biri de vardı ama kim olduğunu yaşlı bir kadın olduğum için anımsamıyorum. :/ buraya nereden geldim? dünya tarihi'ni yazarken kahramanlığı elden bırakmayan erkek (sıradan erkek değil, mümkünse en muktedir olanından) aşkın tarihini yazarken de acı çekme lüksünü de, haklılığı da, aşkın kahramanı olmayı da size bırakmaz. bence dünya tarihi'ni de aşkın tarihini de yazma işini erkeklere bırakmamalı. sonra hep yalan yanlış...

(kirmizinintekrari - 23 Temmuz 2014 15:58)

austen'in "gotik" romanlarla aciktan dalga gectigi romani. korkunc bir de bbc uyarlamasi vardir.

(roman - 29 Mayıs 2004 09:07)

jane austen'ın ilk romanı. austen bu romanınında da soyete hayatını, koca peşinde koşan fingirdek kızları, budala zengin hanımları ve onların daha da budala kocalarını tiye alır. ayrıca, söz konusu yıllarda popüler olmuş gotik edebiyatla da dalga geçer. romanın kötü kızı isabella, oldukça eğlenceli ve renkli bir tip olmasına rağmen fazla genç, naif ve biraz da cahil olan baş karakter catherine, austen'ın diğer kahramanları emma ya da elizabeth bennet kadar parlak bir tip değildir. erkek kahraman henry tilney ise, bay darcy ve bay knightley karakterlerinin doğuşunun sinyallerini veren hoş bir tiptir.

(fausta - 18 Ağustos 2004 14:51)