Oyuncular
  • "zero dark thirty'nin babayı alması ile bardağın dolu tarafına bakmamı sağlamış tören."
  • "(bkz: oscarın tadını çıkaransa tabii ki miniklerdi)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    kırmızı halıdaki aktrislerin güzellikleri yüzünden yine birsürü genç kızın sapıtmasına yol açan tören. kız arkadaşım gecenin bu saati gaza gelip jennifer lawrence'a benzemek için benzer bir elbise bulup giydi ama malesef güllü'ye benzemekten öteye geçemedi. bu travmayı kaç günde atlatır bilmiyorum. şu an kanepenin köşesine dizlerini göğsüne çekmiş şekilde tündü ve inşaat küreğiyle nutella yiyor. morali düzelsin diye "sen onlardan daha güzelsin bebişim, onlar hep boya güzeli" dedim ama tepki olarak gözlerini hakeme isyan eden lugano gibi belertince pek uzatmak istemedim.


    (quzu neji kaizu - 25 Şubat 2013 02:58)

  • comment image

    amerika nasil sokmussa artik 72 millet cikarmaya calisiyor, beceremiyor.
    arkadas toreni yapan adamlar, adaylari secenler onlar, odulu verenler onlar, sana giren cikan ne?
    sanki birlesmis milletler karar veriyor odulleri kimin alacagina.
    izleme amina koim. altin portakali amerikali izliyor mu? sende oscar'i izleme o zaman yaygara yapacaksan.


    (two gallants - 25 Şubat 2013 07:34)

  • comment image

    en önemli film festivalinin* bu yılki jüri başkanlığını hülya avşar'ın yaptığı bir ülkenin evlatlarının beğenmediği tören olmuştur ki yine aynı ülkede celal ile ceren'in gişesi, bir zamanlar anadolu'da gibi bir filmin gişesini de kat kat geçebilmektedir; hatta, öyle ki yine bu ülkede, uzun zaman sonra hatırı sayılir bir insan sinema diye bir yer olduğunu bir stand-up gösterisi sayesinde hatırlamış, zeka ve espriyi anlama arasında bir doğru oran olduğuna kendilerini çoktan inandırdıklarından anıra anıra sinema(!) salonlarınının tavanlarını test etmişlerdir.

    he anam he, bu amerikalılar hep böyle zaten!


    (linguist - 25 Şubat 2013 07:51)

  • comment image

    bu sene tam olarak saçmalamıştır.

    şöyle özetliyeyim.

    her ne kadar biz sevmesek de, akademinin kendi içinde bir mantığı vardır. yani ödülleri kendi mantık silsilesi içinde verir.

    en son örneği ele alalım: the artist filmi. eminim izleyenlerin yarısından fazlası sevmemiştir filmi. fakat yine de akademi kendi içinde bir mantık bularak, sevsek de sevmesek de, bu filmi en iyi film olarak seçmiştir. fakat ardından da eklemiştir, bu film en iyi filmi haketmek için erkek oyuncusu çok iyi oynamış ve en iyi erkek oyuncu ödülünü almıştır. ayrıca film olağanüstü yönetilmiş ve yönetmeni en iyi yönetmen ödülünü almıştır. yetmemiş kostüm dalında en iyi film ödülünü de almıştır...yani biz ne kadar filmi sevmesek de, en iyi film ödülü, ödülünü hakedecek şekilde yanında diğer ödüllerle desteklenmiştir...akademi kendi içerisinde en iyi filme gereken değeri vermiştir, yanında kendine göre mantıklı seçimler yaparak...

    oysa bu seneye geldiğimizde, en iyi filmin akademi tarafından en iyi film olmasını destekleyecek neredeyse hiç bir şey göremiyoruz.

    en iyi erkek oyuncu? başka bir film.
    en iyi yönetmen? başka bir film.
    en iyi kadın oyuncu? başka bir film.
    en iyi yardımcı erkek oyuncu? başka bir film.

    peki en iyi filmi 'en iyi film yapan' her kademeden oyuncusu değilse, yönetmeni de değilse, nedir peki?
    zaten yaşanmış olan senaryosu mu?
    yoksa kurgusu mu?

    özetle, akademi bu sene tam anlamıyla saçmalamıştır.

    verilen en iyi film ödülünün, gerçektende 2012 yılının en iyi filmi olduğunu kendisine bile kabul ettirememiştir.


    (bob hite - 25 Şubat 2013 10:02)

  • comment image

    benim için garip sonuçlanmış ödül törenidir.

    bir cumartesi sabahı nöbetçiyim işe geliyorum. karaköy'de yolları kapatmışlar, baktım çekim var. bende sandım yine salak böcek dizi çekiyor bizim kanallardan biri. zaten nöbetçiyim, cumartesi sabah kalkmışım ulan dedim "sanki oscar alıcaksınız pezevenkler" ve adamlar hakkaten oscar aldılar, meğerse argo yu çekiyorlarmış.


    (nemesisdurdem - 25 Şubat 2013 10:25)

  • comment image

    ödüllerle ilgili birbiriyle çok alakalı ve bir o kadar da çok tuhaf bir durum var .

    birincisi en iyi film ödülünü alan 'argo' filminin genel konusu ile ilgili çok ağır spoiler içeriyor.

    --- spoiler ---

    argo filminin konusunu herkes az çok biliyor: iranda rehin kalan abd vatandaşı rehineleri (daha doğrusu kanada konsolosluğuna sığınan abd konsolosluğu çalışanlarını) kurtarma operasyonun adı: argo... ve görüntüde 'argo' isimli bir bilim kurgu filmi çekilecek ve iran'dan kurtarılacak olanlar da filmde görev almış gözüken insanlar. bu insanlar iranda film çekmek istiyoruz, yer arıyoruz, inceliyoruz ve gideceğiz diyerek sahte biçimde ülkeye giriş yapmış gösterilecekler ve ülkeden başka ülke pasaportuyla gidecekler... yani o an için dünyada ne çok korkulan ülkeye, üstelik de her bir abd vatandaşının casus olarak görüldüğü ülkeden 'film için yer bakıyorduk, baktık, şimdi de gidiyoruz' ayağına kaçıyorlar. film çekiyoruz görüntüsüyle yapıyorlar bunu. filimin ana hatlarıyla konusu böyle.

    ---
    spoiler ---

    gelelim günümüze, gerçeklere ve 85inci oscar ödüllerindeki tuhaf duruma.

    85inci oscar ödülleri gerçek adaylarından birisi de belgesel dalında ve '5 kırık kamera' isimli bir belgesel.
    yönetmeni filistinli bir adam: emad burnat.
    şimdi bu adam da belgesel dalında oscar ödülüne aday, dolayısıyla aday olduğu için los angeles'ta yapılacak olan ödül törenine davet ediliyor, normal olarak.
    yani herşey gerçek, senaryo falan diil.
    argo filmindeki gibi 'görüntüde' yapılan bir şey yok. ortada gerçek bir belgesel var. gerçek bir adaylık var. üstelik de abd'li akademi tarafından verilen adaylık var.

    haliyle adam ne yapıyor, önce istanbula geliyor, sonra istanbul - los angeles biletini alıyor, üstelik de çocuğuyla birlikte alıyor.
    ailecek geliyorlar yani.
    birlikte ödül almaya gidiyorlar los angelesa
    lax havaalanına iniyor, amaaaaa
    göçmenlik bürosu hemen adamı durduruyor
    sebep?

    sebep emad burnat'in oscar ödülleri için geldiklerine inanmıyorlar, alıkoyuyorlar onu.
    görüntüde çekilen bir belgesel değil, gerçek bir belgesel var ortada. gerçek bir oscar adaylığı var, gerçek bir adam var ve yanında da gerçek oğlu var. ellerindeki belgeler falan hepsi gerçek.

    ama inanmıyorlar ona, ülkeye girişine izin vermiyorlar
    bir filistinlinin nasıl olup da oscara aday olabilir, inanmıyorlar yani.

    asıl oscarlık durum budur bence.

    argo margo halt etmiştir bunun yanında.


    (bob hite - 25 Şubat 2013 12:22)

Yorum Kaynak Link : 85. oscar ödül töreni