Çıkış Tarihi     : 06 Ocak 2009 Salı, Yapım Yılı : 2009
Türü                : 
Taglar             : Tv mini serisi,yaşam tarzı
Ülke                : İngiltere
Yapımcı          :  Presentable
Yönetmen       : Michael Davies (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Michael Davies (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Oz Clarke (IMDB), James May (IMDB)(ekşi)

Oz & James Drink to Britain ' Dizisinin Konusu :
Oswald Hapishanesi'ne hoş geldiniz... Ama Oz adıyla da bilinen bu özel hapishaneye adım attığınzda, 'hoş bulduk' demek de biraz zorlanacaksınız; çünkü Oz'da sınır tanımayan, sert olaylara tanıklık edecek ve mahkûmlarla gardiyanların nasıl bir psikolojiye sahip olduklarını çok daha iyi anlayacaksınız...Suçluları ıslah edebileceğini düşünen bir idealist olan Tim McManus (Kinney) tarafından yönetilen bu cezaevinin tüm sakinleri, kendi ihtiyaçlarını karşılayabilimek için mücadele veriyor; çete üyeleri, eşcinseller, Latinler, Müslümanlar... Kimi uyuşturucu ticareti ya da diğer gruplar üzerinde güç kazanabilmek için savaşıyor. Kimi paranın peşinde; kumar oynayarak ya da başka türlü dümenlerle paraya kavuşmaya çalışıyor. Bazı mahkûmlar ise sadece tahliye olabilecekleri günü görebilmek için hayatta kalmaya çalışıyor, hatta sadece yarını görebilmek için...Dizinin anlatıcısı, aynı zamanda kapanışını da yapan tekerlikle sandalyeye bağlı Augustus Hill ise 'Lost'un oğlu için kendinden vazgeçen babası Michael'dan başkası değil, yani Harold Perrineau'dan? 'Lost'un Mr. Ekoo'su Adewale Akinnuoye-Agbaje ve Law


Oyuncular



Facebook Yorumları
  • comment image

    dizi furyasını başlatan bir dizi varsa o da oz'dur. gerisi teferruattır.

    --- spoiler---

    augustus hill:

    tanrı kendisinin mükemmel,
    bizim eksik olduğumuzu biliyor.

    ve mükemmel olamayız ama olmamızı istiyor.

    ve olamazsak bizi cezalandırıyor,
    ne dediğimi anlıyor musunuz?

    ---
    spoiler---


    (1ks - 13 Aralık 2007 02:32)

  • comment image

    cine 5te çarşamba akşamları yayınlanan, oswald hapisanesinde geçen, tüyler ürpertici dizi..
    bu diziyi izlerken herşeye hazırlıklı olunmalı, insanı sinir krizlerinden titretebilio, yani bir dizide bi insanın suratına sçılabileceini düşünebilirmiydiniz, yada eşcinsel ilişkinin, uyuşturucunun, şiddetinin her boyutunun verilebileceğini. özel bir hapisanede yaşayan mahkumlar ve gardiyanların psikolojisinin çarpıcılığında kaybolmak için izlenesi. hayretler içinde müslümanları, zencileri, beyaz nazileri, italyanları her hafta evinize konuk edebilceiniz, şifresiz dizi.. tekerlekli sandalyedeki anlatıcı kardeşin bitiriş cümleleri ise öldürücü..


    (cameltosis - 11 Mayıs 2002 15:59)

  • comment image

    anlamıyorum arkadaş, anlayamıyorum bi türlü. etrafımda bir sürü şu cnbc dizilerini izleyen tipler var. dizi kültürleri baya gelişmiş, adını duymadığım dizilerin hepsini hiç kaçırmadan izliyorlar. 25 yaş üstü diyelim bir de kendilerine. paso konuşuyolar, yok lost'uydu, yok heroes'uydu, yok prison break'iydi falan filan. senelerdir hiçbir diziyi izlemediğim için fransız kalıyorum tabi.

    soruyorum, oz da iyiydi be, bi daha gelmez öyle dizi, çok babaydı, efsaneydi falan. bu sefer onlar fransız kalıyor. işte bunu anlayamıyorum nasıl olur lan? bilmiyorlar arkadaş, sanki memlekette bunu izleyen bir tek ben varmışım gibi.

    - mmm, hatırlayamadım ya nasıl bişeydi o?

    yuh! neyse yine de anlatıyorum, işte oswald hapisanesi, çeteler var, kan, vahşet, kavga, gürültü, cinsellik, aşk, bok püsür herşey var.

    - haa, prison break var çok güzel, o da böyle hapis falan, kaçıyolar. çok süper vırvırvırvırhmnmhmn............

    muhabbet gene mecburen dönünce yapacak bişeyim kalmıyor. fransız kalıyorum, susuyorum. içimden "ulan dünyada tek izleyen ben de olsam, bugüne kadar yapılmış, bundan sonra yanına bile yaklaşılamayacak olan, tv tarihinin en baba dizisi ozdur ulan oozzzz!" diyorum. ve ilk sahne başlıyor kafamda....

    --- spoiler ---

    oz. that's the name on the street for the oswald maximum security penitentiary. oz is retro. oz is retribution. you wanna punish a man? separate him from his family, separate him from himself, cage him up with his own kind.

    oz is hard times doing hard time.

    in emerald city we got rules, got a lot more rules than anywhere else in oz. your cell is your home, keep it clean, spotless. you are to exercise regularly, attend classes, go to drug and alcohol counseling. you are to work in one of the prison factories. you are to follow the routine. we tell you when to sleep, when to eat, when to piss. there is no yelling, no fighting, no fucking. follow the rules, learn self discipline, because if you had any self discipline, any control over yourselves at all, you wouldn't be sitting here now. questions?

    ---
    spoiler ---

    yani kısaca şöyle diyor: sağda solda, -abi prison break çok iyi yea, yok böyle hapisane dizisi- muhabbeti yapmaya kalkmayın. sakın ola ki izlemediğiniz halde oz'dan iyidir diye iddialaşmayın. gün gelir siz de oz izlersiniz, utanırsınız dediklerinizden. yapmayın etmeyin, kırdırmayın ağzınızı gözünüzü.

    gece gece ne diye mal gibi dizi fanatikliği yaptıysam artık.**


    (dmxx - 14 Haziran 2009 03:14)

  • comment image

    zamanında bi entry döşemiştim ama dayanamadım gene yazayım dedim.

    televizyon tarihinde benzerini bir daha görmenin zor olduğu şahane karakterleri barındırırdı bu dizi. kilit karakterlerden biraz bahsetmek isterim izninizle. bu arada çok ağır spoiler içerir haberiniz olsun:

    oz deyince çoğu fanın aklına ilk gelen adam simon adebisi'dir heralde. kulağında volkmeni, kıçında beyaz donuyla camın önünde iki sağ, iki sol şeklindeki şahane dansı beynime kazındı. italyan mafyasının içerdeki çömez lideri peter schibetta'yı dömeltmesi takdire şayandı. eski lider antonio nappa'yı aids bulaştırarak, ondan önceki lider nino schibetta'yı yemeklerine cam kırıkları karıştırarak öldürdü. kendisi ölmese chucky pancamo'yu da öldürürdü bu. bi ara nijeryalı adam sayesinde manyadı, sonra o ölünce toparladı. martin querns döneminde hapisaneyi komple ele geçirdi. kafasındaki muhteşem beresiyle kesinlikle efsane bi karakter. hastasıyız, yani hastasıydık.

    kafası güzelken araba kullanıp küçük bir kızı öldürmekten içeri düşen, avukat oğlu avukat tobias beecher. aslında iyi kalpli biri olmasına rağmen, schillinger sayesinde hayatı sikilip kafayı yemiştir. psikopatlaştığı, schillinger'ın ağzına sıçtığı, james robson'ın sikini kopardığı bölümler muhteşemdi. schillinger'ın çocuklarını öldürttü, karşılığında kendi çocukları ve babası öldürtüldü. keller geldikten sonra ona aşık olup eşcinsel oldu. çok akıllı bi adamdı ama aşkına yenik düştü, schillinger yüzünden zaten sikilmiş olan hayatı, keller sayesinde tamamen mahvoldu. çok zekice yaratılmış, harika bi karakterdi.

    şeytana pabucunu giydirecek bir adam varsa o da ryan o'reily'dir. bu karizma abi piçin teki olmasına rağmen duygusaldı da. dr. gloria nathan'a aşık olduktan sonra kocasını, özürlü kardeşi cyril'e boğdurttu. sonra yine doktora tecavüz eden adamı içerde öldürüp aşkını kanıtladı. böyle de fantastik bi aşk hikayesi vardır. dizide her taşın altından çıkacağını, gelir gelmez italyanlar'ın gelecekteki lideri dino ortolani'yi yaktırmasıyla belli etmişti. enteresan bi tarafı da bunun kardeşi, babası, annesi, hatta üvey babası bile oz'daydı. e yuh yani. bu arada dizi boyunca sadece cyril idam edilirken o meşhur soğukkanlılığını kaybedip hüngür hüngür ağladı.

    goodson truman, yani bildiğimiz adıyla kareem said... oz'a iyiliğin, doğruluğun timsali olarak gelen müslümanların karizmatik lideri, zaman zaman sapıttı. çok karmaşık bir karakterdi aslında, gerçekten iyi mi, yoksa sırf güç uğruna mı bu yola girmişti ben şahsen çözemedim. daha ilk sezonunda isyan çıkarmıştı. sonra bi ara aşık oldu cozuttu, liderliği elinden alındı. sonra kitap basma olaylarına falan girdi. adebisi'yi öldürdü. karışmadığı nane kalmadı. lamuel idzik denen mal bi herif bunu öldürdü. yiğidi öldür hakkını ver, karizma deyince akla gelen adamlardan biridir.

    televizyon tarihinin en kötü ruhlu karakterlerinden biri, aryan kardeşlerin lideri vern schillinger. kötü kelimesi bu adam için az kalır. içerde dışarda bi ordu adam öldür(t)müştür, genç/yaşlı/çocuk, suçlu/masum demeden. beecher'ın çocuklarını kaçırttı, birini öldürttü, insanlığı tuttu, diğerini öldürtmedi. ama daha sonra babasını da öldürttü. içerde gözüne kestirdiğini orospusu yaptı, aşağıladı, sikti attı. zaten nazilerin başı, ırkçının önde gideni. dizinin yaratıcıları belli ki baştan "öyle bi orospu çocuğu yaratalım ki, eşi benzeri olmasın" demişler. özene bezene yaratmışlar bu orospu çocuğunu. dizide her ölenden sonra belki biraz acıma duygusu falan olmuştur belki ama bunun ölüm sahnesiyle milletin içinin yağları erimiştir resmen. zaten duygusallıktan veya nefretten ziyade komik bi sahneydi ölümü. hapiste herkes bayram etti.

    oz'daki en sevdiğim adamlardan biri de miguel alvarez'di. içerdeki en duygusal adamdı bu. kafasıyla değil duygularıyla hareket ederdi. hep bu yüzden kaybetti zaten. halbuki girdikten iki sene sonra şartlı tahliye olma şansı vardı. ama o naptı? gitti hispaniklerin başına geçer gibi yaptı ama geçmedi. sonra, başta chico olmak üzere diğer elemanlarla arası bozuldu, yalnız kaldı, kafayı yedi. kendi yüzünü doğradı, gardiyanın tekinin gözünü oydu, kendi bokunu yedi, çişini içti. bi ara agamemnon busmalis'in tünelinden kaçtı, sonra yakalandı tekrar geldi. sonra düzeldi, rahip mukada'yla kanka oldu, bi şekilde şartlı tahliye görüşmesine girdi. sinirlerini test etmeye kalkan görevliye yumruk attı. kendi hayatını kendisi sikti diyebiliriz. tim mcmanus'un da en sevdiği adamlardan biriydi her şeye rağmen. benim de, ölmemesine sevindiğim biriydi yani. gerçi dizi devam etse o alonzo torquemada denen eleman bunun sonu olacaktı ya, neyse.

    kadın, erkek, genç yaşlı demeden herkesi kendine aşık etmeyi becerebilen, şeytan tüyü dediğimiz dalga adeta götünden sarkan manyak chris keller. sonunda kendisi de aşık olduğu beecher'ın tam anlamıyla hayatını sikti. schillinger'ın öldüğü sahnede oyuncak bıçakla yavşak yavşak oynamasıyla hafızalarda yer etmiştir. yakışıklı, kaslı, akıllı, karizmatik bi piçti. zaman zaman eğlenceli bi karakter olmasına rağmen çok sinir bozucu bi tipti. peter marie'yi bile baştan çıkardı lan pezevengin evladı. son hareketiyle hem kendini, hem aşkı beecher'ı öldürdü.

    hapse girmeden önce hayvan bir polis tarafından damdan aşağı atılıp belden aşağısı felç bırakılmış, özlü sözleriyle, nefis durum değerlendirmeleriyle "vay anasını" dedirten, özünde iyi biri olan, oz'un olmazsa olmazı, anlatıcısı agustus hill. cam kafesin içindeki hali gözümün önüne geldi gene. son sözü "bacaklarımı hissedebiliyorum" oldu rahmetlinin. rip.

    zamanında geçirdiği kaza sonucu kafası 5 yaşında bir çocuk gibi çalışan ama kullanıldığı zaman tam bir ölüm makinasına dönüşebilen, pek sevgili cyril o'reilly. idam edildiğinde hepimizi ağlatmıştı rahmetli.

    bob rebadow da en enteresan karaketerlerden biriydi. idam mahkumu olan bu amcanın, cezasının elekrikli sandalyede infazı sırasında elektrikler gitmiş, sonra da cezası idamdan müebbete çevrilmiştir. idamı sırasında yediği elektrik kendisine çılgın bir 6. his kazandırmıştı. içerdeki en zararsız adam gibi görünmesine rağmen bi ara kendisi de baya sapıtmıştı. hispaniklerin lideri raoul hernandez'i öldürme sahnesi oz'daki en vahşi sahnelerin başında gelir. agamemnon busmalis'le ölümüne kankaydı.

    agamemnon busmalis, ayhan sicimoğlu'nun oz şubesi kendisidir. acayip matrak bi adamdır. oz'un eğlenceli yüzüdür. her boku kazar, deşer bi tipti. içeri girmesi de bu sebeptendir. bi ara tünel falan kazmıştı, o tünelden miguel kaçmıştı. "best miss sally ever" lafı hafızalara kazınmıştı, her miss sally show'dan sonra aksatmadan söylerdi bunu. sonra miss sally'nin çakması bi hatunla evleniyodu falan. çok değişik bi karakterdi yani, severdik ayhan abi'yi.

    hep mahkumlardan mı bahsedeceğiz? biraz da dışardakilerden konuşmalım:

    em city'nin yaratıcısı, idealist yönetici tim mcmanus. dizideki insancıl karakterlerden biriydi. müdür leo glynn'e bağlı olmasına rağmen ondan daha daşşaklı bi imajı vardı kendisinin. mahkumlara yaklaşımı her zaman yumuşaktı, özellikle alvarez, said ve omar white'a karşı çok toleranslıydı. ama hakkını verelim hep tutarlıydı, hep sikinin doğrultusunda giderdi mesela. bi rahibe peter marie'ye çakmadığı kaldı.

    oz'un müdürü leo glynn. özünde iyi bi insan olmaya çalışsa da şartlar onu zaman zaman yanlış yola itti. tam bir orospu evladı olan vali devlin'in taşşaklarını yalamak zorunda kaldı, ama yine de mcmanus'a hiç kelek yapmadı. öldüğü zaman hem şaşırmış, hem de üzülmüştüm valla.

    ve dizideki en sinir bozucu karakter, vali devlin. katıksız bir orospu çocuğu, şerefsiz, karaktersiz, yavşak ve daha bir sürü şey... çok şey söylemeye gerek yok, klasik eline iktidar gücü geçmiş o.ç. tiplemesi. adamın tipine baksan sinirlerin zıplar zaten. herkes öldü, bi bunu öldüremediler ona yanarım.

    ex rahibe, freş psikolog peter marie içerdeki en insan gibi insandı. iyiliğinden hiç ödün vermedi. beecher'a kankalık etmesiyle gönülleri kazandı. mcmanus'un da içerdeki en büyük yardımcısıydı. ah o piç keller yok mu, bu melaike gibi kadını bile baştan çıkardı ya ne diyeyim.

    rahip ray mukada, içerdeki din görevlisi. miguel'in en yakın dostu oldu, bu açıdan sempati topladı. çok iyi bi insandı. şeytan evladı kızıl piç timmy kirk tarafından feci keleğe geliyordu ki, ettiği dua kabul oldu ve satanist timmy kişisi jaz hoyt tarafından eşşek cennetine yollanınca paçayı kurtardı. birinin ölmesi için dua etmesi dizide yaptığı tek kötülüktü, kendince tabi. ama ölümünden keyif alınan tek karakter de o timmy denen şeytandı, bu da bi gerçek.

    doktor gloria nathan, evliydi. şanssızlığı, gelir gelmez dino ortolani gibi bi adamla uğraşmasıyla başladı. ortolani geberince, ryan o'reilly'nin kendisine aşık olmasıyla hayatı değişti. kocası cyril tarafından boğuldu, bunu bile bile kendisine engel olamadı ve o da ryan'a aşık oldu. tacavüze uğradı. tecavüzcü ryan tarafından bulunup oyuldu. sonuçta, enteresan bi aşk hikayesiydi.

    hakkında yazılması gereken aslında o kadar çok karakter var ki, hem mahkumlardan, hem görevlilerden, yaz yaz bitmez, şurada birkaç karakter analizi yapayım dedim saatlerimi aldı. belki ilerde devam ederim, şimdilik yeter. ha, hepsini kafadan yazdım, emeğe saygı +rep.

    hadi bonus iki video da vereyim, izlemeyenler oz hakkında bi fikir sahibi olurlar belki. işte karşınızda, oz'daki bütün ölüm sahneleri bir arada:

    http://www.youtube.com/watch?v=svzyrbaeeii
    http://www.youtube.com/watch?v=wzzzfjnzmqq


    (dmxx - 9 Nisan 2010 01:10)

  • comment image

    nefis bir dizi.

    bu diziyle ilgili notlarım var.

    --- spoiler ---

    her şey siyahi bir eşcinselin, bir italyan mahkuma duşta sarkıntılık etmesiyle başlıyor. italyan, siyahi adamı hastanelik ediyor, sonrasında da zencilerle italyanlar arasında savaş başlıyor. zenciler italyan'ı, italyanlar zencileri öldürmeye başlıyor, hapishanede giderek yükselen gerginlik, her an patlamaya hazır bir bomba gibi ortada duruyor. müslüman zencilerle ırkçı amerikalılar, italyan'larla zenciler, uyuşturucu trafiğini ele geçirmek için uğraşan gruplar sürekli bir savaş hâlinde. zaten dizinin asıl kurgusu, bu iç savaş üzerinden işliyor. bu kurgu içinde yaşanan ölümler, kompolar, entrikalar, sex ve yaşanan aşklar.

    -dizi gerçekçi ve güzel, aynı zamanda sürükleyici evet ama detaylar çok daha izlenir ve kaliteli kılıyor bu diziyi.

    -müslüman mahkumların ibadet sahneleri maalesef başarısız, bir danışman tutup doğru düzgün namaz ya da dua sahneleri çekilemez miydi, neden ilk sezondan itibaren süren hatalar sonraki sezonlarda da devam ediyor ki? o açıdan not kırılabilir.

    -öyküler bazı bölümlerde kimi mahkumlar üzerinde yoğunlaşınca, sanki o sahnelerin çekimine diğer karakterler gelmemiş gibi hissediyorsunuz. sonuçta bu bir cezaevi dizisi, "o gün beecher pikniğe gitmişti, gelemedi." denemeyeceğine göre, mutlaka orada olmalı ve siz beecher'ı, neredeyse hiç repliğinin olmadığı bir bölümde ya da ryan'ı neredeyse hiç görünmediği bir bölümde arka planda televizyon izlerken, sayım için dizilirken falan görebiliyorsunuz. bu detaylar güzeldi.

    -ve aşklar...dizinin en can alıcı öykülerinden 2'si chris keller tobias beecher aşkı ve ryan o'reily gloria nathan aşkı. bunlardan biri hakkında uzun uzun yazdığım için, burada detaylarına girmeye gerek görmüyorum fakat her iki aşk da olmasa bu diziyi "oz" yapan şeylerden en büyük 2 tanesi eksik kalırdı.

    -ryan o'reily ve cyril o'reily arasındaki kardeşlik bağının gücüne hayran olmamak elde değildi. bundan bahsetmeden olmaz. bunda, zeka geriliği yaşayan cyril'i canlandıran oyuncunun nefis oyunculuğunun da etkisi var elbette.

    -pipiler! dizideki neredeyse her oyuncunun pipisini görüyoruz, jesus christ da dahil! bunlardan chris keller'inkinin tam bir hayal kırıklığı olduğunu söylemek zorundayım, fakat jaz hoyt ve ryan o'reily sanırım en iyileriydi. ne varsa şu irlandalı'da var zaten! adebisi kategori dışı. çünkü bildiğin insan pipisinden bahsediyoruz burada...

    -dizinin en boktan kısmı, mcmanus'un hazırladığı meditasyon labirentiydi, kabul edelim.

    ---
    spoiler ---

    dizide o kadar çok karakter ve öykü var ki, istenmiş olsaydı 6 sezon daha uzatılabilirdi, bundan eminim. diziyi çekici kılan da sanırım bu. belli başlı karakterler her zaman var, bu karakterler etrafında sayısız mahkum gelip gidiyor ve zengin sayıda macera çıkıyor ortaya.

    sonuçta birçok ölüm, entrika, duygusal sahne ve hayat dersi çıkarılabilir bu diziden. her ne kadar en sonunda, havada kalan bazı konular olsa da (valinin akıbeti, busmalis ya da rebadow'un hikayesi, alvarez'in öyküsü vs.), son sezon biraz gümbürtüye gitmiş ve diğerleri kadar özenilmeden toparlanmışsa da tüm bunlar tek bir gerçeği değiştirmeyecektir:

    bu dizinin gelmiş geçmiş en başarılı dizilerden biri olduğu gerçeğini.

    belki bunlar da ilginizi çekebilir:

    chris keller tobias beecher aşkı/@kirlikedi
    ryan o'reily/@kirlikedi
    shirley bellinger/@kirlikedi
    sevilen yara izleri/@kirlikedi
    chris keller/@kirlikedi

    şunlarsa tamamen kişisel ^_^

    (bkz: #23459725)
    (bkz: #23386243)

    kısacası, kesinlikle izlenmesi gereken bir dizi. geç meç değil, her dönem izlenir.

    kaçırmayın!


    (kirlikedi - 23 Mayıs 2011 00:43)

  • comment image

    abarta abarta bitiremediğim, milleti bunaltacak kadar övdüğüm house md'nin bile gözümdeki yerini yerle bir edip, onu en iyi dizi listemde 2. sıraya yerleştirecek kadar mükemmel dizi. 1 haftada bitirdiğim 6 sezonun ardından sudan çıkmış balığa döndüm bu dizi yüzünden, beklediğim o kadar dizinin yeni sezon bölümlerine olan ilgim büyük oranda azaldı, çünkü biliyorum ki hiçbiri bir oz etmiyor.

    keşke yayınlanma tarihi geniş bantlı internet tarihinden sonra olsaydı da, şurdaki entry sayısı 338 değil de 33800 olsaydı diyebiliyorum sadece.

    dizi izlemekten zevk alan biriyseniz ve bu diziyi hala izlemediyseniz çok şanslısınız.


    (cigara boregi - 25 Eylül 2011 01:43)

  • comment image

    tek eksiği rambo okan olan efsane dizi. kendi klan'ı bile olurdu adamın.

    ''prisoner number # 02g1907 okan güler aka rambo. burning his dad's house, stealing an mp5 from a police officer and taking hostages in a store. also cheating in euroasia marathon. sentenced to life. up for parole in 45 years.''

    adebisi reis'le kafaya oynarlardı yeminle. kareem said bunun da ruhunu kazanmaya çalışır; ''allah 1. cengiz kurtoğlu 2. uche 3.'' cevabıyla afallardı. makarnacılar ve aryanlar feci tırsardı bundan.

    ama kesin rebadow ve busmalis'le iyi anlaşırlardı bak!

    - mcmanus babaaaa! *


    (godot yu hacklerken - 2 Eylül 2012 15:08)

  • comment image

    zengin, genç ye yakışıklı bir işadamı (aşiret reisi) ile aşık olduğu güzel kadının günlük hikayeleri, gelinin şirret kaynanası ile yaşadığı sıkıntılar anlatılmadığı için kimilerine sıkıcı gelebilecek dizi.


    (dennis bergkamp - 1 Ağustos 2014 23:13)

  • comment image

    yabancı dizi izleme kariyerine 2010'da spartacus ile başlamış birisi olarak dün gece itibariyle ilk yayınlandığı tarihten 17 yıl sonra izlemeye başladığım dizi.

    sadece ilk bölümünden yola çıkarak diyebilirim ki breaking bad'in son 2 sezonundan sonra hiçbir dizi bu kadar zevk vermez diyordum ama yanıldığımı anladım. ayrıca insanda resmen barfiks çekme , mekik çekme , şınav çekme , dövme yaptırma gibi istekleri doğuruyor.

    dizi bitirme editi : acısıyla tatlısıyla , gelenleriyle gidenleriyle , kendisinden önce nefret ettirip sonra kendisini sevdiren karakterleriyle , cyril o'reilly gibi dünya tatlısı bir mahkumla , en taş kalpli adamı bile hüzünlendirecek bir 6.sezon performansıyla 6 sezonunu da tamamladım ve diyebilirim ki lost başta olmak üzere fenomen haline gelmiş birçok dizi yatsın kalksın bu dizinin 2000 yılından önce , internet dünya çapında bu kadar yaygınlaşmadan yayınlanmaya başladığına dua etsin. eğer 10 sene geç yayınlanmış olsaydı sözlükte sol tarafta "10 ekim 2008 oz'da x'in ölümü" benzeri onlarca başlık görür , 1. sezon finaliyle ilgili dizinin başlığına sayısız entry girilirdi.


    (diyet yapan panda - 6 Aralık 2014 14:25)

Yorum Kaynak Link : oz