• "yasadıgı ılıskıyı "kadınca" sezgılere mahkum eden bır adamın trajı komık! seyrı..."
  • "marianne konuştukca sarı komidinin ağırlaştığı film."
  • "norveç'in güzel bir yer olduğunu bir kez daha kanıtlamış film. harika doğa sahnelerine sahiptir."
  • "bir kısmı fransa'da bir kısmı da norveç'te çekilmiş, trond fausa aurvaag'ın yine kaliteli oyunculuk sergilediği filmdir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kadınların bir erkeğin hayatında yol açabileceği hasarın tahminî boyutuna dair bir film. çok eğlenerek izliyorsunuz ama bir yandan da beyninizin bir köşesi aşkın kadınlar tarafından kurgulanmış bir oyun olduğunu anlamanız için çalışıyor. bu filmin ardından kesinlikle buna inandım. kadınlar erkeklerin hayatına giriyor, etrafı diledikleri gibi dağıtıp/toparlayıp kendi hayatlarına geri çekiliyorlar. arada ağlayıp sızlanıyor, mutlu olup gülümsüyor, muhakkak ki keyif de alıyorlar. ama aslında ipler daima kadınların ellerinde. gitme vaktinin geldiğini fark ettiklerinde erkeklerden çok daha kolay dönüp gidebiliyorlar. çünkü bir kadın daima kendini sevecek birini bulacağından emindir. oysa bir erkek her zaman bunun tereddütü ile yaşar. sevmek kadınlar için ne kadar kolaysa, ayrılmak da erkekler için o kadar zordur. işte kadın-erkek arasındaki "bağlanma anlayışı"ndaki bu farklılık üzerine bir film bu. kız olmaktan tiksindiğim anlardan bol bol barındırıyor içinde. o kadar ki, kendimden utandım filmi izlerken. kromozonlarımın beynime bu kadar hunharca kazıdığı, bir hayata böylesine hükmetme içgüdüsünü söküp atmak istedim içimden. ama sonra biz kadınları bu kadar iktidar hırsıyla dolduranların da yine erkeklerin ta kendileri olduğunu düşünerek su serptim yüreciğime.


    (gosalyn mallard - 20 Nisan 2008 01:59)

  • comment image

    festivalin* en keyifli filmlerinden. kadıköydeki seansını sabahın 11’e koyduklarında ilk başlarda pek bi küfür yediler benden ama gidince gerçekten çok keyif verdi. öncelikle şunu söylemeyi belirtelim ki dagur kari filmleri sevenler kesinlikle bunu da severler. ben voksne mennesker’in mizahına çok benzettim. giderek iskandinav filmleri tutkunu olmaya başladım.

    --- spoiler ---
    peter stormare faktörü ve saunadaki adamların hep birlikte kadınlar hakkında yaptığı yorumlar en komik yerlerindendi. zaten stormare’nin oynadığı hiç bir rol kötü olmuyor.

    sarı dolabın esas adamın oturma odasına duruşu bir nevi metafor olsa gerek. sıradan, özelliksiz odaya bir anda renkli bir dolap konur. adamın hayatına marianne isimli eğlenceli bir kız girer gibi bir şey demek istemiş yönetmen. kavga ettiklerinde dolabı atmaya çalışır ama gücü yetmez. tıpkı marianne’yi hayatından çıkarmaya gücü yetmediği gibi.
    bir de bu iskandinavların paris tutkusunun sebebi nedir gerçekten çok merak etmekteyim. sürekli hikayelerinde illa bir yerden paris çıkıyor. romantizmi orda buluyor olsalar gerek.
    son olarak birşey daha söyleyecem ki filme dair yaptığım en ilginç gözlem olabilir: filmin başlarında marianne adamımıza hediye olarak frank zappa cd’si alır. frank zappa'nın müziği eğlenceli, hayat dolu olarak bilinir. tıpkı filmin işleyişi gibi. yani yönetmen filminin gidişatının nasıl olacağını zappa ile açıklamıştır.*
    ---
    spoiler ---


    (vinny - 20 Nisan 2008 18:59)

  • comment image

    norvecli ve genel olarak kuzey avrupali insanlarin en ekstrem hallerde ne denli medeni olabileceginin ornekleri ile dolu olan film.

    --- spoiler ---
    marianne adada ogretmenlik yapma bahanesiyle bizimkini boynuzlamaktadir. bizimki olaya el koymaya gider. marianne tor'la yemek yemektedir. normalde bu durumda (kavat olmadigini savunan) yurdum insanindan ne beklenir? rezalet cikartmasi, ortaligi dagitmasi, tor'la, marianne'la veya her ikisi ile kavgaya tutuşması. hayir, gayet kibar sekilde:

    bizimki: merhaba tor.
    tor: merhaba.
    b: tor, burada ne yapiyorsun?
    t: kartallari inceliyorum.
    b: tor, marianne ile başbaşa konuşabilir miyiz?
    t: tabi

    medeniyet budur iste!
    ---
    spoiler ---

    not: filmde esas oglanin ismi gecmiyor. oylesine silik ki, isminin bile bir onemi yok.


    (summer son - 19 Şubat 2009 00:20)

  • comment image

    biraz romantik, hafiften fantastik bir film.

    filmin baş karakteri oslo'daki rutin yaşantısına devam edip giderken hayatı ve evi bir kadın tarafından işgâl ediliyor. adamımız hiç durmadan konuşan bu kadına başlarda gıcık olsa da nihâyetinde âşık olmaya karar vermek zorunda kalıyor ve kadın eşyalarını da alarak eve yerleşiyor, olaylar komik bir şekilde gelişiyor...

    --- spoiler ---

    filmdeki sauna muhabbetleri, o adamların kafaları karışık hâlde kadınlar hakkında yaptıkları yorumlar falan âlem. adamın hayatının kadın tarafından ablukaya alınışı ve sıyrılamadığı etkisinin o komodin ile ifade edilmesi ise hem ilginç hem de komikti*.

    ---
    spoiler ---

    ülkemizde festival kapsamında gösterilmiş olan film bir zamanlar cnbc-e ekranında da yayınlanmıştı.


    (martin jacques mystere - 22 Ekim 2011 21:28)

  • comment image

    vaktiniz bol ise ve yormayan bir film arayışındaysanız izlenebilecek film. senaryo orjinal, oyunculuklar iyi, özellikle marienne'i canlandıran hatun kendinden tiksintirtecek kadar iyi bir performans sergilemiş. ancak film göreceli olarak kısa süresi içerisinde çokça tekrara düşmüş ve amacından sapmış. finaliyle klişeye düşürmese daha iyiymiş sanırsam.


    (pris - 10 Eylül 2014 22:09)

Yorum Kaynak Link : tatt av kvinnen