ergen komedisi sinirlarini zorlayan yapim. biri ondort, digeri daha buyuk iki kizin lezbiyenligini kesfetmesi ustune kurulu isvec yapimi, dijital kamerayla cekilmis film.iskandinavya cikisli olmasina ve de dijitalle cekilmesine ragmen dogma hareketiyle pek alakasi yok. 'amal' isvec'te bir kentin ismi, fucking amal de, o sehirden bir an once kurtulmak isteyen kahramanin diline pelesenk ettigi laf. baska bir ilginc nokta olarak da, fucking amal ismini terbiyesiz bulmus olacak amerikalilarin, filmi 'show me love' adiyla gosterime cikardigini soyleyeyim. (opusme sahnesindeki ve kapanistaki sarkilara ithafen, oyle cok da alakasiz degil aslinda)

(doberman - 19 Şubat 2002 22:19)

tarafımdan, sade, samimi ve cici olarak nitelenmi$ lukas moodysson filmi. bu beğenim konusunda tepki toplamak ve "ne len ööle o?" gibi lâflara maruz kalmak sıkça ya$amı$ olduğum bir durumdur. "salakça" yaşamları öne sürüldüğünde, "peki siz 14 ya$ınızda napıyodunuz len?" denerek, ki$ilerin geri püskürtülmesi sağlanmı$tır. bittiği zaman üzerinizde bıraktığı etki, çilek yemeye benzetilebilir. çünkü hikâye gerçekten bitmi$ ve rahatsız edici veya dü$ündürücü bir nokta kalmamı$tır. bunun yanında bir belgesel olarak da nitelenebilir zannımca. ergenlik bunalımları, anne-baba, karde$ ve bilimum arkada$ ili$kileri mevcuttur filmde. okul içi, okul dı$ı, sokak muhabbeti ve rave partisiyle çok geni$ bir ortam ve ili$kiler yelpazesi sunmaktadır. ayrıca, bu film izlenip de, lezbiyen veya gay felan olunmaz. ilgisi alâkası yoktur. rahatlıkla izlenebilir.
--- spoiler ---
agnes'in ya$gününde verilen hediyeyi kabul etmemesi ve hediyenin çok salakça olduğunu söylemesi, aileyi yerin dibine geçirecek bir ifade olmasının yanında, delikanlıca bir tutumdur. "arkadaşmış gibi yapıyoruz çünkü konuşacak kimsemiz yok" repliğiyle tamamlanan sahnede anlatılan durum, sadece tipik bir ergenlik yalnızlığı değildir. herhangi bir zamanda ve ortamda biraz da zorunlu olarak kurulan ve kar$ı tarafın "samimi olma ve birlikte zaman geçirme hevesi" durumunda yaşanan sıkıntı, çok güzel ve sade bir şekilde anlatılmı$tır.
elin'in, filmin sonuna doğru, "senin kötü biri olduğunu düşündüğümü sanıyorsun. bunu biliyorum ama düşünmüyorum" biçimindeki insanı gülümseten sözü de, bu ya$taki iki ki$inin çocuksuluğunu ifade etme açısından çok güzel bir repliktir.
-- spoiler--

(lazylittleprince - 22 Mart 2008 15:48)

moodysson un ünlü yapan film. sonra yaptığı filmleri izleyen birisi olarak bu ilk filmi, yönetmenin izlemesi en kolay filmi olarak nitelendirebilirim. sinemanın evrenselliğini gözardı edip isveç türkiye karşılaştırması yapılınca daha bir garip geliyor film.

(xavier - 24 Aralık 2008 02:56)

filmi bosverin de, eger böyle bir adla bizde bir film cekilse, "fucking kochisar" yada "fucking ortaca" falan gibi birsey olsa, o bahsi gecen kasabanin halkinin ortaligi talan etmesi, sinema salonlarini falan kirip parcalamasina gerek kalmadan yüce devletimiz filmi üc kere sansürlerdi. sonucta "åmål" isvec'te gercekten olan bir yer. böyle de liberal insanlar ya su isvecliler, ne diyeyim.

daha komigi, önünüzdeki haritaya bakip isvec'te görülmesi gereken önemli yerleri sayan isvecli hocaniza "ma'am, but where is this fucking place?" demeniz de onlari ve etrafinizdakileri dumura ugratabilir. åmål'u kastettiginizi anladiklarinda ise cok güleceklerdir.

(iwillshowyouwhatitmeans - 27 Ağustos 2009 23:37)

imdb'den notuna bakılır, 7.8 olduğu görülür. tamam iyiymiş o zaman denir. izlenir, izlendikçe çok yavaş olduğu, ancak bu yavaşlığın filmin doğasına çok yakıştığı görülür. neticede dram çekmiş yönetmenimiz, aksiyon değil.

film çekilirken oyuncuların birçoğu gerçekten 16, 17 yaşında olmasına rağmen oyunculuklar gayet iyi. film belki başyapıt değil ama, ilk filmlerinden birini çeken bir yönetmen için filmin gayet başarılı olduğu, mesajlarını doğru verdiği söylenebilir.

son olarak soundtracklerden bahsetmek lazım. yvonne - drifter, broder daniel - i'll be gone, broder daniel - underground filme çok güzel gitmiş gerçekten. dinlemek, dinletmek, paylaşmak lazım.

(arras - 24 Ekim 2009 15:18)

doğru yazımı fucking åmål dır.

(lazylittleprince - 15 Haziran 2010 17:30)

fakingomol suretinde okuruz.

(viggen - 15 Haziran 2010 17:35)

renk olarak sarının tercih edildiği dramatik film. bende ki divxten mi kaynaklanıyor bilmiyorum ama sanırım filmin grenli olmasıda tercih edilmiş. bu yüzden insana çokta gerçekçi gelemeyen film. ayrıca sinemada pekte kullanılmayan zoom hareketi bu filmde muhtelif sahnelerde bulunmakta. kısaca ilginç, ve güzel bir görüntü yönetimine sahip film. isveç aksanı başlarda rahatsız edebilir.

(dirk pitt - 4 Nisan 2004 18:59)

tek bir sahneyle aşkı çok iyi anlatmış lukas moodysson ve rebecka liljeberg.

--- spoiler ---

agnes bir an elin yüzünden ölmek isteyip bileğini keserken, diğer an onu penceresinin altında görünce anında yarasını sarıyor ve ölmekten vazgeçip hayata umutla bakan bir insan haline geliveriyor. ve bu değişim tek bir an içerisinde gerçekleşiyor.

--- spoiler ---

(codename47 - 25 Mayıs 2014 13:59)

--- spoiler ---

elin ve agnes otostop çekip arabaya binerler. o esnada i want to know what love is kısık sesle çalmaktadır. kızlarımız çılgınca öpüşmeye başlar ve şarkının sesi yükselir. manyaklar gibi öpüşürlerken bangır bangır "i wanna feel what love is" diye bağırır şarkı. ben bu sahneyi izlerken yüksek dozda aşka maruz kaldığımı hissettim. ergenlik evet iğrenç bir dönemdi ama ergenlikte de öpüşmek harika bir şeydi. bu film bana bunu hatırlattı.

--- spoiler ---

(cisegu - 5 Haziran 2014 16:51)

... babasinin agnes'e iletmeye calistigi yirmi bes yil sonra mutlu olacagi mesajina kahramanimizin verdigi cevap pek nefistir; tebrikliktir. birkac bira ustune gayet iyi giden ve guzel vakit gecirilmesini saglayan bir isvec filmidir. elin'e asik olmak kolay, agnes'e asik olmamak zordur.
vay be, ne dedim ben.

(deli - 13 Ağustos 2004 22:34)

adile mermerci anadolu lisesi (bkz: amal) talebesi bir gencin isyani da olabilir gayet.

(lunatique - 28 Eylül 2004 16:42)

adnan menderes anadolu lisesinden nefret eden kimsenin sarfedebilecegi soz..

(lovehippi - 26 Ekim 2004 22:46)

sonunda çalan şarkı casomaiın sonunda da çalıyor sanırsam, show me love olan ama pek çok da emin olamadım.

(arienette - 29 Aralık 2004 23:22)

iki kızın lezbiyenliğinden ziyade iletişim kurabilecekleri, iki çift laf edip dert anlatabilecekleri birini aramaları temasını işleyen bir filmdir. bu bakımdan eşcinselliği, bunalımı, ergen uzaylılığını yumuşak bir bakış açısıyla izleyeni bayıltmadan anlatmıştır.

(flut - 14 Mart 2005 18:17)

lezbiyen eğilimler üzerine yapılmış en naif film belki. çocukların aşkını incelemekte.

(minca - 23 Mayıs 2005 18:32)

--- spoiler ---
filmin sonunda kızların tuvaletten tüm okul kapının önünde beklerken elele çıkmaları ile coming out of closet ^** sembolik olarak gösterilmiştir.
--- spoiler ---

(ride - 24 Ağustos 2005 08:45)

--- spoiler ---
filmdeki en güzel sahne son sahneydi kanımca. elin'in kakaolu sütü nasıl yaptığını agnes'e uzun uzun anlattığı sahne. heyecan ve utangaçlık yüzünden bir türlü konuya/aktiviteye girilemediğinde insanın alakasız bir şey hakkında uzun uzun konuşması ve karşı tarafın susup beklemesi durumunu çok güzel veriyor izleyiciye.
--- spoiler ---

(topuklu - 28 Ocak 2006 03:05)

dönem gençliği üzerine özellikle başarılı bir çalışma. iletişimsizlik, iletişim kuramamaktan doğan boşluklar, bu boşlukları dolduracak zannedilen erken atılımlar... ve tabi aşk. film lezbiyenlikten öte isveç ' in boğucu havası ve gençlik üzerine başarıyla eğilen bir drama olarak duruyor. rebecka liljeberg 'in oyunculuğu yer yer donuk/tutuk, yer yer samimi ve duru. neden bilmem, filmi izlerken aklıma lise dönemleri ve lisedeki öğrenciler geldi...(!)

(l goshin - 16 Mayıs 2006 22:55)

yönetmenin en basarılı filmidir kanımca son ikisi gerçekten faciaydı hatta bu filmi çeken onları nasıl yapabilir diye gerçekten düşündürüyo.
bi kere filmdeki oyunculuklar gerçekten on numaradır.. agnesi oynayan ablamıs esleri o küçük yaşında öle güzel öle dolu dolu yaşamıştır ki. boş boş serederseniz bişi anlamazsınız.. elini oynayan ablamız ise kahramanın değişimini gerçekten ustalıkla diyebiliceim bi şekilde kotarmıştır.helal olsundur..

yakın planlar filme hakim olmakla birlikte mekanlara diil oyunculara itmiştir bizi. insani bi filmde olması gereken ve cesur bi karar diye düşünüyorum..
çok üzmüştür beni 3 sene arayla ikinci kez serettiğimde.
çıkmasalar o tuvaletten kalsalar orda senelerce.

agnes ayrıca tanıdıım bi insan evladına çok benzemektedir. ya da ben mi öle istedim bilmem. girse o filme orda kalsa da seretsem hep.

(iiaa2 - 22 Mayıs 2006 21:46)