Süre                : 1 Saat 46 dakika
Çıkış Tarihi     : 22 Temmuz 1959 Çarşamba, Yapım Yılı : 1959
Türü                : Cinayet,Drama
Ülke                : Doğu Almanya
Yapımcı          :  Freie Film Produktion GmbH & Co., Hamburg , Real-Film GmbH
Yönetmen       : Helmut Käutner (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Helmut Käutner (IMDB)(ekşi),William Shakespeare (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Hardy Krüger (IMDB)(ekşi), Peter van Eyck (IMDB)(ekşi), Ingrid Andree (IMDB), Adelheid Seeck (IMDB), Rudolf Forster (IMDB), Boy Gobert (IMDB), Rainer Penkert (IMDB), Heinz Drache (IMDB), Charles Regnier (IMDB), Siegfried Schürenberg (IMDB), Richard Allan (IMDB), Josef Sieber (IMDB), Robert Meyn (IMDB), Erwin Linder (IMDB), Werner Schumacher (IMDB), Joachim Wolff (IMDB), Erich Weiher (IMDB), Balduin Baas (IMDB), Alfred Hansen (IMDB), Denise Laumer (IMDB), Egon Pinnau (IMDB), Günther Mertins (IMDB), Egbert Strolka (IMDB), Gustl Busch (IMDB), Adolf Hitler (IMDB), Helmut Käutner (IMDB)

Der Rest ist Schweigen (~ El resto es silencio) ' Filminin Konusu :
Der Rest ist Schweigen is a movie starring Hardy Krüger, Peter van Eyck, and Ingrid Andree. An interpretation of Hamlet finds the heir Claudius Steel Works struggling with his mother's to uncle Van Eyk in a sterile industrial...

Ödüller      :

San Sebastian International Film Festival:


  • "- ve kaybetmek daha guc bulamamaktan- siki tut kacmasin o zaman.- ohooo tutali cok oldu- aman sakin birakma- o beni birakmiyor ben istifa ediyorum- aferin bak boyle"
  • ""bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?"* sorusunu akla getirir.elinden uçup giden serçenin arkasından bakakalmak acıdır. acıtır."
  • "yersiz yurtsuz * olmayı seçenlerin motosu. bunu söyleyen ancak kaybetmeyi bilen bir insan olabilir... ya da bir aşk kaçağı.bir de; (bkz: alismak sevmekten daha zor geliyor)"
  • ""bulup kaybetmek mi, hiç bulamamak mı?" sorusuna yaşamla verilmiş yanıt."
  • ""...und der rest ist schweigen..." demiştir goethe* belki de tam böyle durumlar için.yapılabilecek tek şey susmaktır, neye yarar çırpınmak?..."
  • ""sen yüzüne sürgün olduğum kadınkardeşim olan gözlerini unutmadım"*dizeleriyle devam eden.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    cemal sureyanin agzindan cikan en saglam dizelerden biri. insanin yuregine tas gibi oturur. evet. aski bulup da kaybetmis olanin durumu, askla hic karsilasmamis olan birinden cok daha aciklidir.

    siirin tumu icin (bkz: ulke)


    (cekirge - 13 Mayıs 2003 23:17)

  • comment image

    "bir daha bu yolları aynı hevesle yürür müyüm?"* sorusunu akla getirir.

    elinden uçup giden serçenin arkasından bakakalmak acıdır. acıtır.


    (anhydra - 7 Temmuz 2012 21:33)

  • comment image

    cemal süreya'nın yürek yakan sözü. anlamını öğrenmekse bu sözden daha da acıymış. yani diyor ki şair; insanın hayatından bir yıldız kaydığında insan öncelikle hani nerde yeni yıldızlar, yeni gezegenler demez, o gitti ve asla dönüşü yok bu sonun der. bu yüzden bitti deyip hatırladıkça -ki aslı erdoğanın deyimiyle insana hiçbir şey hatırlamak kadar acı vermez, hele de mutluluğu hatırlamak kadar- süzülen yaşlar onun bıraktığı boşluğadır, o boşluğun asla dolmayacak olmasına değildir.


    (queasiness - 30 Haziran 2004 21:51)

  • comment image

    "...und der rest ist schweigen..." demiştir goethe* belki de tam böyle durumlar için.
    yapılabilecek tek şey susmaktır, neye yarar çırpınmak?...


    (kafka - 18 Ekim 2004 17:44)

  • comment image

    murathan mungan, "o eski ağrı,ansızın geri teper. dilerim geri teper. yoksa gerçekten bitmişsinizdir." der. duvara asılsanız, "şu geyik kafasından daha mı güzel dururum" diye kendinizi sorgulamaya bile üşenirsiniz. ama öyle bir garip haldir ki, üzüntü değildir, kızgınlık, kırgınlık da. biraz olmak, biraz olmamak desek az çok anlatırız belki. oysa çok film izlemiş, çok şey okumuşsunuzdur şu halinizi anlatan. tim burton ile nick cave karşımı bir haliniz bile vardır belki. garip bir anlayışla, sükunetle hayata bakmaya devam edersiniz. "sanat değil hayat asıl her şeyi gerçek kılan." diye düşünürsünüz. sonra zaman içersinde meydana gelen boşluklara rağmen bir noktada kendinizi iki ile çarpıp sıfır değil de iki sonucuna ulaşırsınız. iki bir olmaz belki, ama sıfır gibi arada derede hiç değildir. "en azından bir eksilsem bir kalırım" tesellinin vardır, korkmadan yaşarsınız, çünkü boşluklarınıza alışmak zor gelmez diye düşünürsünüz. derken eski boşluklardan birisi ansızın kendini kendisiyle doldurur. o zaman anlarsınız kaybetmek yokmuş, uzun-kısa teneffüslerini yaşıyormuşuz hayatın. giren bir kişi kendisine öyle bir yer açıyormuş ki, eğer o boşluk hisseleriyle mücadele ederken kızgınlığa yenilmeyip hoşgörü göstermeyi becerebiliyorsanız, hayata asla kapatmadığınız kapılarınızdan birisinde bir gün o kişiyi yeniden buluyormuşsunuz. ikinizin de üstü başı dökük olabiliyormuş zaman zaman. ya da birisi diğerinin üzüntüsünü dinleyebiliyor, onun için üzülebiliyormuş. ama en güzeli konuşurken "özlemişim..." diyebilmekmiş.

    kaybetmeye veya bulamamaya değil özlemeye gebeymişiz. çünkü biz kutsal kaseyi ararken kendi şatosunu bırakıp giden bir nesilden gelmekteymişiz.


    (queasiness - 17 Eylül 2005 10:28)

  • comment image

    soz konusu derinligin tum dogruluguna katilmakla beraber, eklemeden edemeyecegim: yasamis olmak, hic yasamamis olmaktan daha iyidir. odenen tum bedellere ragmen. kaldi ki, kaybetmek goze alınmadan kazanilmaz..


    (amethyst - 14 Ocak 2006 23:28)