2500 mt. yükseklikte antalya - bakırlıtepe'de bulunan, gözlemci evi(misafirhane)'den, teleskoplara kadar olan kısacık yolu teperken bile oksijensizlikten nefes nefese kalınan türkiye'nin en büyük öneme sahip gözlemevidir. rtt150, yt40, rotse iiid teleskoplarını barındırır.

rtt150 teleskobu, 1.5 mt'lik rus-türk ortak teleskobudur. %60 gözlem zamanına ruslar sahiptirler, sebebi ise teleskobun ruslardan, yerin bizden olmasıdır.

yt40(yeni teleskop 40) ise, made 200 lx model bir teleskoptur ve adından da anlaşılacağı üzere 40 cm'liktir. orda bulunduğunuz süre zarfı içerisinde sizi çileden çıkarabilecek özelliğe sahiptir. çünkü hiç bir zaman doğru düzgün çalışmaz. (bkz: meade) artık bilimsel amaçlı araştırmalar için yetmeyen bu teleskobun yerine ise 60 cm'lik özel yapım yeni bir teleskop geleceği kesinleşmiştir. bu 40 cm'lik teleskop ise akdeniz üniversitesi bünyesinde halka açık etkinliklerde kullanılmak ve yeni kurulacak teleskoplara yer seçme aşamalarında kullanılmak üzere paketlenecektir.

rotse iiid ise, dünya'da 4 adet bulunan ve özel bir görevi olan teleskoptur. bu teleskoplar gama işın patlamaları'nı tespit edebilmek üzere ayarlanmışlardır ve programı sayesinde hiçbir insan müdahalesi olmadan çalışabilen akıllı bir yaratıktır.

100 cm'lik yeni, yepyeni özel yapım bir teleskop ise tug bünyesine katılmak üzeredir. zira teleskop binası bitirilmiş ve teleskobun getirilip denenmesi beklenmektedir. t100 teleskop binasını görmek için:
http://www.tug.tubitak.gov.tr/

ayrıca gözlemci evi'ne de ek bina inşası nerdeyse tamamlanmış durumda. böylelikle kalabilecek gözlemci sayısı arttırılmaya çalışılmaktadır.

3 mt'lik özel yapım sadece türkler'e ait bir teleskop ve bir güneş teleskobu kurulması ise projelerin onaylanıp yer seçim çalışmalarının bitirilmesine bakmaktadır. tabi bir de tübitak'ın, astronomların sesini biraz daha duymasına.

hepsinden de önemlisi burası, inanılmaz doğa olaylarına tanık olabileceğiniz bir yerdir. zira bulutların arasında yürümenin nasıl insan ruhunu özgür kıldığını hissedebileceğiniz ender yerlerden biridir. bir bulutun içinden geçerken, yüzünüzle temas eden su buharının, suya dönüşmesinden alacağınız haz ise sizi fazlasıyla şaşırtacaktır.

(eloy86 - 4 Aralık 2007 15:53)

gerçekten bulutların üzerinde olduğunuz, bulutların içinden yürüyebildiğiniz yerdedir.
insanlar aşağıda (antalya) denize girerken sizin kar yağışından dolayı gözlem yapamadığınız yerdedir.
çok yüksektedir çokk (2550 m)

(smoker - 6 Aralık 2007 22:35)

dünyanın en önemli gözlemevlerinden biri olma şansına sahipken, ışık kirliliği yüzünden bu şansını çoktan kaybetmiş, ülke tarihimizin en büyük gözlemevi projesi.

turizm cenneti, göt kadar hawai (ki çok büyük gözlemevlerine sahiptir) bile bu denli ışık kirliliği yaşamazken, antalya'da böyle bir ışık kirliliğine nasıl izin veriliyor anlamak çok güç. üstelik burnunun dibinde ülkenin bilimsel geleceği yatıyorken?

bunlara kızıyorum, yoksa ekonomi, etnik problemler, bunlar basit sorunlar. öyle ama, ülkenin en büyük bilimsel yatırımını sokak lambalarından koruyamayan zihniyet nasıl çözecek diğer problemleri merak da etmiyor değilim hani...

(anafor - 30 Kasım 2009 03:55)

simdi tug'daki ışık kirliliği ile neyi kastettiğimiz astronomi ve ışık kirliliğinden bihaber kişiler tarafından anlaşılamıyor. bu nedenle örnek vermemiz lazım: buradaki gözlemevi niçin 2500 km yükseklikte? şehir ışıkları ve atmosferin bozucu etkilerinden uzak olup evreni rahatça inceleyebilmek için.

atmosferin bozucu etkilerinden "yukarı" çıkarak kurtuluyosun. peki yıldızları rahatça görebilmek ve inceleyebilmek için şehir ışıklarından uzakta kurmak istediğin bu gözlemevi ne alemde? aha böyle arkadaşım:

http://img205.imageshack.us/…talyaisikkirliligi.jpg

utanç verici... ülkemiz için, ve buna bir şey yapamıyorsun. dile getirdiğinde alay konusu oluyorsun, dalga geçiliyor, ciddiye alan bile yok. çok geri, çok ilkel, üzülmemek mümkün değil. koca 80 milyonluk ülkede, bunun önemini kavrayan ve üzülen sadece birkaç bin kişiden biri olmak daha da üzücü.

(anafor - 30 Kasım 2009 04:35)

turizm merkezi antalya'nin dibine^* gozlemevi kuran tubitak'in bastan sictigi projedir. gozlemevleri sehirlesmenin az oldugu ya da nufus yogun olsa bile isik kirliliginin olmadigi yerlere yapilmasi gereken yapiladir. ornegin abd'de hemen her eyalette buyuk gozlemevleri varken, sadece nevada da gozlemevi yoktur, neden nevada'da yok acaba? butce mi cikismamis? sen hic las vegas diye bi yer duydun mu bilader!

(post positivist - 30 Kasım 2009 11:40)

ryt40'ın kubbe kurulumu geçekleştirilmiş. misafirhanenin ön tarafındaki bir alana kurulmuştur.

ayrıntılar:
http://www.tug.tubitak.gov.tr/haber.php?id=188

(eloy86 - 11 Kasım 2010 10:44)

türkiye'nin en büyük teleskobu buradadır mamafih teleskobun sahibi ruslar olduğu için sözleşme gereği %60 kullanım hakkı onlarındır ve kullanım ayarlamalarında bize bol dolunaylı günleri kaktırdıklarından tam randıman alınamamaktadır.
tamamen türklerin sahip olduğu en büyük teleskop ise çanakkaledeki gözlemevinde mevcuttur. mesela ordakini de almanlar yapmıştır ama bi kere bile azcık da biz röntliyelim dememişlerdir zira almanlar iyidir rusların da kızları fena değildir işte böyledir.

(tarzanadam - 21 Eylül 2011 00:06)

antalyaya bi buçuk saat mesafede 2550m yükseklikte bulunan gözlemevidir..bünyesinde 40cm^* (t40) ve 1,5m^* (rtt150) lik iki teleskop bulunmaktadır..akdeniz üniversitesinde bulunan tubitak merkezi vasıtasıyla gidip görmek mümkündür..gözlemcileri ve görevlileriyle sıcak bir ortamı vardır..mayıs başına kadar yolların karla kaplı olma ihtimalinden dolayı yaz aylarında gidilmesi salık verilir..antalyanın sıcağından sonra serin zirve muhteşem manzarasıyla insanın içinin bi hoş olmasına sebebiyet verir..

(miyuw - 21 Mayıs 2003 01:50)

nisan-mayıs gibi yolları ancak açılan, normalde saklıkentten yukarıya 4-6 saat karda tırmanılarak çıkılan; cefakar, kendini bilime adamış artı inanılmaz hoş sohbet çalışanlara sahip; gece gözlemi sırasında kendimi bilimkurgu filmlerindeymiş gibi hissetmemi sağlamış süper ortam.

(indiegirl - 29 Mayıs 2003 01:59)

bakırlıtepe tug için rastgele seçilmiş bir yer değildir. inşasına karar verilmeden çok önce taa 1960'larda türkiye'de ulusal bir gözlemevi kurulabilecek potansiyel yerlerin seçim çalışmaları bağımsız kişilerce başlatılmıştı zaten. 1979'da bu girişimler tübitak tarafından tek çatı altında toplandı ve yaklaşık 7 sene süren çalışmalar sonunda 4 farklı yer aday olarak belirlendi. bakırlıtepe'yle birlikte muğla, ödemiş ve adıyaman'ın aralarında olduğu bu 4 noktada da aylarca gözlem ve hesaplamalar yapıldıktan sonra en ideal yerin bakırlıtepe olduğuna karar verilerek tug buraya kurulmuştur. görevli ekiplerdeki insanların uğruna ölüm tehlikeleri bile geçirdiği, büyük fedakarlıklarla yürüttükleri bu çalışmaların nihayete erdiği 1987 yılında bakırlıtepe taşıdığı niteliklerle bırakın diğer 3 lokasyonu optik bir gözlemevi için dünya'daki sayılı gözlem noktalarından biriydi ve burada kurulacak bir gözlemevi fikrinin potansiyeli dahi insanları heyecanlandırmaya yetiyordu. yaz kış açık bir yola sahip ve elektirik, su, telefon gibi temel ihtiyaçlar zaten var olduğundan çok fazla bir altyapı maliyeti gerektirmeyecekti. projeye kaynak ayırmak için gayet isteksiz davranan devlet için gözlemevinin kendisi boş ve gereksiz bir yatırım kabul edilirken ekstra maliyet çıkaracak diğer lokasyonlar tercih edilseydi bugün belki de hala bu gözlemevi faaliyete geçmemiş olurdu. dolayısıyla yanlış bir seçim olduğunu söylemek biraz içi boş bir iddia. antalya'nın aradan geçen süreçte büyümesi beklenmedik bir şey değildi fakat devletin böylesine önemli bir yatırımı ıskartaya çıkarmamak için turizme darbe vurmadan antalya'ya özgü bir takım önlemler aldırması o kadar zor bir plan gerektirmiyordu. en azından şehrin sokak aydınlatma sistemi ve büyüme sınırları gözlemevi dikkate alınarak yeterli vakit varken planlanabilirdi. gerekirse antalya için özel bir şehir planlaması, yönetmelik çıkartılabilirdi. bunların ne kadarının yapıldığını bugün gelinen noktada görüyoruz.

bu gözlemevinin bilimsel geleceğimiz açısından ne denli önem taşıdığını bu ülkede yaşayanları geçtim ülkeyi yönetenlerin %1 i bile bilmiyor malesef. gözlemevleri yalnızca insanların gökyüzüne bakıp manzara fotoğrafları çekmesine yarayan yerler değiller. bu gözlemevleri sayesinde bilim insanlarını yetiştirmek için yurtdışına göndermek veya oradan eğitmen, araştırmacı ithal etmek zorunda kalmayacağız. talep arttıkça yeni gözlemevleri açılacak, diğer pozitif bilimler de bundan olumlu etkilenecekler. bir süre sonra burada istediği ortamı bulamayan yetişmiş parlak bilim insanlarımızın ülkeden kaçmasına neden olan beyin göçlerini durduracak hatta belki de tersine çevireceğiz. şimdi başka ülkelerden ithal etmek zorunda kaldığımız teknolojileri kendimiz üretip onların koyduğu sınırlar içerisinde değil istediğimiz gibi kullanacağız. mazisi ilk insanlar kadar eskiye uzanan, tüm bilimlerin atası astronomi'de ne kadar ileriye gidersek, yetişmiş insan sayısı ne kadar çoğalırsa bu ülkenin menfaatinedir. böylece düşünen, sorgulayan, araştıran bireyler bilimsel üretkenliği arttıracak ve dolaylı olarak toplumun insan kalitesi, medeniyet ve refah seviyesi de tüm bu gelişmelerden mutlaka olumlu olarak etkilenecektir. ne yazık ki astronomi'yi astrolojinin bir kolu sanan, bilime bakış açısı kısır bir topluma bunları anlatabilmek ya da kendi kendilerine anlamalarını beklemek çok zor. batı medeniyetlerinin yüzyıllar önce geçtiği eşiğe halen o kadar uzağız ki.

biz bu gözlemevinin yerine daha karar veremediğimiz tarihlerde ülkemizde en büyük teleskop 48 cm çapındayken, onlar da kim diyeceğimiz bulgaristan 200, mısır 170, yunanistan 120 cm çapında teleskopları olan gözlemevlerine sahipti. aynı dönemlerde ırak bile 3,5 metre çapında bir teleskop kurmaya hazırlanıyordu ki araya iran-ırak savaşı girmişti. bu örnekler ne kadar geç ve geri kaldığımızın bir göstergesiyken biz yapılan bu yatırıma da yeterince sahip çıkamıyoruz. antalya bir turizm merkezi olabilir ama onlarca gözlemevine sahip olmasına rağmen abd hawai'deki gözlemevleri için gereken önemi gösterirken bizim elimizdeki en önemli gözlemevini elbirliğiyle düşürdüğümüz durum ibretlik. çok değil 5-10 sene sonra astronomiyle tek alakası dergilerine kapak resmi ithal etmek olan zihniyet bu gözlemevini de tamamen işlevsizleştirir. kimse de çıkıp bir şey demez. bilimmiş, astronomiymiş, fizik mizik neyimize bizim zaten.

(ntldr - 24 Eylül 2012 16:49)