• "hebert terrace'i tayyip erdoğan'ın oynadığı belgesel. (karakteri de benziyor sanki.)rise of the planet of the apes filminin de neye dayanarak çekildiğini anlıyorsunuz bunu izleyince."
  • "insandan baska ve mutlu olmayi insandan daha fazla hak eden bir canlinin the truman show'u. bir sempanzeyi oldugu kadar insanligi da anlatiyor."




Facebook Yorumları
  • comment image

    izleyeli daha 24 saat olmadı, izlediğimi az önce youtube'da şempanzeli bir videoya denk geldim de hatırladım. hatırlamışken bir de sözlüğe girip bakayım ne yazmışlar dedim.
    belgeseli teknik olarak ele aldığımda geçer notu alıyor benden; kayan yazılar, kişiler arası geçişler filan başarılıydı. lakin bu project nim adlı deneyin tam anlamıyla bir "failure" olduğu gerçeğini değiştirmiyor tabii. "insan nedir" gibi temel ve mühim bir soruya cevap aradığını iddia eden bu deney (ve dolayısıyla belgesel) ikinci yarısından itibaren tamamen başka bir yöne sapıyor. bir hayvan, işaret dili öğretilip kendisiyle iletişim kurulması sağlanarak "insan"a ne kadar yakınsatılır bunu merak ederken, belgeseli izlerken verilen mesajlar dolayısıyla (fondan verilen müzik de cabası) bir görüyoruz ki, deney sürecinde insan hayvana yakınsatılmış meğer. daha başında herbert terrace yaklaşık otuz saniye içerisinde deney projesini açıklayabildiğinde* bırakmalıydım belki izlemeyi de, kayıt gereği kısa tutmuşlardır dedim, plansız, programsız deneye mi başlanır canım dedim.
    böyle mühim bir soruyu soran bir deneye bu denli iyi hazırlanmamış başlanırsa, ilerledikçe konunun hayvan haklarına kayması da önlenemez tabii, ama bu mevzu burada bitse keşke. madem konu oraya kaydı, orada bırakın bari. başladığınızdan çok farklı bir yöne sapmışken, başlangıçtaki sorunuza oradaki sapmış halinizle yanıt vermeye kalkışmayın.
    sonuç, şahsım adına hayalkırıklığı. yine de, çıkaracağınız sonuçlara (dolayısıyla kendinize) güveniyorsanız izleyin tabii. aslında pek de boşa gitti sayılmaz o 93 dakika.


    (mireille - 26 Aralık 2011 23:03)

  • comment image

    arşiv görüntüleri kullanma şansına sahip biyografik filmler ve belgeseller, seyircisini mesafeli bir bakma eyleminin içine hapsetmek yerine tanıklıkeden/yaşayan konumuna sokarak tekil ve özel bir deneyim yaratma konusunda çaba göstermeksizin avantajlı oluyorlar.

    project nim de böyle bir belgeseldi. ne kadar talihsiz olursa olsun, tarihte özel bir yeri olan şempanze nim'in hikayesi insanlar ve insanlık hakkında çok şey söylüyor. hayvanlar üzerinde kurulan her türlü iktidarı (doğrudan şiddet içermeyip dil ile kurulan iktidar da dahil) okuyabilmek için hastalıklı zihinlerimizin ihtiyaç duyduğu o kişisel teması sağlıyor.

    bilim üzerine bir film izlemek isteyen zavallı pozitivistler için de bir ihtimal hayatın kendisinden kopukluklarını yansıtacak bir ayna görevi görür. göremeyenlere ben cevap vereyim, bilimkurgu falan izleyin. hayvan hakları falan bunlar ilginç şeyler değil aslında. sonuçta zaten ölüyolar yani di mi?

    evrenle olan bağını kendi elleriyle her gün katletmekle lanetlendiği ve bunu kabul de edemediği için takıntılı bir şekilde baktığı her yerde kendisini görmek derdindeki zavallı insan için hazmetmesi zor bir film. tanıklık/eşlik etmesi ise benzerlerine oranla çok daha kolay, bu da nim'in şirinliği olduğu kadar belgeselin de başarısı. daha zor ve travmatik bir tanıklık için earthlingsi öneririm. kim izleyecek ama hayvan hakları falan yaa.


    (dottie - 1 Şubat 2012 21:10)

  • comment image

    projedeki kişilerin sanki çok normalmiş gibi "daha önce hiç şempanzeyle karşılaşmamıştım.." demeleri sizi yerinize mıhlıyor: "nasıl yani??" diye sayıklayıp duruyorsunuz belgesel boyunca.. projenin başındaki herb diye kısaltılan kişinin tek amacının ismini duyurmak, daha çok duyurmak, ödenek almak, daha çok ödenek almak olduğunu anlayınca taşlar yerine oturmaya başlıyor..
    bilimsel araştırmaların ne denli bilimsellikten uzak koşullarda yapıldığını göstermesi bağlamında bile olağanüstü güzel bir iş project nim.. hayvan hakları, kobaylar ve dangalak bilim-insanları konusunda oldukça etkili bir etüt..
    (http://yucitek.blogspot.com/…12/02/project-nim.html)


    (ug tek - 19 Şubat 2012 22:40)

  • comment image

    insan irkindan bir kez daha tiksinmeme vesile olmus film. herb gercekten baya tayyip, bu durumdan bagimsiz olarak karsima ciksa cok rahat gomerim kafayi. abi o dandik tipiyle tam alfa man, ustune teflon adam.

    --- spoiler ---

    nim'i ziyarete bir kere gidiyo yaninda gazeteci ordusu. cocuk seviniyo bi daha gorurum diye, abi gidis o gidis. allah cezani versin herb.

    ama bob oyle mi, herb nasil bi malsa bob bi o kadar insan.


    (outre wanderlust - 19 Şubat 2012 23:34)

  • comment image

    izleyeli daha 24 saat bile olmadı. etkisinden kurtulamadım fakat, sinemada izleyip eve döndüğümde evdeki kedilere daha farklı bakmama neden olmuş, kendilerine "ulan ben size nası kıyarım be?" dedirtmiştir...

    film(ya da belgesel)deki hikayede maymun insan yerine konulmaya çalışılıyor ama aslında film, baş karakteri olan nim'i ancak izleyen gözünde insan yerine koyuyor ve deneyimi yeni bir yorumla bize sunuyor.

    bilimsel projelerin bilimselliklerinin yanı sıra aslında nelere malolduğunu ve insanların hayatlarında belli duygusal yıkımlara da yolaçtığını görüyoruz. aslında insana yeni bir vizyon katıyor desek, çok iddialı ama yerinde bir deyim olur sanki.

    film üç katmanda gidiyor gerçek olan olay, hikayenin karakterler tarafından tekrar anlatılması yönetmenin hikayeyi kendi diline göre yeniden uyarlaması. ve seyirci sürekli olarak bu katmanlar içinde gidip geliyor. önce ilk katmanda olmaktan keyif alırken filmin ortalarında rahatsız edicilik içinde en son katmanda kalmak hatta bırakıp gitmek istiyor.

    eğer hayvanlara karşı zaafınız var ise kesinlikle izlemeyin filmi.

    --- spoiler ---

    filmde konuşanların samimiyetleri aslında filmin bence en önemli noktası. olayı sadece nim'in gözünden anlatmamaları, nim merkezli olan diğer olaylar, yaşadıkları ilişkiler, ayrılıkların projenin gidişatını nasıl etkilediği, kobay olarak kullanılacak hayvanların nasıl seöildiklerini ve nelere maruz kaldıklarının çok açık olmasa da anlatılması...

    herb, yazdığı kitapta aslında çok önemli bir konuya parmak basmış, nim, aslında çok başarılı bir dilenci. istediklerini direkt olarak söylemek yerine belli ifadelerle belirtiyor ama tek amacı istediklerini elde etmek. bunu köpekler de yapıyor. yunuslar da... nim'in tek artısı ise insanların hareketlerini yapabilecek vücut yapısına sahip olduğundan insanlara benzer bir yolla istediklerini anlatabiliyor. bu noktada aslında anlayabileceğimiz nim ya da başka bir hayvan bunun aynısını yapacaktı. ama gramer öğrenip de bir türlü cümle kuramıyor. bunu yapabilecek seviyeye hiçbir zaman gelemiyor. en önemlisi de iç güdüleriyle hareket edip insanlara zarar vermesi. hiç bir zaman bir bilinç sahibi olup olup bitenin farkına varamayacak. bu konuda yaptığı en akıllıca hareket, içeri kilitlendiğinde sürekli olarak özür dilemesi galiba.

    en son götürüldüğü merkezde bir dallama "işaret dilini bildiği için nim üzerinde çalışacağız." diyor. yalnız nim üzerine ne çalışıyorlar bilmiyoruz.

    sonuç olarak güzel başlayan bir hayat çok berbat bir şekilde bitiyor. yaradılışının gerektirdiği gibi içgüdüleriyle hareket eden bir hayvan, sırf doğasına aykırı davranmadı diye cezalandırılıyor.

    ---
    spoiler ---


    (zlatan1937 - 20 Şubat 2012 17:05)

  • comment image

    psikoloji ve etik konularına ilginiz varsa mutlaka izlemeniz gereken bir film.

    filmin başından itibaren tayyip'e benzeyen bilim adamı filmden kopmanızı sağlıyor gerçi. zaten karakterleri de benzer çıktığından, yani tayyip de bilim yapacak çapta olsa böyle olurdu bence, rahatlıyorsunuz. asistan ayartmalar, tanrıcılık oynamalar, popülerleşme merakı her türlü bilim adamı kompleksi amcamızda mevcut.

    hayvan araştırmaları ve ilaç denemeleri konuları üç beş slogana indirgenemeyecek kadar zor ve derinlikli konular.

    bu noktada hamburger olarak yediğiniz dana ile şempanze arasında şempanzeyi üstün görüp şempanzenin korunması gerekliliğini dil öğrenebilir olması ile açıklamanın içselleştirilmiş asimilasyon ve ben-merkezciliğine düşme riski de göz ardı edilmemeli.

    bilim etiği açısından çok etkili bir anlatımı olan, derli toplu ve iyi bir belgesel project nim. başta psikoloji öğrencileri olmak üzere bilim ve etik gibi konulara ilgi duyabilecek herkese tavsiye edilir.


    (pati - 25 Şubat 2012 22:53)

  • comment image

    bir maymunun hayat hikayesini anlatan ve "insan olmak" hakkında oldukça fikir veren bir film. burada insan olmak olumlu anlamda kullanılmamıştır belki "maymun olamamak" da diyebiliriz burada ek olarak.hayatı filme konu olan şempanze nim üzerinden yapılan deneyin adıdır project nim esasen. işaret dilini öğretebileceği kadar zeki olduğunu düşündüğü bir "canlı"ya nesne muamelesi yapan korkunç bir "bilim adamı" vardır projenin başında ve elbette proje hiçbir sonuca ulaşmaz( zaten bu kadar plansız programsız rastgele yapılan bir işten çıkan sonuçların geçerliliği de ayrı bir tartışma konusu olabilir). hayvanları sevmek için onu önce insana benzetmeye uğraşan insanoğlu -ki bir insanı sevmek için de onu önce kendine benzetmeye çalışandır aynı zamanda- nim'i olduğu gibi değil olmasını istediği şekliyle sever. bir de onun varlığındaki farklılığa saygı duyan ve seven bireyler vardır ve bu sayede kalbi kırılmış ve uzun süre aşağılanmış bir şekilde yaşadıktan sonra son günlerini huzurlu bir şekilde yaşar şempanze nim. nim'in kalp kırıcı hayat hikayesi bilimsel merağı gidermek için değil ama etik ve vicdan hakkında düşünmek için izlenebilir.


    (yarindanbanane - 24 Mart 2012 13:55)

  • comment image

    maymunlarin insan, insanlarin maymun oldugunu ispatlayan kiymetli bir tokattir izleyenlerin suratina. acinasi haldeki varliginin anlamini bulamamis insaoglunun bir maymunu bebelikten kendine benzetme cabasinin fiyaskoya donusmesinin, oksuz birakmasinin ve ustune ustluk cesitli bahanelerle piskin piskin uste cikmasinin hazin bir oykusudur. insanoglu yaptiklarina bahane bulabilen tek hayvan midir?


    (brie de meaux - 26 Mart 2013 07:28)

Yorum Kaynak Link : project nim