Süre                : 2 Saat 5 dakika
Çıkış Tarihi     : 21 Mayıs 1980 Çarşamba, Yapım Yılı : 1980
Türü                : Komedi,Drama,Romantik
Taglar             : Kaygı,Ceza,ödül,Yüksek gelgit,Ceza korkusu
Ülke                : Fransa
Yapımcı          :  Philippe Dussart , Andrea Films , TF1
Yönetmen       : Alain Resnais (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Jean Gruault (IMDB)(ekşi),Henri Laborit (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Gérard Depardieu (IMDB)(ekşi), Nicole Garcia (IMDB)(ekşi), Pierre Arditi (IMDB)(ekşi), Jean-Philippe Puymartin (IMDB)(ekşi), Catherine Frot (IMDB)(ekşi), Danielle Darrieux (IMDB)(ekşi), Jean Gabin (IMDB)(ekşi), Jean Marais (IMDB)(ekşi)

Mon oncle d'Amérique (~ Amerikali Amcam) ' Filminin Konusu :
class="text-collapsed" style="overflow: hidden;" Davranışbilimci Profesör Laborit'nin bir teorisi vardır: insanlar ve fareler sosyal olarak aynı davranışları gösterirler. Özellikle de hayatta kalmak, savaşmak, depresyona girmek gibi konularda. Ödül ve ceza her ikisinde de eşit derede etkilidir üstelik. Şu birbirinden habersiz yaşamları kesişiveren üç kişinin hikayesi bu konuda önemli bir veri sağlayabilir:Burjuvaziyi temsil eden Jean, hem politikada, hem de edebiyatta tuzu olan epey hırslı bir adamdır. Metresi olan güzel aktris Janine için sonunda ailesini ve çocuklarını terkeder. Janine'in kendisi de sol aktivist olan ailesinin mütevazi yaşantısını terkedip, tüm karşı çıkmalarına rağmen şov dünyasına girmiş biridir. René'ye gelince, bu katolik köylü çocuğu da ailesinin arzularına hayır demiş ve sonunda bir fabrika müdürü olmayı başarmış gibir. Üçünün yaşamları tahmin edilemeyecek boyutta birbirine karıştığında, bakalım hayat Prof. Laborit'yi haklı çıkaracak mıdır?Zaman zaman Woody Allen lezzetini taşıyan bu güzel kurgulanmış film, Alain Resnais'ye 1980'lerin hemen başında bir kez daha ne kadar güçlü bir sineması olduğunu gösterme fırsatı vermiştir.

Ödüller      :

Cannes Film Festivali:FIPRESCI Prize, Grand Prize of the Jury


  • "fransiz david lynch diebiliriz belki de kendisine. filmlerinde genelde image mentale/virtuelle(dusunsel virtuel goruntu) ve gercekligi birbirine karistirir. ne gercek ne diil nerdeyim ben olursunuz."
  • "bu dede 86 yaşında ve hala film çekmeye devam ediyor. aktif olan en yaşlı yönetmenlerden biri.. (bkz: la vie est un roman)"
  • "cannes 2009'da istisnai bir özel ödüle layık görülen yaşayan en büyük birkaç sinemacıdan biri."
  • "(bkz: hiroshima mon amour)"
  • "gerçekliğe saniyenin binde biri temas edebilmek için gerçekle rüyayı hayal olanı çarpıştırır; hadron çarpıştırıcısı gibidir bu mubarek adam."
  • "artık ölmesi gereken sinemacı. bu ne lan? doğ, ölme. ayıptır. sana gelene kadar chabrol öldü mnanobre."
  • "(bkz: providence)"
  • "(bkz: muriel ou le temps d'un retour)"
  • "vefât etmiş."
  • "-à bientôt alain, see you in marienbad."
  • "film eleştirileri:coeurshiroshima mon amour"
  • "smoking / no smoking ve hiroshima mon amour filmlerinin kolay hatirlanmaz yonetmeni.."




Facebook Yorumları
  • comment image

    fransiz david lynch diebiliriz belki de kendisine. filmlerinde genelde image mentale/virtuelle(dusunsel virtuel goruntu) ve gercekligi birbirine karistirir. ne gercek ne diil nerdeyim ben olursunuz.


    (abajur - 26 Mart 2007 18:16)

  • comment image

    "gercek oyle bir $ey ki, onu ancak bir anin bo$lugunda yakalayabilirsiniz" demi$. once van gogh, sonra nazire olsun deyu gauguin isminde filmler cekmi$. ben en cok muriel'i seviyorum, zaten 3 filmi di$inda da izlemedim.


    (wereyda - 19 Şubat 2010 12:00)

  • comment image

    la guerre est finie eseri kesinlikle izlenilmesi gereken fransız yeni yönetmenlerinden birisi. bir hikaye nasıl belgesel unsurlarla harmanlanarak verilebilir bunu çok güzel yakalayan yönetmendir kendisi.


    (deli kasap - 24 Mart 2013 23:12)

  • comment image

    “biçimle öz arasında varolduğu söylenen ikilik bana hep saçma bir yargı olarak gözükür. soylu duyguları yansıtan 'biçimsiz' bir filmin tümüyle biçimci bir filmden daha düzeyli olduğu düşüncesi gülünçtür. ancak biçim aracılığıyla iletişim kurulabilir. biçim olmazsa seyirciye bir şey iletemez, onda heyecan yaratamazsınız.”


    (hanging rock - 29 Eylül 2013 17:51)

  • comment image

    alain resnais'nin filmleri laboratuvar filmlerdir. yavaşlatılmış, mercek tutulmuş insanlar ve olaylardır, o bakımdan acele etmeye, gerçek zamanla eşitlemeye acele gösterilmemelidir. sinema tarihinin en ayrıksı, tartışmalı savlarını en kendinden emin şekilde öne süren, görüntüleyen, hiç bir şeyi, hiç kimseyi takmayan, içerlek, içe dönük, ruha dönük, ruhun da kenarlarında, düşük olasılıklarında veya ıssızlarında dolaşan, arada ufak bir ip asma köprü barındıran filmler. zor, boğucu, yavaş, sıkıcı, yavaş yavaş karşılaştırıcı, bağırmadan, sakin savladığından kavga edilmesi zor, terk edilmesi kolay, aklı da arkada bırakan filmler.

    filmlerinde hayır sözcüğüne fazla yer yoktur, genellikle evet'tir, itiraftır, veya daha ileri gitmek, daha açılmaktır. onun filmleri sayesinde her hayır'da adeta mutlaka bir saklanma, bir korku bulmayı bekler olmuşumdur. her şey olasıdır, her şey olası olmalıdır. bu bakımdan insansever, inançlı fimlerdir. ama bir dosdoğru ucube nasıl zor sevilirse, onun ucubeleri de zor sevilir, kucaklayıp yanınızda taşıması zordur. dipten hak vererek mesafe koyar, veya içiniz sızlayarak yakın veya hak veriyor hissedersiniz. insanı kendi kolay sıkılmasıyla yüzleştirir, acımadan sıkar.

    en kolay filmi la guerre est finie'nin bile peynir ekmek zannedilmesi hata olur. sadece ısınması, yakınlaşılması, koltukta görece rahat izlenmesi mümkün diye. orada da başınıza komünisti, arada/dışarıda birini sarar, komünisti, ideal değil insan olan bir komünisti. o kadar ünlü olan hiroshima mon amour'da da zor sevgiye el atmıştı: delinin, evlilerin, uzak kültür mensuplarının eşlenmesine. l'annee derniere a marienbad da sinemaya tutkum var diyenler için de demir leblebi, mimarlar ve görselciler için de zorunluluk. donukluğun, durucasına akışın ilmini yapıyorlar marguerite duras ile birlikte. luchino visconti bir edebi uyarlama üstadıdır, ama ikisi birlikte uyarlama değil, edebiyat-sinema yani sinedebiyat yapıyorlar. bir yerde yüksek sanat yaptıklarından, marcel proust'un okunmadan bilinmesi gibi onların da izlenmeden bilinmesi gerekiyor. tanırım, bilirim, seyrettim, ona karşı bağışığım, dayanıklıyım demek gereksiz ve anlamsız olduğu kadar da çekici.


    (ibisile - 28 Şubat 2014 23:03)

  • comment image

    http://www.radikal.com.tr/…llegini_kaybetti-1179146

    fransız yeni dalgası'nın, ismi yazıldığı gibi okunmaktan çok uzak, ölümsüz yönetmenlerinden. neden büyük bir sanatçı olduğunu biliyorum, ama "sıkıcı olabileceği" ön yargısıyla bir filmini bile kendim açıp, izlemedim. bugün 92 yaşında vefat ettiğini öğrendim. bir teselli olur mu bilmem, ama filmlerini izleyen kimse 92 yaşına kadar yaşamayı başaramadı, başaramayacak. (atilla dorsay dahil.)

    insanlığa yaptığın katkı için teşekkürler alain resnais.

    not: hala nasıl "röne" diye telaffuz edildiği konusunda bir fikrim yok.


    (marcowhisky - 2 Mart 2014 16:12)

  • comment image

    — imagination is not always fantastic. it is indeed very exceptionally of fantastic inspiration; most often its representations are rigorously banal, routine. (cahiers du cinéma (in english) number 8, february 1967, page 59.)


    (acediac - 28 Haziran 2014 15:39)

  • comment image

    alain resnais, pek nouvelle vague yönetmeni sayılmaz. ilk çıkışını yaptığı hiroshima mon amour'un tarihi itibariyle (1959) öyleymiş gibi gözükebilir. ama hem tarz olarak, hem ilgi alanları olarak oldum olası farklıdır. alain robbe grillet, marguerite duras ve jorge semprun ile ve hatta sanat sepetle ilgisi olmaması açısından sıradışı bir örnek olarak henri laborit ile çalışacaktır, nuit et bruillard'ın dış sesini paul celan almancaya çevirecektir. andre malraux'nun kızıyla evlenicektir. rivette 1928, godard ve chabrol 1930, truffaut ve louis malle 1932 doğumludur. alain resnais ise 1922. bu ufak görünen farkı büyüten savaş seneleri olmalıdır. yeni dalga sinemacıları popüler kültürü keşfederler. onların ilgilendikleri yazarlar ucuz gangster romanı yazarlarıdır. resnais it kopuk takımından değil klas adamdır kısacası. mesela konu bellek olunca size proust ve bergson tavsiye eden biri, resnais'yi de yanında tavsiye etmezse suratına tükürebilirsiniz. sinemada başka yönetmenlerle kıyaslanamayacak, sinema üzerinden atıflarla özetlenemeyecek yönetmenler vardır, diğerlerinden daha iyi diye değil, hiç kimseye benzemeyen bir özgünlüğe sahip olduklarından dolayı. kendi başına bir adaya benzerler. kendilerine benzerler. alain resnais böyle bir ada olsaydı, kesin lost adası olurdu.


    (bir takim dis mihraklar - 25 Şubat 2015 03:46)

Yorum Kaynak Link : alain resnais