mad men'i alın içinden reklamcılığı çıkartın, onun yerine hukuk, arabuluculuk, sinsilik gibi olayları ekleyin, zamanı da 60-70'ler yerine günümüz yapın, hah işte bu dizi odur.

şimdi kötülediğim sanılacak ama bunu mad men manyağı bir adam olarak söylüyorum, bölümler gayet hoş, seneryoda gereksiz aptalca replikler yok, aşk drama vs. gibi saçma olaylar yok, salt olarak insan ve iş ilişkileri.
birinin birisine nasıl kazık atabileceği ve şirket içinde birbirini arkadan dürtme durumları ile alakalı.

oturdum 6 saattir soluksuz izliyorum, evet bu da ayrı bir manyaklık, kader utansın.

özetle güzel dizi, gayet oturup izlenebilir.

(gray fox - 8 Ağustos 2011 23:52)

son derece eğlenceli dizi, severek izliyoruz kendisini.

--- spoiler ---

ancak arkadaş, şunu anlamıyorum.
bu mike ross arkadaşın harvard'lı olmadığını hadi milyar dolarlık şirketin insan kaynaklarına yutturdunuz. kimse diploma istemedi, kimse harvard'a sormadı, bir şekilde kandırdınız.

bu adam nasıl tek başına davaya çıkıyor? kaç bunun baro sicil numarası? davalarda yancılık yapması neyin tamam da tek başına davaya çıktı bu dördüncü bölümde. o nasıl oluyor? olmamalı ki bence yani sanırım...

--- spoiler ---

(umka - 24 Ağustos 2011 01:53)

guzel dizi, hepimizin olmak istedigi ukala, zengin, basarili adam karakterini yaratmislar, guzel davalarla bir sure eglenerek izleriz. ricam sudur ki, tipik yalan uzerine kurulan iliski senaryosu izlemeyelim. sonra bolumun birinde rachel ogrendi mike ross'un yalanini diye gonul kazanmakla harcamayalim vaktimizi. yalancinin mumu hep yansin, herkes hep cok zengin, ukala, basarili olsun.

(alkan - 26 Ağustos 2011 02:57)

dizideki mike ross tip olarak aşırı derecede barney stinsona benziyor. harveyin karizmasıda on numara. güzel dizi olmuş. yapanın eline sağlık.

(baymayself - 26 Ağustos 2011 22:32)

yahu ben bu dizi için kafamda vereceğim tanımı "aklımda dursun" deyip kaydettiğimde daha 10 entry vardı burada. maşallah bir günde parlamış yıldızı. nazar değmesin, uzun soluklu, bol sezonlu olsun inşaallah. tü tü tü^*

gelelim avukatlar aleminin her türlü dizisini izlemiş bir bünye olarak, ilk 11 bolüm sonrasi yaptığım tespitlere:

the good wife'in kendine özgü o politik, bürokratik, aile içi halini seviyorum ama suits'in bu "çözüm odaklı" tavrı bambaşka. aslında kıyaslamamak lazım bu ikisini. good wife bir hikaye üzerinden ilerlerken, suits karakterlerin hikayeleri seklinde gidiyor. ayrıca olay örgüsü öyle güzel kurgulanıyor ki, daha ilk bolümden kendinizi mevzunun içinde buluyorsunuz. bu biir.

iki tane birbirinden zeki avukatın maceralarını, laf sokmalarını, aşık atmalarını izlemek başlı başına bir keyif zaten. (--- spoiler --- hele ilk bölümlerde zincirleme bir, kovma ve yeniden ise alma serisi var ki; legendary! sırf o sahne bile benim için diziye başlama sebebi olurdu --- spoiler ---)

harvey specter; 3 parçalı takim elbiseleri ve briyantinli saçlarına rağmen(!) kendisi karizmanın sözlükteki tanımı gibi arzı endam etmekte dizide. house'un avukat hali diyeceğim ama bu bambaşka bi'şey. avukat yani sonuçta, sosyal hayati, insan ilişkileri falan... galiba harvey karakterinden çok, dizinin akışını house benzetmek daha doğru. tam "eyvah gitti bu dava, bu sefer yendi bu bostonlu avukat bizimkini" derken dahiyane bir şekilde (kronik mi henüz tespit edemedim ama zaman zaman başkalarından -mike'tan- duyduğu alakasız bir cümleden aldığı ilhamla) kazanıyorlar davayı. aslında hakkında çok fazla söze de gerek yok, zira kendisi new york city's best closer.

mike ross; fotoğrafik hafızasıyla ve quick witted diye tanımlanan cin fikirli halleriyle, şehirde^* harvey'nin koltuğuna oturabilecek tek adam aslında. ama henüz harvey'nin boynuzu.^* --- spoiler --- --- spoiler --- harvard law school'u defalarca kazanmış ama bir türlü okuyamamış bir dahi. dizinin tek eleştireceğim noktası da, mike'in bu diploma mevzunun daha ilk sezonda halledilmiş olması aslında. tamam, tutarlılık açısından önemliydi ama daha 3. ya da 4. bölümde tek başına davaya çıkabildiğine göre, biraz daha uzatılabilirdi bu mevzu. neyse bu da mühim değil zaten. maksat eleştiri olsun iste^*--- spoiler ------ spoiler ---

bi'de barney stinson'a benzetilmiş kendisi (bkz: #25122882) doğrudur, katılırım. bonus olarak derim ki; mike'in takim elbiseyle imtihanını izlemek, barney'nin "suit up"i akla geldikçe çok daha komik olmakta, hele yüz ifadeleri özellikle görülesi.^*

new york city; evet efenim, nyc'de ^** bu dizinin bas karakterlerinden biri. arada derede öyle manhattan kareleri geçiyor ki, görüp de ağızdan akan salyalara mani olmak mümkün değil. gidip görmek isteyenler için müthiş motivasyon, gidip görmüş tadına bakmış olanlar için, fena burun sızısı, orada yasama fırsatı varken, vazgeçmiş olanlar için karin agris.... öhöm ne diyorduk; nyc güzel evet.

bunların dışında patroniçe jessica pearson var. her ne kadar harvey ile house farklı karakterlerdir desem de patroniçe jessica tipik bir cuddy uyarlaması. harvey'in aşırılıklarını dengeleyebilen, zor anlarda onun yanında olan buna rağmen her şeyden en son haberdar olan dost-yönetici karakterinde. ha bir de harvey'den daha uzun^*

ofisteki bir diğer avukat louis litt var. şirket ortaklığını harvey'e kaptırdığı için hırsı paçalarından akıyor. finans davalarında gazabından korkulası bir şöhreti var onunda. sanki zamanla harvey'le aralarındaki rekabetten bir dostluk doğacak gibi.

ve son olarak güzel kız kontenjanımız için ofisteki paralegal, rachel zane. the good wife'in kalinda sharma'sinin eline su bile dökemez ama o da yaman bir araştırmacı. ayrıca mike'in acemiliklerinde ona destek olan akil hocası. ve tabi yakin tarihte sevgilisi falan olacak herhalde. beğendik kendisini de, izliyoruz.

böyle evet.
hangi akıllı bir dizi hakkında yazılmış yaklaşık 2 word sayfası yazıyı okumak ister bilinmez ama tez yazmak yerine oturup bunları yazan benim gibi bir deliye, iyi geliyor bu diziyi izlemek, irdelemek. siz de izleyin, "buralar hep entry dolacak" demedi demeyin.^*

(okuyorum oyleyse varim - 2 Eylül 2011 22:17)

--- spoiler ---

bence donna'nın gözden kaçırdığı belge aslında hiç gözden kaçmadı. o belgeyi oraya sonradan koydular. büyük ihtimallede daniel hardman'ın işi bunlar. pearson&harvey in mükemmeliyetine inecek çok güzel bir darbe planı sonuçta hardman'ın yaptığı. ha ne olacak şimdi, harvey reyis veya ''adam olacak çocuk mike'' bu katakulliyi, kumpası farkedip hem donna'yı kurtaracak, hem hardman'a bir 5 yıllık daha şantaj yapacaklar hem de mike küçük çaplı bir ortaklık kazanacak jessica hanımdan.

ya da bunların hiç biri olmayabilir.^*

--- spoiler ---

(anily - 22 Temmuz 2012 18:12)

mekanlarıyla ilgili amme hizmetinde bulunacağım dizidir.

efendim bu dizi bana new york'u öyle sevdirdi ki google maps ve street view vasıtasıyla sokaklarda falan dolaşmaya binaları bulmaya kastım bir dönem. ama sonra acı bir gerçeği keşfettim.

dizinin başında mike'ın pearson&hardman'a geldiğinde camdan gördüğü bir manzara vardı hatırlarsanız, o manzaranın kaynağı olan mekan citigroup center ama bu mekanı daha sonra kullanmıyorlar. harvey ve jessica'nın ofislerinin manzarasında gördüğümüz yeşil kubbemsi şeyler ise the waldorf towers binasına ait gözüküyor ancak o açıdan ve o yükseklikten orayı gören binayı henüz bulamadığımı zannediyorum. bir bölümde jessica ile harvey terasımsı bir yerde konuşuyorlardı, spoilera girmeden güven ile ilgili bir meseleydi diyeyim. o görüntüler ofisin terasıymış izlenimini yaratsa da aslında general motors building civarı bir yerden. mike ile rachel'ın foodtruck önündeki hararetli diyalogları ise daha bariz bir yerden, central park'ın, güneydoğu köşesindeki grand army plaza'dan. yine bir bölümde (mike'ın telefondaki mesajı dinledikten sonra hevesli bir şekilde işe gittiği bölümde) mike bisikletiyle metrodan çıkıyordu, çıktığı yer az önce bahsettiğimiz citigroup center önündeki durak (o kamyon olmayaydı arada iyiydi).

lakin burada bir çıkmaza düşüyordum ve hemen sonraki sahnede arkadaki düşey kesitli merdivenimsi^* binayı ve bisikletini bağladığı yeri bir türlü bulamıyordum. new york belediyesinin sitesinden bisiklet park yerlerini mi aramadım, manhattan'ı sokak sokak mı gezmedim neler yaptım neler.. bir yandan her bölümden sonra ya da aklıma geldikçe internette arıyorum suits tv show filming locations vs diye ama mümkünatı yok bulamıyorum. az önce tekrar aklıma geldi ve nihayet bir cevap buldum, sabah işe gidecek olmama rağmen sizinle de paylaşayım dedim.

efendim meğer dizinin aslında büyük kısmı toronto'da çekiliyormuş. şimdiye kadar dikkatimi çeken çoğu yer new york'tan olsa da çok farkına varamadığım kısımlar toronto'danmış. mesela mike'ın evini de çok aradım ama bulamadım. jeneriklerde falan yer alan evin dibindeki köprü buna bir örnek. aslında o ev o köprünün dibinde değilmiş.

o tırtıklı bina meğer toronto'daki trump tower & hotel'miş. yine dizideki o köşeleri girintili kare bina da bay adelaide centre'miş. hatta mike bisikleti bağladıktan sonra arkasında gözüken mekan da şurasıymış. gördüğünüz gibi yalnızca sokaklara bakarak manhattan mı yoksa toronto mu anlamak güç.

o 1 dk sürmeyen geçişe bu kadar farklı lokasyonu sığdıran ve şehirleri tanımayan insanlara bir şey hissettirmeyen görüntü yönetmeninin gözlerinden öpüyorum.

aklıma başka kilit lokasyon gelirse eklerim. sonraki çalışmam da dizinin müzikleriyle ilgili olacak. siz o zamana kadar çok takdir ettiğim bir çalışma olan dizinin pinterest sayfasına takılın.

(burssuz - 3 Eylül 2012 05:12)

mad men'in fiyakasını al, house'un iş bitiriciliğiyle çarp. al sana suits.

harvey specter karakteriyle ilgili olarak harvey ile harvard'a, specter ile de bütün davalara müfettiş edasıyla yaklaşmasından dolayı inspector'a selam çakılmış mıdır? bilemiyorum.

süper ötesi dizi. iyi seyirler.

(geek in aad - 5 Şubat 2013 15:47)

bu diziyi tek kelimeyle anlat deseler cevabım "klas" şeklinde olurdu. dizideki tüm karakterler, diyaloglar, kıyafetler, mekanlar, müzikler klas çünkü.
buna basit bir örnek olarak tuvalette geçen sahnelere bakabilirsiniz. lan kimse tuvalete asıl yapılma amacına yönelik girmiyor kesinlikle. ya kendileriyle hesaplaşıyorlar ya da ellerini yıkıyorlar işte en fazla. genelde de biri tuvaletteyken ona uyuz olan kişi de geliyor ve birbirlerine laf sokuyorlar. en sonunda da bu kişilerden biri pis pis sırıtarak ortamı terk ediyor.
herkes her içkiden anlıyor, her klasikleşmiş müziği ve filmi biliyor. böyle tam söylenmesi gereken anda gerekli repliği yapıştırıyorlar falan. ya lan benim de aklıma geliyor ara sıra replik ama söylemem gereken anın üzerinden 2-3 gün geçtikten sonra geliyor hep amına koyiyim.
neyse işte bu dizideki yaşama çok özenmemek lazım. supernatural dünyası kadar gerçek bu dizinin dünyası da. tür olarak fantastik diyebiliriz bence.

(rukawa kaede - 25 Şubat 2013 01:18)

bu dizideki gibi bir ofis ortaminda olsam hatunlari kesmekten word belgesi bile acamam aq.

(carnage - 17 Ağustos 2013 08:53)

en sevdiğim karakteri louis olan dizi. hele o yılıbık sırıtışı yok mu. arada üzülüyo ya moralim bozuluyo. hep mutlu olsun bu adam çamuruna girsin, kendine %2 yağlı helal süt emmiş bir kedi bulsun.

hatta dizinin finalinde kapıda "specter litt" yazsın.

(nabercanki - 30 Ağustos 2013 23:20)

birbirlerine sürekli olarak dosya fırlatan adamların olduğu güzel dizi. bir tanesi de açıp okumuyor arkadaş içinde ne yazıyor diye.

(kadifesokak - 8 Eylül 2013 19:59)

aşağı yukarı yaşamak istediğim hayatı bana sunan dizi. manhattan ve yüksek binalar, central park'ta ufak bir sabah koşusu, güzel kadınlar, pahalı arabalar, şık takım elbiseler, muhteşem kariyerler, pahalı akşam yemekleri, zenginlerle dolu bir çevre... yaşamak istediğimiz ama yaşayamadığımız, onun yerine türkiye gibi boktan bir mezopotamya ülkesinde kendimizi parmaklayarak geçirdiğimiz bir hayat. kısacası 15 yaşında bir kız gossip girl izlerken hangi duyguları yaşıyorsa ben de bu diziyi izlerken üç aşağı beş yukarı aynı duyguları yaşıyorum. bunu saklayacak da değilim. "amerikan kültüründen aldığım tadı hiçbir şeyden almadım... belki bilardo... ama yok lan amerika daha güzel" diye diye izliyorum bu diziyi. zamanında aynı tadı how i met your mother da veriyordu bana.

bu noktayı bir kenara bırakırsak dizinin güzel tarafları, her bölümde çok güzel şarkılar çalınıyor olması (ki bu californication'da da vardı. bir diziyi 5'ken 10 yapıyor gözümde) ve bütün karakterlerin zeki olması. louis litt ve kıvırcık sarışın dışında salak adam yok dizide ki onları da getirsen şu ülkede şimdikilerden daha iyi bakanlık yaparlar. dizideki ortalamaya göre hafif mallar sadece. ama diğer karakterlere bakıyorsun; donna olsun, harvey olsun, harvey'nin rakipleri olsun... herkesin gözünün içinde zekanın ışığı pırıl pırıl görünüyor. leb desen çorum tarihini anlatmaya başlıyorlar. sokaktaki taksici bile zeki anasını satayım. hele mike ross'a zaten hiç değinmiyorum. gerçekçi mi? değil. sonuçta amerikan halkı belki türk halkından daha salak bir halk. ama işte dizide yapay da olsa böyle bir durum olması güzel. herkeste gözler çakmak çakmak. sekreter donna sherlock'un eline veriyor yani.

ondan sonra insan bir de kendi ülke televizyonunu açıyor, birisi sandalyeden düşüyor. pat kahkaha efekti. komik dizi. hehehehe sandalyeden düştü.

...amk.

(usenen adam - 20 Şubat 2014 11:56)

mukemmel bir sezon finali yapmis dizi.

--- spoiler ---

m - i don't think you realize but i'm not exactly leaving.
h - sidwell, you are a client...
m - which means technically, you work for me now.
h - no, i don't.
m - "no, i don't boss"

--- spoiler ---

(quasideus - 11 Nisan 2014 10:24)

donna'nın mükemmelliği sahnelerinin az olmasından kaynaklanıyor olabilir ona itiraz etmem ama mike'ın asistanındaki yeni donna havaları o kadar olmamış ki anlatamam. donna'yı donna yapan tekliği, eşsizliği zaten, onun benzerini yapmaya çalışmak çok saçma olmuş.

ayrıca sizce de rachel ultimate kezban değil mi ya?

(timberwolves - 17 Temmuz 2014 05:38)

--- spoiler 4x09 ---

senin ben o kibirli koca götünü sikeyim jessica! sen ve harvey dahil onlarca kişi hata yapınca problem yok, louis reiz hata yapınca şutlamaca öyle mi? o seti basar seni tokat manyağı yaparız ulan kevaşe!

litt gidemez! daha önce defalarca yaptığın gibi tükürdüğünü yalayacak o adamı köppek gibi geri alacaksın. amk o mektup okunurken gözümden yaş gelir gibi oldu, ara vermek zorunda kaldım yeminle.

louis litt'in askerleriyiz ulan! sözüm size senarist ibneler, eğer louis geri dönmezse reytinglerin amına koyarız!

--- spoiler 4x09 ---

mükemmel bölümdü bu arada. dizi boka sarıyor diyenlere tokat gibi gelmiştir. aferin..

(maximus decimus meridius - 15 Ağustos 2014 01:33)

an itibariyle net olarak söyleyebilirim ki içerisinde selülitten bile daha nefret edilesi bir adet jessica barındıran dizidir.

bebeğimsin louis.
lüzumsuzsun mike.
mike'tan daha gereksizsin rachel.
ısırırım harvey.

tapılacak gadınsın donna.

(milly desalmado - 15 Ağustos 2014 03:52)

dizide kullanılan müzikler için birisi youtube'da playlist yapmış. çok da iyi yapmış. buyrun buradan

(attorney - 20 Ekim 2014 22:58)

--- spoiler 4x14 ---

harvey kendi ilişkisinde ne yaşadıysa bire bir aynısını jessica kaltağına yaşatmaları senaristlerin muzipliği olmuş. tek fark scottie-harvey ilişkisinde daha fazla seven scottie iken, jessica-jeff ilişkisinde fazla seven taraf jeff. aynı işyerinde jeff efendi patronuna küs bir şekilde ne kadar devam edebilir merak ediyorum. muhtemelen 1-2 bölüm jessica'nın özür dileme çalışmaları ile geçecek.

öte yandan mike'ın sırrı dediğimiz şey artık iyice kevaşe oldu. harvey, jessica, donna, rachel, luis, jeff, profesör dalyarak vs öğrenmeyen kalmadı. yarın öbür gün şirketin çaycısı da mike'a "işimi hallet, avukat olmadığını biliyorum, sikerim kariyerini" derse muhtemelen diziyi bırakırım artık..

--- spoiler 4x14 ---

(maximus decimus meridius - 20 Şubat 2015 10:39)

şu diziyi izlerken kendini salak gibi hisseden bir ben miyim lan. dizide herkes herkesin aklından geçenleri biliyor, diyaloglarda birbirlerine seri laf sokmalar. bir sorun var ortada mike, harvey hemen çözümü buluyor etrafındaki herkes ilk seferde anlıyor. olm birinizde " kanka şu kısmı anlamadım ben anlatıver bir daha" desin. sekreterden yardımcıya herkesin iq 250 dizide. he mükemmel bir dizidir severek ve beğenerek izliyoruz o ayrı konu.

(darth kader - 21 Şubat 2015 16:17)