Süre                : 1 Saat 33 dakika
Çıkış Tarihi     : 11 Mart 1999 Perşembe, Yapım Yılı : 1999
Türü                : Drama,Romantik
Ülke                : Almanya
Yapımcı          :  Boje Buck Produktion , Westdeutscher Rundfunk (WDR) , Witch
Yönetmen       : Kutlug Ataman (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Kutlug Ataman (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Gandi Mukli (IMDB)(ekşi), Baki Davrak (IMDB)(ekşi), Erdal Yildiz (IMDB)(ekşi), Inge Keller (IMDB)(ekşi), Michael Gerber (IMDB)(ekşi), Murat Yilmaz (IMDB)(ekşi), Hasan Ali Mete (IMDB)(ekşi), Hakan Tandogan (IMDB)(ekşi), Cihangir Gümüstürkmen (IMDB), Celal Perk (IMDB), Mesut Ozdemir (IMDB), Ulrich Simontowitz (IMDB), Willi Herren (IMDB), Mario Irrek (IMDB), Jan Andres (IMDB), Hatice Tolgay (IMDB), Nisa Yildirim (IMDB), Aykut Kayacik (IMDB), Gundula Petrovska (IMDB), Katharina Voss (IMDB), Isabell Wernitz (IMDB), Madeleine Bornmert (IMDB), Sabine Winterfeldt (IMDB), Aziza-A (IMDB), Ursula Staack (IMDB), Andreas Leupold (IMDB), Andreas Kruse (IMDB), Carla Hagemann (IMDB), Mohammed Herzog (IMDB), Erden Alkan (IMDB), Axel Pape (IMDB)

Lola + Bilidikid (~ Lola ve Bilidikid) ' Filminin Konusu :
Murat 17 yaşında Berlin`de doğup büyümüş bir Türk gencidir. Murat`ın ailesinde en çok sözü geçen kişi Murat`ın ağabeyi Osman`dır. Murat yıllar önce evden kovulmuş bir abisi olduğunu öğrenir. Berlin`in karanlık sokaklarında onu aramaya başlar. Sonunda onu bulduğunda hiç beklemediği bir sürprizle karşılaşır. Abisinin adı artık Lola olmuştur: Berlin gecelerinin süslü çocuğu Lola. . .

Ödüller      :

!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali:People's Choice Award-International Competition
SIYAD Turkish Film Critics Association Award:Best Supporting Actor


  • "turkce diyalog danismanligini yildirim turkeryapmis. iki genc kiz'da da birlikte calismislar."
  • "taşınması zor bir ruhsal kimliğin, kaşınması zor milli kimliklerle gizliden gizliye ağırlaştığı bir bağımsızdır."
  • "(bkz: billy the kid)"
  • "(bkz: kutluğ ataman)"
  • "(bkz: lola)(bkz: run lola run)"
  • "dvd'si palermo tarafından piyasaya sürülmüş kutluğ ataman filmi.(bkz: tutmayın beni tematik çalışacağım)"




Facebook Yorumları
  • comment image

    ana haritasıyla ve yan hikayeleriyle, kapalı kapılar ardında ve o kapı tanımaz sik beyinlerin dört duvarı içinde dönüp duran cinsel ikiyüzlülükleri, yorganın yastığın katline bulanıp mevcut çarkta öğütülmeyedurmuş kimi hayatları, abartısız ve cam gibi bir gerçekçilikle perdeye dökmüş, bütün hepsine ince ince ve alttan alttan hareketi çekip sonra sinir bozucu keskinlikteki topuk sesleriyle mahali terk ederek karın ağrıtıcı bir sona varmış, mükemmel bir film.

    özellikle de kimi kareleriyle, aslında tam da bir türkiye fotoğrafı.. ne desek az.

    --- spoiler ---
    bir varmış bir yokmuş
    lola diye biri
    bir de bili diye bir adam varmış
    önceleri çok mutluymuşlar
    aşıkmışlar delice
    bili maço bir erkek olduğundan
    ibne gibi erkeklerin arasında yaşamaktan vazgeçmiş
    lola'dan çükünü kestirmesini istemiş,
    kadın ol demiş
    evlenip herkes gibi normal bir hayat sürelim demiş
    lola da aşkı için kestirmiş
    önlük takıp her gün evi temizleyip pasta pişiriyormuş
    bir gün bili eve gelmemiş
    lola bütün gece beklemiş
    ertesi gece de
    bir gece daha
    ama bili gelmemiş
    bir roman kahramanı gibi bekler olmuş
    hem beklemiş hem nefret etmiş
    bili bir daha geri dönmemiş..

    bili lola'yı neden terk etmiş?
    çünkü evlendiği kadın
    aşık olduğu erkek değilmiş artık..
    ---
    spoiler ---

    :: spoiler dahilindeki anlatımıyla, aşkın gözyaşları ya da rapunzel ile avare adlı mungan hikayesine bir güzel göz kırpan filmdir ayrıca.


    (kumral ada mavi tuna - 17 Kasım 2007 16:17)

  • comment image

    taşınması zor bir ruhsal kimliğin, kaşınması zor milli kimliklerle gizliden gizliye ağırlaştığı bir bağımsızdır.


    (puskinskaya - 1 Ocak 2009 23:02)

  • comment image

    turk sinemasinin 90'lardaki en ayriksi yonetmeni kutlug ataman'in ikinci uzun metrajli filmi. murat adli genc ve gay bir turk'u merkez alarak, berlin'deki turk gay,travesti toplumunu anlatan bir film. hem oradaki turk toplumu tarafindan, hem de almanlar tarafindan parya muamelesi goren insanlarin yer yer trajik yer yer eglenceli oykusu. kahramanlar gay, travesti olsa da, anlatim olarak gayet sert ve carpici.
    kutlug ataman, filmi cekmeden once bir sure berlin'de turk gay toplumu icinde yasadi. filmde oynayanlarin da buyuk bir bolumu, gercek hayatta da o toplumun uyeleri olan kisiler. unlu alman kadin oyuncu inge keller de zengin ve escinsel bir alman'in aristokrat yasli annesi rolunde gozukuyor.
    muzikler de guzel. underground gay klubu sahnelerinde, aziza a gozukuyor filmde. sarkilari ortamla pek uyumlu.


    (willy van der kerkhoff - 20 Ağustos 2002 17:34)

  • comment image

    her$ey gibi degerlendirmeler de degerlendirmelere aciktir. bundan oturudur ki hicbir $ey * hicbir$eyin tekelinde degildir. (bkz: $ekil 1a)

    estetik ile popularite ayri $eyler olsa gerek, cogun kari$tirildiginin aksine. kismen populer olma iyi urune "nesnel" yakla$imlarda da gorme ve yargi bozukluklari yaratabiliyor. onyarginin taraf degi$tirmesi karakterini degi$tirmiyor. populer oldugu icin otomatik el ustunde tutulan urunler kadar, sirf populer oldugu icin yerden yere carpilan urunler de bu populariteden nasiplerini aliyorlar! *

    festivallere katilmak, oduller almak uretilenin gectigi degerlendirmelere anlamli birer atiftir. elbette herhangi bir degerlendirmeye gerekce te$kil etmezler. ama degerlendirme surecinde veri ve/veya veri ba$langici te$kil edebilirler.

    somut olayimizda kimin nezdinde bir popularitedir bu? er ve sapina degil allahina kadar turk cemaatin mi? bu herhalde olumsuz bir popularite olsa gerek. yok e$cinsel cemaatinse, yahu bir azligin sizin de icinde yer aldiginiz o "majorite" icerisinde nasil bir popularite yarattigi konusu $aibe hirkasini giyinir o zaman gozumuzun onunde!

    vahimi, ya$am tarzi ile celi$en ya$am tarzlarini oldugu gibi veren/yansitan urunleri * sirf bu nedenle carpmaya/carpitmaya cali$mak. ama bunun nedeni miyopluk degildir ornegin, psikolojiktir! miyopluk, otu boku bir kulturun temsilciligine * otomatik portakal * atamalardadir.

    haa derdimiz daha cok ureteni ileyse o zaman da "fuzyon"u ile tezege kolayaca donu$ebilecek o iki maddeyi, sapla samani birbirine kari$tirmamak gerekir.

    yok biz kerevette, minareyi coktan calmi$ kilifini duzuyorsak o zaman da susma hakkini kullanan gokten uc portakal du$er, ama ucunu de onyargi yer.

    ---

    +'si tartisi:

    ne benim filmi begenmem ve ardinda durmam beni etken ya da edilgen,
    acik ya da gizli ibne * yapiyor ne herhangi birinin * yerden yere vurmasi o herhangi birini daha erkek! *


    (rehayunluel - 10 Ocak 2003 19:13)

  • comment image

    bir kere efendim, lola ve bilidikid ve harem filmlerinin ikisi de 1999'da gosterime girdi. [imdb oyle diyor] bir filmin arastirma, senaryo yazimi, lojistik hazirliklar, cekim gibi asamalarini goz onune alirsak [ ki kutlug ataman, lola ve bilidikid'i cekmeden once bir sure berlin'de yasadi], kutlug ataman'in lola ve bilidikid'i cekerken harem'in is yapmasindan faydalanmak gibi bir cabaya girmesini dusunmek tamamen yersiz.
    ayrica, ataman'in sirf "cool" oldugu icin veya birilerine yaranmak icin escinsellik icerikli film cektigini soylemek, insafsizlik. bu adam, 70'lerde sol orgut uyesi gencecik bir gay adam olarak zaten toplumda parya muamelesi gormus, darbeden sonra iskence gormus, buna dayanamayip yurtdisina kacmis bir adam. escinselligin boyle bir adam icin, "cool", "trendy" bir imaji oldugunu dusunmek sacmalik. nitekim (bkz: kutlug ataman/#1188897)
    "sanat sanat icin midir, sanat toplum icin midir?" tarzi geyiklere girmek de tamamen gereksiz, bir yonetmenin film cekmesindeki ana amac, insanlara anlatacagi birseyin olmasidir bence. bu ister o insani etkileyen tarihi bir kahramanlik oykusu olur, ister kisisel hikayesi. kimsenin, yonetmene "niye bu filmi cektin? bu konu, kimseyi ilgilendirmiyor." demeye hakki yoktur. cunku bu cumle, tamamen subjektif bir yargi icerir, "seni ilgilendirmiyor olabilir, ama ilgilendirdigi binlerce insan vardir belki, nereden biliyorsun?" cevabini hakeder.
    bir sanatsal eserin, ister film olsun, ister roman vs. tek bir okumasi yoktur. ornegin, ben lola ve bilidikid'i seyrederken, filmin "almanya'daki gay turkler" temasindan ziyade, "toplumdaki paryaligin goreceligi" temasi ilgimi cekti. almanya'da asagilanan turk toplumunun, kendi iclerindeki farkli egilimli insanlara parya muamelesi yapmasini, filmin enteresan tarafi oldugunu dusundum. herkes, filmden kendi tecrubelerine gore farkli anlamlar, farkli seyirler cikarabilir, normaldir.
    amerikali liberal, escinselligi hayatta hic basina dert acmamis, wasp bir escinselle, turkiye'de escinselligi ortaya cikinca koyundeki erkeklerin tecavuzune ugramis ve careyi istanbul'a kacmakta bulmus bir escinselin, hayat tecrubeleri ayni degil ve bu filmden ayni seyi anlamayacaklar. amerikali, bu filmi izleyip "aa bu turk erkeklerinin hepsi veriyormus" ya da her ne dusunuyorsa, guluyorsa, bu kutlug ataman'dan ziyade, amerikalinin sorunudur, onun cahilligidir, tek boyutlu dusunmesidir. ve bu kafalari degistirmek, ataturk, kurtulus savasi filmleri ile olmayacak kadar da zor ve kompleks bir surectir. hem boyle filmler, ulusal gururu oksamaktan baska ne ise yarar allah askina?


    (willy van der kerkhoff - 12 Ocak 2003 23:04)

  • comment image

    asıl adı "lola + bilidikid" olan 1998 yapımı bir kutlug ataman filmi
    murat 17 yaşında berlin’de doğup büyümüş bir türk gencidir. abisi osman - maco ve sert turk erkegi- onu kadınlarla iliski kurmaya zorlar. ama o homoseksuel oldugunun farkına varır. evden kacar. berlin'in kohne barlarında surtmeye baslar. orda yıllar once kaybolan bir abisinı bulur: lola - evden kacınca kiralık bir travesti olmustur. lola'yı aslında osman'ın evden kovdugunu ogrenen murat ailesinin gecmisini arastırmaya baslar.


    (naylon - 13 Eylül 2001 01:04)

  • comment image

    lola ve bilidikid hakkında lisedeyken almanca dönem ödevi hazırlamıştım;ödevi okuyacak alman öğretmen olaya fransız kalmamak için filme gitmiş ve çok beğendiğini söylemişti.
    visconti'nin "rocco ve kardeşleri" isimli filmine benzetmişti ki,ilk defa yabancıların izleyeceği bir türk filmi düşüncesi tüylerimi diken diken etmekten kurtulmuş,rasyonel bir fikre dönüşmüştü bu benzetmeyle...
    yine de efemine tavırlı almanca öğretmenimizin bu eşcinsel temalı filme bu derece övgüyle yaklaşması beni işkillendirmiş,aklıma kevin kline'lı "in&out" filmini getirmişti...


    (caponsever - 13 Eylül 2001 01:58)

  • comment image

    güzel film ama bu tip bir öyküdür, karakter tasarımıdır yeterince almodovar zaten. * film annem için herşey'i fena halde andırıyor bazı yerlerde. bu benzerliğin yarattığı hafif konsantrasyon bozukluğunu saymazsak, güzel film, esaslı film. son 25 yılda türkiyeli sinemacıların çekmiş olduğu filmlerin arasında ilk ondadır bu film.


    (terranovanian - 4 Temmuz 2005 02:04)

  • comment image

    --- spoiler ---
    güzeldir, hoştur; eşcinsellikle, travestiler, transeksüeller, rentboylarla ilgili tüm önyargıların, bilinen gerçeklerin* kafasını okşayarak tozunu alır. heteroseksizm, ataerkillğin, eşcinseller arasında yaşanan homofobi çok çok iyi anlatır.

    içime işleyen sahne şudur;

    lolalın sevgili maço, erkek, erkekleri siken** ama kestaneyi çizdirmediği için erkekliğinden kaybetmeyen ** gözüne kestirdiği, hoşuna giden daha yeni düşmüş* bebekyüzlü, naif, güzel oğlana şu öğüdü verir

    - aman sakı ha kestaneyi çizdirme; erkek ol. bir erkek vardır, bir de delik. deliğin nerde olduğu önemli değildir.

    koptuğum andır o. içten içe sevgisinden, sevgilisinden utanan, bıçkın delikanlılığa soyunan, fırlama rentboy homofobi dolu sözler. toplumun erkekliğe, eşcinselliğe, cinselliğe bakış açısını o kadar güzel özetler ki durur kalırsınız. nefesini tutarsınız.

    evlenme teklif eder lola'ya. efemine hatta travesti olan eşcinsel * sevgilisine kocalığın teklif eder. lola ise anlatamaz. olayın içinde ten de olduğunu ne kadar aksini iddia etse de billi'nin eşcinsel olduğunu.

    yırtıcı bir filmdir. yorumsuz, bir gerçeği önünüze seren. cinselliğin ne kadar ikiyüzlü yaşandığını; ve buna üstüne üstlük yaşadığın cinsellik yüzünden azınlık olduğun toplumda daha da azınlık olma ihtimalin varsa bu ikiyüzlülüğün nasıl da şiddetlendiği hakkında.

    benzer bir öykü için; (bkz: aşkın gözyaşları ya da rapunzel ile avare)
    ---
    spoiler ---


    (ride - 14 Ekim 2005 21:24)

  • comment image

    bir yandan muhafazakar ve "dogrucu" gibi gorunen bir ailenin icinde yatan sirlari/pislikleri, bir yandan da escinllerin dunyasini anlatan bir film..

    --- spoiler ---
    film aslinda demek istiyor ki: "escinsellerin hayatinin kirliliginden/yozlugundan bahsediyorsunuz ama siz - muhafazakarlara diyor - bir de kendi hayatiniza soyle bir bakin."

    filmde agirlikli olarak islenen bir konu da dislanmislik.. bir turk ve de escinsel olarak dislanmislik.. turk escinseller hem ailesinden escinsel oldugu sebebiyle; hem de almanlardan turk oldugu sebebiyle dislaniyor.. yani onlarin dislanmisligi "turk olanlar" ve "escinsel olanlar" gibi iki kumenin kesisim noktasinda.. fakat filmin sonunda, alman escinsel adamin annesi, oglunun turk sevgilisini kabul ediyor.. muhafazakar turk ailenin annesinde de bir uyanis soz konusu.. carsafini atiyor ve escinsel ogluyla sokaga cikiyor..
    ---
    spoiler ---


    (whatdreamsmaycome - 20 Ekim 2005 10:42)

  • comment image

    "once upon a time, there was a man called lola, and a man called bili. in the beginning they were very happy. they were desperately in love. but because bili was so macho, he didn't want to be a fag, living with a fag. so he asked lola to have his dick cut off and become a woman, so they could get married and live like the others do. lola did it, because she loved him. she stood there in her apron, cleaned the apartmen everyday, baked cookies. but one night, bili didn't come home. lola waited for him all night, and the following night, and the following night. but bili never came. she waited like a heroine in a kitsch novel. she waited and started to hate him. but bili never returned. why do you think bili left lola? because the woman he married, was no longer the man he had fallen in love with."

    eşcinselliğe çok cesurca yaklaşan bir film bu. sadece bir altkültürü ele almakla kalmıyor, ayrıca bu altkültürün kendi dışlanmışlıkları içindeki itilen, bastırılan, çoğunlukla saklanan duyguları da vurguluyor. muhafazakarlık ve çizgi ötesi olarak görülen duyguların arasındaki ince çizgide bir ülkede azınlık olarak yaşamanın zorluklarını da gözler önüne seriyor. ve bunu yaparken de abartıya kaçmıyor, tam aksi düşünülse de.


    (pumuckl - 30 Ekim 2005 18:51)

  • comment image

    dvd'si türkiye'de, almanya'da yayınlandığı kapakla piyasaya sürülmüş, film şirketi için hoş ve cüretkar bir girişim olmuştur.
    tabii aynı göz yanıltması/müşteri kızıştırmasıyla: büyük resimde, yataktaki iki kişiyi, birkaç saniye sonraki görüntüyü bindirerek üç kişiymiş gibi göstermek suretiyle...


    (kaktus - 18 Haziran 2006 11:31)

Yorum Kaynak Link : lola + bilidikid