Süre                : 2 Saat 15 dakika
Çıkış Tarihi     : 07 Eylül 2007 Cuma, Yapım Yılı : 2007
Türü                : Biyografi,Drama,Müzik,Western
Taglar             : Çıplak popo,Röntgenci,kadın Röntgenci,röntgencilik,1960'lı yıllar
Ülke                : ABD,Almanya,Kanada
Yapımcı          :  Killer Films , John Wells Productions , John Goldwyn Productions
Yönetmen       : Todd Haynes (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Todd Haynes (IMDB)(ekşi),Oren Moverman (IMDB)(ekşi),Todd Haynes (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Cate Blanchett (IMDB)(ekşi), Ben Whishaw (IMDB), Christian Bale (IMDB)(ekşi), Richard Gere (IMDB), Marcus Carl Franklin (IMDB)(ekşi), Heath Ledger (IMDB)(ekşi), Kris Kristofferson (IMDB), Don Francks (IMDB)(ekşi), Roc LaFortune (IMDB), Larry Day (IMDB), Paul Cagelet (IMDB), Brian R.C. Wilmes (IMDB), Pierre-Alexandre Fortin (IMDB), Richie Havens (IMDB), Tyrone Benskin (IMDB), Kim Roberts (IMDB), Eric Newsome (IMDB), Angela Galuppo (IMDB), Jane Wheeler (IMDB), Julianne Moore (IMDB), Peter Friedman (IMDB), David Gow (IMDB), Fanny La Croix (IMDB), Kim Gordon (IMDB), Matthew Harbour (IMDB), Kyle Switzer (IMDB), Terry Haig (IMDB), Greg Kramer (IMDB), Gordon Masten (IMDB), Bill Croft (IMDB), Charlotte Gainsbourg (IMDB), Gabrielle Marcoux (IMDB), Jessey LaFlamme (IMDB), Jennifer Rae Westley (IMDB), Pierre LeBlanc (IMDB), Tim Post (IMDB), Richard Robitaille (IMDB), Ivan Freud (IMDB), Holly O'Brien (IMDB), Danny Blanco Hall (IMDB) >>devamı>>

I'm Not There (~ Beni orada arama) ' Filminin Konusu :
Rock müzik ilâhı şarkıcı ve söz yazarı Dylan’ın hayatının yedi farklı dönemi, aralarında kadın oyuncuların da yer aldığı altı kişilik bir oyuncu kadrosu tarafından canlandırılıyor.

Ödüller      :

Venedik Film Festivali:Special Jury Prize, Volpi Cup-Best Actress, 'CinemAvvenire' Award-Best Film, Special Jury Prize
Independent Spirit Awards:Robert Altman Award, Independent Spirit Award-Best Supporting Female, Robert Altman Award


  • "cate blanchetta oynadığı rol itibariyle hem en iyi kadın, hem en iyi erkek oyuncu ödülünü layık görebileceğimiz çok güzel film"
  • "pulp fiction, requiem for a dream, dogville, in the mood for love ve hatirlayamadigim diger agzimacikkaldi filmleriyle ayni bulutun ustunde oturan, naneli seker hisli muhtesem todd haynes eseri."
  • "cate blanchett a aşık olma sebebi..richard gere ı yeniden sevebilme ihtimali..bob dylan la özdeşleşme klişesine kendini bırakış..(bkz: kült filmler)"
  • "the beatles ile buluşmasına gönderme de içerir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    sanirim hayatimda gordugum en filmlerden biri. en iyi? en akici? en carpici? en cekici? en seksi? en ilginc?

    izlerken, kesinlkle todd haynes veya cate blanchett olmak istedigimi hissettigim film. ya da "steven soderbergh olup yapimciligini ustlenebilirim" ya da gus van sant olup, kendimden 30 yas kucuk erkek arkadasimi istismar etme pahasina bile olsa tesekkurler satirinda yer alabilirim. "ulen caycisi olurum o set'in" bile dedirtebilen film*


    (hergele - 2 Kasım 2007 01:15)

  • comment image

    sonic youth coverinin pitchfork top 100 tracks of 2007 listesinin 83. sirasinda yerini aldigi bir bob dylan sarkisi.
    http://www.pitchforkmedia.com/…racks-of-2007/page_2

    sarkinin orijinal versiyonu ve sonic youth coveri buradan dinlenebilir:
    http://www.npr.org/…tory/story.php?storyid=16303037

    ev'ry thing's all right
    and then she's all the time in my neighborhood
    she cries both day and night
    i know because it was there

    it's a milestone but she's down on her luck
    and the day makes her lonely
    and it's so hard to buck, i was there

    i believe that she'd stop him if she would start to care
    i believe that she'd look upon this side
    and t' care and i'd go by the something
    when she's on my way, but i don't belong there

    no i don't belong to her
    i don't belong to anybody
    she's my prize forsaken angel
    but she don't care she cries
    she's a lone-hearted mystic and she can carry on

    when i'm there, she's all right
    but she's not when i'm gone
    heaven knows that the answer she's don't call in no one
    she's a wave, a thing, beautiful she's mine for the one

    and i'm also hesitating by temptation lest it runs
    which it don't follow me
    but i'm not there, i'm gone

    now i'll cry tonight, like i cried the night before
    and i'll feast on her eyes
    but i'll dream about the door
    so long, jesus, savior, blind faith worth to tell
    it don't have consulation she's my

    i was born to love her
    but she knows that the kingdom waits so high above her
    and i run but i race
    but it's not too fast a pace

    of cource i'll not deceive her
    i'm not there, i'm gone
    it's all about confusion and i cry for her


    (july12 - 29 Aralık 2007 05:23)

  • comment image

    öyle böyle değil, muhteşem bir bob dylan ağıtı. cate blanchett nefes kesiyor.
    filmde çalan şarkılar sırasıyla şöyle

    1. stuck inside of mobile with the memphis blues again – bob dylan
    2. nashville skyline rag – bob dylan
    3. moonshiner – bob dylan
    4. tombstone blues – ritchie havens & marcus carl franklin
    5. if i had a hammer (the hammer song) – trini lopez
    6. the times they are a-changin’ – mason jennings
    7. the lonesome death of hattie carroll – mason jennings
    8. i’ll keep it with mine – bob dylan
    9. cold irons bound – tom verlaine & the million dollar bashers
    10. visions of johanna – bob dylan
    11. fourth time around – yo la tengo
    12. keep it with mine (instrumental) – bob dylan
    13. i want you – bob dylan
    14. corrina, corrina – bob dylan
    15. when the ship comes in – marcus carl franklin
    16. blind willie mctell – bob dylan
    17. maggie’s farm – stephen malkmus & the million dollar bashers
    18. positively 4th street – bob dylan
    19. temporary like achilles – bob dylan
    20. i wanna be your lover – yo la tengo
    21. simple twist of fate – bob dylan
    22. jude’s waltz – calexico
    23. il casanova di federico fellini – nino rota
    24. ballad of a thin man – stephen malkmus & the million dollar bashers
    25. billy 1 – calexico
    26. all along the watchtower – eddie vedder & the million dollar bashers
    27. man in the long black coat – bob dylan
    28. one more cup of coffee (valley below) – bob dylan
    29. high water (for charley patton) – bob dylan
    30. ballad of hollis brown – iggy & the stooges
    31. bunkhouse theme – calexico
    32. goin’ to acapulco – jim james & calexico
    33. (i’m not your) steppin’ stone – the monkees
    34. cold irons bound – bob dylan
    35. trouble in mind – bob dylan
    36. pressing on – john doe
    37. idiot wind – bob dylan
    38. i’m not there – bob dylan
    39. sad-eyed lady of the lowlands – bob dylan
    40. mr. tambourine man – bob dylan
    41. like a rolling stone – bob dylan
    42. i’m not there – sonic youth
    43. knockin’ on heaven’s door – antony & the johnsons


    (sleepwalker - 31 Ocak 2008 08:02)

  • comment image

    bir filmin sozlukteki, metacritic'teki, surdaki burdaki basliklarinda olumlu, sitayisperver yorum ve entryler okuyunca, o filme hitap ettigi kitle uzerinden elestiri getirmek guclu oluyor, zorlu oluyor. niye? cunku illa birini kiracak, birilerini karsiniza alacaksiniz. ama bu filmin kritiginin, elestirisinin ederi de az biraz o. bundandir ki ozur dileyerek baslamak isterim

    amerika'nin ve amerikan hakim ideolojisinin biyografiyle olan simbiyotik iliskisini anlamadan, bilmeden bob dylan'in hayatina yonelik bu estetizasyon calismasini degerlendirebilmek, bir yere oturtmak pek mumkun gorunmuyor. konu ederken ve daha onemlisi konu ederek yigin'in uzerinde bir yere cikartmayi kolektif eylem edinmis olan amerikan biyografik oykulemesinin bob dylan orneginde de tipki diger orneklerde oldugu uzere konu mankenini konu mankeninin selling pointi ile butunlestirip sunmasi, yani satmasi kacinilmaz oluyor. 60larin "folk scene"inden sarkilarinin kalitesi ile oldugu kadar geleneksel'i tekrardan tanimlayan sistemler ve kategoriler ustu bickin sair lansmaniyla siyrilan bob dylan'in o meshur ve cok taklit edilen "kaotik, cynic, no bullshit attitude"unun estetik bir izdusumunun de bio-pic'ine yon veren deger olmasindan dogal ve beklenilir bir sey olamazdi sanirim. dylan roportaj ve kulliyatinda ne kadar kacmis, ne kadar osuruk muhalefet yapmis, ne kadar anlasilamayan ama cok derin bir seyler soyledigi icin yalniz kalan trajik romantik kahramani oynadiysa, onu konu eden film de bi ro kadar amorf bir maskeyi takip bir seyler soyluyormus gibi yapip, dogru yanit-sorulara ters soru-yanitla, boktan isnatlara sikko sarkazmlarla karsilik vermis, 60 lardan beri surup giden iceriksiz, tarihsiz, kisiliksiz tarih ve kayip jenerasyonun kayip bireyleri anlatisina bir tugla da o cakmis.

    50 yasinda yazar-yonetmenin 11 yasinda cocugun yetiskinesk dublajini yapmaya calisip bocalamasindan, fellini'nin sekizbucuk'unu hic bir makul gerekce yokkensiyah beyaz cekiyorum gaziyla apartmasina kadar, firildak gibi cevirdigi filmin 2. dakikasindan itibaren karnima agrilar soktugunu, estetize edilmis biyografiden estetize edilmis bir doneme, o donemden estetize edilmis bir insanlik ve estetik kuramina kadara uzanan bu 5 dakikada bir fade in fae out dongusu icinde soundtrack-aforizma gudumlu filme izlemek mecburiyeinde kaldigim 750 dakika boyunca "kafam girsin" dedigimi soylememe bir gerek olmali. olmali cunku, bir allahin kulu da cikip film berbatmis demedi. diyeydi, az dusunurdum. ama nasil bir gucse dylanin sorgu sual kabul etmez hikmeti, "60lara damga vurmuslugu" kerametinden midir nedir, hakkinda olumsuz bir tek yargi duymadigim bu filmi izleyen bizim matinede filmin gulunmemesi gereken yerlerinde kahkahlarla gulen bir seyirci ile beraberdik. e madem haftalardir oynayan bir film dunyayi kurtaran adam gibi yanlis kahkahayla taclaniyor, madem altin kizlarda roz'u dinlemek mecburiyetinde kalan doroti zbornak gibi hirsimdan yumrugumu isirmak konusunda yalniz kalmiyorum (bkz:doroti zbornak in hirsindan yumrugunu isirma hareketi), nasil oluyor da bundan haberimiz olmuyor? nasil oluyor da edgy gorunmeye calisan holivud isi bio-pic olmus, gotume benzemis, yarragima benzemis diyen bir kisi bile cikmiyor? bunlar beni uzdu, yordu. ama iste servis iste hizmet. bu tip birey yuceltimi, hayat ve durus pazarlamasi, statu ve prestij pazarlamasindan hazzetmeyenler izlemesin; kendi hayatina yon vermek icin idol arayisi, kible ihtiyaci icinde olan ve olmak zorunda birakilan kesim ise zaten ben soyleyeyim, soylemeyeyim bu bickin adam karikaturunu "ozel ve farkli olmak" adina zaten icsellestirip, ululayarak siradanlasmaya intikal edeceklerdir.

    neyse, dylan filmde gosterildigi kisinin onda birisi gibiyse ayni masada 5 dakika oturamam, edemem. ama bickin ya, herseyi kuescin ediyor ya, kendisine sorulan sorulara "of beni yine yanlis anladiniz, hmsss, nasil degil niye, olmek degil,yasamak, ben kaosu sectim, kaos beni secmedi" diyor ya. ondan, yani establishment denen gotu bokluya, sovmen bir karsi cikis yapti diye aliyoruz elin durzusunu, ilkesiz kokosunu kral yapiyoruz.

    entryimi bob dylan in filmde benzetildigi rimbaud ile ne derece alakali oldugunu gordugumuz bir pasajla kapamak, baudelaire'in ve bu adami bir donemin ruhu, sesi ve alim-i kul sairi yapan herkesin ruhu sad olsun istiyorum.

    "the press: how about brecht? read much of him?

    dylan: no. but i've read him.

    the press: rimbaud?

    dylan: i've read his tiny little book 'evil flowers' too. "

    afferin cok iyi yapmissin.

    metnin devami:
    http://www.interferenza.com/bcs/interw/65-mar3.htm


    (otisabi - 1 Mart 2008 09:48)

  • comment image

    istanbul film festivali programına son anda konulan ek seans vasıtasıyla izleme şerefine nail olduğum, özellikle jude quinn ve arthur rimbaud karakterlerine diğer 4 karakterden ayrıca hayran kaldığım, * sırf bob dylan şaheserleriyle huşu bulmak için bile izlemeye değer film.

    --- spoiler ---
    beyaz zemin üzerinde tezahür eden ben whishaw'un canlandırdığı arthur karakterinden nasihatler:

    arthur rimbaud : seven simple rules of going into hiding:

    one, never trust a cop in a raincoat.
    two, beware of enthusiasm and of love, both are temporary and quick to sway.
    three, if asked if you care about the world's problems, look deep into the eyes of he who asks, he will never ask you again.
    four, never give your real name.
    five, if ever asked to look at yourself, dont.
    six, never do anything the person standing in front of you cannot understand.
    and finally seven, never create anything, it will be misinterpreted, it will chain you and follow you for the rest of your life.
    ---
    spoiler ---


    (cahillik cok kotu bir seydir - 22 Nisan 2008 17:20)

  • comment image

    sadece film olarak baktığımda vasat ama bir belgesel filmiolarak baktığımda değişik ve farklı yapısıyla görülmeye değer bir film.
    bob dylan'ın içinde yaşattığı başka karakterleri farklı oyunculara oynatmak kesinlikle çok güzel düşünülmüş birşey olmuş. ayrıca bob dylan'a en çok benzeyen şaşırtıcı ama cate blanchett olmuştur.

    eğer içimdeki karakterler dışarı vursaydı ve bunları birileri oynasaydı kesinlikle biri heath ledger * diğeride christian bale olurdu.


    (mszebra - 29 Nisan 2008 15:31)

  • comment image

    turkiyede gosterime girmesinden aylar once, yakin bir arkadasimla gecenin bir yarisinda izlemistim bu filmi. sevdigim insanlar hakkinda her seyi ezberleme sendromuna yakalandigim icin, dylanin hayatini cok farkli bir sekilde ele alan bu filmi bir sure sonra anlamayi basarmistim. filmdeki hic bir ayrintiyi kacirmadan izleyenler bile kabul edecektir ki, orumcek agi gibi bir plota sahip, izleyeni zorlayan bir filmdir. zor oldugu kadar farkli bir filmdir, ozellikle biyografik filmlerde bir donum noktasidir. ukala olmak istemiyorum ama, sadece bob dylan i gercekten taniyanlarin bu filmden zevk aldigini dusunuyorum. cate blanchett, jude quinn ile benim de filmdeki favori bob dylan karakterim oldu, konusmasi ve ses tonundan feminen el hareketlerine kadar hayallerimdeki bob'u canlandirdi. ozellikle beatles uyeleriyle ziplayarak dans ettigi sahnede buruk buruk guldurdu. arthur rimbaud nun kullanilmasi ve ballad of a thin manin calindigi sahne beni en cok etkileyen detaylar oldu. bu kadar buyuk bir adama, bu kadar buyuk bir film yakisirdi.


    (scissorhands - 18 Mayıs 2008 17:16)

  • comment image

    bob dylan'in hayatini ana hatlariyla biliyorsaniz dahi film sizi takip konusunda biraz yorabiliyor. ama bu yoruculuk sanirim filme the doors gibi mistik bir hava vermek icin yapilmis (ornek pek dogru olmadi ama) ve cok da basarili olmus. alti farkli aktor ve degisik isimlerin kullanilmasi da bob dylan gibi bir suru degisik evreden gecmis bir insani anlatmak icin cok basarili bir yontem olmus. ozellikle cate blanchett sevenler filmden apayri bir tad alacaktir. cate blanchett dylan'in cok goz onunde bir bolumunu oynuyor diyebiliriz ve bu acindan o sekanslar cok kritik. cate blanchett cok guzel altindan kalkmis diye dusunuyorum, zaten bunun gibi kritik rollerin insani kendisi (bkz: coffee and cigarettes). cate blanchett'in sesinin de hicbir ses prosessorunden gecirilmemis olmasi da bence bu karakterleri dylan'dan sogutma etkisi adina cok yerinde olmus, bir de wally'nin solak olmasi var buna ornek sanirim. filmin sonuna geldiginizde her seyi anladiniz mi yoksa hicbir sey anlamadiniz mi karar veremiyorsunuz sanirim dylan adina da verilmek istenen mesaj bu.

    --- spoiler ---
    bir sahnedeki "seven simple rules of going into hiding" de film ve karakterle ilgili cok sey anlatiyor. oradaki besinci kural " if ever asked to look at yourself, dont" derkenki iki major oyuncunun birbirine baktigi sahnedeki yadirgatmayi da gormezden gelmek elde degil.
    ---
    spoiler ---

    edit: biraz daha okuyunca aklima geldi aradigim ornek lost highway idi.


    (amandur - 4 Şubat 2009 15:56)

  • comment image

    ismiyle müsemma bir film i'm not there. bu yüzden, bob dylan biyografisi izleme umuduyla gidenler için büyük bir hayal kırıklığı olabilir. bildiğiniz biyografik filmlerden fersah fersah uzak bir yapım zira. ve fakat, bu minvaldeki özgün işlenişi sebebiyle de takdire şayan aynı zamanda.

    bob dylan'a atfedilen sıfatların/ içinde barındırdığı karakterlerin hayat bulması ve ayrı ayrı öykülenmesiyle şekilleniyor film. şarkı seçimleri de, öykülerin içerikleri göz önüne alınarak sunuluyor izleyiciye.süresiyle az-biraz can sıksa da; dylan şarkılarıyla mest, blanchett'a bir kez daha hayran olup bitiriyorsunuz filmi.

    heath ledger'ın da son filmlerindendi galiba. o açıdan da önem teşkil edebilir; kendisine bir veda niteliğine bürünebilir pekala.


    (shat - 4 Mart 2009 22:48)

  • comment image

    bob dylan filmi diyenin alnının karışlanması gereken film. bir kere hemen şunu söyleyeyim, spoiler mpoiler içine de almayacağım: "aaaa bob dylan mı?? evet çok severim laav süpriiim laaav süpriiim! çok tatlı yaaa :)))" diyenler filmden uzak dursun. bir kere o robbie williams ve hayır bob dylan hiçbir zaman boyband'de yer almadı. hatta "aaa bob dylan mı? efsane yaaa! hav meni taymz mast e men voooolk dauuun laylaylalaaaaay" insanları da uzak dursun, annenizden emdiğiniz süt burnunuzdan gelir, uyarayım. geri kalan müzik giikleri, sinema meraklıları için de şöyle bir notum var: todd haynes insanı bu filmiyle bob dylan'ı bahane ederek kendi çapında başarısız bir post-modern kimlik analizine yeltenmiş. bunu da sanırsam mr dylan'ın zamanının ötesinde olduğu inancından gaz alarak yapmış. ben de tam o noktayı anlamayarak şunu sormak isterim kendisine, todd okuyorsan, daha bir dikkatli oku: yahu bu adam tam da zamanının adamı değil mi? hani dylan eksperi olduğumu söyleyemiycem ama ben dylan şarkılarını seviyorsam, o zaman içinden, o kontekstte seviyorum. bu kadar basit. neyi bu kadar karmaşıklaştırdık, neden it is complicated çok anlayamadım. kontrolsüz entellik, entellik değildir; benim anladığım bu i'm not there'den. cahilsem, saçmaladıysam mesaj atın.


    (fake plastic love - 12 Mayıs 2009 00:29)

  • comment image

    ortalikta yine edie sedgwick'in eksik olmadigi filmdir. michelle williams'in da sienna miller* gibi, asil hatundan takriben sekiz nokta uc kat daha guzel, daha tatli hatunlar oldugunu gorunce "yahu bu hatun neymis zamaninda bre" demekten kendinizi alamiyorsunuz.

    ayrica koskoca filmden aklimda sadece bu kaldi ya, helal olsun bana. astronot.


    (the gambit - 11 Haziran 2009 06:40)

  • comment image

    zor ama detaylari cozdukce zevkten dort kose yapan bir film. arka planda bob dylan sarkilari farkli muzisyenlerce seslendirilirken 6 farkli karakterin bob dylan'in yasamina paralel benzerlikleri sergiledigi, izlemeye devam ettikce gozleri parlatan film. bob dylan sarkilarinin duyulmaya basladigi sahneler cok zekice. ozellikle simple twist of fate'in girdigi sahne cok iyi. richard gere'i billy the kid rolune burunup ask filmlerindeki capkin olgun erkek rolunu kisa bir sureligine biraktigi icin ayrica takdir etmek gerekir. cate blanchett ise apayri bir basyapit filmdeki rolu ile. ozellikle de bob dylan belgeselini onceden izlemisseniz eger, kendisinin nasil da basarili bir role burundugunu gormemek cok zor. bu kadar mu guzel bosvermis rolu yapabilir bir sanatci, bu kadar mi guzel sigara icer, parmaklarinin arasinda tasir, bu kadar mi gercekci bob dylan bakislari atar, elmacik kemiklerinin altindan yanaklarini hafif ice cekerek sessiz bir bakis firlattiginda gazetecilere...


    (bioluminicence - 19 Ekim 2009 17:10)

  • comment image

    belgesel değildir, bu yüzden bob dylan hakkında; daha doğrusu bob dylan'ın müziği ve şairliği hakkında yeterli bilgiye sahip olmayan kişiler için bir şey ifade etmemesi normaldir.

    belgesel olanı için: no direction home


    (rdx - 6 Nisan 2010 14:10)

  • comment image

    digiturk, moviemaxfestival kanalında yayınlandığını görünce keyifle tekrar izlemeye başladığım, sigara mozaikleri yüzünden oynayan 6 karakterin de yüzünü göremediğim film. öyle ki cate blanchett'in sadece saçları mozağin dışında kalıyordu.

    filme gelince; uzun uzun anlatmak yerine -imge, alıntı ve hayalden oluşan an'ların ve- "özet geç" taktiğinin kullanıldığı film olmuş.


    (gulferke - 8 Temmuz 2010 10:29)

  • comment image

    harika bir sevişme sahnesine sahip filmdir.

    filmde sadece buna takılmış felan değilim tabikide fakat görsellik açısından ve hatta her açıdan oldukça başarılı bir sahnedir.

    bunun yanı sıra farklılığı ve takip ettiren yapısıyla oldukça başarılı.


    (gls - 24 Ağustos 2010 12:33)

Yorum Kaynak Link : i'm not there