oncesinde en az 8 saatlik bir aclik suresi gerektiginden genellikle sabahin korune verilen randevulari olur. bir onceki geceden 1 litreye yakin, sabah da yarim litre kadar ictiginiz ilacli su da hediyesi. nukleer tip merkezine gidip iceri alindiktan, damardan radyoaktif atom verildikten sonra ise minimum hareket (burnun kasinirsa kasi, ama bacaklarin uyusursa kalkip bir tur atmak yasak) ile yaklasik 1 saatlik bir bekleme suresi sizi bekliyor. nukleer tip merkezinin ici sifira yakin soguklukta oldugu icin kalin giyinin, kot pantolon gibi metalli giysilerle gitmeyin ki ustunuzu basinizi cikarip zibidi gibi onluk giymek zorunda kalmayasiniz. scan yapilirken mumya gibi yatmaya ozen gosterin ki cekim uzamasin. belki de en neseli anlar, radyoaktif igneyi yapmak icin gelen doktorun, ignenin icinde oldugu kutuyu acmasiyla, otmeye baslayan radyoaktivite sayaclari ve doktorun siringayi basar basmaz kacmasi gibi detaylar.

(cheja - 8 Ekim 2008 19:51)

çekim için içilen ilaç kişiden kişiye değişse de; 1 saat ilaç için ayırmalısınız.
daha sonra vücut ısısını yükseltmek için sıcak bir odada min. 1,5 saat yatmalısınız.
eğer bir sıkıntı çıkmaz ise ortalama 20dk da çekim için ayırmalısınız.
yani 3 saatiniz bu nükleer tıp biriminde geçecek, hazırlanın.

bununla beraber, içmeniz gereken ilaç bazen zor bulunabiliyor, randevuyu aldığınız gün ilacı tedarik etmeye çalışın. bu ilaç problemi neyle alakalı anlayamadım gerçi. koskoca cerrahpaşa'nın yakınında bulunan hiçbir eczanede yoktu ilaç, ki günde en az 20 pet ct çekiliyordur. ancak bursa acıbadem'in hemen karşısındaki eczanede tık diye bulduk. ilginç yani. neyse; çekim gerçekleştikten sonra 24 saat boyunca çekilen kişinin bol su içerek bu ilacı vücudundan atması ve yine 24 saat boyunca hamile ve çocuklara, aslında size bile pek yaklaşmaması gerekli. ha bir de, çekilen kişi tuvaleti kullandığında, min. 10 dk tuvaleti kullanmayın.

ve son olarak; 2012'de cerrahpaşa'da ücretli çekim 2300tl idi. sgk'nız varsa tamamını karşılıyordu.
2013'te, bursa acıbadem hastanesi'nde ücretli çekim 3800tl. sgk'nız varsa 450tl ödemeniz gerekli.
sonucu ise devlet hastaneleri 2, özel hastaneler 1 iş günü sonunda veriyorlar genelde.

umarım tertemiz sonuçlarınız olur.

(eg basini usul usul yuru simdi - 9 Eylül 2014 13:02)

vücudun en kıyısında köşesinde kalmış aktif kanser hücrelerini ateş böceği gibi ışıklandırıp görünür hale getiren ileri teknolojik tıbbi bir uygulama. öznesi de radyoaktif şeker yüklü hasta.

tam açılımı ''pozitron emisyon tomografi'' olan bu uygulamada, şekeri gören kanser hücresi deli gibi onu absorbe ediyor ve gözüne far tutulan tavşan misali kabak gibi kendini ele veriyor. ve bu özellikle onkoloji doktorunun kahrolmasını garantileyen bir görünüm. özellikle göğüs duvarındaysa.

kıssadan hisse: şeker, kanser hücresinin en sevdiği besindir. kendi ellerinizle onu semirtmeyin, karnını doyurmayın ve de uzak durun lütfen.

(minnoklokumcuk - 7 Kasım 2014 23:39)

kendisinin adının sonunda "ct" olmasının sebebi kendi başına bir boka benzemeyen sonuçlar vermesidir. pet cihazının olayı, vücuda verilen fdg^*'nin vücutta hangi dokular tarafından anormal emildiğini görüntülemek ve buna göre teşhis konulmasına yardımcı olmaktır. ancak ilk yapılan ve ct olmayan pet makineleri vücudun ana hatlarını tanımayıp sadece silik ve belirsiz renkli ışıklı görüntüler verdikleri için teşhis koymak konusunda son derece başarısız aletlerdi. sonra günün birinde akl-ı selim bir insan çıkıp "öyle bir makine yapalım ki hem pet, hem ct^* beraber çeksin" diye düşündüğünde pet cihazının adı pet/ct oldu ve aynı anda iki çekim birden yapmaya başladı. bu şekilde ct cihazı vücutta taranan bölgenin normal kesitlerini alırken pet cihazı da algıladığı emilimleri bu kesitler üzerine işlemeye başladı ve bu şekilde vücuttaki tümör ve enflamatuar dokularının nerede olduğu konusunda nokta atışı yapılmaya başlandı.

kolonoskopiyle birlikte hazırlanması en eziyet olan işlemlerden biridir pet/ct hazırlığı. ilaç verilene kadar en az on saat aç kalmanız, ilaç verildikten sonra 1-1,5 saat daha yatmanız, çekim yaptıktan sonra bağırsaklara da bakılacaksa size verilen kontrastlı suyu içip 30 dakika daha yatıp tekrar makineye girmenizi falan gerektiren bir süreci vardır, makinenin olduğu ortam da kasıtlı olarak vücut ısısını aniden düşürerek ısının makineyi yanıltmasını önlemek amaçlı buz gibi yapılmıştır.

umarım kimsenin bu alete yolu düşmez ama var olmuş olması da tıbbın mucizesidir. kanser tedavisinde artık nokta atışı tedaviler söz konusuysa sebebi pet/ct cihazıdır.

(varos cloudstrider - 24 Aralık 2014 14:29)

annemin durumu nedeniyle bütün entrileri okumamı sağlayan tanılama türü.

cerrahpaşa'da ileri bir tarihe gün,verdiler sigortalı olanı, aynı hastanede paralı olan p.tesi gecesine 200 liraya.

sağlıkta devrim....

(sirjohnfalstaff - 28 Mayıs 2015 16:30)

adı üzerinde cihazdır. ct yani tomografi cihazı ile pet yani pozitron emisyon tomografisinin bir kabin içerisine yan yana yerleştirilmesiyle elde edilir. nükleer tıp ünitelerinin demişbaşlarından olan bu cihazlar tıbbi görüntülemenin zirvesidir. neden zirvesidir çünkü anatomik ve fizyolojik(fonksiyon) görüntülerini kaynaştırarak(image fusion) çok değerli bilgiler verir. ct yani klasik tomografi bize anatomi bilgisi verir, bunu şu şekilde açıklamak mümkün, diyelim ki ölmüş birinin beyin tomografisini çekelim yaşayan birinden neredeyse hiç farklı bir görüntü almayız çünkü anatomi oradadır ama aynı ölünün pet görüntüsünü alırsan dolaşım olmadığından görüntü falan çıkmaz bu da fonksiyondur.

pet/ct hastaya ait iki görüntüyü üst üste yapıştırarak hem anatomi hem de fonksiyon görüntüsünü verir.

(creeping dutchman - 14 Ocak 2016 15:43)

annemin bugün yaptırdığı taramadır. üniversite hastanesinde ücretsiz olanı için(sgk'lıysanız) ileri bir tarihe gün verip sonucu da çekimden 1 hafta sonra verirlerken, 200 lira ücret karşılığında olanı için(sgk gerekiyor mu bilmiyorum) hasta ve hastane uygunsa o gün bile taramaya alıp ertesi güne teslim ediyorlar. özel hastanelerde ise randevu için (sgk'lıysanız) 1 önceki günden patoloji raporuyla haber vermeniz yeterli, sonucu da ertesi gün veriyorlar. tarama öncesi enjekte edilen ilacın uçucu olmasından dolayı taramalar yalnızca öğleden önce yapılabiliyor.
gitmeden evvel biraz internetten biraz burdan okuyup gitmiştik bu sebeple ek olarak kalın kıyafetler de götürdük yanımızda ama yeni teknoloji cihazlar sayesinde artık o kadar soğuk olmuyormuş, annem üstündeki günlük kıyafetleriyle girdi ve hiç üşümediğini söyledi.
biz acıbadem'de yaptırdık ve patoloji raporunu götürünce sgk tamamını ödedi(sgk'nın karşılaması için raporda tümör olduğunu görmeleri gerekiyor sanırım, sgk karşılamazsa acıbadem'de ücreti 2500 lira). görevli arkadaş bir gün öncesinden arayıp taramaya aç gelmemiz gerektiğini söyledikten sonra bir ilaç ismi verdi eczaneden almamız için. bu ilacı pet randevu saatinden 2 saat evvel 1.5lt suyla karıştırarak yarım saatte bir 1 bardak içmesi gerektiğini söylediler. randevu saatinde annemi içeri aldılar, yukarıda arkadaşların bahsettiği gibi damar yoluyla başka bir ilaç daha enjekte etmişler. 1 saat oturduğu yerden gazete okuyarak ilacın yayılmasını bekledikten sonra 10-15 dk'lık pet/ct taramasına almışlar. sonra da yanımıza geldi. herhangi bir yan etki gözlemlemedik annemde. görevli arkadaş radyasyondan arınması için eve gidince duş almasını ve kıyafetlerini yıkamasını söyledi anneme. bir de 24 saat hamilelere ve 6 yaşından küçük çocuklara çok yaklaşmamasını söyledi.
tedirgin olacak herhangi bir şey yok.
bu işlerde biz de yeniyiz, yavaş yavaş öğreniyoruz. bir sorusu olan varsa özelden yazabilir, bildiğim kadarıyla yönlendirmeye çalışırım. insanın soracağı kimse olmaması kötü bir durum.
allah şifa versin herkese.

(sinaps - 26 Nisan 2016 17:06)

bir moleküler görüntüleme modalitesidir. genel olarak ne olduğu, nasıl çalıştığı, ne işe yaradığı pek anlaşılmaz olmuştur hep.

şimdi en basit haliyle sizlere aktarmaya çalışacağım.

öncelikle moleküler görüntüleme denen şey aklınıza mikroskop filan getirmesin. bu, moleküler düzeyde oluşan metabolik aktivitenin bir diagnostik görüntüleme (bkz: diagnostic imaging) cihazıyla görüntülenmesi demektir ve daha çok onkolojik amaçlarla kullanılır. yani kanser teşhisi ve takibinde kullanılır.

peki bu moleküler düzeydeki değişiklikler nasıl yakalanır/izlenir?

en basit haliyle anlatmak gerekirse kanserli hücreler, normal hücrelere göre daha fazla şeker tüketirler. onların bu özelliklerinden faydalanarak onları yakalamak üzere fdg adı verilen şeker yüklü flor-18 maddesi (bkz: tracer), belirli açlık düzeyine ulaşmış vücuda enjekte edilir ve hücrelerin bu şekeri metabolize etmeleri beklenir. yaklaşık 1 saat kadar. bu bekleme esnasında da hasta genellikle hareketsiz bir şekilde dinlenebileceği ılık ve loş ışıklı bir odada bekletilir. bunun sebebi de vücudun kanserli hücreleri hariç diğer bölgelerinin şeker tüketmemesi. misal, beklerken sıkılıp telefonla oynayan bir kişinin çekilen görüntülerde parmaklarında aktif alanlar görülebilir. sebebi ise hareket eden bu kasların şeker tüketmesidir.

f-18 güçlü bir radyoaktif maddedir (633 kev) ve yaklaşık her 110 dk da bir yarılanır. bu sebeple bekleme süresi dolar dolmaz hasta pet/ct cihazına alınır ve tarama başlatılır.

peki tarama nasıl yapılır?

şöyle. bu cihaz, tomografi (bkz: ct) ve röntgen (bkz: xray) cihazları gibi radyasyon kaynağı bir cihaz değildir. bu taramada radyasyon kaynağı hastadır ki zaten fdg yi de hatırlarsanız hastaya enjekte etmiştik. yani hasta ışıl ışıl..

fdg hastanın vücuduna girdikten sonra kanserli hücreler bu radyoaktif madde yüklü şekeri hızla metabolize etmeye başlar. bu esnada oluşan radyoaktif parçalanmada çekirdekteki bir proton, bir nötron ve pozitron a dönüşür ve çekirdekten fırlayıp dokunun atomlarına çarpar. bu çarpma ile 180 derece zıt yönlü hareket eden 511 kev enerjide iki adet foton oluşur (bkz: anhilasyon). bu fotonların hareket ettiği bu 180 derecelik hat ise line of response olarak bilinir ve hastanın içinde yattığı gantry olarak adlandırılan tünel içinde 360 derece dizili dedektörlere çarpar. dedektöre çarpan bu fotonlar sintilasyon kristalleri (bkz: lso) yardımıyla elektriğe dönüşür sonrası malüm sinyaller işlenir, görüntü işlenir ve sonuçta pet görüntüsü elde edilir (en basit haliyle).

peki kanserli hücreler nasıl görülür?

o da şöyle. başta anlattığım gibi kanserli hücreler daha çok şeker tükettiği için, dolayısıyla daha çok fdg metabolize ettiği için, bu hücrelerde oluşan radyoaktif reaksiyon daha fazla olacaktır. yani bu hücreler daha çok foton oluşturup fırlatacaktır. pet dedektörlerine bu hücrelerden gelen foton daha fazla olduğu için de görüntülerdeki daha aktif alanlar kanserli hücreleri göstermiş olacaktır. ancak bu iş tabiki de bu kadar kolay değil! her aktif alan (parlama) kanserli hücre anlamına gelmez. örneğin beyin sürekli çalıştığı için herzaman belirli bir miktar şeker tüketir ve görüntülerde hep aktiftir ya da başka bir örnekle fdg vücuttan idrar yoluyla atıldığı için mesane her zaman aktiftir. bu aktiflik o bölgelerin kanserli olduğunu göstermez işte bu sebeple görüntüler mutlaka bir nükleer tıp uzmanınca değerlendirilmelidir.

bu görüntü nükleer tıbbın doğası gereği pek anlaşılabilir görüntüler değil-di. yıllar boyunca nuclear medicineın ilk hecesi 'nu' nun yer değiştirilmesiyle 'unclear medicine' olarak belirli çevrelerce aşağılanmasının sebeplerinden biri de buydu ancak 2000 li yıllara geldiğimizde diagnostik görüntülemenin altın standartlarından biri olan bilgisayarlı tomografi (bkz: ct) ile pet modalitelerinin birleştirilmesi ile fonksiyonel pet görüntüleri ile anatomik ct görüntüleri füzyon yapılmaya başlanmış ve böylece pet/ct isimli bu yeni modalite parlamaya başlamış.

özellikle son yıllarda geliştirilen birçok yeni teknolojik atılımla bu modalite oldukça popüler hale gelmiş, bu da özellikle türkiyede iki aynı anabilim dalı olarak bulunan radyoloji ile nükleer tıp arasında bu modalitenin hangi bilim dalına ait olduğu tartışmalarını ortaya çıkarmıştır. tabi bunun arkasında birçok başka sebep de olduğunu anlamak çok zor olmasa gerek..

hadi bugünlük bu kadar, ben biraz daha güneşleneyim..

(chidori kaname - 31 Temmuz 2016 13:44)

7 ay önce kanseri atlatan bir arkadaşınız olarak geçen gün saçma sapan bir entry girip bazı arkadaşlarımında canını sıkmıştım. hiç onu hatırlatmadan pazartesi girdiğim pet/ct sonrası çıkan sonuçlarımı şu an görünce direk yatağımdan fırlayıp açtım bu şarkıyı: allah allah :d:d:d tertemiz dostlar. ne bir iz var ne bir büyüme-küçüme oranı.

''saptanamamıştır'' kelimesine bayılıyorum artık. en sevdiğim kelime bu oldu.
o içtiğim ilaçlı suya karşı şimdi kalkıp bir demlik çayı dikicem kafaya... nasıl bir zehirdir o öyle? bildiğin plastik bir şeyi kafaya dikiyor gibi oluyorsun... ben hiçbir zaman onu 3 bardaktan fazla içemedim. sizde içerken doktorunuza söyleyin ona göre içme ölçüsü koyun. aç karna mahvedebilir fazlası.

bununla verilen radyasyonlu zımbırtı şeysini de vücuttan atmak için bol bol su tüketin.

evet, 19.07.2017'de hayatımı geri kazandım :) bir fenerbahçeli'ye yakışır bir kazanç!

(edepiliedepsiz - 4 Nisan 2018 12:06)

işlem toplamda 2.5, 3 saati aldığı için en erken saatte almaya çalışın, günü öldürüyor.

- önce 1 saat boyunca ilaçlı su içiliyor.
- sonra özel bir odaya alıp radyasyonu damar yoluyla vücuda enjekte ediyorlar, burada 1-1,5 saat bekliyorsunuz, sadece tuvalete gitmek için dışarı çıkılabiliyor çünkü radyasyon yayıyorsunuz.
- pet/ct taraması için aletin bulunduğu yere çağırılıyorsunuz, üzerinizde metal (kolye, sütyen, fermuar vs) yoksa kıyafetlerinizle makinaya yatıyorsunuz. metal taşıyorsanız soyunup önlük giyiyorsunuz. tarama yaklaşık 20 dakika.
- işlem bittikten sonra 10 dakika kadar daha bekleyip eve gidebiliyorsunuz.
- eve gelince duş alıp, giysileri makinaya atıyorsunuz. yoğurt, süt, su tüketiyorsunuz. 24 saat boyunca çocuklara ve hamilelere yaklaşmıyorsunuz. radyasyon en çok idrar yoluyla atıldığı için girdikten sonra tuvaleti çok iyi yıkamanız, temizlemeniz gerekiyor.

herhangi bir acısı yok. açlıktan, beklemekten ve ortamdan halsizlik, uyku olabilir, beklerken uyuyabilirsiniz, vaktiniz var. her taraf kanser hastalarıyla ve radyasyonla dolu olduğu için sizi en germeyen insanla gidebilir, en germeyen şeylerle oyalanabilirsiniz. kafada büyütülecek bir işlem değil. akşamında bende kas ağrısı ve güç kaybı oldu ama nedendir, psikolojik bir durum mu bilmiyorum.

(men rabbuke - 28 Eylül 2018 02:40)