Fransız / 10
  • "insanı en baba korku filminden bile daha cok geren sağlam bi yol hikayesi."
  • "1953 yapımı film. bir yerde petrol varsa amerikalılar fazla uzakta değildir."
  • "daha iyisi ve öncülü için (bkz: thieves' highway)"
  • "1953'te altın ayı ödülünü kazanmış filmdir."
  • "en guzel tarafi, ingilizceye donus olan film."
  • "1955'te bafta kazanmış filmdir."
  • "insan korkusunu ve korku uğruna hedeften şaşma olayını çok iyi anlatır. fransız hitchcock un en etkili eseridir. sinema tarihindedir yeri."
  • "yves montand'in en iyi oyunculuk sergiledigi filmlerden biridir. dario moreno'muz da barmen rolunde izlenebilir."




Facebook Yorumları
  • comment image

    önce william friedkin'in 'sorcerer' filmini izlediğim, sonra da o filmin orijinal/eski versiyonunu bulayım diyerek ona ulaştığım enfes filmdir. 'wages of fear'ı izledikten sonra friedkin'in sorcerer filminin (eskisine göre) ne kadar zayıf kaldığını anladım. friedkin versiyonunda açıkta kalan birçok unsur, eksik kalan bir sürü parça 'le salaire de la peur' başyapıtını izledikten sonra yerli yerine oturdu. öte yandan, sorcerer'ı güzel kılan yegane şey ise baştan sona insanı sarmalayan o enfes müzikti. zira, filmin müziklerini yapan grubun ismi tangerine dream olup, "öyle bir 'betrayal' bu dünyaya bir daha gelmez," dedirtir insana.

    le salaire de la peur'a gelince.. henri-georges clouzot gerçek bir usta.. çektiği 160 dakikalık bu filmle insan, sinemaya doyuyor. tad veren bir dil bu. iki kamyon, dört adam, petrol fırtınası, kaybedenler..


    (daradunga - 20 Ocak 2009 22:46)

  • comment image

    georges arnaud'nun romanından henri georges clouzot'nun senaryolaştırdığı ve yönetmenliğini yaptığı 1953 yapımı 155 dakikalık siyah beyaz fransız filmi. başrollerde yves montand, charles vanel, jean gabin var. nitrogliserin taşıyan kamyoncuların öyküsünü anlatan başarılı bir thriller


    (tarator - 25 Ocak 2003 14:10)

  • comment image

    insanı gerim gerim geren, fransızların gerilim üstadı clouzot un ustalıkla kotardığı ve en iyi filmlerinden biri diyebileceğimiz, hatta en iyisidir dediğimiz filmdir. ikincisi için;

    (bkz: les diaboliques)

    --- spoiler ---

    filmi iki bölüme ayırabiliriz. filmin birinci bölümünde yönetmen bize karakter analizi yaptırarak, sonraki bölümlerde karakterlerin davranışları konusunda (özellikle aldıkları işi sonlandırmak için neden bu kadar çaba gösterdikleri konusunda) kafamızda oluşacak soru işaretlerini gidermeye çalışmıştır.ikinci kısımda ise yolculuk sırasındaki mücadele ve bu mücadelenin karakterler üzerindeki psikolojik etkisini/baskısını izlemekteyiz/incelemekteyiz. bunların yanı sıra filmde, tüm olayların, - özellikle petrol konusunda amerikanın tavrı, petrol uğruna insanların ölmesi- sorumlusu olarak amerikayı görmekteyiz ki, bunu da filmin, amerikanın kapitalist/emperyalist politikalarına eleştirisi olarak okuyoruz. film, eleştirisi açısından politik, dönemi açısından sosyolojiktir.

    ---
    spoiler ---
    sinefiller için izlenmesi elzemdir diyor entarimizi kapatıyoruz.


    (ilenc - 30 Nisan 2012 01:14)

  • comment image

    filmin ilk kısmı, bu zorlu yolculuğu kabul etmek isteyen insanların halini anlamamıza yardımcı olması amaçlanarak çekilmiş diyen var buna itiraz eden de var, bence de filmin ilk kısmındaki boğucu sahnelerde bu amaçlanmıştır başka bir açıklama getiremiyorum.

    yönetmen dayıya fransız hiçkok diyorlarmış fakat bu kadar basit olmamalı yahu tarzlar çok farklı, yönetmenin diğer filmlerinde hiçkok'a daha benzer konular işlenmiştir belki bilemicem ama bu filmin hiçkok tarzıyla uzaktan yakından alakası olmadığını söyleyebilirim.


    (aziz baykus - 16 Eylül 2013 04:12)

  • comment image

    güzel film fakat sanırım biraz abartılıyor.

    --- spoiler ---

    önce beğendiğim yanları söyleyeyim: kapitalizmi çok başarılı bir şekilde eleştirmiş film. sırf bu yanıyla bile saygımızı hak ediyor. değişik, izleyicide heyecan uyandıran bir konusu var. ama film kağıt üstündeki özelliklerini sahneye ne ölçüde yansıtabilmiş, bundan emin değilim.

    çok zor bir görevi üstlenmiş olan karakterlerin yol boyunca davranışları, filmin gerçekçiliğine zarar verdi diye düşünüyorum. kamyonları son derece dikkatli sürmeleri gerekirken adeta yarış yapar hale gelmelerini anlamak mümkün değil. işin ucunda sadece kendi yaşamları değil, kazanacakları önemli miktardaki para da olunca, şoförlerin takındıkları fazla rahat tutum bana hiç inandırıcı gelmedi. 4 karakterin içinde en gerçekçi olanın jo olduğunu düşünüyorum çünkü en çok korkan oydu. bu filmde gerilen arkadaşlara söylüyorum; karakterler bile gergin değilken, siz nasıl gerildiniz ? elbette gerilimli anlar vardı filmin içinde. örneğin kayayı patlatma sırasında bimba'nın gösterdiği cesaret hayranlık verici. ama aynı bimba ve luigi, yolda traş olup sigara içmeyi de biliyorlardı. ben arkamda ölüm tehdidiyle yol alıyor olsam, yolda traş olmak, yapacağım son işlerden olurdu.

    ---
    spoiler ---

    uzun sözün kısası, imdb puanı, kendi dönemindeki filmlerle kıyaslandığında değer kazanıyor diye düşünüyorum. bu film, üzerinden geçen 60 yılda bu puanı hak eden bir film değil bence.


    (jackrai - 16 Ocak 2014 15:36)

  • comment image

    iki buçuk saatlik heyecan fırtınası. bir de filmi izlemeden, gergin ambient müzik eserleri dinlerseniz, pek şahane oluyor. kalbiniz sıkışmaya başladığında bir ara verin ya da en iyisi elmalarla armutları aynı gün toplamayı denemeyin...


    (arvo - 5 Temmuz 2004 14:38)

  • comment image

    cluzot'nun yine tum ailesini oynattigi bir filmdir, pek iyidir, heyecandan insana tirnaklarini yedirtir. dvd'sinde falan bulunan orjinal versiyonu izlendiginde (zira film yayinlandiginda bazi ulkelerde seyirci sikilmasin diye uzun mu uzun giris bolumu kirpilmisti) bir kirkbes dakika falan insani hafif hafif bunaltan bir giris karsilar insani. karakterlerin hissettigi bunalimi, o kucuk, sicak, bir amerikan petrol sirketi disinda is imkani bile olmayan o kasabada hapsolmusluk hissini aynen iletir insana. ayni karakterler gibi seyirci de oradan kurtulmak icin herseyini vermeye hazirdir adeta (kotu anlamda soylemiyorum, ama bir yere kadar sikilmislik hissini iletebilmek icin abartmadan seyirciyi de sikmak gerekir ne de olsa). o kadar ki karakterlerimiz olum tehlikesi asiri yuksek olan gorevi heyecanla ve hatta sevincle aldiklarinda insanin aklinin ucundan bile deli mi bu adamlar diye dusunmek gecmez, hatta hak verir o karara. tek kelimeyle bir bas yapit (pardon iki kelime oldu).

    bir donemin sinemacilari arasinda da buyuk etki yapmistir film. 1977'de william friedkin buyuk basari elde ettigi the exorcist filminden sonra bu filmin bir amerikan versiyonunu yapmistir sorcerer adi altinda (ben seyretmedim ama cok kotu oldugu soylenir).


    (pneuma - 21 Temmuz 2004 23:34)

  • comment image

    - eski dostum, neredeyse geldik. uyudun mu?
    - hayır. hatırlamaya çalışıyorum.
    - neyi?
    - çiti. çitin arkasında ne vardı.
    - söyledim ya, hiçbir şey yoktu! hiçbir şey.
    - hiçbir şey yok!
    - bak, eski dostum, başardık! haklısın. biraz uyu. o şekilde değil, korkuyorum..


    (ianism - 3 Temmuz 2015 22:45)

  • comment image

    bu filmle ilgili ilk söylenecek şey bu değil kesinlikle ama bir an önce söylemem lazım: aynı zamanda o sıralarda yönetmenin eşi olan vera clouzot'nun filmin başındaki yerleri silme sahnesi ne güzeldir ya. "ne tatlı kadın be!" dedim ama az sonra fark ettim ki inanılmaz boyutlarda boy problemi var kendisinin. sonrasında çirkin de gelmeye başladı açıkçası ama en baştaki o sahne çok güzel.

    filmin, yola çıkılmadan önceki yaklaşık ilk kırk dakikası ayrı güzel, yol ayrı güzel. o sıralarda öyle latin amerika'da başı boş dolanan beyaz adamların hikayelerini seviyorum nedense. ben de gezdim biraz latin amerika'da ama işte bu filmlerdeki kadar bakir değil artık latin amerika pek tabii. the treasure of the sierra madre'nin de başında böyle başı boş, sefil durumda takılan beyaz adamlar vardı mesela. o da güzeldi. o hiçbir baltaya sap olamamayı, bir beyaz olarak latin amerika'da "bile" aşağılanmayı, açlığı ve bu durumdan kurtuluş yolu olmamasını çok güzel vermiş o ilk kırk dakika.

    bence en başarılı karakter jo idi. adam filme nasıl başladı sonra spoiler* ne hale geldi. filmin "asıl" kısmı olan yol bölümü ise gerçekten gerim gerim gerdi ve bırakın kimin ne zaman öleceğini tahmin edebilmeyi her sahnede acaba hepsi ölecek mi ya da acaba hepsi mi yaşayacak, ya şu giderse falan diye merak ede ede izledim. luigi'yi de karakter olarak sevdim. ah bir de dario moreno var tabii, kendisine olan sevgimden sahnelerini gülümsemeden izleyemedim.

    waltz yapan kamyon mu olur ya?!* gözü pekliğin yanı sıra korkunun da ne kadar da gerekli olduğunu gördük.


    (kelek - 27 Ocak 2016 17:15)

  • comment image

    özellikle mario ve jo'nun kullandığı büyük kamyona hasta olduğum filmdir.

    --- spoiler ---

    bu arada, herkes anti-amerikan anlatımdan bahsetmiş ama, mario karakteri ile klasik fransız yavşaklığının da gözümüze sokulduğunu düşünüyorum.

    mario, jo için kendisine aşık olan kadına kötü davranır, kendisine yemek veren ve iyi davranan oda arkadaşını* kırar, arkadaşlarını karşısına alır.

    oda arkadaşı olan ve taşların patlatıldığı sahnede kamyonları korumak için hayatını tehlikeye atan luigi'nin ölümüne kılını kıpırdatmaz ama her fırsatta kendisini satmaya kalkan jo'nun ölümüne çok üzülür.

    tabi bunun yanında menfaati için jo'nun da kamyonla üzerinden geçmekte tereddüt bile etmez.

    ---
    spoiler ---


    (nizamulmulk - 4 Aralık 2016 11:30)

  • comment image

    william friedkin'in heyran oldugu bir filmdir, hatta bir remakeini çekerek kariyerini mahfetmiştir. remake ini çekip kariyerini mahfetmeye degecek derecede iyi bir filmdir, işin içinde araba, kamyon veya başka bir taşıt bulunan aksiyon filmlerinin hıza, kovalamacaya dayalı kalıbını tersyüz etmiş, izleyiciyi "daha yavaş lan!" diye yalvartmıştır.


    (caponsever - 20 Temmuz 2005 03:25)

  • comment image

    daha çok les diaboliques ile tanınan henri georges clouzot'nun izleyiciyi sürekli koltuk kenarında oturmaya zorlayan, tırnak yedirten, gerim gerim geren altın palmiyeli filmi. giriş bölümü gerçekten çok ama çok uzun olmasına rağmen karakterlerin çaresizliklerini vurgulamak açısından bir o kadar önemlidir,ki bu açıdan sık sık john huston'ın benzer temalı filmi the treasure of the sierra madre ile karşılaştırılır. gelgelelim filmin en büyük başarısı, bu bölümde sıkılan, "hadi ulan çıkacaksanız çıkın artık yola, basın gidin" diyen izleyiciyi, ikinci bölümde "aman kaptan yavaş git gözünü seveyim" moduna sokabilmesidir kanımca.

    aslen ortada temel olarak tek gerilim unsuru vardır; nitrogliserin yüklü kamyonların; bol virajlı, bir bölümü dağ yolu olan güzergah üzerindeki bir yere ulaşması. kamyonların 40 km hız limitini aşmaması ve virajları mümkün olduğu ölçüde dikkatli ve yavaş almaları gerekmektedir. sadece bu iki engelden clouzot öyle bir gerilim yaratır ki, fransız hitchcock lakabını sonuna kadar hakettiğini gösterir.

    hele hele filmin sonlarına doğru kamyonların normal şartlarda alamayacağı bir virajın, çürük olduğu her halinden belli olan bir tahta iskele vasıtasıyla alınma bölümü vardır ki, clouzot alenen izleyicinin dayanma gücünü sınar, psikolojisini bozar. aynı şekilde karamsar sayılabilecek sonu ile de her daim mutlu sonlu amerikan filmlerine de gerekli ayarı verir.

    amerika'ya sağlam bir eleştiri de filmde bahsi geçen paragöz, vurdumduymaz ve bencil amerikalı petrol şirketi üzerinden yapılır. bu yüzden film amerika'da bu bölümler çıkartıldıktan sonra dağıtım izni alabilmiş ve anti-amerikan olmakla suçlanmıştır. sinema tarihinin gizli hazinelerinden biridir, bulunursa kaçırılmadan kitlenmelidir.


    (gebura - 21 Temmuz 2005 17:08)

Yorum Kaynak Link : le salaire de la peur