Süre                : 1 Saat 5 dakika
Çıkış Tarihi     : 04 Eylül 1975 Perşembe, Yapım Yılı : 1975
Türü                : Döküman
Taglar             : otel,New York,Kapı,yalnız,hall
Ülke                : Belçika,ABD
Yapımcı          :  Chant
Yönetmen       : Chantal Akerman (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Chantal Akerman (IMDB)(ekşi)


  • "chantal akerman'in müthiş otel filmi. sessiz, hareketsiz. yönetmen izleyiciyi bir otel hayaletine çeviriyor. filmin en sonunda yeni uyanan new york'u hüzünlü bir ölü gibi seyrediyorsunuz."




Facebook Yorumları
  • comment image

    chantal akerman'in müthiş otel filmi. sessiz, hareketsiz. yönetmen izleyiciyi bir otel hayaletine çeviriyor. filmin en sonunda yeni uyanan new york'u hüzünlü bir ölü gibi seyrediyorsunuz.


    (enis zenci - 31 Temmuz 2007 00:36)

  • comment image

    chantal akerman'ın 1972 yapımı sessiz ve film müziksiz, doğru sıralamayla film müziksiz ve sessiz hotel-içi ve yakın çevresi bakınma filmi. gezinme demeyelim, gezinme yok, kaydırmalı çekimlerle ileri geri, ritmik hareketler var. asansörün iç dış çekimleri var. yan binaların duvar ve doku görünümleri var. lobide başlıyor, filmde bir şey(ler) olacak sanıyorsunuz. yok. konuşmalar varsa da ses yok.

    bu filmin eleştirisinde değil de, anlatımında ne kadar uğraşırsan uğraş hiçbir şey spoiler olmaz. katil uşak çıkamaz, önceden haber veremezsin.

    bazen kamera asansörün içinde oluyor, asansör kabinine insanlar normal ritmle girip çıkıyorlar. bazen tam içeri girecekken duraksıyor, vaz geçiyorlar. sanki filmin oyuncusu değiller, kamera şakası veya sürpriz bir şey yaşamaktalar. bizden tarafta, kameranın olduğu ama göstermediği bu tarafta bir şey mi var? kameramanla ilgili bir tepki mi, yönetmenle ilgili bir tepki mi merak ediyorum. açıkta bir şey mi görüyor bu insanlar?

    filmin biçeminde voyeur bir taraf var, ama ses duymadığımızdan korunaklı ve güvende miyiz, yaksa ayrıca bedensel olarak sakat röntgenci miyiz belirsiz. film bir de olmayanı, gelmeyecek/gerçekleşmeyecek olanı röntgenliyor, eldeki kadarıyla. aynı belirsiz, beklenmedik hareket asansör dışından olan çekimlerde de var: yaşlı kadının biri asansöre binecekken öyle bir teğet geçiyor ve dönüşünde de hiçbir şey olmamış, öylesine bir tur atıyormuş gibi gidiyor ki şaşıp kalıyorum. sonra olmayacaklardan habersiz. otelde hiç araya parça atma efekti, bir ekstra insan etkileşimi, hatta sıradan iletişimler bile yok. dondurulmuş, otomatize, tekdüze hareketler, suratlar, mimikler. kübik bir resim silsilesi izletiyor gibi. koyu ve karanlık ağırlıklı renk eskizlerine de tanığız. koridorlardaki exit levhacıklarını unutmuyorum. olmadık nesnecik veya lekelere yönlendiriyor sıkışmışlık veya dar alanın okları, vektörleri. aralara srrpişen sürreal gebe figürü, aydınlık yatak, yatak kenarı düşünen adam çoğu kişi için filmin afişleri arasında, belli oluyor.

    akerman'ın ilk değilse de erken filmlerinden olmalı. sessiz bir bomba gibi. otelde en çok yukarı aşağı katlar arası gözden geçirme turları oluyor, ama durağan kat araları, katlarda ileri ve geri hareketler, en sonunda otelin çevresi ve panoramasına zumlama da var. pencerelere doğru kamera kaydırmalarında adeta biraz nümunelik güneş ışığı görüp nefes alıyoruz. londra gibi bir new york buğulu atmosferi söz konusu olmakla birlikte. bu otel dışarıda ve kenarda kalmışların oteli mi? hele filmin sonunda bir manzara-panorama gözden geçirme var, hiç mi hiç new york'a benzemiyor. sanırsın bizim kağıthane veya londra thames veya orta avrupa'da tuna kıyısı. bir yerden sonra adeta dış mekan renklerini, çekimini mike leigh'e benzetmiş diyesim geldi. tabii uzun çekimler ve hareketsiz, eksantrik kameraişi ile bela tarr'ı, benim ilgim olmasından dolayı anımsatmıştır.

    film, sessiz film olması, klostrofobik iç mekan ağırlıklı oluşu, mimari uzmanlık isteyen bir bakış açısı ister görünmesi nedeniyle yerinde usluca oturup etkin veya edilgen film izlemeye izin vermiyor. can sıkılması garanti, insan kendi bedeniyle ilgilenmeye, duyumlarını fark etme, esnemeye, orasını burasını kaşımaya, kaçak, uçarı düşünmelere sapıyor; film sanki ne yaptığını biliyorum der edayla yoluna devam ediyor. iyi ki 62 dakikalık, etkisi en az iki çarpanlı, belki üç. filme bilgisayar başında odaklanabilmek için onca ses araştırması yapıp, youtube'da da sessiz olduğunu teyit ettikten sonra kulağıma kulaklık takarak izleme zorunluğu hissettim. paradoks bir etki. ses yok, hem başka sesler gelmesin, hem gelirse sesi kaçırmayayım diye kulaklık hazırda gibi.

    ayrıca (bkz: la chambre), news from home


    (ibisile - 15 Mayıs 2016 23:35)

Yorum Kaynak Link : hotel monterey