Süre                : 1 Saat 35 dakika
Çıkış Tarihi     : 24 Nisan 2009 Cuma, Yapım Yılı : 2009
Türü                : Aksiyon,Cinayet,Drama
Ülke                : Türkiye
Yönetmen       : Aydin Bulut (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Aydin Bulut (IMDB)(ekşi),M. Serkan Turhan (IMDB)(ekşi)
Oyuncular      : Mehmet Ali Nuroglu (IMDB)(ekşi), Ismail Hacioglu (IMDB)(ekşi), Volga Sorgu (IMDB)(ekşi), Ertan Saban (IMDB)(ekşi), Eysan Özhim (IMDB), Bülent Inal (IMDB), Avni Yalçin (IMDB)(ekşi), Ipek Yaylacioglu (IMDB), Özge Özder (IMDB), Serkan Keskin (IMDB), Erkan Bektas (IMDB), Taner Barlas (IMDB), Bora Sivri (IMDB), Filiz Ahmet (IMDB), Riza Kocaoglu (IMDB), Yildirim Bayazit (IMDB), Evrim Alasya (IMDB), Göksin Sanlav (IMDB), Sercan Gidisoglu (IMDB), Ushan Çakir (IMDB), Ali Il (IMDB), Ersan Özhim (IMDB)

Baska Semtin Çocuklari (~ Children of the Otherside) ' Filminin Konusu :
Çöplerin içinde bulunan bir ceset. İstanbul Gazi mahallesinde işlenmiş bir cinayet. Öldürülen gencin ağabeyi güneydoğuda yaptığı askerliğini yeni bitirmiş, geri dönmekte. Kardeşinin katilini bulmak için harekete geçtiğinde cevaplanması zor sorularla dolu bir başka savaşın içine sürüklenmektedir. Gerçeğin arayışı içinde iz sürerken, kaybedilen şeyin sadece kendi kardeşinin hayatı olmadığını görecektir.

Ödüller      :

!f İstanbul Uluslararası Bağımsız Filmler Festivali:People's Choice Award-National Competition


  • "sessiz sedasız bir başyapıt...oynayan bütün oyuncuların gözlerinden, yönetmenini ve müziklerini yapanı ellerinden öperim..."
  • "işte amerika burası"
  • "ben en çok ismail hacıoğlu'nu beğendim bu filmde.bir de veysel harbi güzel dövüşüyor..."
  • "namaz kılma sahnesinin saçmalığı dışında güzel film. fakat o sahne çok zorlama olmuş."




Facebook Yorumları
  • comment image

    şimdi eğri oturup, doğru konuşalım.

    tamam, hayatın tozpembe olmadığı gerçeğini gösterdiniz anladık. ama, herhangi olası yanlış anlaşılmayı ortadan kaldırmak açısından;

    --- spoiler ---
    ne tüm aleviler gündüz gözüyle deli dürtmüş gibi içki içer, ne de tüm sünniler, evlerine eli bıçaklı bi adam geldiğinde, namazını bozmayıp mır mır dua etmeye devam eder.
    ---
    spoiler ---


    (the bourgeois - 25 Nisan 2009 18:29)

  • comment image

    yer yer la haine i anmısatmış mahalle filmi.

    mahallelerinde * marangoz vasilin kızı ile rizeli armatörün yakışıklı oğlunun aşkı gibi azınlıklarla müslümanlar arası engellenmiş birçok aşka şahit olanları ayrı etkilemiş, güzel bir filmdir.

    kim ne derse desin ismail hacıoğlu gözüpek mahalle bıçkını rolünde resmen döktürmüştür.


    (hamlaus - 27 Nisan 2009 12:34)

  • comment image

    başarılı olmasına az kalmış film. nitekim seçtiği konu dikkat çekici, oyunculuklar gayet başarılı. film sıkmıyor, seyirciyi laf kalabalığına boğmuyor ya da bitmeyen planlarla sabrını ölçmüyor. öte yandan filmde bir olmamışlık havası da var. film gazi mahallesi'nde geçiyor denince çok daha farklı şeyleri göreceğinizi düşünüyor, mekanın bir filmci için hazine değerinde olduğu beklentisiyle çok şey umuyorsunuz. ancak film gazi mahallesinin yapısını, sorunlarını hatta insanlarını tam yansıtamamış gibi geldi bana. biraz alaycı gelebilir ama filmi gören ve gazi mahallesi'ni hiç duymamış biri kolaylıkla şu tespitleri yapabilir:

    1) bölgenin en önemli sorunu aşk meşk, karı kız meseleleridir.
    2) insanlar gündüz genelde çatı üstlerinde vakit geçirir, önemli meseleleri burada görüşürler.
    3) güneydoğu'da görev yapan bütün askerler kafayı yemiş halde dönerler.
    4) mahallede kimsenin yüzünün güldüğü görülmemiştir.

    bunların dışında karakterlerin birbiriyle bağlantılarının biraz fazla olduğu da söylenebilir. bu durum sanki iki üç karakter arasında geçen özel bir husumetin dışında mahallede önemli bir sorun olmadığı algılamasına yol açıyor. son olarak, müziğin de duygu oluşturmada gereğinden fazla kullanıldığı ve bu anlamda pek başarılı olmadığı notunu ilave edelim.


    (mandir - 27 Nisan 2009 21:32)

  • comment image

    uzun zaman sonra seyrettigim en guzel mahalle filmidir. filmi izlerken cocuklugumun mahalleleri geldi aklıma.
    -spoyler icerebilir-
    ismail hacıoglunun yurt dısına sevdicegini alıp yırtma hayallerini kacımız dinlemediki aksam tekstik atolyesinden donuste. yada sevdigin kızın alevi olması kac mahalle delikanlısının hayatını karartmadı. yada makine sevdası o yaslarda nasıl basladı die sorarsanız filmde anlarsınız makine mesrudur herkesin cekmesinde yada evde vardır bir tane, cunku mahalle oyle kendi kendine kolay kurulmamısdır zorla kurulmusdur. kuafor kızlar neden cıktıkları mahalleye hep fazladırlar o suslu halleriyle ( sadece eysan fazla kentli kacmıs uslubuyla). volkan kardesimiz tam mahallenin lumpen proleteridir hem solculardan dergisini alır obur yandan mafya ozentilidir butun dusu kapıda adam dovmektir o rugan ayakkabılarla icine beyaz corap giyerek. esas bulent inal tam alevi mahelle solcu abisi olmusdur, zamanında devrimcilik yapmıs sonrasında pavyoncu olmusdur ( yurt dısına gitmis ama basarısız olup geri donmusdur, bu kadar sevilmeyi hakediyormudur oda ayrı sorudur). bu yuzden bu filmde sorgulanan mahallenin o yırtmaya meyyal tipleriyle hayatın gerceklerinin karsı karsıya gelmesi vardır. askerden donus vardır kafayı yemeden gelsede o travmatik bozukluk hep kalıcıdır, hasta ruhlu adamlar her daim mevcuttur, ki hasta ruhlu manyaga oynayan kardesimiz dokturmusdur.
    -spoyler kısmı burda biter-

    filmde belli tempo bozuklukları vardır cok sey anlatmaya calisirken filmin uzaması karssında montajda daha kısa hale getirilmesi derdi vardır, ama bunlar ilk uzun metrajlıda olur. yonetmen kardesimizin ellerine saglık dioruz, yolu acık olsun.


    (althussa - 29 Eylül 2009 12:54)

  • comment image

    diğer türk filmlerinden çok daha fazla ilgi görmeyi hak eden film.

    --- spoiler ---

    filmin başlarında kadraja giren dev bayrak, birçok şeyi anlatıyor. küfürler yerli yerinde, aşk da öyle. "hayatların bok yoluna gitmesi", "yırtma amacı", "dini milleti ne olursa olsun savaşta hep fakir çocukların ölmesi", pavyonlar, türkü barlar ve arazi yolsuzluklarıyla güzel bir film olmuş. biraz değinip çok derinliğe inmiyor gibi görünse de, oraları bilmeyene değil ama bilene gayet çok şey anlatıyor.

    ---
    spoiler ---


    (writer - 22 Ekim 2009 10:24)

  • comment image

    sessiz sedasız bir başyapıt...
    oynayan bütün oyuncuların gözlerinden, yönetmenini ve müziklerini yapanı ellerinden öperim...


    (sintine - 23 Ekim 2009 20:28)

  • comment image

    filmin konusundan , çekim tekniğinden, oyunculuk kalitesinden, yönetmeninden önce bahsedilmesi gereken yönleri var bence.

    tamam kesinlikle izlenmesi gereken bir film değil, görmezsen çok şey de kaçırmazsın.

    "anlaşılmıyoruz, anlaşılmayacağız" diyerek bir avuç insanı ilgilendiren konularda entel mastürbasyonu yapanlara inat çok bizden bir film olmuş.

    göt, göbek, meme göstereceğiz diye orasını burasını yırtan manken hanımlarımıza inat 550 milyona esir hayatı yaşayan insanların da gözüktüğü bir film olmuş.

    "apış arası kokuyor lan burası!" diyerek buradan şaka çıkarmak için dalağını feda edenlere inat türkü barda bir göt ellemek için fırsat kollayanların da görüldüğü bir film olmuş.

    iktidar ve siyaset yalakası olmanın yaftasını boyununda taşımak için film yapanlara inat günlük yaşamın, sıradanlığın ve sokakta her daim karşılaşabileceğiniz insanların filmi olmuş.

    askerlerinin vietnam sendromu ve ırak işgali üzerine film yapmanın bokunu çıkarmış holivut sinemasına övgüler düzerken, yaklaşık otuz yıldır güneydoğuda insanlıktan çıkmak pahasına görev yapanları unutmayı görev edinmişlere inat psikopata bağlayan asker eskilerinin de görüldüğü bir film olmuş.

    gene de vaktiniz varsa ve bu vakti vurdulu kırdılı bir holivut filmi için harcayacaksınız, onun yerine bu filmi izleyin, daha kazançlı çıkarsınız.


    (nevtek - 10 Aralık 2009 00:13)

  • comment image

    gazi mahallesi hakkında bi film değil, üstelik böyle bi amacı da zaten (gördüğüm kadarıyla) yok bile.. o yüzden filmi zaten amaçlamadığı bi şeyi başaramamış diye eleştirmek bana pek doğru bi iş gelmiyor.

    hikaye zaten gazi'yi fon alan, eski devrimcilerin hayal kırıklıklarına hafifçe değinen, yeni devrimcilerden neredeyse hiç bahsetmeyen (böyle bi amacı yok ki hikayenin zaten, bi iki sahnede yeni devrimciler gözüküyor ve tek replik de bi ara gazete satan çocuktan geliyor), alevi-sünni kamplaşmasından büyükçe bi porsiyon alan ve güneydoğu sendromu yaşayan eski askerlerden dem vuran bi insan hikayesi.. ha pardon bi de aslında yeni gazi eşrafının "büyüyüp piç olması" eleştirisi var ki gazi'yi eleştiriyor bile denebilir bu filme..

    üstelik bu yenir yutulur olmayan gazi eleştirisi üstüne bi de güneydoğu'dan gelen tek bi batılı psikopat tiplemesi koymak yerine oradan gelen bi de gazi'li koyuyor ve ikisi de kafayı sıyırmış olarak resmediliyor. bu filmin tarafsız olmadığını iddia etmek için ideolojik körlükten muzdarip olmak gerek bence..

    --- spoiler ---

    senaryoya gelirsek bence gayet usta işiydi. yok derdiniz agatha christie romanlarındaki gibi bi katil kim hikayesiyse tamam o yoktu ama katilin kimliğiyle seyirciyi şaşırtma amacından daha büyük bi amaç vardı filmde.. veysel'i öldüren kankasının kimliğinde gazi'nin yeni neslinin eski nesil (her ne kadar artık hayal kırıklığıyla ideallerinden vazgeçmiş olsalar da) devrimciler kadar şerefli olmadıkları gösteriliyordu. yeni nesil devrimciler hala -çocukça da olsa- idealler peşinde mitingler, toplantılar, gazete dağıtmalar (ve hatta ve hatta molotoflu gösteriler) yapsalar da bu yeni oportunist nesil onlara uzaktan bakıyor, yaklaşmamak için bahaneler üretiyor.

    ---
    spoiler ---

    herneyse uzatmayayım, ayrıca diyalogları da gayet beğendiğimi, küfürlerin, argonun tam olması gerektiği gibi kullanıldığını, kürtlerin illa kürt aksanlı türkçe konuşmaları gerektiği önyargısına inat tıpkısının aynısı konuştuklarını da ekleyeyim.

    ama bütün bu meziyetlerine rağmen film boyunca sinir, stres doldum, bitmesi için neredeyse dua eder oldum. iki gün önce iki dil bir bavul'u seyretmiştim, şimdi bu.. bu kadar gerçek hikayeler beni aşırı doldurdu, bana bi amerikan feel good movie lazım şu an..


    (brick top - 10 Ocak 2010 00:31)

  • comment image

    şu bol hormonlu durumum geçene kadar filmler hakkında iyi kötü yorum yapmayacağım dedim kendi kendime ama şunu söylemeden geçemeyeceğim;
    genellemeleri doğru bulmam, yapanı sevmem ama şimdi ben bi kalkışacağım müsadenizle... alevi babaların ennnnn az yüzde 95'i, filmdeki gibi küçük oğulları öldürüldüğünde, büyük oğullarına "öldüremedin mi, kardeşinin kanını temizleyemedin mi?" demezler. valla bak demezler. filmdeki gibi isyan edebilirler, kendileri gidip öldürebilirler, bir sürü başka şey daha yapabilirler ama hiçbiri de çıkıp oğluna böyle bir şey demez. tam tersi diğer çocuk öfkeliyse, dellenmişse "aman oğlum seni de mi kaybedelim, delice bir şey yapma sakın" minvalli vazgeçirmeye, sakinleştirmeye çalışırlar. istisnalar yok mu? verdik işte %5 istisna payı. ama o da çok zor be hacı. valla o kadar bile çıkmaz. hadi insan sevgisi, insan öldürmekten uzak olmak falan onları geçsek bile bir de devletten çekinir o yaştaki babalarımız. "devletin polisi bulur cezalandırır, cezalandıramazsa bile bize düşmez yasaları yok sayıp cinayete kalkışmak."
    neyse sebebi ne olursa olsun demem o ki yapmaz bizim babalar öyle.


    (saryade - 22 Ocak 2010 01:08)

  • comment image

    askere gitmeden önce normal bir tutuşla içilen sigaranın, askerden sonra ateşinin görünmeyecek şekilde avuç içinde saklanarak içilmesi gibi ufak ayrıntılara bile gözümüze sokulmadan dikkat edilmiş, oyunculukların tavan yaptığı, eli yüzü düzgün bir film.


    (cervantes1614 - 2 Şubat 2010 01:28)

  • comment image

    --- spoiler ---

    - müteakip defalar denildiği gibi namaz ve gündüz vakti içilen rakı sahnesi ile en sondaki dövüş sahnesi dışında sırıtan çok da fazla yer yok bence.
    - veysel'in ailesi ile ilgili olarak alevi-kürt olduğu yönünde bir yargı oluşmuş fakat alevi-türk bir aile de olabilir, kürt olmaları ihtimalini akla getiren tek şey veysel'in amcasının oğlunun barda söylediği kürtçe türkü (mircan).
    - bu filmin anlatacak çok şeyi olmasına rağmen pek de dişe dokunur şeyler anlatmadığı yönünde de baskın bir yargı var fakat yine bence, anlatmak istediklerini çok basit ve sade bir dille yeteri kadar anlatmış. tabi bu yargıyı oluşturan başlıca etmen zannediyorum ki mevzuya mekan olan mahallenin gazi olması. lakin çıkarın gazi'yi koyun bağcıları, koyun samandıra'yı sultanbeyli'yi, film ana hatları ile anlamından çok fazla birşey kaybetmez.
    - kambur durur başka semtlerin çocukları, filmdekiler de öyleydi.
    - ismail hacıoğlu'nu da oyunculuğunu da sevmeyen ben, bu filmde bayıldım oyunculuğuna ismail'in.
    - bülent inal sen ne güzel bir insansın arkadaşım. güzel olmaya güzel bir abimizsin lakin o türkünün amına koymasaydın daha iyiydi.
    - bi de dayı olmamıştı lan sanki. he?

    ---
    spoiler ---


    (barbaroj - 15 Haziran 2010 11:41)

  • comment image

    --- spoiler ---
    1-g3 üç kilo değildir.
    2- hiç bir askerin bağcıkları postalın dışına sarkmaz.
    3- tsk 'da erlerin m16'sı olmaz.
    4- bir filmde bir konu işlenir, en azından güzel filmlerde öyle olur.
    5- eşkiya, dam sahneleri çok olduğu için tutulan bir film değildir.
    ---
    spoiler ---


    (fezader - 14 Şubat 2011 01:04)

  • comment image

    amına kodumun filmi tüm yaşam sevincimi sikertip attı. üç doz teletabi izleyip anca geldim kendime. yımışacık oldum. ayrıca vietnam sendromu'nun yanı sıra stockholm sendromu da var dikkat ederseniz filmde.


    (melankomik - 15 Şubat 2011 15:50)

  • comment image

    volga sorgu'yu görmekten artık midemin bulandığını anladığım film olmuştur. yok kader, yok barda, yok kara köpekler havlarken, yok başka semtin çocukları, yok yarrak kürek. yeter be olm başka mahallede esas oğlanın yancısını oynayacak adam yok mu? hep aynı rollerde amına koyim. barda da mahalle abilerinin çırağı ve kader de mahallenin yeni palazlanmaya başlayan delikanlısı gibi übermensch rollerden sonra sevgili volga sorgu özüne dönerek, başrolün kankası rolünde yine döktürmüş.

    --- spoiler ---

    film bazı mesajları, geçmişte yaşanan olayları unutturmayıp "çat" diye suratımıza vururken, çokça da saçmalamış, hatta eşeğin amına itfaiye hortumu dayamıştır. özellikle askerden dönen semih'in amcaoğlu olan sakallı türkücü haydar'ın, bildiğin rambo bıçağıyla kalbine kadar yiyip, ölmediği ancak ne olduysa filmde sikko şekilde yaralanan herkesin ya komaya girdiği, ya da öldüğü bir olay halini aldı. bence birkaç mesaj, birkaç hatırlatma verelim derken orjinal konudan sapılmış. senaryo sıçmış bir bakıma. o dayıları nedir, ne ayaktır zaten onu bir çözemedim. bir bakmışsın müzmin emektar tornacı, bir bakmışsın mafya babası. adamın ruh hali değişiyor sürekli. giyim kuşamı da ona göre değişiyor. siktiriboktan bir gecekondunun önünde bile silahlı 2-3 kişi olabileceğini görebiliyoruz.

    daha çok mantık hatası var aslında. hatta semih filmin sonunda öldü mü? o bile belli değil. dediğim gibi 1-2 mesaj verip, 1-2 hatırlatma yapalım derken olan orjinal senaryoya olmuş. ayrıca "arka mahallede yaşanan sikko dramlar, ben bu çöplükten kurtulacam aga !" tripleri ve o çöplükten kurtulabilmek için illa birinin eline silah alması, filmin esas ve iyi adamlarının hep finalde ölmesi falan filan. abi geçin artık bunları ya. ilk 30 dakika diyordum ki "ulan be niye bu film bu kadar popüler olmadı? neden ilgi gösterilmedi? e süpermiş." falan derken, neden olduğunu anladım. filmin gizli kahramanı bülent inal'dır ama çakal filmi ile sevmeye başladığım ismail hacıoğlu da sağlam oynamıştır. onun dışındaki oyuncular da idare ederdir. zaten oyunculuk olmasa kendini izlettirmez bile ya neyse.

    ---
    spoiler ---


    (hayrullah amazingogullari - 16 Nisan 2011 02:52)

  • comment image

    eyşan özhim'in canlandırdığı canan karakteri çok yapmacık olmuş. bi kere canan ortalama bir kenar mahalle sakinine göre fazla güzel, bakımlı ve şık. ha, kadın kuaför; bakımlı olmak işinde var ama ben o kadar güzel kuaförü hiçbir yerde görmedim.
    konuşması fazla düzgün, giyimi de yaşadığı yere göre biraz -nasıl derler- "iddialı". cıks, oturmamış o rol ona.

    belki de o karakterle anlatılmak istenen "güzel, şık ve kentli kadınların da bir varoş erkeğine deli gibi aşık olup hayatlarını karartacakları"dır, ben anlayamadım o halde.


    (black sabahat - 3 Şubat 2012 22:52)

Yorum Kaynak Link : başka semtin çocukları