• "indiana jones tarzı bir filmin sahnelerini oynarken izlemek gibi bir tadı yaşatan harika atmosferli yapım..."
  • "oyun degil filmdir mubarek. saatlerce oynarsiniz."




Facebook Yorumları
  • comment image

    kesinlikle ve kesinlikle sanat eseri muamelesi yapılması gereken oyun. kısa olması (8 saatde bitirmek mümkün) ve saçma sapan bir milyon tane düşman gelmesi dışında en ufak bir eksiği olmayan oyun. mekanlar, karakterler, olaylar inanılmaz. zamanında indiana jones izlemiş, hastası olmuş herkesin oturup bitirmesi gereken bir oyun.


    (goldenwand - 6 Haziran 2008 15:03)

  • comment image

    indiana jones tarzı bir filmin sahnelerini oynarken izlemek gibi bir tadı yaşatan harika atmosferli yapım...


    (dirk pitt - 24 Temmuz 2008 16:47)

  • comment image

    orjinal olmayan bir hikayeye sahip olmasına, piyasada tarz olarak birçok benzerlerinin olmasına rağmen, benim gibi commodore 64'den beri oyun oynayan birini derinden etkilemeye başarmış süper sürükleyici, muhteşem grafiklere sahip, etkileyici ve eğlenceli bir oyun. kahramanımız drake abi, indy ve lara croft karışımı bir hazine avcısıdır, ispanyolların zamanında kaybettiği altınları aramaktadır. henüz oyunu bitirmediğimden sahtekar mı yoksa iyi adam mı olduğunu anlayamadığım sullivan diye kıdemli bir hazine avcısı ve televizyona belgeseller hazırlayan ama ne hikmetse süper silah kullanan bir kızla (oyundaki süper grafiklere rağmen kızın surat olmamış) beraber adanın birinde altın arıyorsunuz, bir sürü mekan var, drake abi gibi birçok adam hazinenin peşinde... neyse ps3'deki ilk oyunlarımdan biri. en sevdiğim ve paramın karşılığını (ne para ödedik be oyuna...) aldığım yegane oyunlardan. kime hihitap ediyor derseniz, hard core oyuncular için hafif gelebilir ama belirli bir yaşın üstündeki (üniversiteyi bitirmiş, gecenin bir vakti işten eve gelen 30'a yakın veya 30 civarı) commodore 64, amiga 500 kökenli arkadaşlara hitap edebilir. ps3'ün birçok yeteneğini gözler önüne serdiği için almakta fayda var. oyun film gibi, biri oynarkende zevkle izlenebiliyor...


    (kedi kadir - 22 Aralık 2008 21:17)

  • comment image

    --- spoiler ---

    sakin sakin, uslu uslu oynuyoruz oyunumuzu. o müthiş manzaralar, güneşin gözlerimizi kamaştırması, kendi kendimize " hey jack, benjamin ve diğerleri şu karşıdaki adada. sence sawyer'ı onların elinden kurtarmamız gerekmez mi?" diyerekten ufak çapta yaşadığımız orgazmlar oyunun sonlarına doğru biz oyunculara öd+bok olarak geri dönüyor. geriliyorum arkadaş, kapalı ortamlarda yaratıklarla kapışmaktan.

    ---
    spoiler ---


    (8th wonder - 30 Haziran 2009 14:57)

  • comment image

    oyunda analog her iki kolu da kullanıyoruz: biri yön diğeri de sizin bir nevi gözünüz, nişan almak olsun, yol almak olsun kullanmaya alışmamız gerekiyor. zıplama, takla atma, siper alma, etkileşim, nesneleri toplama ve aksiyon, nişan alma, ateş, şarjör gibi işlevlere sahip tuşlarla oyun pekala rahatça bitirilebiliyor.

    --- spoiler ---

    ancak oyun ilk başlarda bir şeyleri arama amacıyla başlasa da daha ilk elden yakın arkadaşımızın düşmanlarımız diğer hazine avcılarınca öldürülmesi sonucu bir anda kill them all moduna geçiyor. hatta şöyle ifade edebilirim ki oyun bir nevi tomb raider; türüne yenilik getirdiği bir durum yok. oyundan indiana jones tarzı hazine avcılığı bekleyen ben karar verdim thief 4'ü beklemeye. çünkü oyun bir süre sonda kendisini tekrarlıyor. nasıl mı? yapay zekası olduğundan da şüphelendiğim düşmanlar bir süre sonra ezberlemişcesine aynı yerden çıkıp saldırmaya, aynı yerde siper almaya, aynı şekilde ateş etmeye ve aynı şekilde ölümü beklemeye başlıyor ki, siz de zaten bir süre sonra ezberlediğiniz için aynı yerden ateş etmeye, aynı şekilde düşünüp siper alıp öldürmeye başlıyorsunuz. bir süre sonra da oyun kendini fena tekrarlıyor: gerek düşmanlar, gerek mekanlar, gerek oyun şekli... kıyıda köşede bulduğumuz hazineler de zevk vermemeye başlıyor. zaten onları arıyorsunuz dağ bayır dolanarak.

    ---
    spoiler ---


    (mahsus mahal - 8 Şubat 2011 23:54)

  • comment image

    herkese tavsiye edebileceğim, özellikle action-adventure sevenlerin kesinlikle oynanması gereken oyunlardan kendisi. "nasılmış bir bakayım şuna" derken elimi verip kolumu bacağımı kaptırarak beni tümüyle atmosferinin içine çekmeyi başarmıştır.

    nathan drake'in ve diğer tüm karakterlerin yapmacık olmamaları, doğal konuşmaları, mimikleri, vurguları ve tonlamaları kesinlikle kişinin oyuna ısınmasında etkili bir faktör. drake'e ilk başta ısınamamıştım ve açıkçası bana yavşak bir tip gibi gelmişti. ama oynadıkça, olaylara verdiği tepkiler, karşılaştığı kişilerle diyalogları, stresli durumlarda korkusunu belli etmemek için yaptığı espriler, çatışmalarda motive olmak için korkmuş bir ses tonuyla kendi kendine telkinlerde bulunması, düşüncelerimi tamamen değiştirdi.

    oyunun grafikleri harika. playstation'da gördüğüm en gerçekçi suyu ve en güzel denizi gördüm diyebilirim. bir de orman... muhteşem bir orman yapılmış gerçekten. oyundan sonra ne zaman televizyonda veya internette gerçek orman görüntüsü görsem bu oyun geldi aklıma. şimdiye dek bir oyunda gördüğüm en güzel ormandı. orman, deniz derken bazı yerlerde manzara seyretmek oyunu 1-2 saat daha fazla sürede bitirmeme sebep olmuştur kesin. özellikle deniz manzarası muhteşem. insan sanki oradaymış gibi hissediyor kendini. drake'in kıyafetlerinin ıslanması ve kuruması da çok güzel yapılmış. yalnız özellikle ormanda geçen bölümlerde sağ analogla etrafa bakarken screen tearing denen olay biraz can sıkabiliyor. akan frame'ler çok kısa bir süreliğine göze batıyor, sanki sistem oyunu kaldırmıyor gibi. internette araştırınca herkeste yaşanan genel bir problem olduğunu gördüm, televizyon veya playstation ile alakalı değil. tamamen oyundan kaynaklanıyor ama oyunun keyfini kaçıracak kadar can sıkıcı değil kesinlikle. zaten çok sık olmuyor. grafik hatası dışında düşmanın vurulmasıyla ilgili de çok az hatalar var. bazı headshot'lar headshot olarak algılanmıyor ve düşman olması gerektiği gibi bir kerede ölmüyor. hatta başından vurulmuş gibi değil de midesinden vurulmuş gibi davranıyor. bir diğeri ise bacaklarından vurduğunuz düşmanın bir süre bacağını tutup acı çektikten birkaç saniye sonra deli danalar gibi koşma yeteneğine sahip olması. rakibi kurşunla yaraladıktan sonra tek yumrukla öldürme madalyasını almaya çalışırken çok sık başıma geldi bu olay. bunların dışında pek sıkıntı görmedim oyunda.

    hazine avcılığı konusunda tomb raider serisi, duvarlara tutunma, tırmanma, oradan oraya zıplama gibi maymunluklar açısından prince of persia serisi oyuna ilham açısından destek olmuş gibi. bence bulmacalar biraz daha düşündürücü olabilirdi veya puzzle konusuna ağırlık vermek istenmiyorsa oyun içindeki ilerleyiş ico'daki gibi insanı düşünmeye zorlayabilirdi. çatışmalarda otomatik nişanlama * sistemi olmaması ilk başta zor gelebilir ama bence gerçekçilik katıyor bu şekilde olması. nişan almadan r1 tuşuyla ateş açarsanız kısmen otomatik nişan alma durumu var ama bunu düşmanın yakınından yapmadığınız sürece şarjörün yarısı isabet etmiyor. bir de siper almışken bakmadan ateş açarsanız tabi yine aynı, kurşunların çoğu boşa gidiyor. düşününce gta 4'teki nişanlama sistemi ne kadar kolaymış diye düşünüyorsunuz. ama gta 4 de diğer türlü çekilmezdi zaten.

    oyun içerisinde çeşitli yerlere dağılmış olan 60 adet küçük hazineyi de bir yandan toplamaya çalışırsanız çeşitli bonus özellikler açılıyor. bu hazineler belirgin bir şekilde görünmüyorlar. sadece bir parlama efekti ile varlıklarından haberdar oluyorsunuz. her topladığınız 5 hazine size bir hazine avcısı madalyası veriyor. hazine avcısı madalyaları oyundaki birçok madalyadan sadece birkaçı. headshot sayınıza göre 100 headshot'a kadar madalyalar var. bunun dışında oyunda hep aynı silahla oynamayın, hep çeşitli silahlarla düşmanı öldürün, buna göre de madalyalar var. tutunarak ateş etme sayısına göre, ölmeden üst üste 50 kişiyi öldürmenize göre, düşmana ateş ettikten sonra tek yumrukla düşmanı öldürme sayınıza göre, nişan almadan ateş ederek öldürdüğünüz düşman sayısına göre birçok madalya mevcut. (madalyaların tam listesi)bu madalyalar size puan veriyor ve bu puanlarla da oyuna ait ödülleri açabiliyorsunuz. bunlar da oyunun aynadan yansımasına göre oynama, oyunu siyah-beyaz, sepia gibi tonlarda oynama, sınırsız kurşun, değişik kostüm seçenekleri, galeride bazı görüntülerin açılması, oyunu yavaş veya hızlandırılmış oynama gibi ekstra özellikleri açmanıza yarıyor. (ödüllerin tam listesi).

    oyun drake eline silah aldıktan sonra birden değişiyor ve sonuna kadar böyle devam ediyor. zibil gibi düşman öldürmekten fenalık gelebiliyor bazen. oyun aslında 3 kısımdan oluşuyor. girişte konuyu ve oyunun konseptini anlamakla, kontrolleri öğrenmekle geçiriyorsunuz. ardından drake silahı aldıktan sonra bol çatışmalı, kolay puzzle'lı asıl oyun başlıyor. sonucun yaşandığı son bölümlerde de şöyle bir ortam var.

    --- spoiler ---

    orman, deniz manzarası, güneş, yaz atmosferi derken oyunun tüm havası bir anda değişiyor kilisedeki yer altı mezarlığına girince. bir süre sonra da hiç beklenmedik şekilde oyuna yaratıklar dahil oluyor. bu yaratıklar kayıp ispanyol kolonisi. el dorado'nun laneti yüzünden zombi-hayvan karışımı bir yaratığa dönüşmüşler. yeraltı mezarlığında drake'in feneriyle etrafı görmeye çalışıyorsunuz. bu atmosfer bana playstation 1'deki alone in the dark the new nightmare'i ve silent hill'i hatırlattı çok şiddetli bir şekilde. nazilerin kurduğu bunker bölümünde ise resident evil 2 - silent hill karışımı bir atmosfere bürünüyor ortam. ama orada da eski video bandını seyretmesi yine alone in the dark the new nightmare'i hatırlattı. oyuna yaratıkların dahil olmasından itibarenki kısmı bana biraz saçma geldi sanki. hikayeyi sanki doğaçlama yazmışlar da sonlandırmak için pek düşünmemişler, akıllarına ilk bu gelmiş gibi. hikayenin sonuca doğru gelişmesi için birkaç alternatif daha düşünmeye zorlasalar sanki daha iyi bir şeyler bulabilirlermiş. "antik hazinenin lanetiyle zombiye dönüşmek" fazla mı klasik olmuş sanki?

    ---
    spoiler ---

    oyunun müzikleri şahane. shadow of colossus ve final fantasy x'ten beri böylesine güzel müzikler dinlememiştim bir oyunda. insanın hislerini harekete geçiren melodilere sahip ve sizi gereken ruh haline sokmayı kesinlikle başarıyor. müzikler greg edmonson tarafından yapılmış.

    oyunun ikincisini oynamak için sabırsızlanıyorum. yabancı oyun sitelerinde aldığı puanlara va açıklamalara bakınca ikinci oyunun, yani uncharted 2 among thieves'in çok daha güzel olduğunu ve playstation 3'ün şimdiki efsane oyunları arasında yazıldığını gördüm. umarım naughty dog bu istikrarını korumaya devam eder.


    (sweet child o mine - 22 Ağustos 2011 22:02)

  • comment image

    --- spoiler ---

    oyunun ortalarına kadar biraz hayal kırıklığı içinde oynadım. maymun gibi oradan oraya atlayı zıplayıp adam öldürmekten başka bir şey yoktu. fakat sonrasında çatışma sahneleri daha keyfili olmaya başladı. yaratıkların ortaya çıkması ise oyunu tamamen farklı bir yere taşıdı. son derece gerilimli ve heyecanlı bir hal aldı. özellikle yaratıkların, düşmanların, kısacası herkesin birbirine saldırdığı bölümler son derece keyifliydi.

    yalnız yaratıklarla dolu ortamda jeneratörü çalıştırma bölümünde oyunu zorlaştırmak için normalde sık sık save eden oyunun uzun süre save yapmaz olması hoşuma gitmedi. baya uğraştırdı ve bence gereği yoktu böyle bir şeyin.

    bir de görsel açıdan da değerlendirmek lazım tabi. görüntüler zaman zaman durup etrafı seyredecek kadar güzeldi.

    ---
    spoiler ---


    (arachnid - 31 Aralık 2011 22:54)

  • comment image

    başına oturunca zamanın nası geçtiğini anlayamadığınız oyunlardan. her playstation sahibinin bi kez oynaması, bitirmesi elzemdir. böyle cangıllı mekanlarda hazine peşinde koştururken etrafınızı o bilindik indiana jones aurası sarıyor. üstüne yandaş sarışın hatun, esprili ana karakter klişelerini (ki başarılı olunca çok severim ben o tatları, bakınız bir firefly gemisi kaptanı, efenim bir spiderman gibi) de başarılı bi şekilde yedirince muhabbetleri izlemek pek keyifli oluyor. hele hele 2 spoilerlık kısım var ki oyun boyunca nefesimi kesen, o sahneleri her oyuncu görmeli yaşamalı dadaşlar.

    --- spoiler ---

    biri, oyunun başlarında yüksek bir şelalenin tepesinde beliren alman u-bot manzarası. o u-bot'un ucuna gidip ordan manzarayı kesmek enfes bi haz. bir diğer sahneyse, sonlara doğru eddy raja ile mezarlık gibi bi yerde üzerinize akın akın gelen zombilerle (sonradan lanete uğrayan ispanyol istilacılar olduklarını öğrendiğimiz) ölümüne kapıştığınız yer. arkadaş 20 küsür yıllık oyuncuyum ben böyle heyecanlı kapışma sahnesi yaşamadım diyebilirim.

    ---
    spoiler ---


    (roscoe - 3 Temmuz 2012 12:37)

  • comment image

    güzel oyun hoş oyun ama bir süreden sonra mantara bağlamakta olan oyun. ne zaman karşınıza barikatlar çıksa diyorsunuz ki aha adamlar gelecek yine. küçük silahla 3 defada, diğer makinelilerle allah ne verdiyse vurup öldürecem. zaten barikat nedir lan. sanırsın adamlar o barikatı her an saldırıya uğrayabiliriz arkadaşlar, düşmanımıza kolaylık olsun da şuraya birkaç barikat koyalım der gibi olmuş. devam oyunlarını da oynayabilmek için şuan için katlanıyorum.


    (alatras - 30 Temmuz 2013 01:44)

Yorum Kaynak Link : uncharted drake's fortune