Çıkış Tarihi     : 18 Ekim 2018 Perşembe, Yapım Yılı : 2018
Türü                : Aksiyon,Cinayet,Drama,Heyecanlı
Ülke                : İngiltere,Almanya,İsveç,Kanada,ABD
Yapımcı          :  Metro-Goldwyn-Mayer (MGM) , New Regency Pictures , New Regency Pictures
Yönetmen       : Fede Alvarez (IMDB)(ekşi)
Senarist          : Steven Knight (IMDB)(ekşi),Fede Alvarez (IMDB)(ekşi),Jay Basu (IMDB)(ekşi),David Lagercrantz (IMDB),Stieg Larsson (IMDB)
Oyuncular      : Sylvia Hoeks (IMDB)(ekşi), Claire Foy (IMDB)(ekşi), Lakeith Lee Stanfield (IMDB)(ekşi), Stephen Merchant (IMDB)(ekşi), Vicky Krieps (IMDB), Cameron Britton (IMDB), Mikael Persbrandt (IMDB)(ekşi), Sverrir Gudnason (IMDB)(ekşi), Volker Bruch (IMDB), Claes Bang (IMDB), Synnøve Macody Lund (IMDB), Christopher Convery (IMDB), Andreja Pejic (IMDB), Beau Gadsdon (IMDB), Carlotta von Falkenhayn (IMDB), Alexander Yassin (IMDB), Sonja Chan (IMDB), Felix Quinton (IMDB), Johan Eriksson (IMDB), Martin Müller (IMDB)

The Girl in the Spider's Web (~ Örümcek Agindaki Kiz) ' Filminin Konusu :
2011 yapımı Ejderha Dövmeli Kız'ın devam filmi olan Örümcek Ağındaki Kız, merkezine Lisbeth Salander'i alarak geniş çaplı bir gizemin ortaya çıkmasını konu ediniyor. Birbirlerine zıt, ancak doğruları ortaya çıkarmak konusunda ısrarcı karakterlere sahip olan bilgisayar korsanı Lisbeth Salander (Claire Foy) ve gazeteci Mikael Blomkvist (Sverrir Gudnason), kendilerini casuslar, siber suçlular ve yozlaşmış hükümet yetkililerinin oluşturduğu dev bir örümcek ağının ortasında bulurlar. Bu örümcek ağı, onları debelendikçe daha da fazla kuşatacaktır. Film, İsveçli yazar Stieg Larsson'ın Millennium serisinden uyarlandı.


  • "millennium üçlemesinin devam kitabı. 27 ağustos'ta yayınlanacak."
  • "resmi fragmanı düşen film.fragmanposteredit: international teaser traileredit2: türkçe altyazlı"
  • "2. fragmanı düşen film.fragmaninternational trailertürkçe altyazılı fragmanposter"




Facebook Yorumları
  • comment image

    büyük bir heyecanla çevirisini beklediğmiz, yeni lisbeth salander romanı.

    genelde bu gibi beklentiler hayal kırıklığı ile sonuçlanır benim tarafta. ilk üç romanın verdiği tat, geçirdiğimiz güzel saatler, elimizden defalarca bırakayışımız akıllara gelirken; beklentilerin yüksek olduğu, negatif perspektiften bakıldığında ilk üç kitabın muazzam başarısının ardından zorlama gelebilecek hissiyatı, yazarının çoktan bu taraflardan göçmüş olması gibi etkenler de var. bilemiyorum altan, umarım çekincelerim saçmalıktan ibarettir de yeniden saatlerce nefes kesen güzel bir roman alabiliriz elimize.

    ilk üç kitabın hayranları arasında saçma bir tartışma dönmekte sosyal ortamlarda. en önemli çekince tabi ki stieg larsson'un ölmesi. "adamcağızın mirası üzerinden yürünüyor" gibi tartışmalar mevcut. fakat biz mal mıyız? hayır. en büyük temennimiz en kısa zamanda romanın bir kopyasını ellerimize almak ve senelerdir beklenen yeni kitabın tadını çıkarmak.

    bayılıyorum sana lisbeth


    (menican - 2 Eylül 2015 15:23)

  • comment image

    üç kitabının devam kitabını yazma hakkı yaşamanı kaybeden stieg larsson'dan nasıl alınmış merak ettim.

    büyük bir sürpriz olmazsa keşke hiç çıkmasaydı diyeceğimiz bir kitap olacak.

    tadında bırakmak önemli.

    not: kitap çoktan çıktı da türkçe'ye çevrilmedi.


    (cralei - 24 Ekim 2015 21:43)

  • comment image

    serinin ilk iki kitabının yanında sönük kalmış kanımca. benim bildiğim bir kurgu oluşturulurken ana karakter zor bir durumla karşı karşıya bırakılır, ona karşı mücadelesi okuyucuyu kendine çeker. bunda lisbeth o kadar rahat ki... olmamış. yine seviye iyi ama ilk iki kitaba göre olmamış olmamış.

    hoşuma giden bir kesit:
    ''kendi alanında dahi olabilmek için her türlü bedeli ödemeye hazır olmuştu hep; belki isyanının bir nedeni de buydu. bir davette sıradan bir diyaloğu sürdürebilecek ortalama biri olmaktansa, bu tür bir handikapı tercih ederdi.''


    (norafzel - 23 Ocak 2016 06:42)

  • comment image

    güzelim serinin saygıdeğer adını heder eden bir film olmuş. nerede ilk üç filmin (referansım isveç yapımı olanlar elbet) zekice kurgulanmış, incelikle örülen hikayesi, nerede zeka taklidi yaparken rezil olan bu son senaryo. filmde tek bir sahne bile inandırıcı değil, ya en olmayacak planlar işliyor ya da en iyi kurulmuş planlar en amatörce hatalarla berbat oluyor.

    senaryonun polisiye-macera kısmının zayıflığını ve anlatılan baba ve iki kız kardeş hikayesinin serinin ilk film ve kitaplarıyla uyumsuzluğunu bir kenara koyabilirseniz gene de seyretmeye değer birkaç nokta var filmde. ilk filmlerdeki karanlık ve dingin isveç havası bu filmde de başarıyla tekrar edilmiş. mikael blomkvist karakteri iyice geriye çekilerek lisbeth slander tam anlamıyla başrolü üstlenmiş. hatta "dame in distress"ini kurtaran şövalye klişesi tam tersine çevrilmiş, bu filmde erkek kriminal dünyaya karşı tamamen savunmasız, kadın ise onu kurtarıp kollayan rolünde.

    bir diğer nokta da cinsellik. slander önceki filmlerdeki gibi biseksüel. bu filmde daha da ileri gidilmiş; cinsel normların dışına çıkmayan kadın karakter yok, biri biseksüel, biri ensest ilişki yaşamış, birinin eşcinselliği ima ediliyor ve en sonuncusu da kocasını blomkvist ile aldatıyor. fakat ensest ilişki hariç cinselliğin anlatılan hikayeyle hemen hemen hiç bir bağlantısı yok. bir yerden sonra sanki bakın isveç'te kimse böyle şeyleri kafaya takmıyor demek için anlatıma katılmış diye düşünmek makul oluyor.


    (casusbubelli - 13 Kasım 2018 08:48)

Yorum Kaynak Link : the girl in the spider's web