sinemada izlemişim, ilk entryin ben olayım demem mi? (cevap vermiyorum. fransız filmi ekolü)

heri potır serisinin bu ikinci kitabına denk gelen filmde heri potır lüzumsuzca boy atmış, ortaokula geçerek yerini doğru mehmete bırakacakmış izlenimi veren bir doğru ahmet portresi çizdi dersek, sanırım yanlış bir şey söylemiş olmayız. (doğru bir şey de söylemiş olmayız) heri bu lüzumsuz serpilmesine, duyduğumuza göre 3. filmde de devam ederek kamışa su yürümüş heri intibağı yaratacak, bebek kafalı heri beklentilerine gerekli yanıtı veremeyecek görünüyor. prodüktör olsam taşşaklarını burarak büyümesine engel olacağım bu şahıs, hormonlarının boyunduruğunda milyonlarca doları oynatıyorken, benim aynı yaşlarda annemin sakladığı amiga modülatörünü aradığım düşünülürse bu yersiz hiddetim anlaşılacaktır.

filmin konusu özetle şu: heri hokkabaz bir insandır. kadir gecesi doğmuştur, efsunludur. bu sebepten gece evine 3d renderdan çıkmış hohiniler girer. bu sırada sinema salonunda yer işgal eden zenciler zar zar konuşurlar, bi bok anlaşılmaz. herinin asabı bozulur, okulunu özler. heri okulunu özleyecek kadar gerzek bir çocuk olduğundan bu noktada gözümden düşmüş, efsunlu olduğu halde 3 tane ibişin hükümdarlığına girecek kadar sümsük bir insan olarak kahraman olma yetisini kaybetmiştir. sinema salnonundaki zenciler konuşmaya, çocukları zart zurt heri pıtıııııııııır diye bağırmaya devam etmektedir. sinirler gerilir.

prodüktörler aynı fikirde değildir, heri arabaya bindirilir, okuluna götürülür. okuluna geri dönen heri barbi bebe almış kız çocuğu gibi sevinir. bu sırada yanımızda oturan zenci çocuk bir mısır pörtleğiyle ulaşılabilecek en yüksek desibele ulaşır. heri potır mısır pörtleğine ters ters bakar. zenci çocuk heriii potııır diye bağırı. o arada canavarlar felan var.

heri potır türlü dertleri aşar, zenci çocuğun bağğırmalarını aşamaz, izleyiciye laf yetiştiremez. filmin sonuna doğru zenci çocuk ekranı kaplar. görkemli finalde çocuk abideleşmiştir.

netice itibarıyle çocuğun şovu epey iyidir, mısır pörtleğinden 150 db ses üretebilmektedir, sıralar arasında 40 km hızla koşup, bilimum içecek devirebilmektedir.

heri de fena sayılmaz.

(otisabi - 16 Kasım 2002 10:19)

kafamda gilderoy lockhart ve unutmabeni mavisi cuppesiyle yer etmis harry potter kitabi.

(billyboyd - 17 Şubat 2010 22:00)

kitap nasil da heba edilir diye merakimdan ilk seansina bilet aldigim, muhtemelen ilki gibi hayal kirikligi ile sinemadan cikacagim yapim.

(farmi - 26 Kasım 2002 00:25)

bugun itibariyle gosterime girmis, harry^*nin cataldili konusmasina olunen muhtesem film. kitabi kadar olamamis tabi ama.

ayrica eklemek isterim ki bahsedilen zenci cocuk ise kitapta bile geçmektedir, ismi de lee jordan dir, quidditch maclarinin beni yerlere yatiran spikerligini dahi o yapmaktadir, yuhunuz yanidir.

(poff - 29 Kasım 2002 21:42)

ilk filmin güzelliklerini ve handikaplarını hemen hemen aynı biçimde yinelemiştir film uyarlaması bu daha başarılı ikinci kitabın da.
eksik kalmış bir sürü sahne ve karakter vardır, nerededir percy weasleynin inek öğrenciliği, nerededir fred ve george un şakaları, nerededir lee jordanın spikerliği...
ginny weasley de kitaba göre geride kalmıştır.
hagrid in okula dönüşü bay keating^* tadında olmuş, alkışlar baymıştır.
ama çok hoş bir ayrıntı, hermione harry ile sarmaş dolaş kanka moduna girer son sahnede ron dan çekinir nedense...
bu durum da bize ron un dördüncü kitaptaki kıskançlık krizlerini hatırlatır ister istemez.
alan rickman ve jason isaacs ise kötü adamlar olarak ortalığı dağıtmışlardır, kendilerini tebrik ederiz.
(peeves yine yok ortada ayıp oluyor artık.)

(flut - 29 Kasım 2002 23:08)

beklentilerimi karşılayamamış ilk filmden sonra çölde bulunmuş vaha gibi gelen film... "slytherin varisi acaba kim çıkacak" olayı romandaki kadar iyi saklanamamış gibi hissetsem de olay açığa çıktığında salonda bir "aaaa" nidası duydum, demek ki yine de fena olmamış... ayrıca quidditch maçı yine bir şaheser olmuş, bludger sanki beni kovalıyomuş, benim kafamı ıskalıyomuş gibi hissettim hayran oldum... ormandaki örümcek aksiyonu ve sondaki ne odluğu buradan söylenmemesi gereken yaratıkla yapılan aksiyon da heyecan vericiydi takdir ettim...

sonuç olarak daha güzel olabilirmiş dediğim noktaları ilk filmden çok daha az olan bir film ki düşündükçe tekrar izleme isteği oluşturuyo... zaten emekte dün gece izlediğim 18.30 seansı sonunda hagrid'in alkışlanma sahnesinde gaza gelip pek çok kişi de alkışladı, ben de ellerimi zor zaptettim kendi kendime "sinema burası sinema dur delirme" diye hatırlatmalarda bulundum...

bu arada 10 dakika arada arkamdaki hatun arkadaşlarına yaratığın ne olduğunu, olayını falan her haltını bağıra bağıra anlattı, üstüne slytherinin varisini de söyleyecek diye bekledim neyse ki o kadar abartmadı ama kitabı okumamış olsaydım kafasına bişey atabilirdim... tavsiye olsun, sinema içerisinde çevredeki insanlar da düşünülsün, kimse yaralanmasın...

(madcan - 30 Kasım 2002 15:16)

uzun zaman sonra tekrar izledik filmleri. birinci filmdeki çoğu sahneyi, repliği unutmamışız ama ikinci filmi resmen unutmuşuz. colin creevy'yi bile görünce şaşırdık lan, "enee, colin." dedik. sonra yılın 2010 olduğunu farkedip "acaba colin şimdi nasıl olmuştur?" diye merak ettik.

colin 1. sınıf: http://film.guardian.co.uk/…45,-11104530452,00.html

colin ergen: http://www.allstarpics.net/…/hugh-mitchell-pic.html ^*

colin daha efendi: http://www.allstarpics.net/…/hugh-mitchell-pic.html

o değil de 2. film zamanında daniel birden boy atınca insanlar "ana, 3. filme boylu poslu adam olur ki bu. heri meri olamaz." diye paniklemişlerdi. neyse ki daniel'ın genleri buna izin vermedi. teşekkürler daniel'ın genleri.

(irlyy - 5 Ağustos 2010 02:06)

büyük beklentilerle beklediğim bir filmdi harry potter... (bkz: beklentiyle beklemek) (bkz: giriş cümlesinden tarafini belli etmek) zira kitabi okuduktan sonra ortalikta "come! let me rip you! heaarrgghhh! let me tear you! hraagghh!" diye gezmiş, zavalli kediyi tirstiraraktan köşelerden ziplatmiştim... kisaca, filme giderken şöyle güzel bir "rip! tear!" sesinme fit olacaktim... neden bilemiyorum, harry potter filmlerinde pek aradiğimi bulamiyorum... ilginç, filmdeki detaylarin süper başarili olduğunu düşünüyorum, mesela lucius malfoy'un günlüğü kizin çantasina koymasi, hatta direk lucius malfoy'un kendi... lucius ne kadar başarili ise, yavrusu draco da godfather triplerinde bir o kadar siritiyor. zaten filmde genel olarak herkes bir "oynuyor", yani demek istediğim, hareketler çok abartili, kafalar oraya buraya sallaniyor, "oh harry aman tanrim, girmemizin mutlaka yasak olduğu ormana girdik ve şimdi karşimizda insan yiyen örümcekler vaaar!" gibisinden abuk çiğliklar atiliyor... zaten harry de ilk seneki pisirik halini üzerinden atmiş, "harry potter bu hogwarts'in ölmez savunusudur" triplerine girmiş, normal bir gencin, ya da büyü ile tanişali bir sene olmuş bir gencin koşarak dumbledore'un eteklerine siğinacaği durumlarda işin kilicini çekerekten canavarlar üzerine atlar olmuş... herşey gibi o da abarti olmuş... bilmiyorum, belki de ben kitaplari okurken, 2-3 sene önce, daha küçüktüm, daha saftim, ama o zamanlar harry sanki maceradan kaçarmiş, bulaşmamak için daha çok çaba gösterirmiş gibi görünürdü... bu filmdeki halinin kartel şarkilarindan çikma, "heri potıııır, geldi burayaaaa, hogwarts'i savunmayaaaaa, voldemortun kıçına, tekmeyi basmayaaaaa" diye gezinmediği kalmiş bir... itici geldi kisaca bana, tamam bu velet hep kara murat jr. gibiydi, ama bir zorakilik vardi üzerinde, bu kadar rambo gibi gelmezdi... kisaca harry potter'in dönüştüğü şeyden umutlu değilim, böyle giderse okul bittikten sonra matrix'te neo'nun gezdiği gibi gezecek bence...

(portakal - 18 Aralık 2002 00:38)

ayrica bu filmde yilanli kapinin bir açilişi vardir ki, süper yapilmiştir, yilanlar kapinin etrafindan merkeze dogru çekilirken dairesel olan kapinin etrafindan da bir yilan sürünerekten ilerler, kapi açilir, hayranlikla izlenesidir... ayni şekilde şölen salonuna kar yağişi da öyledir... moanin mrtyle da süper yapilmiş bir karakterdir (tanidiğim bir zeynebe çok benzemektedir, buradan st. ilgen'e selamlarimi yollarim), bazi kisa anlari ve sahneleri ile hayranlik uyandiran bir film...

(portakal - 18 Aralık 2002 00:43)

doğruya doğruysa, tıpkı birinci film gibi zevkli izlediğim, beklentilerimi boşa çıkarmayan bir film oldu. harry'de de sesinin hafif kartlaşması haricinde emin olunuz ki fazla bir değişiklik yok. yani henüz bıyıklar bile terlememiş, boy bile atmamış doğru dürüst. filmde en etkilendiğim sahneler, ron'un anasının bağırdığı sahneler oldu ki; vaktiyle beni dövmediği için hala yakınan belkıs hanım ı^* tutup filme götürme ve sapkın çocuk eğitiminin ille de terlikle olması gerekmediğini, şu yaşımda bile balkondan çocuğuna bağrınan analar bana bağırıyormuş gibi gelmesi vesaire bir yana film izlerken bile çocuğuna bağıran bir ana gördüğümde hala yüreğimin hop hop hoplayabildiğini göstermek istedim. ron filmde yaramazlık üstüne yaramazlık yaptıkça "ahan da geliyor baykuşun ağzında mektup" diye ödüm bokuna karıştı, onlar karıştırdıkça ortalığı ben suçlu hissettim. hala yaramazlık yapabiliyor olmam arsız olduğumu göstermez, o başka.

(zazie - 24 Aralık 2002 00:25)

voldemort'u ve hortkuluk terimini iyi anlayabilmek için okunması/izlenmesi gereken yapıt. özellikle son filmde/kitapta anahtar değeri taşır.

(outra - 8 Kasım 2011 10:19)

an itibarıyla star tv'de harry porter ve sırlar odası adıyla gösterilmekte olan filmdir. harry potter ve felsefe taşı reklamının üstüne frodo resmini basan star, yaratıcılıkta sınır tanımamaya devam ediyor. bu kafayla acun'u transfer etmeleri isabet mi olmuş ne. şükür hayri pıtır ve sırlar odası yazmamışlar ^*

edit : nihayet düzeltebildiler. yaklaşık 40 dakikalarını aldı ama sonunda doğrusunu buldular ^*

(snidget - 4 Ağustos 2012 20:03)

an itibariyle trt 1'de dünyanın en kötü dublajı ile yayınlanmakta olan filmdir.

(yumurtaninfircalanmayantarafi - 3 Kasım 2012 20:00)

şuanda trt 1'den izleyebileceğiniz film. ancak dublajı berbat, başka bi film izliyor gibiyim. (8-9 ay önce de aynı kanalla ilgili aynı yorumların yapılmış olması ilginç.)

(nickim yok beni de alin - 13 Ağustos 2013 21:32)

trt 1'de berbat bir dublaj ile yayınlanan film. dublaj okadar boktanki sesi kapatıp kendim seslendirmeyi düşünüyorum.

(worldischange - 13 Ağustos 2013 22:29)

trt'de evlere şenlik bir dublaj ile arzı endam etmekte olan fimdir. öğrendiğimiz kadarıyla da seçmen şapka harry potter'ı grinfırd'a yerleştirmiştir. ne içtiyseniz bir fırd da bana verin bari.

(221b - 13 Ağustos 2013 22:52)

on numara düblajla yayınlanan filmdir grifınd diye bir bina varmış kitapta hiç geçmiyordu öğrenmiş olduk

(malbeyani - 13 Ağustos 2013 23:06)

piyasada berbat çevirili^* bi kopyası dolaşan film. hayır o kadar berbat ki, "professor bilmemkim" şeklindeki hitapları hocam diye çevirmişler. sahnenin birinde bi an altta snape'in ağzından

- hoca camide, potter!

yazacak sandım.

(twodimensionprism - 9 Ağustos 2005 00:00)

özellikle harry potter and the goblet of fire'dan sonra izlenince, kitaba ne kadar sadık kalınmış olduğu anlaşılan film. hiçbir şey havada kalmıyor. yalnız dublaj sebebiyle herkes hermione'ye "harmoni" diyor orası bayağı komik olmuş.

(topuklu - 27 Kasım 2005 22:26)

tom marvolo riddle'i canlandiran christian coulson adli genc oyuncunun genc kizlarimiza^* bol bol sevap kazandirdigi film. sac modeli de ona ayri bir hava vermektedir.

(rise of the equilibrium - 24 Aralık 2005 23:54)